Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ankara'da meydana gelen patlamaya ilişkin, "İki canlı bombanın kimliklerinin tespiti noktasında son aşamaya gelinmiştir. Kimliklerin tespit edilmesi üzerinden bombayı patlatanların kimlikleri ortaya çıkacaktır" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, bugün 63. hükümetin 3. toplantısında Bakanlar Kurulu'nda konuşulan konulara ilişkin bilgi verdi. Kurtulmuş, "Bugün kaybettiğimiz Levent Kırca'ya Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum. Türkiye'de uzun yıllar sanat camiasına emek vermiş birisiydi, kendisiyle saygıyla anacağız. Hükümetimiz adına bu kadar sıkıntı yaşadığımız son günlerde milletimizi gururlandıran Nobel Kimya dalında aldığı ödülle Aziz Sancar'a tebriklerimi iletiyorum. Gerçekten güçlü bir şekilde vesile olur, kendilerini tebrik ediyoruz. İnşallah yeni nesillere güzel örnek teşkil edecek" ifadelerini kulandı.

Bugün Bakanlar Kurulu'nun yoğun bir gündemle toplandığını belirten Kurtulmuş, "En önemli gündem maddesi uzun yıllardır karşılaştığımız en önemli terör saldırısı olan, vahşi, hain, sinsi terör saldırısıdır. Bununla ilgili olarak olaydan sonraki gelişmeler masaya yatırılmıştır. Ortaya konulan çabaları anlatmış, bundan sonraki dönemde üzerinde durulması gereken konular kararlaştırılmıştır. Bu terör saldırısında 97 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 92'sinin kimliği belirlenmiş, 5 tanesinin kimliği belirlenecektir. Halen 138 kişi hastanelerde tedavi altındadır. 365 vatandaşımız hastanelere intikal etti. Bunlardan 58 tane yoğun bakım hastamız bulunmaktadır. Kimlikleri tespit edilenler illerine gönderilmiş, defin işlemi gerçekleştirilmiş" dedi.

"Olay intikal ettiğinde olayın sonuçları ortadan kaldırılmaya, çözümlenmeye çalışılmıştır" diyen Kurtulmuş, "Adli Tıp Kurumumuzda yapılan hizmetlerle ölenlerin kimlikleri tespit edilmiştir. Karmaşık bir ortamda insanların birtakım teherrüre kapılmalarını önlemek amacıyla Alo 184 hattı kurulmuş ve bu hatta 5 bin 285 başvuru gelmiştir ve aileler kendi yaralılarıyla ilgili her türlü bilgiyi anlık olarak alabilmişlerdir. Şu anda hastanelerde yaralıları bulunan vatandaşların otellerde ikamet etmeleri için de ilgili bakanlıklarca düzenlemeler yapılmıştır" şeklinde konuştu.

"Olayda iki intihar saldırganı olduğu aşağı yukarı son noktaya gelmiştir. Bu konu netleşmeden, bununla ilgili resmi açıklamayı yapmıyoruz. İki intihar bombacısı saldırıda kullanılmıştır. Fabrikasyon TNT bombaları, her ikisinin de 5 kilogram ağırlığında bomba kullandığı anlaşılıyorb Olayın oluş tarzı Suruç'taki bombalama eylemleri ile benzerlik taşıdığı ortaya çıkıyor. Olay anından itibaren iki emniyet başmüfettişi görevlendirildi. Bu konuyla ilgili çok sayıda gözaltının gerçekleştiği, olağan ve olağan dışı şüpheliler ihtimali üzerinde titizlikle çalışıldı" ifadelerini kullandı.

