MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, AK Parti'nin çoğunluğuna dayanarak hangi yasal değişikliklere giderse gitsin işledikleri suçlardan ötürü yargılanmaktan kurtulamayacaklarını söyledi. Yeniçeri, "Barış diye savaşı, bal diye zehiri, kardeşlik diye düşmanlığı eken bir tasarıyla karşı karşıyayız." dedi. 

 

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Yeniçeri, PKK terör hareketini demokratik hak ihlalleri, eşitsizlik, inkâr, asimilasyon ve kötü yönetime bağlamanın hem cehalet hem de gaflet olduğunu ifade etti. Demokratik hak ve özgürlüklerin iyileştirilmesiyle sona ereceğini düşünmenin de faydalı ahmaklık olacağını belirten Yeniçeri, deşifre olduğu kadarıyla Oslo’da başlayan ve Habur’da kesintiye uğrayan bir süreçten sonra AKP iktidarının çözüm süreci olarak üç aşama belirleyip, devreye soktuğunu kaydetti. Bunların "İlk aşama çatışmasızlık ilan edilecek. İkincisi terör örgütü üyeleri silahsız olarak ülke sınırlarını terk edecektir. Üçüncüsü ise terör örgütü silah bırakacak." olduğunu dile getirdi.

 

Aslında bölgede terör örgütü değil bir anlamda TSK silah bıraktığını ve garnizonların içine çekildiğini anlatan Yeniçeri, devletin de kırsalda tamamen, kent merkezlerinde de alanı kısmen PKK/KCK’ya terk ettiğini söyledi. Terör örgütünün İmralı ve KCK, AKP’ye verdiği hiçbir sözü tutmadığını belirten Yeniçeri, PKK’lıların bulunduğu mevzilerinde ve yerlerinde kaldıklarını ifade etti.

 

Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nı da değerlendiren Yeniçeri, "Barış diye savaşı, anlaşma diye çatışmayı, bal diye zehiri, kardeşlik diye düşmanlığı eken bir tasarıyla karşı karşıyayız." diye konuştu. Tarihte görüleceği gibi her zaman hançerlerin çiçek içinde, zehirlerin altın tabakta sunulduğunu dile getiren Yeniçeri, AKP'nin açıkça yasaları değiştirerek ihaneti ve vatana kast etmeyi güvence altına almaya çalıştığını savundu. 

 

Bölgedeki oyların Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını sürecinde bloke edilebilmesi için Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'nın getirildiğini belirten Yeniçeri, şöyle devam etti: "Tayyip Erdoğan, önünü göremediği için ne olur ne olmaz babından kendini güvenceye almak istedi. Kendi tabiriyle demokratik sürecini yasal güvenceye alan bu netameli yasayı Meclis’e sundu. İktidar yetkilileri, yasa dışı örgütle yasa dışı görüşmeler ve yasa dışı bağlantılar kurduklarını itiraf etmiş oluyorlar. Oslo’da, Kandil’de ve İmralı’da terör örgütü mensuplarıyla yapılan yasadışı görüşmeler yasanın bu maddesiyle yasal hale getirilecekmiş. Demek ki şimdiye kadar yasal dayanağı olmayan görüşmeler yapılıyordu. Bu yasa çıkarılıncaya kadar yapılan görüşmeler yasa ve anayasa dışıydı. İktidar mensupları önce yasaları çiğniyor, sonra da eylemlerine uygun olacak şekilde yasaları değiştiriyor. Böyle bir yöntem demokratik, anayasal hukuk devletinde yoktur. AKP çoğunluğuna dayanarak hangi yasal değişikliklere giderse gitsin işledikleri suçlardan ötürü yargılanmaktan kurtulamayacaklardır. AKP hangi yasayı çıkarırsa çıkarsın, hangi düzenlemeyi getirirse getirsin, önümüzdeki süreçte organize suç örgütü ve terör örgütünü özgürleştiren, onun mal varlıklarına el koymayan ve onu Türk halkını tehdit eden bir konuma getiren, siyasetçiler, akil adamlar, gazeteciler, onları iyiymiş gösterip toplumu yanılgıya düşürenler bunun hesabını yargı karşısında vereceklerdir. Barış diye savaşı, bal diye zehiri, kardeşlik diye düşmanlığı eken bir tasarıyla karşı karşıyayız. Bu tasarı, devleti, milleti, cumhuriyeti inkar anlamına gelmektedir. Bu tasarı, Meclis'ten geçmemelidir. Bu tasarı Öcalan'ın tasarısıdır. AKP, Meclis'i, PKK'nın noteri haline getirmiştir. Buna hakkı yoktur. Bunun bedeline katlanacaktır."