İddia2:

1990'lı yılların sonu... Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın son günleri. Dönemin Organize Suçlar Müdürü Adil Serdar Saçan, belediyede büyük bir yolsuzluk operasyonu başlattı ve Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak Gazetesi'nin sahibi Albayrak ailesinden çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Mustafa Albayrak, gözaltında işkence gördüğünü iddia etti.

İşkence raporunun altında ise Orhan Gümrükçüoğlu'nun imzası vardı. Ama gerçekte işkence yapılmadığı öne sürüldü ve Dr. Gümrükçüoğlu sahte rapor vermekten yargılandı.

Gümrükçüoğlu bu iddalara ise şu şekilde yanıt verdi:  “Koskoca bir yalan hiç yakıştıramadım. Eğer o zaman verilen işkence raporlarının altında imzam var ise, bu belediye başkanlığından çekileceğim. Organize Suçlar Müdürü Adil Saçan, kendi hekim arkadaşına 'işkence yoktur' diye yazdırmıştı. Bu tarz organizasyonları çok olan Adil Saçan şuanda Ergenekon'dan sanık durumunda.

İkinci celsede suçsuz olduğum gerekçesiyle beraat ettim”

İddia3

Tarih bu kez 3 Ekim 2007... Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Gümrükçüoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı'nın annesinin cenaze törenine katılmak için makam arabasıyla Konya'ya gitti. Aşırı hızlı araç, Kulu girişinde 10 yaşlarındaki iki kıza çarptı. Emine Çetin öldü, Şevval Çelik ise yaralandı.

Ölen kızın ailesi önce davacı oldu ama Orhan Bey'in evlerine yaptığı ziyaretten sonra bu davadan vazgeçti. Baba, Müsteşar'ın kendilerine 50 bin YTL verdiğini iddia etti. Orhan Bey bu iddiayı yalanladı.

Olay kapandı, makam şoförü serbest bırakıldı!

ÜSTE PARA!

Bu kazanın olduğu Konya yolculuğuna tamamen “cenaze ziyareti” gibi özel bir nedenle çıktığı halde, Müsteşar Bey'in; devletten “harcırah” ve “yolluk” aldığı belgelendi!

AK Parti Trabzon Belediye Başkan adayı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, kazanın, bakanlık makamının resmi onayı ile bu şehirdeki sağlık kurum ve kuruluşlarının denetlenmesi görevine giderken meydana geldiğini söyledi.

Kazadan 4 gün sonra, bir milletvekiliyle birlikte çocuklarını kaybeden aileye başsağlığı ziyaretinde bulunduğunu belirten Gümrükçüoğlu, "Bu ziyaret sırasında aile büyüklerine `sadece yavrumuzun vefatı sebebiyle duyulan acıya bütün kalbimizle katılmak için ziyaret ettiğimizi, başkaca hiçbir talebimiz olmadığını` ileterek kalktım. Davadan vazgeçilsin, bir yere ifade veya dilekçe verilsin diye bir talebim ne o sırada da ne de sonraki süreçte olmuştur" şeklinde konuştu.

HİÇBİR MÜDAHALEM OLMADI

Vefat eden çocuğun babasına ziyaretten çıkarken sarılarak başsağlığı dilediğini, bundan başka aralarında hiçbir konuşma geçmediğini vurgulayan Gümrükçüoğlu, "Şu anda bile ailenin gururunun incinmesinden imtina ederek söylüyorum, sosyal durumları ve güneydoğu gazisi olan babanın ayağındaki hafif özrü nedeniyle maddi yardımda bulundum. Bu trafik kazasının hukuki sürecinde hiçbir müdahalem olmadığı gibi trafik kazasının sanığı da suçlusu da ben değilim" şeklinde konuştu. Gümrükçüoğlu, tutuklanan sürücünün, trafik raporu, olay yeri keşfi, bilirkişi raporları oluştuktan ve mahkeme görüldükten sonra delillerin karartılması olanağı bulunmadığından tahliye edildiğini söyledi.