Gazeteler, sitelerin tekrarı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bazı bakanlar, milletvekilleri ve işadamlarından oluşan kalabalık bir heyetle Güney Kore'yi ziyaret ediyor. Yaklaşık 10 saat süren uzun seyahatte uçakta bulunan gazetecilerle sohbet eden Gül, eksen kayması tartışmalarından arta
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bazı bakanlar, milletvekilleri ve işadamlarından oluşan kalabalık bir heyetle Güney Kore'yi ziyaret ediyor. Yaklaşık 10 saat süren uzun seyahatte uçakta bulunan gazetecilerle sohbet eden Gül, eksen kayması tartışmalarından artan terör olaylarına birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
Gül'ün gündemdeki konulara ilişkin yorumlarından önce hayli çarpıcı bir açıklama yaptı. Gül, “Basın internetin geleceğini dikkate alarak kendi geleceğini yeniden düşünmeli, planlamalı. Artık gazetecilik kendini sorgulamalı. Gazeteler bir gün önce internette yer alan bazı haberleri yayınlıyor.”
Seyahatine ilk kez internet medyasını davet eden Gül'ün bu cümleleri, medyanın geleceğini medyanın içindeki bir çok isimden bile daha doğru görebildiğini ortaya koyuyor. İlk kez medya dışından bir isim, üstelik de devletin zirvesindeki isim, artık internet sitelerinin gazetelerden haber kullandığı günleri çoktan aştığını ve aksine gazetelerde internet sitelerinin bir önceki gün yazdığı haberlerin kullanıldığını 'resmen' dillendirmiş oldu. 'Bazıları' halen boş boş tartışadursun...
Gelelim Gül'ün gündeme dair açıklamalarına... Cumhurbaşkanı, eksen kayması tartışmalarına sert bir dille noktayı koydu: “Türkiye'nin komşularıyla ilişkileri açısından, Türk Cumhuriyetleri açısından, tüm Müslüman ülkelerle ilişkileri açısından kalkıp da Türkiye'nin ekseni kayıyor mu diye konuşmak bilgisizliktir veya kötü niyettir. Bu eksen yanlış ortamlarda konuşuluyor. Kaç gündür yaptığım konuşmalarda bunları söylüyorum, bakın İngiltere'ye, Fransa'ya. İspanya'ya bakın. Dünyanın dört bir tarafındaki ülkelerle çok iyi ilişkileri var. Bunların ekseninden bahsediliyor mu? Avrupa'ya, AB'ye, 'İngiltere'nin ekseni nereye gitti?' diyen var mı? İspanya'nın Latin Amerika'nın en devrimci ülkeleriyle çok özel anlaşmaları vardır, çok özel ilişkileri vardır, ABD'ye en çok meydan okuyan ülkelerle... Kimse 'İspanya'nın ekseni nereye kaydı' diyor mu? Fransa'nın yine Afrika'da ilişki içinde olduğu eski sömürgesi ve hala bırakmak istemediği ülkeler var. Kimse Fransa'nın ekseninden söz ediyor mu?'
Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, Osmaniye'deki terörist saldırıda şehit düşen 47 günlük asker eşi Pınar Akdağ için yazdığı yazıda terörün eski kanlı günlerine döndüğü yönünde açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine de Türkiye'nin ne pahasına olursa olsun terörden kurtulacağını söyledi.
''Terörden hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Daha iki ay olmamış evleneli, şehit oluyor. Eşini aradım, başsağlığı diledim. Hissi boyutu derin olan bir durum var. Hep söylüyorum Türkiye'nin en önemli meselesi, gündemi bu konudur, adını ne koyarsanız koyun. Terör örgütleri bazen kullanılır, bazen motive edilir, bazen de ihale alır. Kendi kuralları yoktur. Terörle topyekun mücadele edilmelidir. Sadece silahla mücadele değil, terörü minimize etmek, terör örgütünü izole etmek için bütün boyutlarıyla topyekun mücadele ediyoruz. Terör Türkiye'nin daimi gündemidir, hiçbir zaman gündemden düşmedi. Türkiye terörden kurtulacak, kesin kurtulacak. Biraz yoluna girerken baltalayanlar olur, bu işlerin devam etmesini isteyenler olur. Açıkçası Türkiye'de teröre gerekçe olacak hiçbir şey olmadığına da samimi olarak inanıyorum. Türkiye'nin her bakımdan standartları giderek çok yükseliyor. Eskiden tabu olan şeyler tabu olmaktan çıkmış vaziyette. Hayatınızın parçası oldu. Türkiye'nin demokrasi standartları terörü ve teröristi izole etme açısından çok önemlidir.''