Son derece ağır bir tablonun olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Bu tablo karşısında terör mağduru olan ölenler, ölen yakınları, yaralı kardeşlerimiz terör mağdurudurlar. Bu kapsamda 5233 Sayılı Yasa kapsamında ölenlerin yakınları, ayrıca bu terör saldırısında malul kalanlar, gerçekten onların aileleriyle ilgili, yasa neyi emrediyorsa, bununla ilgili yasal düzenlemenin yapılması Bakanlar Kurulu'nda kararlaştırılmıştır, ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu konuyla ilgili görevlendirilmiş. Bu konuyla ilgili daha önceki terör saldırılarında olduğu gibi kısa süre içerisinde ölenlerin yakınlarına maaş bağlanması, sakat kalanların malullük işlemlerinin hızla tamamlanması, ölenlerin ve malul olanların yakınlarına kamuda istihdam sağlanması ve çocuklarına burs imkanlarının sağlanması gibi yasanın emrettiği hususlarda ilgili adımların atılması kararlaştırılmıştır" diye konuştu.

Yaklaşık 106 ülkeden üst düzey yöneticinin taziyelerini ilettiğini anlatan Kurtulmuş, "Acımızı paylaşmak için ellerinden geleni ortaya koyacaklarını ifade etmişlerdir" dedi.

"YAS, HEPİMİZİN YASIDIR"

Çok zor ve ağır bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu belirten Kurtulmuş, "Yaranın sıcaklığı geçtikten sonra acımızı daha da çok hissedeceğiz. Bu olaydan sonra 4 temel noktada milletimizle bazı tespitlerimizi paylaşmak istiyorum. Bunlardan birincisi emek platformu organizasyon heyeti olabilir, belli bir çevreden insanların biraraya gelmiş olarak yapmış olduğu eylem olabilir. Bu bombayı patlatanlar organizasyonu yapanların sadece çevrelerine karşı haince saldırıyı planlamadılar, bunu yapanlar hepimizi, bu topraklarda yaşayan herkesi hedef seçerek hain saldırıyı gerçekleştirdiler. Yas, hepimizin yasıdır. İnsanlar daha çok yaslarını paylaştıkça birlikte olurlar. Bütün milletimizin bu yasın gereğini yerine getirmemizi ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.

İkinci olarak terör örgütünün bu ülkedeki toplumsal kesimleri birbirinden uzaklaştırmayı istediğini anlatan Kurtulmuş, bütün milleti uyanık olmaya davet ettiğini ve düşmanca saldırıları düzenleyenlerin deşifre edileceğini dile getirdi.

Üçüncü olarak teröre karşı ortak bir cephe oluşturmak durumunda olunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Bütün milletçe bu süreçte vereceğimiz en büyük sınav, teröre karşı bütün benliğimizle ortak bir hareket hattını oluşturabilmemizdir. Barışı ve kardeşliği eş zamanlı olarak savunan, barış ve kardeşlik bloğu içinde 78 milyonu biraraya getirmek durumundayız" dedi.

Kurtulmuş, dördüncü olarak ise terörün ortaya çıkarmış olduğu ağır tabloyla karşı karşıya olunduğunu belirterek, "Türkiye, birtakım kaoslarla komşu olan bir ülkedir. Türkiye, 1 Kasım seçimlerine gidiyor. Hepimizin sözlerine dikkat etmesi lazım. Hiç kimse, terörün ortaya çıkardığı sonuçlardan siyasi sonuç devşirmeye kalkmasın. Bütün siyasi partileri, STK'ları, yazarları, medya kuruluşlarımızı barış ve kardeşlik dilini kullanmaya, karşı gördüğü siyasi çevreleri töhmet altında bırakmamaya, kamplaştırıcı dilden uzaklaşmaya davet ediyorum. Terörün bize yüklediği ağır sorumluluklardan birisi budur. Uyanık olarak yürümeyi, ortak barış ve kardeşlik cephesi oluşturabilmeyi, yasımızın üzerinden dostluk, kardeşlik oluşturmayı başarabilirsek terör örgütleri başarısız olacaktır. Milletimizin büyük çoğunluğunun 4 temel noktada uyanık ve ferasetli davranacağından eminim" diye konuştu.

Örgütlerin en önemli amaçlarından birisinin birliği ve bütünlüğü kaybettirmek olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Kavga, çatışma alanı çıkartmak, 1 Kasım seçiminin güvenliksiz ortamda yapılmasını sağlamak. Bütün güvenlik birimlerimiz, 1 Kasım seçimlerinin güvenli ortamda yapılmasını sağlayacaklar. Düşmanlık dilini değil, rekabet dilini kullanarak kampanya yürüteceklerine inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, Şırnak'ta polis aracının arkasında bir cesedin sürüklenmesine ilişkin, "Bu, bir insanlık suçudur. İnsanlığa karşı işlenmiş suçtur, kabul edilemez. Bugün İçişleri Bakanlığı'nın ilgili müfettişleri iki emniyet görevlisi ile ilgili açığa alınma kararı aldılar, soruşturma tamamlandıktan sonra gereği yapılacaktır" dedi.

Filistin ve Gazze'de İsrail hükümetinin yeniden gündeme taşıdığı saldırgan tavırların da toplantıda ele alındığını belirten Kurtulmuş, "İsrail bu tavrından vazgeçmedikçe, Ortadoğu'da suların durulamayacağını ifade etmek isterim. Doğu Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın baskı altına alınmasını, insan hakları, inanç özgürlükleri bakımından kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum. İsrail'in bu tutumundan bir an önce vazgeçmesini, İsrail'in Mescid-i Aksa üzerindeki baskılarının sona ermesini istiyoruz" şeklinde konuştu.

Rusya'nın hava sahası işgaline ilişkin değerlendirmenin de toplantıda yapıldığına işaret eden Kurtulmuş, "İlgili federasyonlarımız tarafından gerekli uyarılar yapılmıştır. Ortak bir askeri komitenin çalışması gerektiği ifade edilmiş, Rusya'nın cevabı beklenmektedir. Ruslar'ın bu hususa özen göstereceğine inanıyoruz. Türkiye kendi egemenliğini koruyacaktır. Rusya'nın da Suriye'deki yeni oyunun parçası olarak Türkiye'yi karşısına almayacağına inanıyorum. Sınır ihlallerine karşı tavrımızı sürdüreceğiz" dedi.

Kurtulmuş, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Saldırıdan sonra Başbakan'ın yapmış olduğu açıklama vardı, özellikle Kuzey Irak'tan canlı bombaların girdiğine dair ihbarlar olduğunu söyledi. İki canlı bombanın yakalandığını söyledi. Bugün yaptığı açıklamada da bir listeden söz etti, intihar eylemi gerçekleştirebilecek isimlerin listesinden söz etti. Bir intihar listesi varsa gereken yapılmıyor, eyleme dönüşmesi mi bekleniyor?" sorusuna Kurtulmuş, "Çeşitli terör örgütlerinin Kuzey Irak ya da Suriye'de çeşitli adlarla isimlendirmiş olduğu fedai grupları var. Fedai gruplarının listeleri olduğu biliniyor. İstihbarat birimlerimiz bununla ilgili istihbarat alıyorlar. İstihbarat örgütlerine, isimler, bombalar ayrı bir şekilde geliyor ve bunlar herhangi bir şekilde hiçbirisi birbirini tanımadan, o terör örgütüne müzahir olan şehirlerdeki örgütlenmelerin hiçbirisiyle ortak hareket etmeden eylemlerini yapıyorlar. Ankara'da çok üst düzey yargı görevlisine yapılacak intihar saldırısı bu istihbarat arasında önlenmiştir. Bunun bir kısmını değerlendiriyorsunuz, yakalıyorsunuz. Belki bu terör örgütlerinin arkasında birtakım istihbarat, lojistik destek de var kendi güçlerinin dışında. Bunların hepsi titiz bir şekilde çalışıyor. Dünyanın en iyi korunan yerlerinde bile istihbarat birimlerinin süzgeçlerini aşan terör saldırılarına şahit olduk. Terör örgütü dediğiniz şey sadece o bombayı taşıyan canlı bomba değil, arkasında ciddi bir aklın olduğu, bir ya da birkaç devlet aklının olduğu terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Dolayısıyla buradaki mesele istihbarat meselesinden öte çok iyi organize edilmiş bir saldırıyla karşı karşıya kalınma meselesidir" karşılığını verdi.

