"Eğer IŞİD gösterileri olmasaydı"
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, 6-7 Ekim'de IŞİD bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösteriler olmasaydı, yol haritasının Kandil'e gittiğini, yeni aşamada örgütün kesin bir şekilde eylemsizliğe geçmiş olacağını ifade ederek, "Örgüt kesin bi
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, 6-7 Ekim'de IŞİD bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösteriler olmasaydı, yol haritasının Kandil'e gittiğini, yeni aşamada örgütün kesin bir şekilde eylemsizliğe geçmiş olacağını ifade ederek, "Örgüt kesin bir şekilde eylemsizliğe geçecekti. Ülke dışına tekrar çıkışlar sağlanacak. Avrupa ile Mahmur'da suça bulaşmamış örgüt üyelerinin silahsız dönüşleri, sosyal, siyasal hayata entegrasyonları başlayacaktı" dedi.
Ensarioğlu, çözüm sürecinin şeffaf yürütülmediği yönündeki eleştirilerin gerçekle bağdaşmadığını belirterek, bu tür süreçlerin kamuoyuna çok da açık yürütülmemesi gereken müzakereler olduğunu söyledi.
"Müzakerelerde tarafların birbirini iknası vardır. Taraflar ikna olduktan sonra kendi kitlelerini ikna etmesi, halkın ikna olması süreci vardır" diyen Ensarioğlu, bunların önemli bir kısmının belli bir aşamaya kadar gizli yürütülmesi gerektiğini belirtti.
- "Bunlar süreci bitirme çabalarıdır"
Ensarioğlu, tüm çağrılara rağmen muhalefet partilerinin çözüm sürecini birlikte yürütme konusuna sıcak bakmadığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan muhalefete defalarca çağrıda bulunarak, 'Gelin komisyon kuralım. Ben 3 milletvekili vereyim. CHP olarak siz de milletvekili verin. Birlikte bu işi yürütelim' dedi. Ancak bu çağrıların tamamı karşılıksız kaldı. Birlikte yürütülseydi gizli bir şey kalır mıydı? Bunlar, süreç üzerinden hükümeti vurma, hatta mümkünse süreci de bitirme çabalarıdır. 'Süreç biterse acaba hükümet zarar görür mü?' düşüncesidir."
"Türkiye'nin geleceğini, birlik ve bütünlüğünün zarar görmemesini kimse düşünmüyor" ifadesini kullanan Ensarioğlu, bunların kısır bir takım siyasi çekişmeler yüzünden ülkenin geleceğini tehlikeye atabilecek söylemler olduğunu savundu.
- "Süreç sağlıklı yürüyor"
Ensarioğlu, bu tür süreçlerde, provokasyon ve beklenmedik yol kazalarının yaşanabileceğine işaret ederek, tüm bunlara rağmen çözüm sürecinin devam edeceğini başından bu yana söylediklerini dile getirdi.
Hükümetin, AK Parti'nin ve devletin iradesinin çözüm sürecinin devamı konusunda çok güçlü ve net olduğunu vurgulayan Ensarioğlu, şöyle dedi:
"Süreç sağlıklı yürüyor. Tek başımıza kalsak dahi devam edeceğiz. Sürecin muhatabı olan örgütün kendisi de bu işten çekilse süreci devam ettireceğiz. Ancak, süreç var diye birileri süreci istismar ederek bölgede alan hakimiyetini sağlama ve sürecin ruhuna uygun olmayan her türlü eylemde bulunma hakkına da sahip değil."
- "Sürecin askıya alınması söz konusu değil"
Gelinen aşamada sürecin yasal çerçevesi çizilmişken, süreç yasal zemine oturtulmuşken, sürecin içi doldurulmuşken ve yol haritası üzerinde müzakereler devam ederken olayların yaşanmasının kabul edilemez olduğunu anlatan Ensarioğlu, şunları kaydetti:
"Hükümetin, 'Hızlı bir şekilde bu işi bitirmemiz gerekir. Bu kapsamda somut adımlar atılacak' dediği dönemde bu 6-7 Ekim olaylarının, yol kesme, haraç toplama, adam kaçırma, faili meçhul cinayetler gibi bir takım olaylar oluyor ve bunlar muhatabınız tarafından yapılıyorsa bu, iklimi bozar. İklim bozulduğu zaman adım atmanız zorlaşıyor. Yoksa süreçten vazgeçme, sürecin askıya alınması söz konusu değil. Onarıp devam edeceksiniz."
