"Che Guevera mezarında ters dönmüştür"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Küba devriminin simgesi Che Guevara’nın resmiyle aynı karede yer almasını eleştirerek, "Erdoğan’ın Kolombiya’da gittiği ilk yer altın müzesi. 68 kuşağının sembolü olan empery

"Che Guevera mezarında ters dönmüştür"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Küba devriminin simgesi Che Guevara’nın resmiyle aynı karede yer almasını eleştirerek, "Erdoğan’ın Kolombiya’da gittiği ilk yer altın müzesi. 68 kuşağının sembolü olan emperyalist baskıya karşı dünya gençliğinin sembolü olan Che Guevera‘nın önünde resim verdi. Che Guevera, onu önünde görünce herhalde mezarında ters dönmüştür" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Koç, Hakan Fidan’ın adaylığı konusunda, “Yaşayıp göreceğiz. Tek başına tecrit edilmeye çalışılan bir yapı var. Sen kendi işine bak denen bir yapı var. Altta önümüzdeki dönem hesap verme noktasında o kişiyi tek başına bırakma gayretleriyle etrafının boşaltılması var. Herkes senden kaçmaya çalışıyor. Herkes senin bu sorumluluklarla tek başına kalmanı istiyor. Fidan olayı danışıklı dövüş mü yoksa değil mi bunu zaman gösterecek” değerlendirmesini yaptı.

Milletvekilliği aday adaylığıyla ilgili CHP’de nasıl bir yol izleneceği konusunda Koç, “Kafamızda bir tarih var. Ama bizim yönetmeliğimiz, tüzüğümüz gereği bu tarihi belirleme parti meclisinin yetkisinde. MHK sadece başvuru formatını ücretler bazında belirleme hakkına sahip. Pazar günü tarih belirlenecek ama önümüzdeki hafta içinde olacak. 7 ile 10 arasında da bir süre verilecek. Kesin tarihi açıklama yetkisi parti meclisi yetkisinde olduğu için burada netleşmeden ifade etmedim. Başvurular genel merkeze olacak her zamanki gibi” diye konuştu.

Koç, Hakan Fidan’ın adaylığıyla ilgili “Yadırganacak bir durum” yorumunda bulunarak, “Öncelikle devletin en önemli kurumlarının başında gelen MİT’te başkanlık yapmış bir kişinin bütün görevi boyunca taşıdığı sırlarıyla birlikte görevinden çekilerek siyasete girmesi yadırganacak bir durumdur. O noktada görev yapanlar o görevden ayrılınca kendi sırlarıyla beraber bir köşeye çekilirler. Ben yakın siyasi tarihte Türkiye Cumhuriyeti’nde başka benzer bir olay hatırlamıyorum. 7 Şubat 2012 tarihinde bu kişiye özel dokunulmazlık, yasal koruma sağlanmıştı. O tarihten sonra ada etrafında çeşitli tartışmalar, soru işaretli kısımlar da dahil şu gün şu saatte herkesin önünde duran gerçekler bu tartışmalar” ifadesini kullandı.

“SARAYDAN ‘FİDAN’ KAÇIRMA OYUNU”

Koç, şöyle devam etti:

“Oslo görüşmeleri sırasında ve sonrasında yaşanılanlar, İmralı-Kandil seferleri ve görüşmeleri, Suriye süreci ve radikal terör örgütlerine Türkiye tarafından MİT aracılığıyla aktarıldığı iddia edilen silah ve mühimmat olayı, 17-25 Aralık olayları sonrasında belirli isimleri korumaya dönük faaliyetler, IŞİD elemanlarının neden olduğu Niğde saldırısı, Suriye ile Türkiye’yi sıcak savaşa sokacak bir takım provakasyonların içinde bu kişinin yer alması, İran bağlantıları. Bu arada gelen giden altın ve dolar yüklü uçaklar. Bunlar hep Hakan Fidan’ın başında olduğu kurumun tartışmaya dahil edildiği süreçler. Bir hukuk devletinde hukuk devleti kuralları içerisinde hukuk dışı bir çok sürecin içine girdiysen veya mevcut siyasi iktidarın korumacılığına bir şekilde soyunduysan yani mevcut siyasi iktidarın suç ortaklığına sürüklenmişsen şimdi siyasete girmenin ne getireceğini ne götüreceğini tartışmak gerekiyor. Şu anda oynanan filme saraydan ‘Fidan’ kaçırma oyunu diyebiliriz.”