"İKİ CANLI BOMBANIN KİMLİKLERİNİN TESPİTİ NOKTASINDA SON AŞAMAYA GELİNMİŞTİR"

Ankara'da meydana gelen patlamanın Suruç'taki olayla benzerlik taşıdığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Soruşturmanın doğru yürütülmesi bakımından bu detayları söylemem ama çok büyük benzerlikler gösteriyor, bombanın türü. Emniyet birimlerinin, ilgili istihbarat birimlerinin değerlendirmesi, Suruç'la benzerlik ortaya koyduğudur. İki canlı bombanın kimliklerinin tespiti noktasında son aşamaya gelinmiştir. Kimliklerin tespit edilmesi üzerinden faillerin yani bombayı patlatanların kimlikleri ortaya çıkacaktır"" dedi.

ALINABİLECEK ÖNLEMLER

Alınabilecek önlemlere değinen Kurtulmuş, "Bundan sonra önleyici güvenlik anlamında emniyet birimlerimizin hassas şekilde çalıştığını biliyoruz. Önleyici güvenlik tedbirlerin alınması toplumsal olaylar açısından önemli. Bundan sonraki mitinglerin, partilerin çalışmalarında önleyici güvenlik önlemlerinin alınması konuşuldu" diye konuştu.

Kurtulmuş, bir soru üzerine PKK'nın silahsızlanma, ateşkes çağrısı yapmış olmasının tek başına yeterli olmadığına dikkati çekerek, "Önemli, bir adımdır ama yeterli değildir. Hükümet tek başına terörle mücadeleyi başlatmadı, Suruç'ta saldırı oldu, güvenlik güçlerimize saldırılarda bulunuldu. Onlarca güvenlik görevlimiz şehit oldu. Seçimden sonra başlayan süreci, silahların ateşlenmesi sürecini, hükümet değil, PKK ve diğer terör örgütleri başlatmıştır. PKK'nın silahları gömmesi, üstünü betonlaması lazım ki bu millet bundan sonra PKK'nın silahları eline almayacağından emin olsun. Hem barışı hem savaşı aynı anda isteyemezsiniz. Burada çifte standardın ortadan kaldırılması, silahların toprağa gömülmesi ve betonlanması lazım. Türkiye, barışı esas alan devlet aklına sahiptir. Önce elinde silahı olanan silahı gömmesi lazım" açıklanmasında bulundu.

Başka bir gazetecinin, "İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı'nın istifa edeceği yönünde bir beyanı oldu mu?" sorusuna Kurtulmuş, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanımız her ikisi de bağımsız bakanlardır. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı, olayın mahiyeti, ihmal var mı bütün bunlar ortaya çıkacak. İçişleri Bakanımız güvenlik konusunda iyi yetişmiş değerli bir bürokratımızdır. Başta suçlu ilan ederek, soruşturma bitmeden sonuç elde edilmiş gibi karar vermeyi doğru bulmayız" karşılığını verdi.

Canlı bombaların yurt dışından geldiği iddialarının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bu tür şeyler gümrükle, vizeyle girmiyor. Burada da canlı bombaları getirmişler. Zor bir coğrafyada maalesef bazı güçlerin bu bölgede kendi hakimiyet savaşlarını vermek için vekalet savaşlarını yürüttükleri bölgede, Ortadoğu, Suriye, özellikle Irak örgütler konfederasyonuna döndürülmüştür. Buralarda son derce titizlikle sınırlarımızı koruyabilmek mecburiyetindeyiz. İllegal geçişler oluyor, terör örgütlerinin mensuplarının da geçtikleri ortada. Bununla ilgili olarak da her türlü istihbarat faaliyetlerinin yapılması için devlet kurumları üzerine düşeni yapıyorlar. Çok zor bir ortamda birçok gücün gayret gösterdiği coğrafyada bu söyledikleriniz gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Komşu ülkelerden sızmaları kuvvetle muhtemeldir" diye konuştu.