Cumhuraşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu ülkeyi maşalara asla teslim etmeyeceğiz. Bu ülkeyi uluslararası çevrelerin taşeronu olan ihanet şebekelerine, paralel devlet yapılanmalarına, hoca görüntüsü altındaki şaklabanlara asla teslim etmeyeceğiz' dedi.

 

Konya- İstanbul Yüksek Hızlı Tren seferinin başlatılma töreninde Avrupa Birliği'ne de seslenen Erdoğan, 'Mürebbiye edasıyla parmağını sallayarak Türkiye'ye akıl veremeye çalışanlar, artık o eski Türkiye olmadığını anlasınlar. Türkiye'ye demokrasi dersi vereceklermiş, bir zahmet buraya gel de Türkiye sana demokrasi dersi versin' diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Mevlana'yı anmak için düzenlenen 'Mevlana'nın 741'inci Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma' törenleri kapsamında gerçekleşen Şeb-i Arus törenlerine katılmak için bugün saat 13.40'da özel uçakla Konya'ya geldi. Erdoğan'ı havalimanında Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Konya Valisi Muammer Erol ve protokol üyeleri karşıladı.

 

Erdoğan ve Davutoğlu, ilk olarak Gar binası önünde düzenlenen Konya- İstanbul Yüksek Hızlı Tren seferinin başlatılacağı törene geçti. 

 

 

Açılış konuşmasını yapan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, yüksek hızlı tren sayesinde otobüsle 10-11 saat, konvansiyonel trenle 13 saat süren Konya- İstanbul arası 4 saat 15 dakikaya ineceğini ve günde karşılıklı 2 sefer düzenleneceğini söyledi. 

 

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya- İstanbul arasındaki yüksek hızlı trenin iki başkenti birleştirdiğini belirterek 'Selçuklu Başkenti Konya ile cihan devleti başkenti ve küresel döneminde en önemli küresel ve merkez şehirlerinden biri olan İstanbulumuz birbiriyle irtibatlanıyor. Aslında bir çok buluşmayı bir arada gerçekleştirmiş oluyoruz. Vuslat ile manevi bir buluşma, hızlı tren ile de ilk başkentimiz ile kadim başkentimiz arasındaki güzel buluşma. Bu aslında milli birlik ve beraberliğimizin de güzel bir timsali' dedi.

 

Davutoğlu, 'Konya İstanbul hattının açılışı başka bir ufku da beraberinde getiriyor. Karaman-Mersin, Adana, Gaziantep hattı ile Edirne'den Gaziantep'e kadar uzanacak hat yine Bakü- Tiflis hattı ile birleşerek doğu batı ekseni bu sefer Avrupa içlerine Londra'ya girecek. Hep bunlar büyük bir istikbalin müjdeleridir. Biz ülkemizi merkezi coğrafyasını aynı zamanda ulaşım ve lojistik hatlarının merkezi üssü haline getirmeye kararlıyız' diye konuştu.

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının başında Pakistan'da terörist saldırı sonucu 130'u aşkın öğrenci ve öğretmenin öldürülmesi olayına değinerek Pakistan halkına başsağlığı diledi. Pakistan'ın yanında olduklarını belirten Erdoğan, 'Bu alçakça saldırı bölgedeki tüm ülkelerin, tüm dünyanın, terörün karanlık yüzünü görmelerine neden olur' dedi. 

 

 

9 Ağustos'ta 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri önce Konya'daki mitinge değinen Erdoğan, 'Konya'daki o muhteşem final, şahsımın Başbakan olarak genel başkan olarak yaptığı son mitingdi. Bir nevi burada vedamızı yaptık. Burada bir dönemin kapanışı, ama aynı zamanda bir dönemin açılışını yaptık. Hatmeyi Konya'da, Fatih duasını da yine Konya'da yaptık. 10 Ağustos'ta da Konya kendisinden beklenileni yaptı ve milletin adamına sahip çıktı. 10 Ağustos'ta yüzde 75 oy oranı ile bu kardeşinize en yüksek desteği veren 4'üncü il, 30 büyükşehir içinde birinci sırada. Bu büyük desteğiniz için her birinize tek tek teşekkür ediyorum' dedi. 

 

 

10 Ağustos'tan sonra görevi Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bıraktıklarını belirten Erdoğan, merhum Necmettin Erbakan'dan sonra Konya'nın ikinci bir başbakan çıkarttığını ve Davutoğlu'nun da geçen süre içinde başarılı olduğunu söyledi. 

 

Erdoğan, yüksek hızlı tren sayesinde Konya- İstanbul arasındaki mesafenin 4 saat 15 dakika olacağını kısa bir süre sonra da rabia (4 saat) olacağını belirtti. 

 

 

Erdoğan, 'Bizim dedelerimiz, annelerimiz babalarımız onların ardından bizlerde çok sorunlar yaşadık. Dünyada özellikle batıda yaşanan hızlı kalkınmayı, refahı on yıllar boyunca sadece seyretmek zorunda kaldı. SSK'nın malum genel müdürlerinin olduğu dönemleri düşünüyorum. Affedersiniz sağlam girip, hasta çıktığımız hastanelerin durumunu düşünüyorum. Hızlı trenleri sadece televizyonlarda görebiliyorduk. Uçağı sırt üstü yere yatıp gökyüzünde izliyorduk. Modern okulları sadece televizyonlarda görüyorduk. O da renkli değil, siyah beyaz. İsteklerimizi, taleplerimizi kimse duymuyordu. Yasaklara, yolsuzlukları kimse dur diyemiyordu' dedi. 

 

Erdoğan, Türkiye'nin karanlığından, akan kanından faydanlanmak isteyen ve Türkiye'nin istikametini çizmek isteyenlere dur dediklerini belirterek, artık Türkiye'nin istikametine kimsenin yön veremeyeceğini söyledi. 

 

 

Erdoğan, geçen yıl 17 Aralık günü Konya'da olduğunu ve o gün yolsuzluk operasyonu yapıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:

 

'Yargı, emniyet ve medya ele ele verdiler ve o gün bir operasyon başlattılar. Bir yanda gözaltılar yapılıyor. Bir yanda da medya üzerinde sistemli bir şekilde önceden hazırlanmış düzmece haberler servis ediliyor. hem Türkiye'de hem dünyada çok kirli bir algı operasyonu devreye girdi. Adına yolsuzluk operasyonu dediler. Meselenin yolsuzluk operasyonu olmadığı ortaya çıktı. Çok açık bir şekilde hükümeti devirmeye yönelik adım atılmıştı.'

 

 

Erdoğan, 'Emniyet içindeki, yargı içindeki, medya, sivil toplum, iş dünyasındaki, bir takım o karanlık güçler iş birliği yapmış bir senaryo yazmış bu senaryoyu uygulamaya başlamıştı. İşte dikkat ederseniz yönetmenlerden biri söyledi, 'senaryoyu yazdılar, elimize verdiler, bizde oynadık' olay bu. Bizim o gün boyun eğeceğimizi o gün darbe girişimine razı olacağımızı zannettiler. Ama biz o gün Konya'daydık. Konya'nın hayır duası üzerimizdeydik. Konya'nın manevi havası, yiğitliği dik duruşu üzerimizdeydi. Oyunu anında fark ettik. Bunun bir yolsuzluk operasyonu olmadığını, onun millete ve ülkeye yönelik bir tuzak olduğunu anında gördük. Derhal tedbirlerimiz aldık. Bu darbe girişimini, kirli oyunu boşa çıkarmak için derhal harekete geçtik. Ne dedik 'onların biz tuzağı varsa Allah'ın da vardır' dedik. 'Onların bir hesabı varsa, milletinde hesabı vardır' dedik. Hamdolsun o tuzak bozuldu. Asıl niyetleri de çok kısa sürede ortaya çıktı. 17 Aralık'ın hemen ardından 25 Aralık'ta asıl planladıkları, asıl tezgah polislerin bilgisayarından çıkarıldı. O darbe girişimleri tescillendi. Her şeyi hazırlamışlar. O kadar ki Başbakan'ı kesin devireceklerini düşünerek sonradan kulanacakları fezlekeye dönemin başbakanı ifadesini bile yazmışlar. Ben görevdeyim. 17-25 Aralık operasyonundan sonra bunların asıl yüzlerin daha net gördük. İddialarının nasıl sınır tanımadığını milletçe hep birlikte mücadele ederek gördük ' diye konuştu.