Ensarioğlu, şunları dile getirdi:
"6-7 Ekim olayları olmasaydı yol haritası Kandil'e gitmişti. Netleştikten sonra belki yol haritası açıklanacaktı. Örgüt kesin bir şekilde eylemsizliğe geçecekti. Ülke dışına tekrar çıkışlar sağlanacak. Avrupa ile Mahmur'da suça bulaşmamış örgüt üyelerinin silahsız dönüşleri, sosyal, siyasal hayata entegrasyonları başlayacaktı. 2 yıldır eylemsizlik kararı alındı. Karakol baskınları, çatışmalar yok. Çünkü devlet de operasyon yapmıyor. Ama devletin hiç operasyon yapmadığı bir dönemde kendileri şantiye basıp, haraç toplayıp, millet üzerinde müthiş bir baskı uygulayıp, farklı bir mecraya doğru işi götürürlerse bu da olmaz."
- "HDP maalesef çok etkin değil"
HDP'nin süreçle ilgili tutumunu eleştiren Ensarioğlu, "HDP maalesef çok etkin değil. Sorun biraz da ondan kaynaklanıyor. Karşı taraf, DTK, HDP, başka bir parti, KCK, PKK, gençlik hareketi derken çok parçalı bir yapıya dönüştü. Tüm bu parçalı yapıların tamamı HDP'den daha etkin ve daha güçlü duruyor" şeklinde konuştu.
Ensarioğlu, HDP'nin bu yapıların üzerine çıkması gerektiğini aktararak, legal siyaset yapanların meseleye yön vermesi gerektiğini dile getirdi.
İşin doğasının bu olduğuna işaret eden Ensarioğlu, "Çünkü bu sürecin amacı silahlı güçlerin silahlarını bıraktıktan sonra derdi olanın siyaset yapmasıdır. Siyaset mekanizmasını güçlendirmeye çalışırken siyasetin bu kadar güçsüz durumda olması sorun çözmez, tıkar" dedi.
- "Yol kapatma, adam kaçırma çözümün ruhuna uygun değil"
"Hiçbir devlet ortak kabul etmez. Bir kere çözüm olacaksa bunlardan vazgeçecekler. Siyaset yapacaklar. Vergiyi devlet toplar, örgüt, mafya, aşiretler değil. Asayiş birimi olmaz. Devletin asayiş kuvvetleri olur. Bir devletin bir legal gücü olur. Birkaç legal gücü olmaz. Herkes bunu iyi bilecek. Yol kapatma, adam kaçırma çözümün ruhuna uygun değil" diyen Ensarioğlu, şöyle dedi:
"Çözüm zaten bunlar olmasın diye oluyor. Bunlar olacaksa çözüm süreci yok demektir. Bu artık ayyuka çıktı. Eskiden dağda, güvenliksiz bölgelerde iş yapanlardan iş yapabilmeleri için bir takım paralar alınırdı. Şehirdeki esnaf, tüccar ve sanayici kim varsa hepsi dağa götürülüyor. Bölgede yatırım olmasın, parası olan gizlesin ve buradan kaçsın isteniyor. Son olaylarla Diyarbakır'ın yerli, orta kesimi kaçsın isteniyor. Bunlar sistematiktir ve kabul edilebilir şeyler değildir. Çözüm isteniyorsa, herkes çözüme uygun davranacak. Siz bunları yaptıkça devlet bu kontrolsüz alanları tahkim eder."
- "Meseleler konuşulup, anlaşılır ve yola devam edilir"
Ensarioğlu, çözüm sürecine devam edileceğini sözlerine ekleyerek, "Muhatapları ile yeni baştan bu meseleler konuşulup, anlaşılır ve yola devam edilir. Anlaşılmazsa o zaman devlet tek taraflı olarak özgürlükler ve demokrasi konusundaki yasaları çıkarır, silah bırakmak isteyenlere yönelik bir takım düzenlemeleri yapar. Kendisiyle savaşmak isteyenlerle de savaşır, yoluna devam eder" diye konuştu.