Başbakan " Mustafa Kemal bölücü mü?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cemaatle iktidar arasında tartışma konusu olan dershanelerin kapatılması konusunda, “Biz belli bir grubun değil, tüm milletin iktidarıyız. Kendilerinin de anlayışla karşılamaları, kara kampanyaları bitirmeleri lazım, bizden
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cemaatle iktidar arasında tartışma konusu olan dershanelerin kapatılması konusunda, “Biz belli bir grubun değil, tüm milletin iktidarıyız. Kendilerinin de anlayışla karşılamaları, kara kampanyaları bitirmeleri lazım, bizden bir geri adım beklememeleri lazım, geri adım söz konusu olamaz” dedi.
Erdoğan, katıldığı programda soruları şöyle yanıtladı:
POLEMİĞE GİRMEM: Bugüne kadar konuşmadım çünkü böyle bir polemiğin içerisine girmek istemedim. Bu polemiği de doğrusu çok çirkin buldum. 1980’lerden gelen bir konu bu. Hüseyin (Çelik) Bey’e bakanlığı döneminde bu dershaneler konusunda bir dönüşüm projesi istediğimi söyledim. Milli Eğitim bakanı arkadaşlarımızın hepsinden de bunu istedim. Son dönemde artık bu işi bitirmemiz, eğitimde bunu başarmamız gerekiyor dedik.
ÇİRKİN BAŞLIK: Arkadaşlarımız belli bir çalışmayı yaptılar. Bu taslak bize sunulmadan atılan gazete başlıkları çok çok çirkindi. ‘Gece baskını’ başlığı (Zaman gazetesinin manşetini kastederek) yenilir yutulur bir başlık değildi. Kim nereye gece baskını yapmış, Meclis’e gelmiş mi gelmemiş. Hem baskın diyeceksin hem taslak diyeceksin. Bu işi seslendiren arkadaşların birçoğu ile bu işi görüştüm, bunları anlattım, bu işi çözeceğiz dedim.
TİŞÖRT GİYDİRİYORSUN: Gelin samimi olalım. Biz sizden hizmet alalım. Dershaneleri okula dönüştürelim. Sınıflarda boşluk mu var. Kalite limitimiz 30. 15 öğrenci varsa, biz 15 öğrenci verelim. Veremiyorsak, yıllık maliyeti nedir 2 bin, 2 bin 500 lira, o ücreti verelim. Siz burada devam edin. Merdivenaltı dershaneciliğini bitireceğiz, apartmanlarda falan bitecek. Fazla öğretmenleriniz varsa bize devredin sadece mülakatla istihdam edelim. Bunu da istemiyorsanız, ne istiyorsunuz bunu da söyleyin. Neden okula yanaşılmıyor da illa dershane deniliyor. Onlar bize bunu anlatamıyor, biz de anlamakta zorlanıyoruz.
DARBE HÜKÜMETİ DEĞİLİZ: İsteniyorsa okulları devlete veririz deniliyor. Kusura bakmasınlar da biz darbe hükümeti değiliz. Darbe hükümeti istediğinde veririz diyebilirsiniz. Biz samimi olarak ortaya koyuyoruz. Bu hizmeti vermek istiyorsanız kurun okulları, hizmet alalım. Böyle bir kavganın içerisine girmeye gerek yok.
SİZİN VAKIFLARA VERDİK: Doğu’da Sodes faaliyetimiz var. 34 ilde var. Ücretsiz faaliyet yapıyoruz. Çoğu da bize yönelik kampanyayı yürüten arkadaşlarımızın vakıflarına derneklerine verilmiştir. Maaşlarını öğretmenler devletten almaktadır.
KARA KAMPANYA: Böyle bir kara kampanyanın, gece baskını diye çirkin başlıkların olması bizi ciddi manada üzmüştür. Yalan yanlış haberler de bizi üzüyor. Etüt salonları, okuma salonları kapatılıyor. Böyle bir şey yok. Tasarı bile yok. Taslakla ilgili son Bakanlar Kurulu’nda brifing verildi. Bir şey çok önemli, nereden servis yapıldı, nasıl yapıldı. Bugüne kadar birçok taslak hazırlanmış, öncesini bilenler yine böyle olacak diyorlar,. 500 bin lira ceza, böyle bir ceza yok. Gecekondu mantığını değiştirmek istiyoruz. Zihniyet değişimi bu. İstiyoruz ki çocuklarımız yarış atı olmasın, çocukluklarını yaşasınlar, biz yaşadık ama onlar mahrumlar.
