"Dün Menderese söylediklerini bugün..."
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugün Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yönelik attıkları manşet, "diktatör olmak istiyor', "tek başına olmak istiyor" işte bugünkü söylenenlerin hepsi, o gün rahmetli Özal'a da, Menderes'e de söyleniyordu" ded
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugün Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yönelik attıkları manşet, "diktatör olmak istiyor', "tek başına olmak istiyor" işte bugünkü söylenenlerin hepsi, o gün rahmetli Özal'a da, Menderes'e de söyleniyordu" dedi.
Isparta'da partisini ziyaret eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti'nin kurulduğu ilk günden bu yana bıkmadan usanmadan çalıştığını 14 seneden bu yana kimsenin hayal edemediği işleri yaptıklarını söyledi. Yurtdışında Türkiye'nin itibarının arttığını kaydeden Çavuşoğlu, "Böyle bir Türkiye'yi biz de yıllardır beri bekliyorduk. Türkiye'de ekonomik krizlerde, istikrarsızlıklardan, darbelerden dolayı hep 1 adım ileri, 2 adım geri giden Türkiye'yi artık istikrara kavuşturmanın hayalini kurduk. Avrupa ülkelerinde olanların kendilerin de olmasını da çok istiyorduk. Antalya'da bir turistin başına bir şey geldiği zaman Almanya, Hollanda, Avusturya uçak gönderdiği zaman "Vay be ne büyük ülke', "insana ne kadar önem veriliyor. Biz de insanın hiç önemi yok" derdik. Biz de dünyanın neresinde vatandaşımızın başına bir şey gelirse gelsin hiç bir vatandaşımızı çaresiz bırakmıyoruz. Uçak ambulanslarımızı gönderiyoruz. Ama böyle bir güçlü bir Türkiye'yi dünyadaki mazlum insanlar bekliyordu. Avrupa'daki vatandaşlarımız da yaşadıkları eziklikten kurtulmak için Türkiye'nin yaşadıkları ülke gibi olmasını istiyorlardı. Ama evlad-ı fatihanlar 100 yıldır böyle bir Türkiye'yi bekliyordu. Somali'dekiler, Kosova'dakiler, Bosna Hersek'tekiler de bekliyordu. Oralara gittiğimizde şehitliklerimiz var. Osmanlı asker gönderiyordu, insani yardımlar gönderiyormuş, onların canını namusunu koruyormuş. Ama o günden sonra oralar unutulmuş. Şehitliklerimizin dahi nerede olduğu bilinmiyor. Çok şükür 100 yıldır beklenen Türkiye. Bugünkü Türkiye olsaydı, Bosna'daki katliamlara da müsaade etmezdik" diye konuştu.
"100 YIL DAHA BEKLETEMEYİZ"
Türkiye için önemli bir seçim arefesinde olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Önümüze çıkan engelleri aşmak için, Türkiye'de istikrarı güçlendirmek için önemli bir seçim arefesindeyiz. Ama bizim sorumluluğumuz, sizin sorumluluğunuz, sadece Türkiye'ye ile ilgili değil, sadece 78 milyonla ilgili değil, bugün dünyada sesi olduğumuz, vicdanı olduğumuz, her zaman yanına koştuğumuz, yol getirdiğimiz, hastane yaptırdığımız mazlumlara karşı da sorumluluğumuz var. O insanlara bir daha 100 yıl bekletemeyiz. Bekletmemiz lazım. Bu seçimde halkımızın desteği ile daha önceki seçimlerdeki gibi başarabilir miyiz? Evet, başarabiliriz Allah'ın izniyle. Engeller var. Engelleri aşar mıyız Evet aşarız" dedi.
"O GÜN ATTIKLARI MANŞETLERLE BUGÜNKÜLER AYNI"
Menderes'ten bu yana ülkeye hizmet edenlerin serüveninin kolay olmadığını belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Rahmetli Demirel'i kaç defa indirdiler darbelerle. Bu ülkeye hizmet etmek isteyenleri idam sehpasına götürdüler. Turgut Özal'ın başına gelmeyen kalmadı. Açın o günkü manşetleri bugün Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yönelik attıkları manşet, "diktatör olmak istiyor', "tek başına olmak istiyor'. İşte bugünkü söylenenlerin hepsi, o gün rahmetli Özal'a da, Menderese de söyleniyordu. Oysa tek parti diktasını yenen Türkiye'nin kaderini değiştiren rahmetli Menderes'tir. Bizim işimiz de kolay olmadı. Bu partiyi kurarken, kolay mı kurduk. Siz sokaklarda koşuştururken, gittiğimiz esnaf arkadaşlarımız, "gönlümüz sizinle ama bizi işin içine katmayın" derken neden girmek istemiyorlardı. Çünkü korkuyorlardı. "Bu partiyi de kapatacak, iktidar yapmayacaklar" diyorlardı. Recep Tayyip Erdoğan'ı partiyi kurduktan sonra mahkemeye davet ettiler. Tutuklamak için kumpas hazırdı. İddianame de hazırdı. O gün vicdanlı bir nöbetçi hakim olmasaydı Cumhurbaşkanımız hapse atacaklardı. Oradaki bir kaç saatin ne anlama geldiğini ben size anlatamam. Ben oradaydım. Sonrası kolay mı oldu. Erdoğan'ı seçime sokmadılar. Biz "inadına AK Parti, inadına Tayyip" diyerek çalışmadık mı. Sandıkları doldurarak tek başına iktidara getirdik. İktidar olduk ama engeller daha fazla arttı. Karşımızdaki güçler, bir oldu. Önce gözdağı verdiler. Danıştay saldırısı, bu saldırı, şu saldırı. Hepsini bize yıkmaya çalıştılar. Çünkü eskiden bu oyunları rahmetli Erbakan'a da oynadılar. Ama Allah'a şükür hiç yılmadık, boyun eğmedik. Çünkü kendimizden emindik. Millet yürü, arkanızda biz varız diyordu. Ve yürüdük. Bu sefer engeller daha da büyümeye başladı. Orduyu göreve davet edenler, size cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz diyenler. Mecliste Cumhurbaşkanı seçtik, iptal ettiler. Anayasa Mahkemesinin kararı siyasi bir karardır. İç tüzük belli. Pes etmedik. Hemen halkımıza gittik. Cumhurbaşkanımızı seçti. Sonra da Anayasa'yı değiştirdik bundan sonra halk tarafından seçilsin Cumhurbaşkanı dedik. AK Parti'ye kapatma davası açtılar. Bir kenara seçilmedik. Muhtar bile yaptırmayacağız dedikleri Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yaptık."
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİ SEMPATİK GÖSTERENLER VAR"
Şimdi de hedefin, Türkiye, AK Parti, Ahmet Davutoğlu ve Erdoğan olduğunu belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Ama asıl hedef, onlar üzerinde Türkiye'yi yıpratmaktır. Ne zaman Türkiye, ileri gitse önüne engel çıkarıyorlardı. Parti kapatmasından sonra sanki bitti mi? Gezi olayları başladı. Gezi olayları başlandığında Türkiye'de faizler yüzde 5'e düşmüştü. IMF'ye olan borcu da sıfırlamıştık. IMF'ye 24 milyar dolar borç ödemiştik. Gezi olaylarını başlatanların hükümetten istekleri neydi. Köprü yapma, havaalanına ne gerek var, Kanal İstanbul'a ne gerek var. Hizmet etme. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, hükümetten böyle bir şey ister mi? Ne zararı var İstanbul İzmir otobanının. Ne zararı var raylı sistemlerinin. 17-25 Aralık operasyonları. Onunla da başaramadılar. Seçimden sonra terör örgütlerini üzerimize saldılar. Hem de 3'lü. DAEŞ, PKK ve DHKPC. Bu örgütleri sempatik gösterenler var. Gazeteler de var, siyasi partiler de var, sivil toplum örgütleri de var. Aydınlık kisvesi ardına sığınmış sözde aydınlar da var. Dünyanın terör örgütü dediği PKK'yı ve DHKP-C'yi sempatik bir aktivist gibi göstermeye çalışan ve gösteren ve destekleyen CHP'li milletvekilleri var TBMM'de. Ondan sonra bize diyorlar ki bunlarla niye koalisyon kurmadınız. Bizden istedikleri 4+4+4'ü kaldırıp yani imam hatiplerin önünü tekrar kapa. Bizden istedikleri laik dışı politika izleyecekmişiz. Böyle dış politika olur mu? Dünyanın her tarafını kapsayan bir dış politika izlememiz lazım. Uyguluyoruz da çok şükür."
"BOŞ BİR MÜCADELE DEĞİL"
Şimdi de terörün ve terör örgütlerinin üstesinden geldiklerini ileten Çavuşoğlu, "Mücadelemizi sürdürüyoruz. Sonuna kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemizden temizleyinceye kadar. Hiç kimse bize şu yöntemi de bu yöntemi de terörü bitirmek için denemedin diyemez. Her türlü çabayı sarf ettik. Samimi bir şekilde yeter ki terör bitsin. Ama karşımızdaki terör örgütü ve onun uzantılarını samimi olmadığını terörü bırakmak silahı bırakmak istemediğini uyuşturucu silah kaçakçılığını insan kaçakçılığını bırakmak istemediğini vatandaşlarımızı adeta haraca bağlayan politikalarından ya da anlayışından vazgeçmek istemediğini gördük. 7 Haziran'dan sonra güya onlara ortaya çıkan boşluktan faydalanarak terör saldırılarını artırdılar. 7 Haziran'a kadar 1 yıl içinde PKK'nın gerçekleştirdiği terör saldırısı sayısı 2 bindir. Askerimize de saldırdı. Polisimize de saldırdı. Kaymakamı da kaçırdı. Hastaneyi de yaktı. Baraja da saldırdı havaalanı da saldırdı ve birçok insanı dağa kaldırdı. Her evden çocuk kaçırdı. İşte o boşlukta bizim karşımıza çıkardıkları PKK'ya karşı da en güçlü bir biçimde mücadele ediyoruz. Müsterih olun. Karamsarlığa kapılmayın. Evet, şehitlerimiz var. Allah rahmet eylesin. Bugün bu topraklarda yaşıyorsak şehitlerimiz sayesindedir. Bugüne kadar tüm mücadelelerde Türklerin bu Anadolu topraklarına ayak bastığı ilk günden bu yana Çanakkale de kurtuluş savaşımız ve etkili bir mücadele yapıyoruz. Boş bir mücadele değil. Dağlardan da temizliyoruz. Şehirlerden de temizliyoruz. Ya silahları gömecekler çıkacaklar. Tamamen temizleyinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bundan vazgeçemeyiz. Bunun seçimle meçimle ilgisi yok. Seçim sonrasında da devam edeceğiz. Bitinceye kadar devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Çavuşoğlu, gezi programının ardından Isparta'dan ayrıldı.