CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu Of'ta

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ''İki elim seçimlerde emeklilerin yakasında olacak. Eğer hala emekliler, 9 milyon emekli var, eğer hala gidip AKP'ye oy veriyorlarsa bence Recep Bey doğrusunu yapıyor, fazla para vermiş size'' dedi. Kılıçdaroğlu,
CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu Of'ta
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ''İki elim seçimlerde emeklilerin yakasında olacak. Eğer hala emekliler, 9 milyon emekli var, eğer hala gidip AKP'ye oy veriyorlarsa bence Recep Bey doğrusunu yapıyor, fazla para vermiş size'' dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Of İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, siyasete atılırken hiçbir yerde ve hiçbir ortamda doğruları söylemekten kaçınmayacağını söylediğini ifade ederek, ''Doğruları söylemenin zamanıdır. Milleti aldatmayacağız. Millete yalan söylemeyeceğiz. Türkiye'de siyasetçi denince akla yalan söyleyen adam geliyor. Tek ayak üstünde 50 yalan söyleyen siyasetçiye artık güvenmemeliyiz'' diye konuştu.

1925'te Kayseri'de uçak fabrikası yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Düşmanı yeni denize dökmüşüz. 1920'lerde toplu iğne üretemeyen ülke uçak fabrikası kuruyor. 9 yıl sonra Kayseri'den kalkan ilk Türk uçağı Ankara'ya iniyor. Şimdi 2010'dayız. Uçak yapıyor muyuz, yapmıyoruz. Uçak yapan irade aradan bu kadar yıl geçtikten sonra niçin uçak yapamıyoruz? Ne oldu bize? İnançlarımızı kaybettik. Büyüklerimizin inancı vardı. Kul hakkı yememe gibi bir ilkeleri vardı. Şimdi ne oldu bize? Kul hakkı yemeyi marifet sayıyoruz. Kul hakkı yiyip Müslümanlık satıyoruz. Geniş kitleler de üzülerek söylüyorum onların arkasından gidiyor.''

Ülkede işsizlik, yoksulluk, açlık olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ''Niye olmasın? Eğer siz bu ülkenin kurucularının kurduğu fabrikaları yok pahasına satarsanız, elaleme peşkeş çekerseniz, bu ülkenin Başbakanı çıkıp Meclis kürsüsünden 'Ben ülkeyi pazarlamakla adeta mükellefim' derse, bunlar olacak arkadaşlar, niye şaşırıyorsunuz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bir yol ayrımına geldiğini öne sürerek, şunları söyledi:

''Türkiye'de ayrımı şu noktada yapacağız; ülkesini sevenler, namuslu adamlar, öbür tarafta da ülkesini sevmeyen ve ülkesini peşkeş çekenler. Bu iki ayrım arasında oyumuzu kullanacağız. Demokrasi bu iki ayrım arasında yapılmak zorundadır. Bizi bölüyorlar, 'bu türbanlı, çarşaflı, pantolonlu, başı açık, kapalı' diye. Kim olursa olsun, bunlar insan değil mi? İnsan inançlarıyla ve etkin kimliğiyle Allah'ın yarattığı bir varlık değil mi? Evet, bitti. İnancı ve etnik kimliği siyasete taşıyorlar. En tehlikeli yol budur. Etnik kimlik ve din, siyasetin odağı haline getirildi. Şunu düşünmemiz lazım Müslümanlar olarak, kimin Allah'a yakın olduğunu kim bilebilir?''

Türkiye'de binlerce çocuğun yatağa aç girdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, ''Kim bunun sorumlusu? Ben değilim, siz de değilsiniz. Bunun sorumlusu bu ülkeyi yönetenlerdir. Eğer bir çocuk bu coğrafyada yatağa aç giriyorsa onun tek sorumlusu vardır. O da Recep Tayyip Erdoğan ile onun arkadaşlarıdır. İkinci sorumlusu da onlara oy verenlerdir, kusura bakmayın'' dedi.

''HESABINI İYİ YAPMANIZ LAZIM''

Partililere seslenen ve ''içinizde çok sayıda emekli vardır'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Geçen yasama döneminde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası çıkarken emeklilerin haklarını savunmak için biz Meclis'i terk ettik. 'Bu yasayı görüşemezsiniz' dedik. 'Emekli de bu ülkenin yurttaşıdır, ona da milli gelir artışından pay verilmesi gerekir' dedik. Kanun çıkardılar, emekliye milli gelir artışından pay verilmez diye. Ne oldu. Emeklilerimiz koşa koşa gittiler, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy verdiler. Oyları yüzde 47'ye çıktı. Sonra emekli diyor ki, 'ben geçinemiyorum.' Zaten geçinemezsin. Sana daha önceden söyledik, 'geçinemezsin, açlık sınırının altındadır bu para' dedik. Bunu savunduk. Ama olmadı. Şimdi iki gün önce emekliye zam yaptılar. 60 ve 100 lira. Memnun musunuz? Daha almadınız. Kepçeyle geri alındı. İki elim seçimlerde emeklilerin yakasında olacak. Eğer hala emekliler, 9 milyon emekli var, eğer hala gidip AKP'ye oy veriyorlarsa bence Recep Bey doğrusunu yapıyor, fazla para vermiş size. 9 milyon emekli, isteseler bir partiyi tek başına iktidara getirirler. Niye bölünüyorlar. Kendi çıkarını savunamayan bir insan, ülke insanını nasıl savunacak. Bunun hesabını iyi yapmanız lazım.''

Siyasetin heyecan işi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Siyaset genç işidir. Gençliği olmayan parti iktidar olamaz, iktidar olma şansı yoktur. Gençliği siyasetin içine çekmek zorundayız, koltuklarımızı gençlere vermek zorundayız. Gençleri 12 Eylül'ün kabusundan yeni kurtardık zaten. Gençleri politikaya ısındırmamız lazım ki ülkenin sorunlarına sahip çıkabilsinler. Çocukta ayrışma tohumu ekersek ülkeyi parçalarız, bunların açılımda yaptığı gibi. Bölünme tohumlarını atarız, bunların yaptığı gibi'' diye konuştu.

''Medyaya baskı yapılıyor, medya tekel oldu, hepsi hükümetin kontrolüne girdi, siz ne yapacaksınız'' diye sorulduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Biz şunu yapacağız, hiçbir medya patronu, CHP iktidarında çıkacak bir yasayla, dolaylı veya dolaysız hiçbir şekilde kamu ihalesine girmeyecek. Yasaklayacağız. Gazete patronunun devletle işi olmayacak ki gidip birileri hükümetin önünde takla atmasın. Her medya çalışanı zorunlu sigortalı olacak. Böylece her medya çalışanı, yazdığı haberin arkasında durabilme yürekliliğine sahip olacak'' dedi.

''BÖLÜNME LÜKSÜMÜZ YOK''

Kılıçdaroğlu, siyasetin halka hesap verme sanatı olduğunu ifade ederek, ''Herkes vergi veriyor. Doğduğu andan ölünceye, öldükten sonra da bir insan vergi ödemeye devam eder. Madem ki vergi veriyoruz, ödediğimiz vergilerin hesabını soruyor muyuz? 'Bu vergiler nereye gidiyor' diye sormadığımız için bizim ülkede demokrasi topal yürüyor. Ödenen vergilerin hesabını sormak her yurttaşın namus görevidir. Birileri hortumlasın diye vermiyoruz vergiyi'' diye konuştu.

Yolsuzluklara ilişkin dosyalar açıkladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Diyorlar ki yolsuzluk dosyalarını açıkladınız, götürün savcılığa verin. Savcıyı da sen kontrol ediyorsan ne yapacağız? Yargı bağımsız değil. Biz CHP olarak dört temel kuralı yapacağız. HSYK'da Adalet Bakanı ve müsteşarı olmayacak. HSYK'nın ayrı bütçesi olacak. Hakimleri soruşturacak teftiş kurulunu HSYK'ya bağlayacağız. Adalet Yüksek Akademisini HSYK'ya bağlayacağız. O zaman anayasada yazılı güçler ayrılığı tam yerine oturmuş olacak.''

Partililere, ''sağ sol ayrımının artık bırakılması gerektiğini'' söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Yok o ayrım. Türkiye artık o ayrımı geride bıraktı. Yurtseverlerin, ülkesini, insanı sevenlerin, insanların inançlarına, etnik kimliklerine saygı duyanların bir tarafta, hırsızların, yoksulların, din tacirlerinin varlığı da öbür tarafta. Bu iki ayrım arasında oy kullanmak zorundayız. Ve bölünmeyeceğiz. Kaç kişiyiz ki ve neden bölünüyoruz. Bölünmek, AKP'nin ekmeğine yağ sürmektir. Bölündüğünüz andan itibaren kaybedersiniz. Bölünme lüksümüz yoktur. Türban diye tutturdu bu hükümet. İstanbul'un merdiven altı tezgahlarında 100 binlerce türbanlı kız çalışır. Hiçbirisinin sendikası, sigortası yoktur. Onlara CHP olarak biz sahip çıkmak zorundayız.''


HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir