Kılıçdaroğlu: Üç yol var!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin güçlenmesi için 3 yol olduğunu belirterek, "Ekonomi, ekonomi, ekonomi. Üretirseniz güçlüsünüz, üretirseniz çalışkansınız, üretirseniz satarsınız” dedi.Kılıçdaroğlu, CHP’nin 91. yıl dönümünde CHP milletveki
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin güçlenmesi için 3 yol olduğunu belirterek, "Ekonomi, ekonomi, ekonomi. Üretirseniz güçlüsünüz, üretirseniz çalışkansınız, üretirseniz satarsınız” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin 91. yıl dönümünde CHP milletvekilleri ve Parti Meclisi üyeleri ile Parti Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Tören, ‘Geçmişini Bilmeyen Geleceğe Bakamaz’ adlı film gösterisi ile başladı. Daha sonra CHP Parti Meclisi üyesi Ece Akar, ‘9 Eylül Bildirisi’ni okudu. Parti Meclisi’nde görev alacak iki genç yanında bulunduğu halde konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki her aileden bir CHP’li olduğunu söyleyerek, aynı amacı gerçekleştirmek zorunda olduklarını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, “Üreten Türkiye modelinin 1920’lerde hayata geçtiğini görüyoruz. Bir ülke nasıl güçlenir, bir ülkenin saygınlığı nasıl artar? Üç tane yolu var.
Ekonomi, ekonomi, ekonomi. Üretirseniz güçlüsünüz, üretirseniz çalışkansınız, üretirseniz satarsınız, üretirseniz istihdam yaratırsınız, üretirseniz gençliğe umut olursunuz, üretirseniz genç üniversiteyi bitirdiğinde ‘ben iş bulacağım’ der. Üreteceğiz. Daha Ulusal Kurtuluş Savaşları’nın hemen sonrasında İzmir İktisat Kongresi toplanıyor. İzmir İktisat Kongresi önemli bir kilometre taşıdır. Devletçilik politikası, Anadolu’nun her tarafına fabrika kuruldu. Özel sermaye yok, devlet yapacak, başka seçenek yok” ifadelerini kullandı.
Savaş sanayinin temelinin 1925 yılında Kayseri’de uçak fabrikası kurularak atıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “1930’da ancak Merkez Bankası’nı kuruyor. Bu felsefeden yola çıkanlar geçmişin tüm borçlarını üstleniyorlar. ‘Osmanlı’nın borcu benim borcumdur’ diyorlar. O nedenle ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen. Bunun temeli ekonomi. Üreteceğiz. O yıllarda bez üretiyorduk, Avrupa da üretiyordu. O yıllarda otomobil de üretmeye çalıştık. Denizaltı yapmaya kalkıştık. İlk denizaltı omurgasını Haliç’te kurduk” şeklinde konuştu.
"ÜNİVERSİTELERİN BİLGİ ÜRETMESİNİ İSTİYORUZ"
Katma değeri yüksek ürün üretmenin önemine değinen Kılıçdaroğlu, “Biz üniversitelerin bilgi üretmesini istiyoruz. Bunu yapabildiğimiz zaman güçlü ülke olacağız. Eğer Güney Kore’den önce otomobil yapmışsanız, bugün otomobil markanız yoksa, Güney Kore’nin dünya çapında 3 büyük markası varsa oturup düşünmemiz lazım” diye konuştu.
Türkiye’de ilkleri söylediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Anayasa Mahkemesi’ni, hukukun üstünlüğünü, özerk üniversiteyi, gençlerin üniversitede yönetime katılmasını önce biz söyledik. Şimdi üreten Türkiye, bilgi toplumu, bilgi ve zeka ekonomisi diyoruz. Eğitim sistemi tümüyle değişsin, sorgulayan eğitim gelsin diyoruz. Hep yeni şeyler söylüyoruz. Bu bizim dünyayı ne kadar iyi okuduğumuzu gösteren temel kuraldır. Biz hep değiştik. Değişirken Türkiye’yi de değiştirdik” dedi.
Son 3 yıldır milli gelirin sadece 170 dolar arttığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “11 bin doları bulamadık hala. Hep 10 bin dolarlar civarında kalıyoruz. İspanya’yı alın son 10 yılda milli gelirini 15 bin dolardan 30 bin dolara çıkardı. Bu ekonomik kriz içinde. Biz ne yaptık? 11 bin doları bile bulamadık. Eğer bunu sorgulayabilirsek ve bunu anlatabilirsek Cumhuriyet Halk Partisi’nin ekonomi konusunda ve Türkiye konusunda neyi düşündüğünü çok daha iyi anlatmış olacağız. Dünyayı okuyoruz, dünyayı da biliyoruz, kendimizi de biliyoruz. Olağanüstü kaynaklarımız var, onu da biliyoruz. Ama iyi yönetemiyoruz. Yönetemediğimiz için hep geride kalıyoruz. Oysa çocuklarımız bunu hak etmiyor” ifadelerini kullandı.
"HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE DEMOKRASİ"
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Tabii üretim diyoruz, güzel Türkiye diyoruz, herkese aş, iş diyoruz. Ama bütün bunları sağlayacak temel bir kural vardır; hukukun üstünlüğü ve demokrasi. Birbirinden ayrılmaz iki kardeş. İşadamı üretecek. Nasıl? Kendisini hukukun güvencesinde görecek. Bir sabah TMSF kalkmış benim bütün malvarlığıma el koymuş diye bir kaygı duymayacak. Hukukun üstünlüğü budur. Herkes kendisini hukukun güvencesi altında hissedecek. Sanayici de, üniversitedeki öğrenci de, işsiz de hak isteyecek. Geliri olmayan aile hak isteyecek, yoksulluğumu gider diyecek, ey sosyal devlet diyecek. Bunu yaptığımız zaman, bunu anlattığımız zaman, toplumla bu bağlamda kaynaştığımız zaman emin olun farklı bir Türkiye olacak.
Uygarlıktan kopan bir Türkiye değil, 1963’te İsmet İnönü Ankara Anlaşması’nı imzaladığı zaman biz uygarlıkla artık buluşuyoruz mesajı vermişti. Bugün AB’den uzaklaşıyoruz, uygar dünyadan kopuyoruz. Hepimizin oturup tekrar düşünmesi lazım. Bizim taşıdığımız kaygıları sadece Cumhuriyet Halk Partililer olarak biz taşımıyoruz. Bizim taşıdığımız kaygıları uygar olmamızı isteyen, uygar dünyayla bütünleşmemizi isteyen uygar dünya da taşıyor. Aynı kaygıları taşıyorlar. Nereye gidiyor bu Türkiye diyorlar.”
Türkiye gençlerini ne kadar iyi yetiştirirse o kadar saygın bir ülke olacağına işaret eden Kılıçdaroğlu, “Gençler partimize ne kadar gelirlerse, bizimle ne kadar birleşirlerse, bizi ne kadar aşarlarsa biz o kadar mutlu oluruz. Çünkü bir ülkenin geleceği gençlere bağlı. Onları ne kadar iyi yetiştirirsek Türkiye o kadar saygın bir ülke olacaktır. Rahat konuşabilmeliler, düşüncelerini rahat açıklayabilmeliler gençler. Hedefimiz bu” ifadelerini kullandı.