CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Şam’da namaz kılma rüyasının Türkiye’ye neye mal olduğunu sordu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun IŞİD’e müdahaleyi içeren tezkere önerisine Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun verdiği cevabı eleştirdi. "Şam’da namaz kılma rüyası neye mal oldu; Türkiye’ye. Şantaja, yıkıma, provokasyona, sokakta çatışmaya, sıkıyönetim tarzı uygulamalara, linçlere sebep oldu" ifadelerini kullanan Haluk Koç, AK Parti Hükümeti’ni Suriye ve Ortadoğu politikaları nedeniyle birçok kez uyardıklarını, ancak hükümet tarafından suçlandıklarını belirtti.

AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay’ın Türkmenler’den bahsettiğini ifade eden Koç, "Kuzey Irak’ta 2003’te Telafer ve Tuzhurmatu odaklı bölgenin Türkmenler’den arındırılması sürecinde siz ne yaptınız da konuşuyorsunuz? IŞİD tarafından Irak’ta Türkmenler’in katledilmesinde ağzınızı mı açabildiniz?” diye konuştu. Hükümetin IŞİD gibi terör örgütlerine silah taşıdığını iddia eden Koç, “O silah götüren TIR’lar hayalet miydi, hastanede tedavi ettiğiniz insanlar hayalet miydi?" ifadelerini kullandı.

Son günlerde meydana gelen olaylarda toplamda 35 kişinin hayatını kaybettiğini kaydeden Koç, “Sorumlunuz yok mu sizin, bu nasıl bir basiretsizlik, nasıl bir aymazlık, nasıl bir yüzsüzlük?” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin kan gölüne dönmesine rağmen hükümetin “Esad’ı nasıl deviririz”in peşinde olduğunu söyleyen Koç, “Bu nasıl bir kin ve nefret? İhvan kardeşliğinden gelen temel politikaları var. Yeni yayılmacı politikayla bütün coğrafyanın siyasi ve dini lideri olmak istiyor. Heves, amaç bu. Türkiye yanmış, kavrulmuş hiç önemli değil. Türkiye’nin milli birliği sarsılıyor, Türkiye’nin çimentosu gevşetiliyor, önemli değil. Faiz lobisi bitti, kaos lobisi çıktı. Bütün lobiler Türkiye’deki her süreçle ilgili suçlanacaklar herhalde. Sokaklarda yaşanan kargaşa, kaos kimin eseri? Büyük devletler küçük adamlarla yönetilemez, yönetilemediği de ortada. Herkesi bir kez daha sağduyuya, itidalli davranmaya çağırıyoruz. Bu coğrafya da bu ortak tarih de bizi bir arada yaşamaya mecbur ediyor. Hep beraber bütün sorunlarımızı aşmak için meşru zeminde, meşru aktörlerle bu çabayı göstermek zorundayız” dedi.