 

 

Erdoğan, üstü kapalı olarak muhalefet partilerini de eleştirerek, 'Yapılan hukuksuzlukların hesabı sorulmaya başlandı. Gerek 17 Aralık'ta gerek bugün kimlerin yan yana durduğunu kimlerin ittifak yaptığını, kimlerin kucaklaştığını görün. Asıl meseleyi de o zaman daha iyi anlayacaksınız. Eski Türkiye'nin o karanlık Türkiye'nin ne kadar aktörü varsa şu anda kucaklaşıyorlar. Düşman kardeşler seçimlerde birbirlerini destekliyor. Birbirlerine diyet ödüyorlar. Kasetlerin diyetini ödüyorlar. Şantaja boyun eğerek, üst tahtın talimatlarına boyun eğerek birbirlerine diyet ödüyorlar' dedi.

 

 

Erdoğan 'Daha da ileri gidiyorlar. Pensilvanya açıklama yapıyor. Şahsıma yönelik çok çirkin benzetmeler, beddua seansları. Şimdi daha da enteresan açıklama yaptı. Gazetelerinden alınan onun kendi takımı için onların yerinde olmak isterdim diyor. Senin elini kolunu bağlayan yok ki, gel onların yanına, gel onların yerine, hiç kimse sana gelme demiyor gel. Çoktandır sana gel diyoruz zaten. Pensilvanya'da koruma altında olanlar buraya gelemez. Neler yaptıklarını biliyorlar. Bizim ödenecek diyetimiz varsa bunu sadece millete öderiz. Bırakın onlar Türkiye düşmanlarıyla hareket etsin, Türkiye düşmanı medya ile uluslararası kirli odaklarla, güneydeki sevdikleri ülkeyle hareket etsin. Biz buraya milletle geldik' dedi.

 

 

Parelel yapının inlerine girdiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

 

'Kardeşlerim size söz verdik. Bu haşhaşilerden hesap soracağız dedik. İnlerine gireceğiz dedik. Verdiğimiz sözü tuttuk, tutacağız da. İnlerine girdik, ihanetlerini tescilledik ve daha da fazlasını yapacağız. Yolsuzluk adı altında darbe girişiminde bulunanlardan hesap sorduk, daha da soracağız. Basın özgürlüğü kısıtlanıyor iftirasıyla Türkiye'yi dünyada karalamaya çalışanların oyunlarını da bozacağım. Emniyette oyunu bozduk. Yargıda oyunu bozup yargıyı tehdit ve şantajlardan da inşallah kurtaracağız. Kurumlarımızı temizledik, temizliyoruz. Kaynaklarını kurutmaya devam ediyoruz.'

 

 

Son yapılan operasyonu eleştiren AB'ye de tepki gösteren Erdoğan, 'Dünyada bazı ülkelerde özellikle AB içinde birileri çıkıyor, Türkiye'de hukuk içinde yapılan bir operasyonlarla ilgili peşin hükümler veriyor. Beyler geçti o günler. İstediğiniz manşeti atın. İstediğiniz tweeti atın, istediğiniz kadar Türkiye aleyhine açıklama yapın. Biz kendi rotamızı kendimiz çizeriz. Mürebbiye edasıyla parmağını sallayarak Türkiye'ye akıl veremeye çalışanlar artık o eski Türkiye olmadığını anlasınlar. Türkiye'ye demokrasi dersi vereceklermiş, bir zahmet buraya gel de Türkiye sana demokrasi dersi, Türkiye size Mısır'ı anlatsın. Bir zahmet buraya gelin de Suriye üzerinden size insanlık dersi verelim.