15 GÜN SONRA: Biz adımımızı attık. Pazartesi günkü sunumda tespit ettiğimiz eksikler var. Dedik ki dışarıdan destek alın, stk’larla görüşün, bundan sonraki bakanlar kuruluna, 15 gün sonraki, daha hazır getirin sonra da Meclis’e sunalım.
İNSAF EDİN BE: (Kuran kursları da kapatılacak mı?) Bakın buradaki tuzak zaten bu. Ne yazık ki bu oyunu oynayanlar, kara propagandayı yapanlar bunu yapıyorlar. Kuran kursları ne kadar mukaddesse dershaneler o kadar mukaddestir mantığı çok ters, çok çirkin. Kuran kursuna giden hafızlık için gidiyor. Üniversite sınavında dershaneye göre sorulacaksa bu okullar o zaman niye var? Bu okullar varsa bu dershaneler niye var? VİP dershane olarak anılan dershaneler bile var.
GERİ DÖNMEYİZ: Bu dernekler okul istemiyorlarsa açık lise dedik. Anlattıklarım nihai model. Farklı şeyleri varsa, sunsunlar. Geri dönmemiz asla söz konusu değil.
TOKADI UNUTTULAR MI: Cemaat mensubu kardeşlerim verdiğimiz mücadele karşılığında yediğimiz tokadı, darbeyi unutuyorlar mı? Neden karşımıza alalım, mücadeleye girelim? Sorumluluk taşıyoruz. Bütün bir eğitimi cemaatin kurumlarına teslim etmek gibi bir durum içinde olamayız. O zaman asıl derler ki belli derneklere, vakıflara eğitimi teslim ediyorsunuz?
MİLLETİN İKTİDARIYIZ: Biz belli bir grubun değil, tüm milletin iktidarıyız. Kendilerinin de anlayışla karşılamaları, kara kampanyaları bitirmeleri lazım, bir geri adım beklememeleri lazım, geri adım söz konusu olamaz.
KUCAKLIYORUZ: (Fethullah Gülen’in Türkiye’ye dönme davetini reddetmesi nedeniyle mi bunlar oldu?) Onunla hiçbir ilişkisi yok. Birçok konuda arkadaşlarla görüşmeler yaptık. İçimizde arkadaşlarımız var. Biz bir kucaklama hareketini yapıyoruz niçin o kardeşlerimizle de kucaklama faaliyetinde olmayalım. Ayrılığa değil birleşmeye ihtiyaç var.
OSLO TEPKİSİ: (PKK’ya söz verildi, çocuklar PKK’ya gidecek iddiaları için) “Oslo’nun sözü yerine getirildi” diye twitlerde geçiyor. Oslo’da sen MİT müsteşarının yanımda mıydın, hangi söz verildiğini biliyorsun.
SES YÜKSEK ÇIKIYOR: Niyetimiz kimseyi kırıp dökmek değil,. Bu sektördeki payınız yüzde 25. Öyle çok çok büyük değil. Ama ses büyük, çok farklı çıkıyor. Yakışık almayan ifadelerle, bütün bunlara rağmen bir başbakan olarak söyleyeceklerimi söylüyorum. Bu programdan sonra fazla konuşmam. İşin icrasına geçerim, arkadaşlarım konuşur.
GÖNÜL DİLİ DEĞİL: (Oy tabanınız kavga ediyor sorusu üzerine) Ben böyle bakmıyorum. Bizim niyet hayır, akıbet hayır. Niyetimiz hayırlı asla böyle bir kavganın içinde olmadık, asla da olmayız. Şu andaki dil gönül dili değil ama biz gönül dili ile konuşuyoruz. Bekleriz ki karşı taraf diyeceğim mecburen, başka türlü konuşamam, onlar da gönül dili ile konuşmalı. Dershanelerin de tamamını temsil etmiyorlar. Ellerindeki enstrümanlarla ses çıkartıyorlar. O sese aynı şekilde karşılık verme noktasında olamayız. Biz hep sabırla davrandık, birçok şeyi de aştık.
‘CEMAATE KARŞI DEĞİL’
"Bu mesele bizim için bir memleket meselesidir, bir eğitim meselesidir. Partimizin ve hükümetimizin programlarında yer alan bir meseledir. Yeni açıklanmış şeyler değil bu. Cemaat deniliyor, cemaatle, hizmetle karşı karşıya gelmek gibi bir şey de çok çirkindir. Biz cemaat mensubu kardeşlerimizin ellerindeki medya organlarıyla bize saldırmalarını, hatta gerçeğe aykırı şekilde saldırmalarını yadırgıyoruz. Bu niye bir cemaate yönelik olsun. Cemaat mensubu olan kardeşlerim lütfen burayı tekrar hatırlasınlar biz ne dedik öğrencileri özel okullarda okutalım, parayı devlet versin. Danıştay ne yaptı, bunu reddetti. O zaman Ak Parti iktidarı cemaate kaynak sağlamak için bu yasayı düzenledi dediler. Cemaat mensubu kardeşlerim bu olayda yediğimiz darbeyi, tokadı unutuyorlar mı? Biz şimdi niçin cemaati karşımıza alalım. Siz niye eğitimi belli vakıflara, derneklere teslim ediyorsunuz diye bize hesap sorarlar. Çünkü biz belli bir grubun değil tüm milletin iktidarıyız. Kendilerinin de bizi anlayışla beklemeleri lazım, sürdürdükleri kara kampanyaları bitirmeleri lazım ve bizden bir geri dönüş bekliyorlarsa bunun olmayacağını bilmeleri lazım."
GÜLEN’E ‘FİTNE’ MESAJI
Biz siyasi partiyiz, kendimize düşman ilan etmek gibi yanlışın içine girmeyiz. Beraber yürüdüğümüz, birçok sorunu hallettiğimiz kardeşlerimizle ayrılığın içine düşmeyiz. Fitne odakları var, bunlara fırsat vermemek lazım. Kimler fırsat verdiyse Oslo olayı, müsteşarımın olayı. Bunun bedelini fitne içinde olanlar öderler ama bu dünyada ama ebedi alemde. Bize düşen kucaklamaktır. Sorumluluk makamında olanların fitne nifak çıkartmak isteyenlere fırsat vermemesi lazım. Çünkü biz birbirimize çok lazımız. Onu onların bulması lazım.
‘Perwer’e vatandaşlık teklif ettim’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 38 yıl aradan sonra Türkiye’ye gelen sanatçı Şivan Perwer’e vatandaşlık teklif ettiğini, Perwer’in yanıtını beklediğini bildirdi. Erdoğan’nın programda değindiği diğer konular ise şöyle:
38 YIL SONRA: Diyarbakır’daki buluşma çözüm sürecini güçlendiren bir adım oldu. Barzani’nin, Perwer’in, Tatlıses’in katılmış olması farklı bir güç kattı. Barzani’nin konuşması, milat olması bakımından önemliydi. Perwer’in 38 yıldan sonra kendi ülkesine gelmiş olması... . Kendisine ‘vatandaşlık konusunda böyle bir talebiniz varsa çözmeye hazırız’ dedim.
GAZİ’Yİ NEREYE KOYACAKLAR: Kürdistan ifadesinden birilerinin rahatsız olması manidar. Tarihimizi bilmiyorlar. TBMM Reisi Mustafa Kemal olarak tüm Bakanlar Kurulu’nun imzasının olduğu bir kararname var. Bu kararname ‘Kürdistan kısmının kati suretle Faysal’a biat etmemesinden dolayı’ gibi devam ediyor. Gazi Mustafa Kemal bölücü mü? Bana bölücü diyenler Gazi’yi nereye koyacaklar.
ŞIK OLMAMIŞTIR: (Türkiye Kürdistanı ifadesine ilişkin) Mümkün değil. Diyarbakır Belediye Başkanı’nın bu tür bir ifadeyi kullanması şık değil, tahrikten başka bir işe yaramaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin ismi bellidir, spekülasyona gitmenin anlamı yok. Bu toplum içinde yeni rahatsızlıklara neden olur.
ONUN İLGİ ALANI DEĞİL: (Barzani’nin Öcalan’a ilişkin af sözlerinin anımsatılması üzerine) Barzani böyle bir ifade kullanmışsa yanlış yaptı. Aramızda geçmedi. Bu, onun da ilgi alanında değil, benim de ilgi alanımda değil. Yargı hükmünü vermiştir.
22 BÜYÜKŞEHİR BELLİ: Büyükşehir belediyelerinden 22’sini belirlemiş vaziyetteyiz. İl belediyelerinden de 11’ini belirledik. Temayül, vekiller, bakan arkadaşların kanaatlerini alarak belirledik. Tatmin olmazsak bir araştırma daha yaptırıyoruz. Sanıyorum önümüzdeki haftadan itibaren peyderpey açıklamaya başlarız.