CHP Genel Başkanlığı için Flaş Haluk Pekşen iddiası
CHP'de kurultay hareketliliği sürerken Genel Başkan adayılığı için Haluk Pekşen'in ismi ileri sürüldü.
24 Haziran seçimlerinden sonra CHP'de Kurultay kazanı kaynamaya başlarken Genel Başkanlık için Muharrem İnce'nin isminin yanında başka isimlerinde adı geçiyor.
Köşe yazarı Rahmi Turan'ın köşesine taşıdığı isimler Ümit Kocasakal, Ümir Oran ve Trabzon eski Milletvekili Haluk Pekşen oldu.
Rahri Turan yazısının o bölümünde Pekşen'in kendisine “CHP Genel Başkanlığı'na adayım" dediğini yazdı.
Turan yazısında şu ifadelere yer verdi;
CHP'de olağanüstü kurultay toplanmadan suların durulmayacağı anlaşılıyor. İmza toplama işlemine devam eden Muharrem İnce yanlıları “Yeterli sayıya ulaşmak için sadece 34 imza kaldı” diyorlar.
Olağanüstü kurultay gerçekleşti, diyelim; Ne olacak? Herkes Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile hâlâ yüzde 30 oy almanın övüntüsü içinde görünen Muharrem İnce'nin hesaplaşacağını düşünüyor. İnce Bey sanki seçim kazanmış gibi “Sen git, ben geleyim” hesabında Oysa tüm mücadelelerde sayısal oran değil, sonuç önemlidir. Muharrem İnce 22 puan (10 milyon 900 bin oy) farkla seçimi kaybetti. Aslında ağır bir yenilgi bu; Fakat zafer gibi gösteriliyor!
Şimdi güzel kardeşim, sen CHP'nin başına gelirsen ne yapacaksın, onu anlatsana; Nasıl ekonomik bir model öngörüyorsun? Partiyi fabrika ayarlarına döndürecek misin? Sen gelirsen ne değişecek? İktidarın yok etmeye çalıştığı Atatürk ilkeleri ve Laik Cumhuriyet Devrimleri için ne yapacaksın? Ve çok merak edilen bir soru: Seçim gecesi ortadan neden kayboldun? Bu sorular artırılabilir. O kadar çok bilinmeyen var ki Olağanüstü kurultayın iki kişinin mücadelesi halinde geçeceğini düşünenler yanılıyor. Başka adaylar da çıkacak. Kimler mi?
Mesela Ümit Kocasakal, Umut Oran, Halûk Pekşen. Ümit Kocasakal ile Umut Oran'ı bilmem ama CHP Parti Meclisi Üyesi Halûk Pekşen aday olmakta kesin kararlı; Kendisiyle konuştuğum zaman bana net olarak: “CHP Genel Başkanlığı'na adayım” dedi ve toplumda umut yaratacak değişikliklerin şart olduğunu belirterek düşüncelerini şöyle özetledi:
1) Türkiye'nin kurucu değerlerine sahip çıkılacak.
2) Atatürk'ün kurduğu partide Atatürk'ün koltuğuna oturmaya lâyık bir genel başkan olacak.
3) CHP yeniden 81 milyonun kendisine yer bulduğu bir örgüt haline gelecek.
4) 81 milyon insanımızın beklentilerini ve Türkiye'nin uluslararası saygınlığını karşılayacak program ve projeler oluşturulacak.
5) Türkiye'nin gerek içeride, gerekse dışarıda hak ettiği itibarı yansıtacak liyakatli, kariyer sahibi ve sadakatli kadrolarımız olacak. Partililerin lideri savunduğu değil, liderin değerleri ve devrimleri savunduğu, 21'inci Yüzyıl'ın reformlarını gerçekleştirecek çağdaş bir vizyonumuz olacak.
6) Uzun vadeli gelecek değil, 2019'a ilişkin kesin sonuca ulaşacak bir iş planı hazırlanacak. CHP, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanlıklarını kazanacak. Başarının ve iktidara yürümenin ölçüsü budur ve asla mazeret yoktur!
Bedelli askerlik sorunu!
“Bedelli askerlik” tartışılıyor. Bu konuda E. Albay Tahsin Ataizi'nden bir mektup aldım. Özetleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Diyor ki: “Bedel mi, bedelli mi? Canın bedeli mi? Neyin bedeli? Bu satırları yazarken ifade edemediğim duygularımla karalar bağladı benliğimi Bu kadar mı ucuz? Bu kadar mı biçtiğimiz can bedeli?
Allah gecinden versin, ölüm mukadderattır. Gelebilecek tehlikelerde yaşı başı ne olursa olsun her yaş genç ölümdür. Hele hele askerdeyken. Evet, anayasadaki eşitlik ilkesine göre herkes eşittir. Zengin fakir fark etmez. Ama param yok, gittim askere ve dönemedim. Sonrası mı? ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez' sloganları ile sokaklar-caddeler inlesin!
Şimdi 15 bin lirayı veren askerliğini bitirmiş olacak. Bu nasıl adalet? Bu nasıl anayasa?
"Askerlik bir meslek değil, kutsal bir vatan görevidir. Eğer sayısal olarak birikme varsa askerlik süresi kısaltılsın fakat herkes askerliğini yapsın. Askerlik 15 bin liraya bağlanırsa yanlış olur, ötekileşme olur, ayrım olur, eşitsizlik olur!”
TEBESSÜM
Canlı canlı balıklar Temel balıkçılık yaparak hayatını kazanmaya karar verir. Sabahın erken saatinde avdan dönen balıkçı teknelerinden aldığı taze balıkları, Sarıyer'de açtığı tezgâhta satmaya başlar. Bir kadın müşteri gelir, kovanın içinde yüzüp çırpınan balıklara bakıp: “Bunlar taze midir?” diye sorar. Balıklar canlı canlı çırpınırken ne denir böyle bir soruya? Temel hemen cevabı yapıştırır: “Yok hanım ablacığım, pil takıp öyle oynatıyoruz!”
GÜNÜN SÖZÜ
Ahmak toplumlara lâf anlatmaya çalışmak boşa harcanan bir çabadır!