’’İsmi neredeyse netleşti’’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ankara'daki saldırıyı gerçekleştiren iki teröristten birisinin ismi neredeyse netleşti, birisi üzerinde de ihtimaller üzerinde çalışılıyor. Genellikle bu canlı bombaların tümü infilak ettiği için bir parça bulmak imkansızlaşıyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ankara'daki saldırıyı gerçekleştiren iki teröristten birisinin ismi neredeyse netleşti, birisi üzerinde de ihtimaller üzerinde çalışılıyor. Genellikle bu canlı bombaların tümü infilak ettiği için bir parça bulmak imkansızlaşıyor. O gün "bunu AK Parti yaptı" diye itham edenler demokratik hukuk kültürünü anlayamamıştır. Devlet bu örgütün irtibatını çıkarana kadar inceler. 20 milyon parmak izi üzerinde inceleme yapıldı" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Show TV'de konuk olduğu programda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ankara'daki saldırıya ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu "Her zaman şüpheli olarak olabilecek riskler itibariyle bir takım isimler tespit edilir. Bu isimler basında çıkan bombacı denen isimlerin dışında da olabilir. Bazen paravanlar kullanılarak bazı isimler öne çıkarılabilir. Geçen gün televizyondan söylediğinde hemen yanlış yorumlandı. Sanki bombacıların isimleri biliniyor da takip edilmemiş gibi. Türkiye demokratik hukuk devletidir. Bir kişinin potansiyel suçlu olduğunu bilseniz de tutuklayamazsınız. Her tutuklamanın delillendirilmesi lazım. Şüphelenirsiniz takip edersiniz ama; Türkiye antidemokratik bir ülke değil, 12 Eyül'de olduğu gibi muhtemelen suç işleyebilir içeri alın denebilecek bir ülke değil" dedi.
"EYLEM HAZIRLIĞI YAPMASA DA ŞÜPHELENDİĞİMİZ ADAMI BİZ ALIRIZ DESEYDİM DİKTATÖRLÜK ELEŞTİRİSİ ALIRDIK"
DHKP-C'li canlı bomba Elif Sultan Kalsen'in isminin önceden deşifre olduğu için eleştiriye maruz kaldıklarını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu "Makul şüphede de bir hanımla ilgili bu canlı bomba olabilir dendi. Günlerce eleştiriye muhatap olduk biz. Nasıl böyle birini deşifre edersiniz diye. O kadın daha sonra canlı bomba oldu. Demokratik kurallar içerisinde hiçbir vatandaşın hukukunu zedelemeden güvenlik tedbirlerini almak, ince bir ip üzerinde yürümek gibidir. Takip edeceksiniz suç varsa yakalayacaksınız, suça doğru gidiyorsa o zaman. Makul şüpheyi de biz iç güvenlik yasasına koyduğumuzda eleştirildik. Eylem hazırlığı yapmasa da şüphelendiğimiz adamı biz alırız deseydim diktatörlük eleştirisi alırdık.
"ACIMASIZCA ELEŞTİRİYE TABİ TUTULUYORUZ"
Davutoğlu, şunları kaydetti: "23 Temmuz günü biz Suruç saldırısı sonrası DEAŞ'a karşı operasyon kararı aldığımızda, Ceylanpınar sonrası PKK'ya karşı karar aldığımızda o gece güvenlik toplantısında şu soruyu sordum; "şu an DEAŞ bize intihar saldırısı ya da PKK yapmaya kalkarsa, potansiyeli olabilecek kişiler kimler" dedim. 768 isimden bahsettiler. "Hemen bu isimlerle ilgili tedbir alın" dedim. Delil varsa alın yoksa takip altında olun. Ben bunların hepsini alalım diyemem. Acımasızca eleştiriye tabi tutuluyoruz. Bunların hepsini o gece alırdık bugün de alırız deseniz olmaz. Emniyetin istihbarat olarak topladığı şeyler var."
"İKİ BOMBACIDAN BİRİSİNİN İSMİ NEREDEYSE NETLEŞTİ, BİRİSİ ÜZERİNDE DE İHTİMALLER ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR"
Ankara'da saldırıyı gerçekleştiren teröristlere ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bu iki terörist ile ilgili listenin içi dışı diyemem ama şunu söyleyebilirim. İki bombacının nasıl geldiğini, ceset parçalarından nasıl bir bomba ile yaptıkları çıkarıldı. Şimdi birisinin ismi neredeyse netleşti, birisi üzerinde de ihtimaller üzerinde çalışılıyor. Genellikle bu canlı bombaların tümü infilak ettiği için bir parça bulmak imkansızlaşıyor, bütün beden parçalanmış oluyor. Kimliği tespit edilemeyen 3 el var. Onların üzerinde parmak izleri 20 milyon parmak izi ile karşılaştırıldı. Bir tanesinin Türkiye'de parmak izi karşılığı bulunamadığı için acaba dışarıdan olabilir mi diye araştırıldı. Ne kadar titizlikle bir çalışmanın yürütüldüğünü biliyoruz. Ahkam kesmek çok kolay. O gün "bunu AK Parti yaptı" diye itham edenler demokratik hukuk kültürünü anlayamamıştır. Devlet bu örgütün irtibatını çıkarana kadar inceler. 20 milyon parmak izi üzerinde inceleme yapıldı. Diğer canlı bomba için ulaşamadığımız zaman acaba dış bağlantılar nedir diye çalışıyoruz.Bunların bir kısma DEAŞ izinde yürüyen çalışmalar. Bir diğeri ise twitter üzerinde neredeyse bombayı tarif edecek şekilde iadeler var" dedi.
"SALDIRI ÖNCESİ TWEET ATAN İKİ KİŞİ GÖZALTINDA"
"DEAŞ dediğimiz yapı 3 sene önce ortaya çıkmış ama kökleri 2000'li yılların başına giden bir yapı" diyen Davutoğlu, "Öyle bir yapı ki içinde rejimin ve birçok istihbarat yapısının da olduğu, rahatlıkla nüfuz edilebildiği bir yapı. Ben savaşmak istiyorum diye neredeyse ilan veriliyor. Bu gidenlerin katılanların kimlere hizmet ettiği, Suriye rejiminin bunun içindeki payı, bunları tahmin etmek çok zor. DEAŞ hakkında net hükmümüzü vermiş değiliz. Hukuki süreçler tümevarımla yapılır. Parçaları tek tek toplarsınız. Devlet idare ettiğinizde tek tek ceset parçalarından bir bütüne varacaksınız. Bir taraftan orada ceset parçaları var, diğer taraftan bu süreç içerisinde bütün medya ilişkileri incelendi. Bazı tweet hesaplarında ilginç bulgulara rastlandı. "Ankara'da bomba patlayacak', "Suruç versiyon 2 olacak" diye şey var. Bunların bir kısmı kimliği tespit edilmesi zor şeylerdi. Bunun için Twitter'a başvuruldu ve IP adresleri alındı. Bu isimlerden iki tanesi şu anda gözaltına alınan PKK ile irtibatlı, bazı eylemlere katılmış kişiler. Onların network'üne bakıldığında Türkiye'de sansasyonel bazı işlere imza atmış isimlerle irtibatları var. Sansasyonel dediğim şeyler kamuoyunu yönlendirmek için bir takım girişimlerde bulunan bazı isimler. O zaman siz bir dakika demeye başlıyorsunuz. Görüşte şu örgüte mensup ama bir karışım terör faaliyeti ile karşı karşıyayız diyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"ULUSLARARASI BASINA ÇIKIP "BUNU DEVLET YAPTI" DİYECEK KADAR SEVİYEYİ DÜŞÜREN BİR EŞBAŞKAN OLABİLİR"
Saldırıyla ilgili devletlerin ve örgütlerin hangileri olduğuna ilişkin bir soru üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hukuk inceler gereğini yapar. Söyledikleri analiz değil, araştırma ile ilgili boyutlar. Ülkelerle ilgili yorum doğru olmaz. Başlıyorsunuz bu sefer acaba bunan arkasında kimler var. Birileri tam da bu işin bu günlerde kolaylıkla sonuca ulaşmak isteyebilir. "Devleti katil" diye sorumsuzca suçlayan, uluslararası basına çıkıp "bunu devlet yaptı" diyecek kadar seviyeyi düşüren bir Eşbaşkan olabilir. Bunlara dikkat etmesi lazım halkın. Şu anda devlet dediğimiz şey hepimiziz. Bugün iktidarda biz olabiliriz, şu anda başımda bulunduğum bakanlar kurulunda CHP, MHP, HDP olması gerekir. Demokrasilerde devlet dediğiniz şey iktidardır ve onlar hesap verir. Şu anda verdiğim bilgilerden de hissedilmiştir ki işimiz kolay ve çabuk sonuca ulaşılabilir değil. Mutlaka bunu çıkaracağız. Arkasında aktörleri de hepsinin hesabını soracağız. 99 vatandaşımızın kanının yerde kalmayacağını herkesin bilmesi lazım" diye konuştu.
"MİLLET TAHRİK OLMAYINCA ÖZÜR DİLEDİ"
"Biz vatandaşımızın canının derdindeyken nelerle uğraştık" diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Daha dün önemli bir gazete çelişkili rakamlardan bahsetti. "HDP 128 diyor, devlet 95 diyor." Bu nasıl bir şey? Hangi dönemde yaşıyoruz? Bir parti Eşbaşkanı çıkıyor 128 diyor, sonra çıkıyor özür diliyor. Peki niye böyle söylüyorsun. Millet tahrik olmayınca özür diledi. Devlet ciddiyeti nedir. Beyefendi 128 demiş, ama bizim için hepsi bizim için canımız. 1 can 78 milyon can gibidir. Tahrik ediyor. Olay olmuş hastalarımız yaralılarımız taşınmış, organizasyonu yapanlardan biri eline megafon alıp "acil kan ihtiyacı var" diyor. Halbuki 3 bin ünite kan bütün ünitelere dağıtılmış. Tek bir gram kana ihtiyaç yok hastane önünde bağırıyor. İsteniyor ki binlerce insan hastaneler aksın ve bu adi terör örgütlerinin cinayeti kadar vahim bir cinayetle halkı tahrik edelim ve kaos çıkaralım. 99 kaybımız var. 94'ü teslim edildi. (Teslim edilmeyenlerden) 4'ünün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu tespit edildi, akşam saatlerinde tespit edilmiştir. Biri de Filistin vatandaşı olduğundan ailesinin gelmesini bekliyoruz."