Çok ciddi bir sululuk
Arkadaşlar bu parlamento yol geçen hanı değil. Ya Kandil’e ya Meclis’e gideceksin. Bunların sine-i milletleri var mı? Bunlar sine-i PKK’ya dönerler. Çünkü milletin sinesinde bunlara yer yok. Başbakan Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar’daki mühimmat deposunda
Arkadaşlar bu parlamento yol geçen hanı değil. Ya Kandil’e ya Meclis’e gideceksin. Bunların sine-i milletleri var mı? Bunlar sine-i PKK’ya dönerler. Çünkü milletin sinesinde bunlara yer yok.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar’daki mühimmat deposundaki patlamayla ilgili “Yüzde 99 sabotaj” diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na “Çok ciddi sululuktur, gayriciddiliktir” dedi. Erdoğan, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayarak, özetle şunları söyledi:
Afyonkarahisar’da şahitler şehit
Burada samimi olarak bildiklerimi, duygularımı paylaşacağım. Ama sağdan soldan duyulanları paylaşmayacağım. Çünkü bizzat işin içinde olan, yaşayanların söyledikleri ile işin içinde olmayanların söylediği, yazdığı birbirinden çok farklı. Bu olayla ilgili olayın şahidi olarak dinlenebilecek şahit yok. Şahitlerin hepsi şehit.
Merak saiki ile patlama ihtimali var
Bana bizzat Genelkurmay Başkanı anlattı. Orada 3 çeşit el bombası var. Bunların 2’si MKE üretimi yerli yapım, diğeri Almanya’dan ithal. MKE yapımı bombalarda fünyeler ve bombalar aynı sandık içinde ama ayrıdır. Almanlarınki ise fünye ile el bombası bütündür. Serçe parmağı ile kavranıp, kullanılabiliyor. Şimdi burada tahminler döndürülüyor. Ya merak saikiyle ele alınan bir el bombasının patlaması ihtimali üzerinde duruyorlar ki, daha çok Almanlardan ithal edilenin üzerinde duruluyor. El bombasının patlamasıyla süreklilik arz eden patlamalar meydana geliyor. Genelkurmay Başkanımız ve arkadaşlarının deneyimleri ve teknik ekipleriyle vardıkları nokta bu.
Yıpratma kampanyası sürüp duruyor
Şu anda 4 askeri personel farklı yerlere tayin edildi. Bazı köşe yazarları diyor ki, bunlar niye açığa alınmadı. TSK’da personelin açığa alınması diye bir şey yoktur. Bu tür atamalarla yer değiştirilir. Nereye kadar? Askeri yargı kararını verene kadar. Zaten Genelkurmay Başkanımız açıklamasını yaptı, sivil idare yaptı. Ama bakıyorsunuz ki, yıpratma kampanyası sürüyor. Anamuhalefet Lideri, ‘En üst düzey generallerle görüştüm yüzde 99 sabotaj’ diyor. Çok ciddi sululuktur, gayri ciddiliktir.
Açıklamazsan müfterisin
Silahlı Kuvvetlerimizin 2’nci Başkanı kendisini arıyor. Sabotaj kanaatine nereden vardınız, size bu bilgiyi veren kim diyor? Ben böyle bir açıklama yapmadım diyor. Böyle bir açıklama yapmadıysanız, kamuoyu ile paylaşın diyor. Allah aşkına şu anda CHP Genel Başkanı böyle bir şey paylaştı mı? Utanmadan basın toplantısı yaptı. Bana ve Silahlı Kuvvetler’e saldırdı. İkili görüşmede kendisi savunamaz. Zannedersiniz ki, iyi bir insan. Ama arkasını dönünce her türlü yalanı, yanlışı yapar. Şu anda en üst düzey general kim, muvazzaf kim? Açıklamazsan müfterisin. Bu ülkede hükümet varsa, TSK’ya yapılan hakaret varsa, yalan yanlış haberin takipçisiyiz. Bir şey varsa onun mücadelesini de biz vereceğiz. Biz kalkıp TSK kendini savunsun diyemeyiz. Biz yargı hakkımızı saklı tutuyoruz.
Üstlenseler de aldanmamak lazım
(Terör örgütünün üstlenmesi bilgisi var mı?) Şu anda yok. Ama bunu fırsata çevirmek isteyen terör örgütleri olabilir. Velev ki üstlenseler dahi ona da aldanmamak gerekir. Benim 10 yıllık Başbakanlığım döneminin yarısında Genelkurmay Başkanımızı tanıma fırsatım oldu. Pek ironiyi seven bir insan değildir. ‘Her şey ortada’ ifadesini kullanması, bu olayın içinde ne var ne yok görmezden gelen bir ifade değildir. Sadece durum tespitidir. Olayın olduğu anda Kara Kuvvetleri Komutanı’nı gönderen Genelkurmay Başkanımızdır.
Veysel Bey ve Vali yanlış yaptı
Hindistan, Pakistan benzetmesi eksik, yanlış olabilir. Ama en ileri ülkede Amerika’da yok mu? Avrupa’da yaşanmıyor mu? Olur bunlar yaşanır. Veysel Bey (Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu) böyle demeseydi daha isabetli olurdu. Yanlıştır. Vali de iki büyük yanlış yaptı. Fotoğraf karelerini almış birde internet sitesine koymuş. Sonra da reklam için dedi. Genelkurmay Başkanımızı çok üzdü. Alaturka bir davranış oldu.
Gece çalışmamaları gerekiyordu
Küçük depoların büyük depolarda toplanması Işık Koşaner Paşa zamanında başladı. Susurluk buraya taşınıyor. Aslında gece çalışmak yasak. Ama buna rağmen orada az kalmış, sandıkları bitirelim, istifleyelim saikiyle çalışma sürüyor. Oraya getirilen kamyon farları altında çalışma onu gösteriyor. Aslında gece çalışmamaları gerekiyordu.
Hastane de bombalarlar
Terör örgütünün kafasındaki plan çok net ve ortadadır. Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, huzurunu bozmaktır. ‘Şöyle talebimiz yok böyle talebimiz yok’ diyorlar. Yalan. Bunların taleplerinin ne olduğu belli. Bölgeye yatırım yapıyoruz. İş makinalarını yakıyorlar, müteahhitleri tehdit ediyorlar. Örneğin Hakkâri’de 150’şer yataklı 2 hastane yaptık. Tehditler yüzünden o gün açılışı sadece memurlarla gerçekleştirdik. İnanın bunlar tepki çekmeyeceklerini bilseler hastaneleri de bombalarlar.
İstifa olmasa Necdet Paşa burada olmazdı
(Genelkurmay Başkanı neden hedef alınıyor?)
BAZI köşe yazarları, hükümete yalakalıktan, kabiliyetinin olmadığından bahsediyorlar, bunlar çok çok gayriciddi yaklaşım tarzları. Işık Paşa (Koşaner) eğer istifa etmemiş olsaydı, bugün Necdet Paşa burada olmayacaktı. Genelkurmay Başkanlığı için elimizde kalan en kıdemli tek isim olarak Necdet Paşa’yı getirmemiz gerekti. ‘Başbakan’ın, iktidar partisinin yalakasıdır’ ifadesini kullanmak hangi dille izah edilebilir? Bunu neye yakıştıracağız? Bu Genelkurmay Başkanımızı ve arkadaşlarını tahrip etmiyor mu?
Kolaysa 10 yıl önce yazsaydı
10 yıl önce kolaysa bir köşe yazarı çıksa böyle bir yazı yazsaydı. Yazabiliyor muydu? Şimdi yazıyor. Elini başının arasına alıp ‘Biz 10 yıl önce bunu yazamıyorduk, şimdi nasıl yazar hale gelebildik’ diye sorması lazım. Demokrasi şu bu tamam da demokrasi sadece siyasetçi için değil ki. Medyanın ve herkesin daha hassas olması lazım.
El pençe divan duranlar
Şimdiye kadar kalkıp askere zerre kadar eleştiri yapamayanlar şimdi niye başladılar? El pençe divan duranlar niye başladılar? Bu noktada elimizde çok şey var. Dosyalar var. Emir alanları, falan kişiden talimat alıp başlık atanları biliyoruz. Ama bu dosyaları açmak istemiyoruz. Eleştirilecek bir şey varsa tabii ki eleştirilebilir, ama bunu ayağa düşecek şekilde yapmamak lazım. Ben başından beri kaçması mümkün olmayanların, komuta kademesinin tutuksuz yargılanmasını savundum. Belki tutuksuz yargılanmaları mümkün olsaydı, yazı yazanlar açısından tablo farklı olurdu. köşe yazarları neye göre kaliteyi ölçebiliyor? Ne zamandan beri kalite kontrol memuru oldular?
Bunları ileride kaleme alacağız
BİZ Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetiyoruz. Şu anda söyleyebileceklerim var, söyleyemeyeceklerim var. Herşeyi, her zaman, her yerde söyleyemeyiz. Ama Allah izin verirse biz bunları ileride kaleme alacağız. Bunlar niye yaşandı? Balyoz’da CD’leri filan biliyorsunuz. Acaba Cumhuriyet yürüyüşleri niye yapıldı? Buralardan çıkan karanlık tablolar var. Ama ben bildiğimi söyleyemem. Arapların bir sözü vardır. Sırrı şöyle tarif ederler. ‘İki dudağın arasından çıktı mı esiri olursun.’ Bizim de bazı sırlarımız var. Fatih, ‘Sakalım bilse sakalımı keserim’ demişti.
Kükremesini biliriz
BİZİM dönemimizde ne ret ve de inkar politikaları var. Ama acımasız hakaret ve eleştiri bombardımanı var. Bir de bölücü terör örgütünün dili olan medya var. Bir kısım medya diyorum. Bizim halktan aldığımız desteği şımarma olarak gösteriyorlar.
Hayır biz aldığımız kültür itibariyle mütevazıyız. Ama yeri gelince kükremesini de biliriz.
Sine-i PKK’ya dönerler
GİDİP teröristle kucaklaşacak, milletin gözüne baka baka fotoğraf verecek, bu tür densizlikleri yapacak kadar bu ülkeden kopmuşlar. Yargı görevini yapar. Parlamentoya gelince biz de gereği neyse yapacağız. Arkadaşlar bu parlamento yol geçen hanı değil. Ya demokratik sisteme, haklara, özgürlüklere riayet edersin. O zaman siyasetle müzakereyi yaparım. Yoksa iki tercihten birini yapacaksın. Ya Kandil’e ya Meclise gideceksin. Bunların sine-i milletleri var mı? Bunlar sine-i PKK’ya dönerler. Milletin sinesinde bunlara yer yok. Kürt kardeşlerimi tehdit etmesinler, aldıkları oyun yarısını alamazlar, tehditle alıyorlar.
Uçakla ilgili sözleri nihai rapor değil
29 ana parçayı denizin dibinden çıkardık. İlgili laboratuvarlar da incelemeye alındı. Bunlarla ilgili en son incelemeyi Adli tıp yaptı. Adli tıp raporunu Silahlı Kuvvetler’e gönderdi. Onlar da Eskişehir’deki Hava Kuvvetleri laboratuvarlarına gönderdi. Eskişehir’deki raporda tamamlansın, kamuoyuyla paylayacağız. Beşir Bey’in söyledikleri kesin, nihai rapor değil. Gelince paylaşacağız.
Takım iskeleti değişmez
FUTBOL tabiriyle söyleyeyim, takımın iskeletini bozmayacağım. Bazıları her şeyi birbirine karıştırıyor. Partimizin MKYK’sında ve il yönetiminde 3 dönem uygulaması yoktur. Bu uygulama Genel Başkan, il ve ilçe başkanları ve milletvekilleri içindir. Aradan bir dönem geçtikten sonra yeniden seçilme hakları vardır. Bazıları ‘Yeni Milat’ diyor. ‘Yeni Milat’ durumu söz konusu değil. Oturmuş bir yönetim ekibimiz var. Çoğu işlevlerini yerine getiriyor. Tabii hücre tazelenmesi de çok çok yerinde olur.