Erdoğan son sözü söyledi!
MUHALEFET İSTER GELSİN İSTER GELMESİN..."Biz normal şekilde çalışmalarımız yürüteceğiz. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına bir engel yoktur. Azınlık çoğunluğa tahakküm etmesin diye iktidar güçlü kılınmıştır. Bizim bir komisyo
MUHALEFET İSTER GELSİN İSTER GELMESİN...
"Biz normal şekilde çalışmalarımız yürüteceğiz. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına bir engel yoktur. Azınlık çoğunluğa tahakküm etmesin diye iktidar güçlü kılınmıştır. Bizim bir komisyon çalışmamızda muhalefet komisyonu terk etti, ne yaptılar Anayasa Mahkemesi'ne gittiler. Mahkeme kabul etmedi. CHP lideri kanal kanal geziyor ve "Biz olmadan komisyon çalışmaz" diyor. Sayın Kılıçdaroğlu bal gibi çalışır.
Bir müjdeyi sizlerle paylaşacağım. TİK bugün 2011'in ilk çeyrek büyüme oranlarını açıkladı. Ekonomi yüzde 11 gibi çok yüksek bir büyüme kaydetti. Çin ve Arjantin'in önüne geçmek suretiyle birinci olduk.
Bismilllah diyerek başladığımız bu ilk istişare ve değerlendirme toplantımızda Allah'tan yolumuzu ve bahtımızı her daim açık tutmasın niyaz ediyorum.
14 Ağustos 2001'de temeli ihlasla, samimiyetle ve inançla atılan AK Parti, bozulmadan bugünlere ulaşmıştır.
Nereden geldiğimizi asla unutmadık, unutmayacağız. Unutmayın topraktan geldik, toprağa döneceğiz.
Bugüne kadar politikalarımız sistemli ve örgütlü bir şekilde kara kampanyalara maruz kaldı. En güçlü olduğumuz dönemde darbe vurulmak istendi. Bugün kişi başına milli gelir 11 bin doların da üstünde olabilirdi. Bizi yıpratmak adına, bu ülkenin kardeşliği bile hedef alındı.
Beğenmediğimiz uygulamalar oldu ama hukuk kuralları içinde kaldık. Anayasamızı takmamazlık yapmadık. Bize gönül verenleri sokaklara dökmedik.
İleri demokrasi, evrensel hukuk normlarına ulaşmak için büyük bedeller ödedik. Üzülerek ifade ediyorum ki tüm bu süreçlerde hep yalnız bırakıldık.
Dosta da düşmana da bir kez daha ilan ediyorum. AK Parti'nin ilk değerlendirme toplantısında söylüyorum "Milli irade üzerinde vesayet kabul etmiyoruz. Demokrasi dışı uygulamalara asla göz yummuyoruz. Ancak en az bunun kadar hukukun zorlanmasını da tasvip etmiyoruz. Meclis'i boykot ederek ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz.
Hukuka siyasi müdahalelerde bulunulmasını istemenin ne kadar vahim bir hata olduğunu çok iyi biliyoruz.
Yargının kararlarından dolayı AK Parti'yi itham edenler, eski alışkanlıkları nüksedenlerdir.
Onların dönemlerinde yargı yasama veya yürütmeden talimat almış olabilir. Ancak AK Parti Hükümeti döneminde yargı millet adına karar verir ve hiçkimseden de emir ve talimat almaz.
Biz kendi iktidarımız döneminde kapatılma davasına maruz kaldık. Parlamentonun yüzde 65'ine sahipken... O durumda dahi mücadelemizi hukuk içinde verdik. Üstelik bugün milli iradeyi temsil ettiği söylenen ve terör örgütü kurmaktan yargılanan yazarlar o gün "Yargı da milli iradedir" diye köşelerinde yazıyorlardı.
Dün güya millet adına karar veren yargı, bugün millet adına karar vermiyor mu?
Başbakan bu işi çözsün diyorlar. Başbakan ne yapacak? Hakimleri arayarak talimatlar mı verecek? Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir. Bizim dönemimizde bunlar yaşanmayacak.
Meclis'e gelip de yemin etmeyenler yasama, yürütme, yargı ayrımını hala kabullenemeyenlerdir.
Hiçkimsenin de kanunları yok sayma hakkı yoktur. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir. Keyfice adaylar gösterenler bugün yargının kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir.
Millet iradesiyle adalet duygusu karşı karşıya getirilemez.
Sorun TBMM'nin yani Türkiye'nin sorunudur. Muhalefet partileri sağduyu içinde hareket etmek, makul öneriler getirmek zorundadır.
Hem Meclis'e geleceksin, orada oturacaksın, bulunacaksın, ben yokum diyeceksin.
Bun buradan sevgili milletime sesleniyorum, TBMM çatısı altında genel kurula girmek suretiyle, geçici başkanın da yoklamayı yaparken ismini andığı kişi genel kurulda olduğu halde, onun yok demesini acaba hangi dürüstlük anlayışının içerisine sığdırıyorsunuz?
Soruyorum, acaba dürüstlük kavramıyla yalan ne zamandan beri arkadaş oldular. En önde oturacaksın, kendini yok yazdıracaksın. Hani dürüsttü bunlar?
Bu anamuhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Geçici başkanları önce yok, yok, yok dediler. Baktılar ki tarihi bir yanlış yapılıyor, hemen bir uyarı geldi. Ondan sonra yok denmedi. Ama yok desen de demesen de tüm kameralar çekti.
CHP ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandığı, bugün Meclis'i boykot edenler, bilsinler ki milli iradenin önündeki engel AK Parti olmayacak, bizzat kendileri olacak.
Millet bize de, muhalefete de, bağımsızlara boykot değil; yasa yapma yetkisi verdi.
Biz normal şekilde çalışmalarımız yürüteceğiz.
Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına bir engel yoktur.
Azınlık çoğunluğa tahakküm etmesin diye iktidar güçlü kılınmıştır.
Bizim bir komisyon çalışmamızda muhalefet komisyonu terk etti, ne yaptılar Anayasa Mahkemesi'ne gittiler. Mahkeme kabul etmedi.
CHP lideri kanal kanal geziyor ve "Biz olmadan komisyon çalışmaz" diyor. Sayın Kılıçdaroğlu bal gibi çalışır.
CHP kendisine yeni sıfatını yakıştırmış ama ne yazık ki eski kafayla yoluna devam ediyor.
Başbakan Erdoğan son sözünü söyledi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan istişare ve değerlendirme toplantısında konuşuyor. İşte yemin krizinde son sözünü söyleyen Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: