''İşte bizim farkımız''

Erdoğan kürsüye çıktı. "Sizleri böyle anlamlı bir buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum. AK Parti Beyoğlu İlçe Teşkilatı'nın 3. Olağan Kongresi'nin hayırlara versile olmasını diliyorum. AK Parti Beyoğlu İlçe Kongresi'nde sizlerin arasında duymaktan g

''İşte bizim farkımız''
Erdoğan kürsüye çıktı.
"Sizleri böyle anlamlı bir buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum. AK Parti Beyoğlu İlçe Teşkilatı'nın 3. Olağan Kongresi'nin hayırlara versile olmasını diliyorum.

AK Parti Beyoğlu İlçe Kongresi'nde sizlerin arasında duymaktan gurur duyuyorum. Burası doğdu yer. Buralarda tek bir evin olmadığı günleri hatırlayan bir insan olarak bu ayrı bir haz veriyor. Böyle bir mekanda sizlerle birarada yarınalrın aydınlık Türkiyesine doğru yürüyoruz.

Bu coşku eksilmeden daima artarak devam edecektir. Milletin gönlünde yer bulmaktan, milletin rızasını almaktan daha büyük bir mutluluk yoktur. Bu sevgiye gücüm kadar karşılık vermeye çalışıyorum. Yolunuz bahtınız daima açık olsun.

Kültürele hayatımızın çok öenmli kavşak noktalarıda olan Beyoğlu çağın gereklerini yerine getiriyor. İstanbul küçük bir Türkiye'dir. Türkiye'nin aynasıdır. İstanbul biraz Trabzon, biraz Malatya, biraz Mardin'dir. Her şey var İstanbul'da. İstanbul'un dinamizmi birebir Türkiye'nin kalkınma heyecanını yansıtıyor. Bunu söylemekte İstanbul'un ya da Anadolu'nun bütün dertlerinin bittiğini elbette söylemiyorum.

Türkiye 3 Kasım 2002'den bu yana bir yandan birikmiş dertlerine derman aramanın, mücadelesini veriyor. Bu mücadelenin bir neticesi olarak yeniden bir umut ülkesi haline geldi. İnsanlar yeniden hayal kurmaya umut etmeye, ülkerlerinin yarınları için heyecan duymaya başladı. Yapılacak daha çok iş olsa da milletin beklentileri doğrultusunda bir rotaya girdiğimize inanıyoruz. 6 yıldan daha kısa bir mesafade aldığımız yola bakıp gururlanıyoruz.

Bu ülekenin AK Parti döneminde nereden nereye geldiği apaçık ortadır. Maalesef bu gerçeği ısrarla örtmek isteyenler var. Milletle aynı yöne bakmayanların milletin heyacaını görmesini bekleyemeyiz. İstikrarsılık döneminde payı bulunan bu zihniyet medya gücünü de yanına almıştır.

Aydın Doğan medyasının yayınlarıyla ilgili bazı gerçekleri açıkladım. 1 hafta süre verdim. Bu soruların cevaplartını açıklamazsanız önümüzdeki haftasonu ben açıklarım. O gün geldi.

Yzılıp çizilenlere bakalım. Bazı taşları yerli yerine oturtmak için bunun yerinde olduğuan inanıyorum. 16 buçuk milyonun oyunu almış bir siyasi partiyiz. Bütün adımlarımızı yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele ettik. 22 Temmuzdan sonrasına baktığımzıda yenilenmiş, büyümüş bir parti var.

Bu rahatsızlık neden? Hortumlar kesilecek, demiştik. Geçim kaynakaları orasydı. O alıştıkları büyüme yok artık. Siyasetçilerde uzantıları var. Onlarla dayanışma içindeler. Burdan bir şey kapmanın telaşına girdiler.

Aydın Doğan medyası, müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi nereden vururm diye düşünürken. Erdoğan da bu yolları nasıl duble yolar yapar da bunun koşuşturmasını yapıyoruz. Farkımız bu. Çünkü Türkiye'yi muası medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacağız. Dedikoduyla meşgul olan biz değil, sizsiniz Bay Doğan Grubu.

Biri çıkıp akıl veriyor. En az sizin takip ettiğiniz kadar biliyoruz. İlk konuşmamızda "Bu makamlar gelip geçicidir" demiştim. Biz gidici olduğumuzu biliyoruz Bay Köşe yazarı. Sen kendi durumunu düşün. Sen çok geç kalmışsın.

Bir defa şunu özellikle hatırlatmam lazım. Sapla samanı kimse karıştımasın. Bizim açımızdan mesele Almanya'daki davanın konusu değil. İddianamede yer alan hangi konuların doğru yanlış olacağına karar verilecek. Biz hiçbir zaman yanlış yapanın yanında yer almadık. Bundan sonra da almayacağız. Yanlış yapan elbette bedelini öder. Türkiyeyi ilgilendiren bir boyut çıkarsa gerekeni yaparız. Bu kararın verileceği yer mahkemelerdir. Gazete sayfaları değil. İçişleri Bakanlığı Deniz Feneri'nin hesaplarını düzenli olarak izlemiştir.

Yargısız infazlar ortaya çıkıyor. Böyle bir saldırı kampanyasının hedefi olduk. Doğruluğu kanıtlanmamış tek taraflı iddiaların hedefi oldum. Aydın Doğan'ın 5 gazetesi ve 3 televizyonuyla iddiaları yürüttüler.

Ben derdini biliyorum ama sen çıkıp açıkla. Kanıtlayabildiler mi? Bizzat Alman savcısı yalanladı. Bana elden para verildiği de yalanlandı. Başbakanlık makamına böyle ağır bir iftira atılır mı? Bana elden herhangi bir para verilmesi sözkonusu olmadığı gibi paranın sahibini de ben ne görürüm ne de tanırım.

Aydın Doğan'ın medyasında bu gerçeklerin yer aldığını gördünüz mü? Yalan ve iftiraya devam ettiler. Maaşlı silahşörleri var, onlar da rahatsız olmuşlar. Bu iktidara Doğan Grubu'nun desteğiyle gelmedik, halkımızn desteğiyle kaydettik.

Kendi kanalında çıkmış bana cevap veriyor. Tutuşturmuşlar eline soruları bana cevap veriyor. Kendi adamları bile patron tatmin etmedi diyor. Yerin kulağı var, her şeyi duyuyoruz. YEri geldikçe birçok şey yine açıklanacak.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler