Erdoğan'ın ulusa seslenişi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasal düzen içinde meşru zeminlerde kalanlar için işleyen bir demokrasi bulunduğunu belirterek, ''Dost, düşman herkesin kabul ettiği gibi Türkiye, son yıllarda demokratikleşme alanında devrim sayılacak reformlar gerçekleş
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasal düzen içinde meşru zeminlerde kalanlar için işleyen bir demokrasi bulunduğunu belirterek, ''Dost, düşman herkesin kabul ettiği gibi Türkiye, son yıllarda demokratikleşme alanında devrim sayılacak reformlar gerçekleştirmiştir'' dedi.
Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' programında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin mutlu ve müreffeh yarınlarına yapılan yolculukta bir yılın daha geride bırakmaya hazırlanıldığını belirtti. 2007 yılının, Türkiye'nin değişim takviminde son derece önemli merhalelerden geçilen, çok önemli kazanımlar elde edilen bir yıl olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Tesis ettiğimiz güven ve istikrarın devamı, demokrasimizin işlerliği açısından çok önemli bir seçim gerçekleştirilmiş, demokrasimiz önemli bir sınavdan daha başarıyla çıkmıştır'' dedi. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Daha önce de söylediğim gibi 22 Temmuz seçimlerinde kazanan, güven ve istikrar olmuştur, kazanan demokrasimiz ve cumhuriyetimiz olmuştur, kazanan birlik ve beraberliğimiz, ortak geleceğimiz olmuştur.
Seçim sonuçlarına yansıyan milli irade, kurduğumuz 60. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak omuzlarımızdaki sorumluluğu daha da artırmıştır. Biz, yeni dönemde de bu sorumluluğun idraki içinde, farklı siyasi tercihlerde bulunan bütün vatandaşlarımızın iradesini, sandıkta verdikleri mesajı dikkate alarak yola devam ediyoruz.''
-MİLLETİN KAR HANESİ-
Genel seçimlerin ardından görev süresi dolan 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yerine, TBMM tarafından Abdullah Gül'ün 11. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, yine cumhurbaşkanının doğrudan halk oyuyla seçilmesi başta olmak üzere Türkiye'nin siyasi tıkanma noktalarını açmayı hedefleyen anayasa değişikliği paketinin de referanduma sunulduğunu, büyük bir katılımla gerçekleşen referandumda milletin onayını aldığını kaydetti.
Erdoğan, 2007'nin, hayatın her alanında kaydettikleri gelişmelerin, içeride ve dışarıda yaşanılan zorlukların yanında bütün bu tarihi kararların alındığı müstesna bir yıl olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Milletimiz, büyük zorluklarla, önemli sıkıntılara göğüs gererek kazandığı huzur ve istikrarından vazgeçmeyeceğini bir kere daha en güçlü biçimde ortaya koymuştur. Bu sebeple 2007'yi geleceğimiz adına milletimizin kar hanesine yazılan bir yıl, çok büyük bir kazanç olarak görüyoruz. Bu vesileyle bir kere daha 2007 yılı içine sığan bütün bu önemli gelişmelerin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini Allah'tan temenni ediyorum.''
-TERÖR-
2007 yılının genel bir değerlendirmesini yapmak istediğini, Türkiye'nin beş yıllık değişiminin geldiği noktayı, geleceğe açılan ufukları vatandaşlarla bir kez daha gözden geçirmek istediğini belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, birlik ve beraberliğine kast eden terör örgütünü toplumdan tecrit etme mücadelesinde yeni bir safhaya girdiğini söyledi. Terör örgütünü içeride ve dışarıda tam olarak izole etmek, sosyal, lojistik, finansal ve psikolojik bütün desteklerini kesmek için büyük bir gayret içinde olduklarını anlatan Erdoğan, TBMM'nde büyük bir çoğunlukla kabul edilen tezkere çerçevesinde, hazırlık çalışmaları yapıldıktan sonra 28 Kasım itibariyle hükümetin, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) yetkilendirdiğini anımsattı.
Erdoğan, bu çerçevede TSK'nın icra ettiği ve bundan sonra icra edeceği sınırötesi harekatların hedefinin, sadece Irak'ın kuzeyinde bulunan terör örgütü kampları olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Dost ve kardeş Irak halkına karşı olumsuz bir yaklaşım içinde olmadık, olmayacağız. Irak'ın toprak bütünlüğünü, ulusal birliğini, huzur ve istikrarını bugüne kadar en çok arzulayan ve destekleyen ülkelerin başında olduk, bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz.
Herkes bilmelidir ki, vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini, sınırlarımızın güvenliğini, birlik ve bütünlüğümüzü korumaktan başka bir amacımız yoktur.
Dış dünyada yoğun bir diplomasi trafiği yürüterek terörü tecrit etmek için çok uygun bir vasat yakaladık. Bugüne kadar ne yazık ki dostları tarafından bile yalnız bırakılan Türkiye, terörle mücadelesinde ilk kez dünyadan bu kadar güçlü bir destek bulmayı başarmıştır. Bölgedeki komşularımız, Orta Doğu ülkeleri, ABD ve AB, haklı mücadelesinde Türkiye'nin yanında yer almaya başlamıştır. Hükümetimiz, etkin bir diplomasi yürüterek, Türkiye'nin haklılığını, kararlılığını ve meşru konumunu gidip bu ülkelere bizzat anlatmıştır.
Daha düne kadar yandaşlarının menfi propagandası istikametinde terör örgütünün tesirinde kalanların bile, artık gerçeği görerek söylem değişikliğine gittiklerini sizler de görüyor, biliyorsunuz.
Bu süreçte siyasi, askeri, diplomatik, sosyal ve ekonomik araçları bundan sonra da kararlılıkla kullanmayı sürdüreceğiz.
Türkiye 780 bin kilometre kare toprağıyla, bütün bölgeleriyle, 70 milyon insanıyla bir bütün olarak gelişecektir, kalkınacaktır, özgürleşecektir.''
-''HAK ARAMA YOLLARI AÇIKTIR''-
Bölücü terör örgütünün hedefinin, birlik ve beraberliği bozmak olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Teröre verilecek en güzel cevap da millet olarak bugüne kadar yaptığımız gibi birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek, ortak hedef ve değerlerimiz etrafında kenetlenmektir'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'de hak arama yollarının açık olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
''Anayasal düzen içinde meşru zeminlerde kalanlar için işleyen bir demokrasi vardır. Dost, düşman herkesin kabul ettiği gibi Türkiye, son yıllarda demokratikleşme alanında devrim sayılacak reformlar gerçekleştirmiştir.
Bir kez daha söylüyorum, terörün hiç bir gerekçesi yoktur, olamaz. Bu yolla bir yere varmak da mümkün değildir.
İnsanlarımızın ihtiyaçlarını biliyoruz, yıllar içinde bazı ihtiyaçların ihmal edildiğinin de bilincindeyiz. Bu açıkları kapatmak, bu eksiklikleri gidermek, bölgelerimiz ve şehirlerimiz arasındaki gelir farklılıklarını en aza indirmek, böylece mahzun gönülleri şenlendirmek için samimiyetle çalışıyoruz.
Doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle, nerede yaşıyor olursa olsun her insanımızın varlığını aziz biliyoruz, her birine aynı muhabbetle hizmet götürmenin gayreti içindeyiz. Geçmişte bazı bölgelerimizin ihtiyaçlarına yeterince cevap verilmediği, yapılması gereken yatırımların ihmal edildiği bir gerçektir, ama bu üzücü tablo artık değişmeye başlamıştır, daha da değişecektir.Batıda olanın doğuda da olması, söz gelimi İstanbul'da, Ankara'da, Adana'da, Konya'da bulunanın Diyarbakır'da, Tunceli'de, Ağrı'da, Batman'da, Siirt'te de bulunması için imkanlarımızı seferber ettik.''
-BÖLGEYE YATIRIMLAR-
2003 yılından bugüne Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine yapılan yatırım tutarının 8.4 milyar YTL olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, terörün yol açtığı sıkıntılar azaldıkça bu yatırımların, özellikle özel sektör ve yabancı sermaye yatırımlarının daha da artacağını vurguladı.
TOKİ tarafından bu bölgelerdeki il ve ilçelere 72 binin üzerinde konut inşaatı başlatıldığını, bunların 30 bine yakınının tamamlandığını anlatan Başbakan Erdoğan, KÖYDES projesi kapsamındaki yatırımlarda kullanılmak üzere 1.5 milyar YTL tutarında bir kaynağın bölgeye aktarıldığını, buradaki insanların ihtiyaç duyduğu yatırımları gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdoğan, yine 1 milyar 212 milyon YTL tutarındaki sosyal yardım ödeneklerinin 5 yıl içinde bölgedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını hatırlatarak, bunların, Türkiye'nin 81 vilayetine aynı yakınlıkta duran, 70 milyon insanın tamamına aynı şefkati ve ilgiyi gösteren yeni bir yönetim anlayışının işaretleri olduğunu söyledi.
Bu yeni anlayışın etkilerinin, hem şehirlerde, hem insanlarda görülmeye başlandığını ifade eden Erdoğan, ''Zaten varlığını olumsuzluklara, düşmanlıklara, kin ve nefrete borçlu olan terör odaklarını rahatsız eden de işte budur'' dedi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu ülkenin huzur ve istikrarından, bu milletin dostluk ve kardeşliğinden, bu toprakların her köşesinde hissedilen kalkınma umut ve heyecanından rahatsız oluyorlar.
İnşallah 2008 yılı Türkiye'nin de içinde yer aldığı bu bölgenin, acılarla yoğrulan bu coğrafyanın yeniden huzur, barış ve istikrarı yakaladığı bir yıl olacaktır.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bu yıl içinde her alanda çok önemli ilerlemeler kaydederek aydınlık bir geleceğe doğru adımlarını hızlandırdığını belirterek, ''Milletimiz, Türkiye'nin problemlerinin çözüm adresinin siyaset kurumu olduğunu bir kere daha açıkça ilan etmiştir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' programında yaptığı konuşmada, ekonomik göstergelere ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.
2007 yılının da Türkiye'nin gelişme ve kalkınma hanesine yazılan bir ''kazanç yılı'' olduğunu bütün göstergelerin ortaya koyduğunu vurgulayan Erdoğan, Türk ekonomisinde 2002 yılı sonundan bu yana devam eden hızlı iyileşme sürecinin, bugün artık bir atılım sürecine dönüştüğünü ifade etti. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Büyük bir sıçramanın eşiğine gelmiş bulunuyoruz. Bundan 5 yıl önce, tarihimizin en ağır ekonomik krizinin yaralarını sarmak için kollarımızı sıvamıştık. Bugün ise dünyanın en güçlü ekonomileri arasında yerimizi almak için topyekun bir seferberlik hali içindeyiz.
Hamdolsun, olumsuz küresel şartlara rağmen 2007 yılında da bu atılım süreci devam etmiş, milletçe yüzümüzü güldürecek, gönlümüzü ferahlatacak, geleceğe çok daha umutla bakabilmemizi sağlayacak gelişmeler yaşanmıştır. Şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum: Türkiye, 2002 yılında milli gelir itibariyle dünyadaki 180 ülke arasında 26. sıradaydı. Bugün ise Türkiye, 180 ülke arasında 17. sıraya yükselmiştir. 2002 yılında Avrupa'nın 12. büyük ekonomisiydik, bugün 6. büyük ekonomisi haline geldik. Büyüme devam ediyor, enflasyon tek haneli oranlarda, faizlerde düşüş sürüyor. İhracat, hedeflediğimiz 100 milyar doları aşmış durumda, doğrudan yatırımlar 20 milyar dolar seviyesini zorluyor.
Düne kadar 25 Avrupa Birliği ülkesine kıyasla Türkiye, bütçe açığının gayri safi milli hasılaya oranı bakımından en yüksek oranlı ülkeydi. Bugün bütçe fazlası veren 9'uncu ülkeyiz.
Hamdolsun, Türkiye'nin yükselişi, kalkınması, büyümesi hız kesmeden devam etmektedir. Türkiye ekonomisi, bu dönemde tam 23 çeyrek üst üste büyüme başarısını göstermiş, bu yönüyle tarihimizde bir ilki gerçekleştirmiştir. Bu büyüme, bu kalkınma süreci devam edecek ve inşallah Türkiye, önümüzdeki yıllarda bugünden çok daha güçlü, sağlam, dayanıklı bir ekonomik yapıya sahip olacaktır. Ekonominin makro dengelerinde kaydettiğimiz iyileşmenin, ülkemizin her köşesine aynı derecede yansıması için de yoğun bir çaba harcıyoruz. İstiyoruz ki, Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna, her köşesinde, her köyünde, ilçesinde, ilinde insanımız ekonomik büyümeden yararlansın, ekonomideki iyileşmeyi sofrasında hissetsin.''
-''İŞLERLİĞİ KANITLANMIŞ DEMOKRATİK PARLAMENTER SİSTEM...''-
TÜİK'in yeni açıkladığı ''2006 yılı Yoksulluk Endeksi''ne de değinen Başbakan Erdoğan, 2002 yılında AK Parti iktidarının devraldığı Türkiye'de 18 milyondan fazla vatandaşın yoksulluk sınırının altında yaşadığını, bu rakamın 2006 sonunda ise 13 milyonun altına indiğini söyledi.
5 yılda 5 milyon vatandaşın yoksulluk sınırının altında yaşamaktan kurtulduğunu ve orta tabaka bir hayat standardına kavuştuğunu belirten Erdoğan, en fakirle en zengin arasındaki makasın daralmaya başladığını gösteren bu tablonun son derece sevindirici olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''İnanıyorum ki 2007, yılı ekonomideki bu güzel gelişmelerle birlikte Türkiye'nin tarihi değişiminin de başarıyla sürdürüldüğü bir yıl olarak hatırlanacaktır.
Bu yıl içinde Türkiye, her alanda çok önemli ilerlemeler kaydederek, aydınlık bir geleceğe doğru adımlarını hızlandırmıştır. Milletimiz, Türkiye'nin problemlerinin çözüm adresinin siyaset kurumu olduğunu bir kere daha açıkça ilan etmiştir. Türkiye'nin işlerliği kanıtlanmış demokratik parlamenter sisteminin bölgesi ve dünya için ne kadar değerli bir tecrübe olduğu da çok daha iyi anlaşılmıştır. Türkiye, bu sinerjiyle yoluna devam ediyor, değişime, huzura, istikrara, kalkınmaya devam diyor.
2007 yılı, Türkiye için kritik bir kavşaktı. Milletimiz büyük bir coşku ve heyecanla yola devam kararı aldı. Bütün hizmet alanlarında güç, bütün sektörlerde güven tazelendi. Başta eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olmak üzere toplumumuzun hayat standardını yükseltecek temel hizmetlerde çıta bir kere daha yükseltildi. Çocuklarımızı geleceğin şartlarına hazırlayacak eğitim atılımı yeni bir ivme kazandı.''
-EĞİTİM-
Her yıl bütçeden en büyük payı eğitime ayırarak aydınlık bir geleceği inşa etmekte ne kadar kararlı olduklarını gösterdiklerini kaydeden Erdoğan, 2002 yılından bugüne bütçeden eğitime ayrılan payın yüzde 207 oranında arttığını ifade etti. 2003 yılından bugüne kadar vatandaşlarla güç birliği içinde 112 bin 38 derslik yaptıklarını anlatan Erdoğan, 7'si vakıf olmak üzere 39 yeni üniversite kurduklarını söyledi.
Erdoğan, beş yılda öğrencilere 567 milyon adet ders kitabını ücretsiz dağıttıklarını, 2007 yılında dağıtılan kitap sayısının ise 157 milyon adet olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin dört bir köşesindeki okullara herhangi bir ayrım yapmadan 550 bin adet bilgisayar gönderdiklerini anlatan Erdoğan, hızlı internet bağlantısını en ücra köşelere kadar yaygınlaştırarak okulları dünyaya bağladıklarını dile getirdi.
-SAĞLIK-
''Sağlıkta Dönüşüm Programı'' ile herkese kaliteli bir sağlık hizmeti ulaştırmak için çalıştıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, beş yıl içinde 305'i hastane ve ek binası olmak üzere 912 sağlık yatırımını hizmete açtıklarını söyledi.
Göreve geldiklerinde odasında banyo ve tuvalet bulunan hasta yatağı sayısının 10 bin 100 olduğunu anlatan Erdoğan, AK Parti Hükümetinin bu rakamı beş yılda 22 bin 88'e çıkarttığını söyledi. Erdoğan, 2003-2007 yılları arasında 102 bin yeni sağlık çalışanını istihdam ettiklerini de bildirdi.
Kaynakları çok daha verimli kullandıklarını ve herkesin sağlık hizmetlerinden adil şekilde yararlanmasını sağladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, hastanelerde rehin tutulma ve acilden geri çevrilme gibi utanç verici uygulamaları sona erdirdiklerini söyledi. Erdoğan, beş yılda 112 acil hizmetlerindeki istasyon sayısını iki buçuk kat artırdıklarını, kırsalda yaşayan vatandaşların daha önce sadece yüzde 20'sinin 112 acil hizmetlerinden yararlanabildiğini, şimdi ise bu oranın yüzde 97'ye çıktığını dile getirdi.
2005 yılında Düzce'de başlatılan aile hekimliği uygulamasının 2007 sonu itibariyle 13 ile yaygınlaştırıldığını belirten Erdoğan, 2008 yılında 11 ilin daha bu uygulamaya geçmiş olacağını ifade etti.
-5 YILDA 7767 KİLOMETRE BÖLÜNMÜŞ YOL''-
Beş yılda 7 bin 767 kilometre bölünmüş yol yaptıklarını bildiren Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bölünmüş yollarını ikiye katlayan bu uzunluğun Cumhuriyet tarihi boyunca yapılandan daha fazla olduğunu söyledi.
Erdoğan, yıllar önce başlanan, aradan on yıllar geçtiği, bir çok hükümet değişikliği yaşandığı halde bir türlü bitirilemeyen Karadeniz Sahil Yolu ve Bolu Tüneli gibi iki dev projeyi tamamlayarak Türkiye'ye kazandırdıklarını dile getirdi. Aynı şekilde İzmir Ödemiş'te Beydağı Barajını bitirerek açmanın da AK Parti Hükümetine nasip olduğunu kaydeden Erdoğan, Marmaray ve Hızlı Tren projelerinin de hızla ilerlediğini ifade etti.
2002 yılında 9 olan doğalgaz kullanan il sayısının 51'e çıkarıldığını hatırlatan Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Mavi Akım projelerinin artık rüya değil gerçek olduğunu, NABUCCO konusunda da çalışmaların devam ettiğini anlattı.
-SANAYİ VE TARIM-
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Türkiye, dünyanın en önemli enerji koridorlarından biri haline gelmiş durumda.
Sanayimizin gelişmesinde son derece önemli bir rol biçtiğimiz OSB ve KSS'lerin yaygınlaştırması yolunda büyük mesafeler aldık. 1965'ten 2002'ye kadar geçen 37 yılda ancak 65 OSB yapılabilmişti, biz buna beş yılda 40 OSB daha ilave ettik.
Sosyo-ekonomik gelişimimize ve istihdama büyük katkısı olan KOBİ'lerimize, KOSGEB aracılığıyla son beş yılda 510 milyon YTL tutarında destek verdik.
Milli gelirden az pay alan illerimizde teşvik uygulamasını başlattık. Bu illerimizin ekonomilerinde önemli canlanmalar yaşandı. Önümüzdeki dönemde bu konuda başka uygulamaları da devreye sokacağız.
Yıllar yılı kaderine terk edilen Türk tarımında da değişimi başlattık, tarım sektörümüz 3,5 yıl üst üste büyüme başarısı gösterdi.
2002 yılında 550 bin çiftçiye 529 milyon YTL tarımsal kredi kullandırılmış iken, biz 2007 yılı Kasım ayı itibariyle 1 milyon 63 bin çiftçiye 4,8 milyar YTL yani 4,8 katrilyon TL tarımsal kredi kullandırdık.
2007 yılında çıkarılan Kanun ile müteselsil kefalet yüzünden hacze uğrayan çiftçilerin mağduriyetini giderdik. Bu sayede 650 bine yakın çiftçimiz haciz kıskacından kurtulmuş oldu.
Yaklaşık 500 çeşit üründe uygulanan KDV oranını 2007 yılında yüzde 18'den yüzde 8'e düşürdük. Sektörde yapısal dönüşümü sağlayacak hukuki altyapıyı büyük oranda oluşturacak 12 adet kanun çıkardık.
2002 yılında 1 milyar 868 milyon YTL tarımsal destek verilmiş iken, bu rakamı yaklaşık 3 kat artırarak 2007 yılında 5 milyar 274 milyon YTL'ye ulaştırdık.''
-''TAMAMLANAN KONUT SAYISI 156 BİN''-
AK Parti Hükümeti döneminde yağlı tohum prim desteklerini yaklaşık 7 kat, hayvancılık desteklerini 9 kat arttırdıklarını belirten Erdoğan, küresel ısınmanın bir sonucu olarak yaşanan kuraklığın zararlarını en aza indirmek için tedbirler aldıklarını ve 545 bin çiftçiye 264,5 milyon YTL tutarında yardımda bulunduklarını bildirdi.
Erdoğan, KÖYDES ve BELDES projeleriyle bugüne kadar devletin hizmet ve yatırımlarını götürmekte zorlandığı köylere, beldelere ve ilçelere en hızlı şekilde hizmet ve yatırımları götürdüklerini, ayrıca Cumhuriyet tarihinin en büyük konut hamlesini gerçekleştirdiklerini vurguladı. Bugüne kadar 285 binin üzerinde konutun inşaatına başladıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, 2007 yılı sonu itibariyle tamamlanan konut sayısının 156 bini bulduğunu bildirdi. Dar gelirli vatandaşların konut hayallerini gerçeğe dönüştürdüklerini anlatan Erdoğan, önümüzdeki dönemde bu konuda çok daha iyi imkanlar oluşturmanın hazırlığı içinde olduklarını söyledi.
-DIŞ POLİTİKA-
Başbakan Erdoğan, uluslararası alanda Türkiye'nin gücünü, etkisini, itibarını en üst seviyeye çıkardıklarını vurgulayarak, ''Bugün Türkiye, uluslararası toplumun sözü dinlenen, gündem belirleyen, küresel barış ve istikrara katkı yapan, Medeniyetler İttifakı girişimine öncülük eden saygın bir üyesi haline gelmiştir'' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Zaman zaman engellerle ve haksızlıklarla karşılaşıyor olsak da Avrupa Birliği ile müzakerelerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz.
Kıbrıs'ın dış politikamızdaki öncelikli konumu devam ediyor. Yürüttüğümüz diplomatik çalışmalarla KKTC, bugün bir çok uluslararası zeminde tanınır, kabul görür hale gelmiştir. Bunun yanında ortaklaşa gayretlerimizle KKTC ekonomisi büyük canlılık kazanmış, son dört yılda yüzde 50 oranında büyümüştür.
Türkiye uluslararası zeminde aktif ve barışçı diplomasisiyle her geçen gün saygınlığını ve etkinliğini arttırmaktadır. 2007 yılı içinde bu gerçeğin delili sayılabilecek çok yoğun bir diplomasi trafiği yaşadık.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün 15. yıl dönümünün kutlandığı bir dönemde örgütün Dönem Başkanlığını üstlendik. Kasım ayında Genişletilmiş Irak'a Komşu Ülkeler Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ikincisine ev sahipliği yaptık. Yine Kasım ayında Türkiye'nin öncülüğünde Nisan 2005'te başlattığımız Ankara Forumu toplantılarının yedincisini gerçekleştirdik.
İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres ve Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ı Ankara'da ağırlayarak Orta Doğu'da barış çabalarına güçlü bir şekilde destek mesajı verdik.
Dünyanın dört bir yanına, sayısız ülkeye ziyaretlerde bulunduk, yine aynı şekilde dünyanın önemli liderlerini ülkemizde ağırladık. Bu durumu, milletimizin hak ettiği seviyelere doğru ilerlediğinin bir müjdesi olarak görüyor, ülkemizin küresel bir aktör olarak kazandığı bu güç ve itibardan mutluluk duyuyoruz.''
Başbakan Erdoğan, 2008 yılında bir yandan bu önemli kazanımları koruyacak ve daha ileri seviyelere taşıyacaklarını, bir yandan da yapısal reformlara daha da yoğun bir şekilde devam edeceklerini bildirdi. Özellikle Avrupa Birliği sürecindeki kararlılığı aynı şekilde devam ettireceklerini vurgulayan Erdoğan, ''Planlarımızı yaptık, hedeflerimizi yeniledik, ilk günkü azim ve heyecanla kaldığımız yerden yola devam ediyoruz'' dedi.
-2008 YILI HEDEFLERİ...-
2008 yılı için hedeflerinin, ''en az yüzde 5,5 oranında büyüyen, kişi başına gelirini 7 bin dolara yükselten, huzur ve istikrarını koruyan, güvenliğini tam olarak tesis etmiş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak yükselen bir Türkiye'' olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılını Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği çağdaşlaşma hedeflerini yakalamış bir ülke olarak kutlamak için büyük bir seferberlik başlatmış durumdayız.
Güçlü ve müreffeh bir Türkiye idealine her geçen yıl biraz daha yaklaşıyoruz. 2007 yılı bu açıdan zorluklarla dolu ama verimli, bereketli bir yıl olmuştur.
Karşılamaya hazırlandığımız 2008 yılının da ülkemize ve milletimize yeni başarılar, bölgemize ve dünyamıza daha çok huzur, barış ve refah getirmesini Allah'tan temenni ediyorum.''
Başbakan Erdoğan, konuşmasının son bölümünde, tüm vatandaşların yeni yıllarını kutlayarak, eşleri ve çocuklarıyla birlikte ''mutlu nice yıllar'' temennisinde bulundu.