Terör olaylarının artması ile açılımın yavaşlaması arasında bağlantı kurulamayacağını da belirten Gül, ''O detaylara girmeyeyim ama bu bizim kendi meselemizdir, burası kendi evimizdir. Cumhurbaşkanı siyasetçi değildir, cumhurbaşkanı günlük konuşmaz, cumhurbaşkanı hamaset yapmaz, retorik yapmaz. Siyasetçiler günlük meseleleri tabii ki konuşacaktır, yanlış anlaşılmasın. Bazı zor şeyleri ben söyleyeceğim, Meclis'te yaptığım konuşmada bu zor şeyleri açık şekilde söyledim. Burası kendi ülkemiz, kendi evimiz. Bu işten kurtulmak için hep beraber ne gerekiyorsa yapacağız, yapmak zorundayız. Yılamayız çünkü bunun başka bir yolu yok. Terörden ne pahasına olursa olsun kurtulacağız, çıkacağız bu işin içinden. Bu açıdan ben kesinlikle yine ümitliyim ama bazen istediğimiz şekilde olmuyor. Dünyanın her tarafında bu işler böyle olmuştur. Terör günlük mesele değil, hepimizin meselesidir. Türkiye'nin her bakımdan birinci konusudur. Bu hiçbir zaman ihmal edilmez, terör izole edilene kadar mücadele edeceğiz.''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İran konusunda Türkiye'nin kandırıldığını düşünüp düşünmediğine ilişkin soruya yanıtı ise şöyle oldu:
“Türkiye'yi kimse kandıramaz. Komşu bir ülkeyiz. Irak ambargosunun Türkiye'ye güvenlik ve ekonomik maliyetinin ne olduğunu bilen bir ülkeyiz. Sadece ambargo çözmüyor, çözmedi işte. İşte Irak'ta gördük. Kaç sene savaş yapıldı. Bir de şu konu önemli. Biz asla komşumuzda, bölgede nükleer silah görmek istemeyiz. Kim olursa olsun. Bu ülke Müslüman olur, bu ülke Musevi olur, Hıristiyan olur, şu olur, bu olur. Bu nükleer mesele ya diplomasiyle hallolacak ya da Irak'ta gördüğümüz şeyler olacak. Irak'ta gördüğümüz şeyleri görmeye tahammülümüz yok. Dolayısıyla bu meselenin diplomasi yoluyla hallolması için daha çok uğraşıyoruz. Niye daha çok uğraşıyoruz? Komşu olduğumuz için. 'Size ne oluyor?' diye sorabilirler. Bize bir şey olmuyor, biz komşu bir ülkeyiz. Irak'ta olanları yaşadık. Aynı şeyleri yaşamak istemiyoruz. O yüzden kendimizi daha çok sorumlu hissedip daha çok uğraşıyoruz. 5-6 yıldır uğraşıyoruz. Dışişleri bakanı olduğum dönemden beri. Bizim 'hayır' oyumuz aslında İran'ı masada tuttu. 'Ne oluyor da Türkiye kendi değil de başkalarının meseleleriyle çok uğraşıyor?' Böyle değil. İşin esasında batıyla ters düşmek yok. İşin esası 'İran nükleer silah yapıyor' demiyorum, bilmiyoruz çünkü. Batı dünyası bundan çok şüpheleniyor. 'Bu gidişle şöyle olur' diyor, o zaman bu işin çözümü için, bu işin diplomatik yolla çözümü için uğraşıyoruz. İşin özünde ayrılık yok Türkiye ile batı arasında. Onlardan daha fazla gayret sarfediyoruz çünkü İran'ı masada tutmak için”