Davut Çakıroğlu: “HDP'nin alternatifi olmaya doğru gidiyorlar”
Davut Çakıroğlu’ndan önemli değerlendirme: “HDP'nin alternatifi olmaya doğru gidiyorlar”
Trabzon Büyükşehir Belediyesi bağımsız Meclis Üyesi Davut Çakıroğlu, siyasetteki son gelişmeleri değerlendirdi.
Çakıroğlu, DEVA ve Gelecek Partileri için “Farklı bir siyasi söylem ile AKP seçmenine hitap edecek, milliyetçi-muhafazakâr kesime göre söylemler ortaya koyacak diye beklenen bu iki parti hızla HDP'nin alternatifi olmaya doğru gidiyorlar.” dedi.
Davut Çakıroğlu şu ifadeleri kullandı;
"Deva Gelecek’miş
Türkiye'de herkesin malumu seçim yaklaştı ve görülen o ki 14 Mayıs'ta sandığa gideceğiz.
Tabiatıyla siyasi partiler de vaat yarışına girdi, meydanlar ısındı.
Ülkede yapılan siyasette de ciddi eksen kaymaları yaşanıyor.
Bugüne kadar daha çok milli ve manevi değerlere sahip, saygı üzerinden şekillenen, Ülkenin varlığı ve birliği üzerinden ete kemiğe bürünen siyasi üslubun yerini gayri millilik aldı.
Sanki herkes "aman HDP darılmasın" diyor gibi bize gelmeye başlamıştı ki iki aktör sahaya çıktı ve" aman HDP mutlu olsun" demeye başladı...
Ahmet Davutoğlu bir dönem Bop denilen projede sanırım etkin görev aldı ki o rüyadan bir türlü kurtulamıyor.
Serok Ahmet etiketi üzerinden yürüyor ve 6'lı Masa üzerinde otorite olduğunu düşünüyor.
Daha vahimi de memleket gibi lanse ettikleri meselenin özünde koltuk, bakanlık olduğunu gözler önüne seriyor.
Aynı kökten beslenen ve aynı siyasi iklimde yetişen Ali Babacan'da durum daha vahim.
Parti üst yönetimi ve parti programları alenen Türk düşmanlığı üzerine kuruldu, kurgulandı.
Parti programında yer alan Anayasa ve özgürlükler söylemleri; eşit vatandaşlık, Kürtçenin resmi dil olması ve Türklüğün Anayasadan çıkartılması üzerinde şekilleniyor.
Açık ve net söylüyorum, bu denli bir söylem bugüne kadar HDP kadrolarınca dile getirilemedi.
Türklüğe ve Türkçe’ye karşı savaş açanlar olsa olsa terör odaklarına, işbirlikçilerine deva olur veya onlar için gelecek vaat edebilirler.
Farklı bir siyasi söylem ile AKP seçmenine hitap edecek, milliyetçi-muhafazakâr kesime göre söylemler ortaya koyacak diye beklenen bu iki parti hızla HDP'nin alternatifi olmaya doğru gidiyorlar.
Partinin kuruluş ve inşa döneminde görev alan birçok vatansever bu partilerle bağını kesti.
Bugün bu partilerin geldiği noktayı siyasi okuması güçlü, emareleri çabuk birleştirebilen insanlar kısa sürede fark etti.
Siyasi tecrübesi az, siyasi heyecanı aklının önüne geçen küçük zümrelere kadar siyasi alanı daralan bu partilerin siyaset sahnesinde var olmak için çemberi genişletme imkanları yoktur.
Son olarak Bayraktar Holding ve milli gururumuz olan İHA ve SİHA'lara savaş açan Ali Babacan bana göre siyaseten sahneden çekilmiştir.
Tabanı olmayan partiler tavan yapamaz, hele ki toplum ile zıtlaşarak hiçbir şey yapamazlar.
İHA ve SİHA düşmanlığı dış güçlerin ve Türkiye düşmanlarının maşalığına soyunmak demektir.
MİT ve Türk Silahlı Kuvvetleri her gün bu ürünler ile nokta terör operasyonları yapmaktadır.
Azerbaycan ve Ermenistan savaşı kadar Ukrayna Rusya savaşında da bu ürünler önemli unsur olmuştur.
Dünya üzerinde birçok ülke de yüksek teknoloji ürünü olan bu üretimlerden almak için sıradadır.
Cari açık veren bir ülkede ekonomi bakanlığı yapmış birinin yüksek ihracat rakamı getiren bu ürünlere ve üretim yapan firmaya hasmane duygularla hitap etmesi akıl tutulmasıdır.
Bu ülkede siyaset yapmanın ABC'si Anayasanın değiştirilemez maddeleridir.
Yeni siyasete giren insanların veya terör odağı partilerin buni bilmiyor veya buna riayet etmiyor olması anlaşılır ancak 20 yıl iktidarda olan partinin Bakanı veya Başbakanı'nın bunu idrak edemiyor olmaması anlaşılmaz.
İdrak ediyor ve buna rağmen beşinci kol faaliyeti olarak bu söylemlere tutunuyorlarsa bu durumda dün adına da sorgulanması gereken uzun bir dönem ortadadır.
Yaptıkları her iş, resen hamle, hareket incelenmelidir.
Devlet millet için yapılması gereken siyaset esasen kimler için yapıldı..!
Bugünkü halleri hal değil.
Bugünkü halleri HDP kapatılırsa oyları bize gelsin diye bir hamle, siyasi refleks olarak açıklanamaz.
Birileri neden hevesleniyor, nereden cesaret alıyor bilinmez ancak bilinmeli ki son ocak sönmeden Türklük Türk yurdundan, Türkçe bu topraklardan silinemez.
Bizi kimse öz yurdumuzda garip, öz vatanımızda parya sanmasın…
Küçük hesaplarınız, büyük gölge oyunlarındaki rolünüzü gizlemiyor bilesiniz...
Aklınızı başınıza devşirin ya da aklı başında birilerine danışın..."