 

Türkiye'ye özgürlük dersi vereceklermiş. Sen önce git AB içinde yükselen ırkçılığın, islamofobinin hesabını ver. Kapattığınız gazetelerin hesabını verdiniz mi? Sabancı'yı gelip de kendi genel merkezinde öldüren o teröristi kaç kez yakaladınız. Bir kapıdan soktunuz, öbür kapıdan çıkartınız. Elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Aynı şekilde 7 soydaşımızı ırkçı faşistler öldürdüler. Basın mensuplarını onların yargılanması sürecine dahil etmek istemediler. Siz önce bunun hesabını verin. Yapılan işkencelere ses çıkartınız mı, hayır' dedi.

 

 

Erdoğan, 'Türkiye sizin günah keçiniz değil. AB olarak önce aynaya bakmaları lazım. AB önce kendisini test etmesi lazım. Mısır için susanlar, Suriye'de, Irak'ta 1 milyon 600 bin insanı kendi evimizde barından Türkiye'ye bunların hiç bir söyleyecek sözü yoktur. Şu ana kadar 5 milyar doları aşkın para harcadık. Sadece yanımıza geldiklerinde sizin bu ev sahipliğiniz tutulmaz, tebrik ederim diyor. Birisi de kalkıp şu kadar destek verelim demiyor. Yurt dışından gelen destek 200 milyon dolar. Harcadığımız 5 milyar dolar. Gerçekler ortada. Sadece bunlardan nasihat dinlersiniz. Suriye'de gözlerini kapatanlar, Filistin'de katliama sırtını dönenler, bize özgürlükten, demokrasiden bahsedemezler. 55 yıl önce Türkiye AB'ye müracaatta bulundu. 10 yıl önce bugün müzakerelere başlama kararı alındı gittik imzaları attık. 55 yıldır özellikle son 10 yıldır bizi oyalıyorlar. Daha doğrusu oyalamanın gayreti içindeler.'

 

 

Eleştirilerini sürdüren Erdoğan, şöyle konuştu:' Biz AB'nin kapı kulu değiliz. Biz millet olma şuuru içinde alacaklarsa alırlar, almayacaklarsa almazlar. Bu sözlerimizden de rahatsız oluyorlar. Niye rahatsız oluyorsunuz. Mısır'da Ukrayna'da, Suriye'de Irak'ta, Filistin'de sustunuz. Ne zaman adaleti haykıracaksınız. Türkiye'de susmakla kalmıyor, darbe girişimlerine destek oluyor. Kardeşlerim bu ülkeyi maşalara asla teslim etmeyeceğiz.

 

Bu ülkeyi uluslararası çevrelerin taşeronu olan ihanet şebekelerine, paralel devlet yapılanmalarına, hoca görüntüsü altındaki şaklabanlara asla teslim etmeyeceğiz. Bakın terör örgütleri çıkıyor. Şu anda Pakistan'daki olayı gördünüz. 130 aşkın yavruyu şehit ediyorlar. DEAŞ diye bir şey çıktı. Onun da neler yaptığını görüyorsunuz. DEAŞ Suriye'de, Irak'ta ne yaptığını görüyorsunuz. Ne adına, sorarsanız İslam adına yapıyor. Böyle bir İslam yok. İslam barıştır. İslam'a gölge düşürüyorsunuz. Sizden dolayı dünyada İslamofobi başladı. Savunmasız insanları öldürmek bizim dinimizde bunlar yok.'

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Konya gezisinde programda, kente geldikten sonra saat 13.00'de Mevlana Müzesi'ni ziyaret edeceği yer aldı. Bu yüzden güvenlik nedeniyle müze ziyaretçilere kapatıldı. Müze içinde bulunan ziyaretçiler ise Erdoğan geleceği için müzeden çıkartılmak istendi. Tepkiler üzerine ziyaretlerini tamamlamalarına izin verilen ziyaretçiler, bu anları cep telefonlarıyla fotoğrafladı.

 

Yaklaşık bir saat gecikmeli olarak kente gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gardaki tören alanına gidence, Mevlana Müzesi yeniden ziyaretçilere açıldı.