CHP’deki adaylık süreciyle ilgili konuşan Koç, şunları kaydetti:

“Dün Merkez Yönetim Kurulumuzda Haziran seçimleri ile ilgili takvim çerçevesinde bazı çalışmalar gerçekleştirildi. Adaylık için boşalan bazı il ve ilçelere görevlendirmeler yapıldı. Bazı il başkanlıklarına ilçeler için yetki verildi. Pazar günü toplanacak parti meclisinde de hem CHP tüzüğü çerçevesinde hem siyasi partiler yasası çerçevesinde adaylarımızı hangi seçim bölgesinde hangi yöntemlerle belirleyeceğimiz kararlaştırılacak. Dün yönetmeliğimizin 6. maddesi gereğince aday adaylarından alınacak ücretler belirlendi. Kontenjan adaylığı için 7 bin 500 lira, normal adaylardan eğilim yoklaması ve ön seçime girecek adaylardan 5 bin lira, kadınlar, engelliler ve gençlerden ise 2 bin 500 lira ücret alınacak. Tüzüğümüz gereği yüzde 85 oranında ön seçim yapacağız.”

Koç, seçimlere siyasetin üzerine örtülen aslında pekte sır olmayan çeşitli senaryoların gölgesinde gidildiğini belirterek, “AKP’nin kurduğu yapay siyasi imparatorluğun ciddi sarsıntılar geçirdiğini tespit ediyoruz. Kaçak sarayda bunalan mevcut Cumhurbaşkanı kendisini Latin Amerika’ya attı. Kolombiya’da gittiği ilk yer altın müzesi. 68 kuşağının sembolü olan emperyalist baskıya karşı dünya gençliğinin sembolü olan Che Guevera‘nın önünde resim verdi. Che Guevera, onu önünde görünce herhalde mezarında ters dönmüştür” diye konuştu.

Koç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başbakansan görevini yap kimsenin boyunduruğuna girme dedik. Onu başbakan gibi davranmaya davet ettik. Zaman zaman ağır eleştirilerimiz de oldu. 19 Ocak’ta sarayda başbakanlıkta başbanlık mı oynuyorsun başbakancılık mı oynuyorsun kardeşim fırçasının atıldığını biliyoruz. Sayın Davutoğlu’na bu fırçanın atıldığını biliyoruz. Davutoğlu’nun açıkladığı kamuda şeffaflık paketine sırası mı kardeşim şimdi görev yapacak il ve ilçe başkanı bulamayız sözünü hepimiz hatırlıyoruz. Bana düşen ‘Aferin Ahmet bey sen bu yolda devam et’ demektir. Sayın Davutoğlu’nun yavaş yavaş başbakanlığa ısındığını görüyoruz. İşin özeti AKP’de kartlar yeniden karılmaya başlandı, kartlar yeniden dağıtılacak. Siyasi oyun yeniden kuruluyor. Bu rezaletin faturasının sarayda iskana bırakılan ve siyaseten yalnızlaştırılan kişiye kesileceği de gözüküyor. İnşallah sarayın duvarları kalındır. Hanginiz ne planı peşinde olursanız olun, hanginiz hangi suç ortaklığınızın belgelenip açığa çıkmasından korkarsanız korkun, hanginiz hanginize ne tezgahı planlarsanız planlayın eninde sonunda birbirinizi yiyeceksiniz, birbirinizi ele vereceksiniz, birbirinize kumpas kuracaksınız. Siyaset bunu gerektiriyor. Bir kısmınız kurtulmak istiyor bu yükün altından. Halka karşı kurduğunuz tuzakları artık birbirinize karşı kurmaya başladınız. Biz de AKP içindeki bu gümbürtüyü izleyeceğiz.”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın söylediği bir ifadeyi hatırlatan Koç, “Sayın Arınç’ın şu sözü çok önemli; ‘Biz ilk başlarda yüzde 50’nin desteğini aldık ama sokağa çıktığımız zaman muhaliflerimiz tarafından saygıyla karşılanırdık. Şimdi bizden nefret edilmeye başlandı. Bu şekilde bir ülke yönetilebilir olmaktan çıkar’ diyor. Bu iklimi aslında sizler yarattınız. Büyük Atatürk’ün şu sözleri yaşadığımız bu süreçle de ilgili; ‘İhanetin nedeni olmaz, er veya geç bedeli olur’ diyor. O bedeli de bu kadrolar ödeyecek” dedi.

Ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Koç, “Dolar 2,51. Gezi olayları sırasında dolar 10 kuruş artı diye faiz lobisi, kemirgenler, çapulcular demediğini bırakmamıştı birisi. Şimdi her gün konuşuyor, dolar 2,51. 10 kuruş arttığında yeri göğü inletmişti. Kim bu işin sorumlusu? Türkiye yönetilmiyor. Bu kötü yönetim ekonomideki kötü riskleri giderek artıyor. Bu ülkede reel sektörün döviz borcu 179 milyar net olarak duruyor. Doların 1 kuruşluk artışı bu reel sektörün 1,8 milyar lira kur zararı yazmasına neden oluyor. Türk lirası son 2 ayda yüzde 12,6 değer kaybetti. Günlük devalüasyon yaşanan bir ülke haline geldik. Petrol fiyatları 50 doların altında ve iniyor. Türkiye’de dolar kurundaki yukarıya doğru oynaklık nedeniyle her gün zam geliyor. Risk algısı arttığında o ülkedeki yatırım ortamı iklimi de süratle azalıyor” ifadelerini kullandı.

Koç, istifa eden üniversite rektörleri için “Akademik sıfatınıza yazık” diye sert yorumda bulunarak, şunları kaydetti:

“İstifa edenler arasında bir çok üniversite rektörü de var. Yakıştıramadığım isimlerde var. Şu anda edindiğiniz akademik sıfata yazık. Demek ki sen bağımsız, özerk bir üniversitenin değil, bu hükümdarlığın, bu AKP parti devletinin üniversitesinin rektörüydün demek. Bu senin bütün akademik çalışmalarını ve sıfatını yerle bir eden bir tercihtir. Onlar alıyorlar bu mesajı, kimler oldukları da belli.”

Koç konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye’yi içeride ve dışarıda felaket senaryolarına aday hale getiren kadrolar nasıl tarif ediyorlar önümüzdeki seçimi; ya iç güvenlik paketini çıkartırız ya da silahların gölgesinde seçime gideriz diyorlar. Haziran seçimlerini böyle tarif ediyorlar. Halkımızı bu zamane neronlarına karşı uyanık olmaya çağırıyoruz. CHP Haziran seçimlerine adaylarını, mevcut tüzük çerçevesinde örgütlerinin ve üyelerinin en geniş demokratik katılımıyla belirleyerek girecektir. Övünçle söylüyorum CHP adaylarını örgütünün üyelerinin en geniş katılımıyla en demokratik şekliyle belirleyecek olan partidir. Emeklilikte yaşa takılanlarla, taşeron işçilikle, tarım sektörüyle, engelli yurttaşlarımızın talepleriyle ilgili planlarımız hazır. Sosyal yardımlar hepsi tek kalemde toplanarak, o parti, şu parti, bu parti demeden, şu anda verilenin iki katı yardımı yapacak planlamayı CHP yapıyor.”

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler