Kapatılan DTP'nin milletvekilliği düşürülen eş başkanı Ahmet Türk bir açıklama yaptı.
İşte Türk'ün açıklamasından satır başları:
Bildiğiniz gibi DTP Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla kapatıldı. Biz bu kararı başından beri bir siyasi karar olarak değerlendirdik. 12 eylül darbe anayasasıyla kapatılan bir parti, bu karar aslında çok düşündürücüdür. Bu statükoculuğun devamını isteyen mantığın devamıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesini istemeyen güçlerin kararıdır. Bu karar inkar imha asimilasyon politikalarının devamını isteyen bir anlayışın devamıdır.
Bu kararı hukuki görmüyoruz. Biliyorsunuz uzun süredir siyasetin içindeyim. HEP'ten başlayan bu sürecin tanığıyım, o süreçlerin sanığıyım. HEP, HADEP, DEHAP, DEP kapatıldı.
Ama bugün yine barışa olan inancımızı halkların kardeşliğini sağlamaya yönelik siyasetimizi, Barış ve Demokrasi Partimizde sürdürme kararını aldık.
Barışın ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Bizim 6 partimizin kapatılmasına rağmen, hala demokratik yöntemleri esas alan demokrasiyi esas alan yaklaşımımızın herkes tarafından görülmesi gerekiyor.
Bu çabamız, bu ısrarımız demokrasiyi ne kadar önemsediğimizin açık bir göstergesidir. Barışı savunduğumuzun açık bir göstergesidir.
Barış ve demokrasi partisini güçlü partisine getirmek. Demokratik siyasetinin güçlü ve bütün halkın dinamiklerine yanıt verecek bir noktaya taşımasıdır.
İkincisi Türkiye'de, Türkiye halkının, Kürt halkının, farklı inançların, emekçilerin vicdanı olacak bir siyasi oluşumu da ortaya çıkarmamızdır. Eğer bunu ortaya çıkarabilirsek ve demokrasi mücadelesini verebilirsek, o zaman Türkiye'yi değiştirebiliriz. Demokrasiyi sağlayabiliriz. Özgürlüklere kavuşabiliriz. Bugün mücadele gerçekten demokrasiye inananların, inançların kendini özgürce ifade edebileceği, emekçinin hakkını savunacak bir Türkiye Partisi'ne ihtiyaç var.
Demokrasiyi esas alanlar bir çatı etrafında da toparlanmanın, birlikte olmanın da hazırlığını yapmalıdır. Barış ve demokrasi partisi gerçekten demokrasinin adresi olabilecek.
Başından beri söyledim. Demokratik mücadele bizim için esastır. Partimizin kapatılmasıyla birlikte grubumuz partimiz gerçekten onurlu bir duruş gösterdiler. Bize sahip çıktılar.
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla, siyaset yasağı getirilen iki arkadaşına yürekten bağlılıklarını gösterdiler. Ben huzurunuzda partime ve bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Çarşamba günü İmralı'da sayın Öcalan'la avukatları bir görüşme yaptılar bu görüşme sonucunda sayın Öcalan da parlamento zemininin terk edilmesinin doğru olmadığını ve mücadelenin devam etmesini istediğini bize ilettiler.
Tabiî ki haksızlığa maruz kalabiliriz. Biz zaten haksızlığa karşı olduğumuz için buradayız. Bütün bu gelişmeleri değerlendirdik ve arkadaşlarımızla birlikte istifanın doğru olmadığı fikrine vardık.
İstifa kararını gözden geçirdik ve parlamento da Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak için devam etme kararı aldık.
Ben burada bir şey daha ifade etmek istiyorum. DTP'nin kapatılması, partilerinin kapatılması büyük bir ayıptır, büyük bir günahtır. Bu mantığı açmamız gerekiyor.
Bir canı bile kaybetmemiz bir partinin kapatılmasından da daha önemlidir. Onun için diyoruz ki ey siyasetçiler, siyas partiler gelin canlara sahip çıkalım. Gelin canları kaybetmeyelim diyoruz. Hep birlikte barışçıl demokratik bir sürecin önünü açalım.
İşte Türk'ün açıklamasından satır başları:
Bildiğiniz gibi DTP Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla kapatıldı. Biz bu kararı başından beri bir siyasi karar olarak değerlendirdik. 12 eylül darbe anayasasıyla kapatılan bir parti, bu karar aslında çok düşündürücüdür. Bu statükoculuğun devamını isteyen mantığın devamıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesini istemeyen güçlerin kararıdır. Bu karar inkar imha asimilasyon politikalarının devamını isteyen bir anlayışın devamıdır.
Bu kararı hukuki görmüyoruz. Biliyorsunuz uzun süredir siyasetin içindeyim. HEP'ten başlayan bu sürecin tanığıyım, o süreçlerin sanığıyım. HEP, HADEP, DEHAP, DEP kapatıldı.
Ama bugün yine barışa olan inancımızı halkların kardeşliğini sağlamaya yönelik siyasetimizi, Barış ve Demokrasi Partimizde sürdürme kararını aldık.
Barışın ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Bizim 6 partimizin kapatılmasına rağmen, hala demokratik yöntemleri esas alan demokrasiyi esas alan yaklaşımımızın herkes tarafından görülmesi gerekiyor.
Bu çabamız, bu ısrarımız demokrasiyi ne kadar önemsediğimizin açık bir göstergesidir. Barışı savunduğumuzun açık bir göstergesidir.
Barış ve demokrasi partisini güçlü partisine getirmek. Demokratik siyasetinin güçlü ve bütün halkın dinamiklerine yanıt verecek bir noktaya taşımasıdır.
İkincisi Türkiye'de, Türkiye halkının, Kürt halkının, farklı inançların, emekçilerin vicdanı olacak bir siyasi oluşumu da ortaya çıkarmamızdır. Eğer bunu ortaya çıkarabilirsek ve demokrasi mücadelesini verebilirsek, o zaman Türkiye'yi değiştirebiliriz. Demokrasiyi sağlayabiliriz. Özgürlüklere kavuşabiliriz. Bugün mücadele gerçekten demokrasiye inananların, inançların kendini özgürce ifade edebileceği, emekçinin hakkını savunacak bir Türkiye Partisi'ne ihtiyaç var.
Demokrasiyi esas alanlar bir çatı etrafında da toparlanmanın, birlikte olmanın da hazırlığını yapmalıdır. Barış ve demokrasi partisi gerçekten demokrasinin adresi olabilecek.
Başından beri söyledim. Demokratik mücadele bizim için esastır. Partimizin kapatılmasıyla birlikte grubumuz partimiz gerçekten onurlu bir duruş gösterdiler. Bize sahip çıktılar.
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla, siyaset yasağı getirilen iki arkadaşına yürekten bağlılıklarını gösterdiler. Ben huzurunuzda partime ve bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Çarşamba günü İmralı'da sayın Öcalan'la avukatları bir görüşme yaptılar bu görüşme sonucunda sayın Öcalan da parlamento zemininin terk edilmesinin doğru olmadığını ve mücadelenin devam etmesini istediğini bize ilettiler.
Tabiî ki haksızlığa maruz kalabiliriz. Biz zaten haksızlığa karşı olduğumuz için buradayız. Bütün bu gelişmeleri değerlendirdik ve arkadaşlarımızla birlikte istifanın doğru olmadığı fikrine vardık.
İstifa kararını gözden geçirdik ve parlamento da Kürt sorununun çözümüne katkı sunmak için devam etme kararı aldık.
Ben burada bir şey daha ifade etmek istiyorum. DTP'nin kapatılması, partilerinin kapatılması büyük bir ayıptır, büyük bir günahtır. Bu mantığı açmamız gerekiyor.
Bir canı bile kaybetmemiz bir partinin kapatılmasından da daha önemlidir. Onun için diyoruz ki ey siyasetçiler, siyas partiler gelin canlara sahip çıkalım. Gelin canları kaybetmeyelim diyoruz. Hep birlikte barışçıl demokratik bir sürecin önünü açalım.