Başbakan'a darbe soruları
TBMM Darbe Komisyonu'nun AK Partili üyeleri de Başbakan Tayyip Erdoğan'a yöneltilmek üzere soru hazırladı. AK Partililerin soruları arasında, Pınarhisar Cezaevi günlerinin yanısıra; Başbakanlık günlerine ilişkin de sorular da yer aldı. Manisa Milletvekili
TBMM Darbe Komisyonu'nun AK Partili üyeleri de Başbakan Tayyip Erdoğan'a yöneltilmek üzere soru hazırladı. AK Partililerin soruları arasında, Pınarhisar Cezaevi günlerinin yanısıra; Başbakanlık günlerine ilişkin de sorular da yer aldı. Manisa Milletvekili Sayın Selçuk Özdağ'ın bazı soruları şöyle:
- Belediye Başkanı seçildiğiniz zaman özellikle dönemin 1. Ordu Komutanı Mehmet Hikmet Bayar veya diğer askeri zevat size hayırlı olsun ziyaretinde bulundular mı? Yaklaşımları nasıldı?
- 1. Ordu komutanlığı yapan Mehmet Hikmet Bayar, Hikmet Köksal, Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Atilla Ateş tarafından belediye faaliyetleri çerçevesinde doğrudan veya dolaylı olarak mesaj, psikolojik baskı veya tehditler aldınız mı?
- 28 Şubat postmodern darbesi sürecinde yapıldığı kesinleşen fişleme ve takibat uygulamaları kapsamında doğrudan size ve ailenize yönelik -tehdit v.s. dahil- olumsuz durumlarla karşılaştınız mı?
- Cezaevinde bulunduğunuz süre içinde, tutuklu bulunma hali dışında, özellikle askeri bürokratlar tarafından şahsınıza özel olumsuz uygulamalara tabi tutuldunuz mu?
- AK Parti'yi kurduktan ve Başbakan olduktan sonraki süreçte özellikle de Karadayı ve Kıvrıkoğlu'nun Genelkurmay Başkanı olduğu dönemlerde girdiğiniz MGK toplantılarında veya daha farklı ortamlarda Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi üzerinden psikolojik baskı veya telkinlere maruz kaldınız mı?
- Eski milletvekili ve özel kalem müdürünüz Turhan Çömez'in demokrasi dışı ve karşıtı güçlere hizmet eden biri olduğunu ilk kez ne zaman tespit ettiniz ve neler hissettiniz?
- Darbe yapma yanlısı grupların ordu içerisinde halen var olduğunu ve fırsatını buldukları anda bundan geri durmayacaklarını düşünüyor musunuz? Yoksa darbeci geleneğin son bulduğunu mu düşünüyorsunuz?
27 NİSAN SORUSU
Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel'in yönelttiği soru:
- 27 Nisan e-bildirisini bir müdahale olarak değerlendirmediniz. Bu açıklama 367 kararının verileceği günlerde yapıldı. 27 Nisan e-bildirisini bu süreçte yargıya bir baskı olarak gördünüz mü? e-bildiri gibi devlet memurları tarafından yapılan bu tip beyan ve açıklamalar sizce bir kurum adına yapılabilir mi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?