’’Kaymakam hakkında işlem yapılacak’’
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hakkari'de şehit olan polis memuru Mehmet Tuhal'ın ailesine kameraların karşısında haber verilmesine ilişkin, "Gerekli hukuki, idari her türlü işlem yapılacak" dedi.Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV özel yayınında Oğuz Haksever'in mo
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hakkari'de şehit olan polis memuru Mehmet Tuhal'ın ailesine kameraların karşısında haber verilmesine ilişkin, "Gerekli hukuki, idari her türlü işlem yapılacak" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV özel yayınında Oğuz Haksever'in moderatörlüğünde Fikrat Bila, Seda Öğretir ve Mustafa Karaalioğlu'nun sorularını cevapladı. Şehit ailesine kameralarla haber verilmesine ilişkin tepkileri değerlendiren Davutoğlu, "Şehit haberi verilmesi olabilecek en ağır sorumluluk alanlarından biri. Ben Dışişleri Bakanıyken bazen söylüyordum, "Dünyada üç tur atsın desinler ama bir şehit cenazesinde yüreği yaralı babayı, annenin elini öpmek çok daha zor görev" diye. Bütün kamu görevlilerinin bu zor görevi o mübarek insanların haleti ruhiyelerini anlayarak en mahrem, en ketum şekilde vermeleri, sonra da ellerini öperek talimatlarını almak lazım. Kaymakam ile vali orada haber veren bir postacı değildir, onlara yukarıdan konuşma hakkına sahip olan bir yetkili de değildir. Oraya gidip acıyı paylaşıp, emriniz nedir diye sormakla yükümlüdür. Oraya gideceksiniz, yanınızda da kameralar olacak, bu kabul edilebilir değil. Ben gerekli soruşturmanın derhal açılması talimatını verdim. Burada gösterilen tutumun izahı mümkün değil. Bu bakımdan gerekli her türlü idari işlem yapılacak. Buna göz yummamız, öyle veya böyle mazur görmemiz söz konusu değil. Kaymakam ve valiler şehit ailelerimizin yüreklerindeki acıyı dindirmek için oradalar, canlı yayın kaydı almak için değil. Vali, Kaymakam, Bakan ben de dahil herhangi bir şehit haberinin bu şekilde verilmesi konusunda sorguya açık olmam lazım. Bu haber üzerinden sürekli bunun oradaki ailelerine tekrar tekrar bu acıyı yaşatacak şekilde basında sürekli dolaşması da doğru değil. Basın organlarımızın da sürekli vererek o aileye bu acıyı yaşatması doğru değil. Ona da basının özen göstermesini bekleriz ama gerekli hukuki, idari her türlü işlem yapılacak. O şehit ailemizin acısını paylaşıyorum ve Allah'tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.
Yüksek Seçim Kurulu'na aday listelerinin 18 Eylül'de teslim edileceğinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Listelerde bir değişiklik gerekiyorsa onların yapılması için doğru kararları almak lazım. Bu listelerin oluşumu esnasında bize gelen raporlar var. O zaman sunulan raporlar üzerinden aldığımız kararlar var. Biz, 258'in üzerine mümkün olan en fazla milletvekilimizi eklemek istediğimiz için revizyon dışında eklenecek isimler var. Çok sayıda anket yaptırdık. Hepsinin anketini önümüze alıyoruz, en doğru tercihler nedir diye tekrar tekrar bakarak. Halkımızın önüne temsil kabiliyeti yüksek yeni milletvekili listesini sunacağız" dedi.
7 Haziran'ın gerekçelerini ortadan kaldıran adımların atılıp atılmadığına ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "7 Haziran'dan bu yana çok uzun bir süre geçmedi. Bütün bu mesajlar alınır. 7 Haziran'da olan duruma göre bütün tabloyu düzelttik denirse koalisyon zor bir süreç oldu. Bütünüyle bunların aşılabildiğini iddia etmek mantıklı değil. Halkımızın şunu görmesi önemli, muhatabımız bunu anladı, kongrede kurduğumuz kurullar. Hükümet kurma çalışma yöntemleri sırasında takındığımız üslup. 21'inde aday tanıtımı var. Seçim beyannamemiz var sonrasında. (Listedeki değişiklikler) Adayları haklı olarak meraka sevkederiz ama dediğimiz gibi dengeli temel dokusu muhafaza edilen bir şekilde" şeklinde konuştu.
ABDURRAHİM BOYNUKALIN'IN AÇIKLAMALARI
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'ın açıklamalarının sorulması üzerine Davutoğlu, "Bu tür ifadeleri doğru görmem, kim söylerse söylesin, ama bu da kasıtla söylenmiş ifadeler değil. Biraz da gençler arasında dost ortamında ifade edilen hususlar. Kendisiyle de konuştum. Bu anlamda bu ve benzeri ifadeler hepimizin özen göstermesi gereken hususlar var. Bunu genelleştirmek, arkasında çok bilinçli, ayaküstü söylenen ifadelerden genel zihniyet çıkarmak doğru değil. Kendi içimizde konuşuruz, gerekli ifadeleri paylaşırız. Basınla o günlerde Sabah ve Hürriyet saldırılarında, konuyla ilgili hassasiyetimizi ifade ettim. Bizi en çok eleştiren medya organları da olsa, destekleyen medya organları da olsa bu ülkenin Başbakanı olarak benim görevim, hükümetin görevi. Farklı kanaat beyan etmek, fikir haklarını rencide etmeden, farklı görüşler söylenebilir. Toplumda özellikle de hassas terörle ilgili konularla ilgili, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesinin yanlış yansıtılmasını gündeme getirildi. Herşeyin hassasiyet gerektirmesi gerektiren husus herkesin buna da özen göstermesi lazım. Basın özgürlüğü olmazsa olmaz şarttır. Tahrik unsuru oluşturmamak kaydıyla her türlü beyan ifade edilebilir" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, seçim beyannamesine ilişkin olarak, "Nihayet seçim beyannamemizi açıkladığımızda haber değeri olması için benim sukut etmem gerekiyor. Çalışmalar yürütülüyor. Cumartesi günü bütün gün onlarla çalışma yapacağız. Aday tanıtımında ya da başka vesileyle seçim beyannamemizi paylaşacağız" dedi.
MİTİNG PROGRAMI
7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri'nde 81 ile gittiğini hatırlatan Başbakan Davutoğlu, "Şu anda tabii fiziki olarak bir aya sıkışmış olarak üç öğün miting yapmak lazım. Bunun şu aşamada doğru olduğunu düşünmüyorum, halkımıza ulaştık. Daha farklı seçim kampanyası düşünüyoruz. Yine, önemli bazı şehirlere gitmek ya sayısal ya da nüfus ya da geçen seçim alınan netice itibarıyla gitmeyi düşünüyorum. Daha sık televizyon yayını miting tek taraflı anlatımdır. Burada ise daha çok soruyu cevap, sivil topluma dönük faaliyetlerimiz olacak" diye konuştu.
"BABACAN'IN ADAY OLMASINI İSTERDİM"
1 Kasım seçimlerinde eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın aday olmasını istediğini belirten Davutoğlu, "İsterdim, Sayın Babacan son 13 yıllık iktidar döneminde gerçekten ülkeye büyük katkı yaptı. Türkiye'nin ekonominin bugün geldiği düzeyde Sayın Cumhurbaşkanımızın sonra da benim yanımda. Türkiye, uluslararası anlamda çok büyük itibar kazandı. Her arkadaşım bu sürecin içinde yer alacak diye ifade etmiştim. Sayın Babacan, dürüstlüğe, ekonomiyle sosyal ahlak arasında kurduğu ilişki itibarıyla son derece saygı duyduğum arkadaşımdır. Kendisi aday olmadı, onun daha çok hizmet edeceğine inanıyorum. Listeler bitmedi, başka bazı çalışmalar da var, o bağlamda o çalışmalar ortaya çıkana kadar, Türkiye'ye büyük katkı yapacak biridir" açıklamasında bulundu.
EKONOMİDEKİ DALGALANMALAR
Ekonomideki dalgalanmaların sorulması üzerine Davutoğlu, "Merkez Bankası Başkanımızı davet ettim, uzun bir görüşmede gidişat. Türkiye'de siyasi belirsizlik var dolayısıyla döviz artıyor değil. Dünyada dalgalanma o kadar yüksek ki en az etkilenen ülkelerden biri Türkiye. Gelişmekte olan ülkelerin hepsinde ciddi dalgalanmalar var. Biz bunu takip edip bu dalgalanmaların etkilerini azaltmakla yükümlüyüz. Yapısal olarak atılması gereken adımlarla ilgili yoğun bir çalışma içindeyiz. şu anda dünyanın temel trendinden ayrılmış bir şey yok" diye konuştu.
MÜLTECİ SORUNU
Mülteci sorunu konusunda Türkiye'nin Almanya ile işbirliğine gidip gitmeyeceğine ilişkin Başbakan Davutoğlu, "İki, üç hafta önce Macaristan Başbakanını makalesi çıktı, kendisi yakın dostumuzdur. Ondan 3-4 gün sonra bir makale yazdım. Daha sonra Sayın Merkel'le görüşmemiz oldu. Tusk'la ayrı ayrı görüşmeler yaptık. Mülteci sorunu artık Türkiye, Avrupa sorunu değildir. Geçmişte oturdukları rahat ortamlarda Türkiye bu sorunu çözsün diye ahkam kesenler, şimdi bu sorunla karşı karşıya kaldı. Almanya'nın bu sorunu artık gördüğünü attığı adımlar gösterdi bize. Suriye krizinin çözümü konusunda atılacak adımlar. Bütün bu gelişmeler Türkiye'nin yaptığı çabayı ortaya koydu. Buraya gelmeden önce ilgili birimlerden arkadaşlarla bir araya geldik. Edirne'ye doğru yürüyen mültecilerle ilgili alınacak tedbirler konusunu gözden geçirdik. Hiçbir insanın, herhangi bir insan onuruna yakışmayan bir davranışla karşılaşmaması için. Dünyanın da buna dikkati gösterip gereken izini vermesi lazım. BM'de bu konuda ilgili ülkelerle görüşmeler yapacağız" ifadelerini kullandı.
MESCİD'İ AKSA KRİZİ
İsrail'in Mescid'i Aksa'ya yaptığı baskını değerlendiren Davutoğlu, "Çok kaygılıyım, çünkü bu bir devletin işleyebileceği en büyük terör suçlarından biri. Burada zihniyet anlamında da karşı tarafı yok etme anlayışı var. (Davutoğlu'nun Mescid-i Aksa'ya gittiği tarih) 1983'ün yılından bu yana İsrail'in tutumunu gördüğümde, hedeflerinin Mescidi Aksa'yı yıkmak, sonra Müslümanların elinden zaman ya da belli bir bölümünü almak ve Yahudilere açmak dahi almak üzere planları dikkatimi çekmişti. Kazı faaliyetleri ve orada radikal Yahudilerin yaptığı çalışmalar vardı. re gittiğimde bu faaliyetleri görmek bize ıstırap veriyordu. Müslüman olarak bizi ilgilendirir, kıblemizdir. İnsan olarak ilgilendirir, Kudüs bütün insanlığın hülasasıdır. Kudüs, insanlık kültürünün katliamı yaşanıyor. Hala Kudüs'te Osmanlı Devleti'nden kalan örfle idare edilir, dini mekanlar. İsral'i, uluslararası hukuka sığmayacak şekilde şimdi Müslümanların belli saatlerde Mescid'i Aksa'ya girmemesini planlıyor. Kudüs, Filistin toprağıdır. Mescid'i Aksa Müslümanların kutsal mekanıdır. Bunu dünya gündeminde tutmaya devam edeceğiz. Mescid'i Aksa'nın bir kısmında veya tümünde öğleden önce Müslümanlar girmeyecek, ya da şu kısmını ayıralım Müslümanlar buraya girmesin" dedi.
Davutoğlu, İsrail'le temasların olup olmadığına ilişkin olarak, "Bazı görüşmeler oldu. Böyle bir zihniyetle nasıl görüşmeler olacak ki? Mescid'i Aksa'yı Müslümanların elinden almak isteyen İsrail'le normalleşmek mümkün mü?" dedi.
BİNALİ YILDIRIM İÇİN 900 İMZA TOPLANDIĞI İDDİALARI
Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın genel başkan olması için 900 imza toplandığı iddialarını değerlendiren Davutoğlu, "Ben o günlerde böyle dedikodularla ilgilenmedim, çünkü çok işim vardı. Bir taraftan MKYK, bir taraftan da terörle mücadele ile ilgileniyordum. Ben 3 saate yakın MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı ve Başbakanlık Müsteşarıyla bütün operasyonları gözden geçirdik. Salı günü de Van'daydım. Perşembe günü benim için o anda o söylentilerle uğraşmak vazife ihmalidir. Kuzey Irak operasyon yapılıyor, şehit haberleri geliyor. İtibar etmediğimi gösterecek şekilde bin 353 delegenin gönül dolusu coşkusu ve verdikleri destek bana yeter. Onunla ilgilenmeyi zul adlederdim. AK Parti'nin birliği için bu tür dedikodulara itibar etmek yerine dosdoğru yürümek gerekiyor" diye konuştu.