Davutoğlu: O kişi nasipsizdir
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hat sanatının, kalemi kağıda nakşeden bir sanat olduğuna dikkati çekerek, "Hat sanatıyla bezenmiş bir odaya girip de herhangi bir şey hissetmeyen kişi nasipsizdir, ilhamdan nasipsizdir" dedi.Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hat sanatının, kalemi kağıda nakşeden bir sanat olduğuna dikkati çekerek, "Hat sanatıyla bezenmiş bir odaya girip de herhangi bir şey hissetmeyen kişi nasipsizdir, ilhamdan nasipsizdir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara Palas’ta 23 Erzurumlu hattat tarafından hazırlanan ve 47 eserin yer aldığı Esmaü’l Hüsna Hat Koleksiyon Sergisi’nin açılışını yaptı. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, "Hat sanatı, kalemi kağıda nakşeden bir sanattır. Hiçbir mekan bilmiyorum ki içinde hat sanatı olsun ama girenler o mekandan etkilenmemiş olsun. Hat sanatıyla bezenmiş bir odaya girip de herhangi birşey hissetmeyen kişi nasipsizdir, ilhamdan nasipsizdir, vahiyden nasipsizdir. Onun için odalarımızı, salonlarımızı hat sanatıyla onurlandırdığımız zaman o mekana manevi bir anlam yükler. Akademik çalışmalarımı yaptığım dönemde, hat sanatımdan ilham alarak çalışmalarımda manevi bir atmosfere girmeyi gerekli görürüm" ifadelerini kullandı.
"Ah teslimiyet’ yazan hattın karşısında bir insan kendini zorda hissedebilir mi?" diye soran Davutoğlu, "Hat sanatı sadece güzel estetik görüntü oluşturmak için yapılan bir sanat değildir. Hat sanatı, kendisine bakan özneyle konuşan, ona hitap eden, ona aslında kendi varoluşunun anlamını yansıtan bir sanattır. Onun için Picasso ’benim resim sanatımda ulaşacağım zirveyi Müslümanlar hat sanatında ulaşmışlar’ derken aslında bir ifade ediş biçimi olarak kağıdın kalemle buluşmasının zirvesine ulaştığını gösteriyor hat sanatı" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, "Keşke böyle büyük bir şeref, onur, kabiliyet verilmiş olsaydı makamların en büyüğüne nail olmuş olsaydık. Çizimleriyle, el emeğiyle, en çok da gönlüyle o hattatlarımızın hepsine, bu mirası bize bırakanlara selam ediyorum. Hepimizi yalnız tefekküre sevkeden sebebin Esmaü’l Hüsna olması. Niye 99 isim sürekli hatırlatmak zorundadır çünkü Esmaü’l Hüsna üzerinden onun isimlerini zikrederiz. Esmaü’l Hüsna hatta yansıdığı zaman bir başka tefekkür haline dönüşür" ifadelerini kullandı.
"Hiçbir şey yoktur ki İslam sanatında bizi Allaha götürmemiş olsun" diyen Başbakan Davutoğlu, "Esmaü’l Hüsna’ya zikreden birisi herşeyden önce mahfiyeti öğretir. Rabbinin karşısında ancak mahfiyetle insan kendini bulur" şeklinde konuştu.
"HASAN ÇELEBİ’NİN TALEBESİ KIZIM OLMUŞTU"
Hat üstadı Hasan Çelebi’yi 1992 yılında tanıdığını anlatan Davutoğlu, "Evimize geldiğinde evin atmosferi değişti. Sohbet ettik uzun uzun. Kızım talebesi olmuştu, daha 7-8 yaşlarındaydı. Kızım meraklıydı eline kalem verdi. Sohbet sırasında o küçücük kızla ilgilendi. Sabırla orada hocalığın yer, zaman, mekan tanımadığı birisi. Bir anda bizi umuttu, kızıma öğretmeye başladı. Bu da hat ve sanatla ilgilenen üstatlarımızın ruhlarının zamanla nasıl terbiye edebildiklerini, edep ve ahlaklarının sanata nasıl yansıdığını gösteriyor. O zamandan beri yakın dostluğumuz devam etti. Bu sanatı sahipsizlikten çıkaranlardan biridir Hasan Çelebi" dedi.
Davutoğlu, hat üstadı Hasan Çelebi’yi ayakta alkışladı. Konuşması sırasında duygusal anlar yaşadığı gözlenen hat üstadı Hasan Çelebi, "Sizleri böyle görünce terimizin kuruduğunu hissediyorum. Birer hadisi şerif okuyarak bu işi bitirmek istiyorum. Bunları bir maddi gaile uğruna değil, kültür için. 50 senemi buna verdim. Erkek ve kadınlar olmak üzere bu eserleri meydana getirdiler" diye konuştu.
Davutoğlu, konuşması sonrasında Hasan Çelebi tarafından hazırlanan eserin açılışını da yaptı.