SOYLU Haber61'e konuştu

O tarihe damgasını vuran  Demokrat Parti'nin Trabzonlu Genel Başkanı. Tipik bir Karadenizli. Gözünü budaktan sakınmazken, sözünü de esirgemiyor. Geçtiğimiz hafta sonu geldiği baba ocağı Trabzon'da bazı açılışlar yapan Demokrat Parti Genel başkanı Süleyman

SOYLU Haber61'e konuştu

O tarihe damgasını vuran  Demokrat Parti'nin Trabzonlu Genel Başkanı. Tipik bir Karadenizli. Gözünü budaktan sakınmazken, sözünü de esirgemiyor. Geçtiğimiz hafta sonu geldiği baba ocağı Trabzon'da bazı açılışlar yapan Demokrat Parti Genel başkanı Süleyman Soylu röportaj teklifimizi de memnuniyetle karşıladı. Artvin mitingi için Artvin'e hareket eden Demokrat parti Genel başkanı Süleyman Soylu bizi de seçim otobüsüne aldı. Karadeniz'i ilçe ilçe dolaşan Soylu, büyük ilgi görürken seçim otobüsünde de 29 Mart'ın Türkiye'ye getireceklerini ve götüreceklerini arkadaşımız Orhan Çavuşoğlu'na anlattı.

 Arkadaşımız Orhan Çavuşoğlu sordu DP'nin Trabzonlu Genel Başkanı Süleyman Soylu açık yüreklilikle cevapladı  

 

-Sayın Soylu, 29 Mart Mahalli seçimleri için Türkiye'yi adım adım dolaşıyorsunuz.  29 Mart Yerel seçimleri Türkiye için ne ifade ediyor sizce? Neler değişecek bu seçimle?

 

-Öncelikle 29 Mart seçimleri Türkiye için çok ciddi bir sürecin içerisinde gerçekleşiyor. Aslında Dünya'da da önemli bir sürecin içerisinde geçiyor. Bir taraftan 4 yıldan beri Türkiye'nin ekonomisi daralıyor. Diğer taraftan dünyada ciddi bir küresel ekonomik kriz başladı. Dünyada güç dengeleri de farklılaşıyor. Tüm bunların içerisinde Türkiye'de bu seçime çok önemli bir zaman dilimi içerisinde gidiyor. Malum Amerika'da seçim oldu. Çok önemli bir değişim söz konusu oldu. 29 Mart seçimleri aslında 6.5- 7 yıldır Türkiye'de AKP ve yine muhalefet parti olan CHP'nin ne derecede Dünyayı anlayabildiklerinin sonucunu da gösterecektir.

 

-CHP'yi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce muhalefet görevini yerine getirebiliyor mu? 

 

-Demokraside sadece iktidar partisi değil, ana muhalefet partisi de sorumludur. Çünkü iktidar icraat yapacak muhalefette ise doğruyu, doğru yönlendirmeyi, doğru eleştiriyi bazen de negatif eleştiriyi ortaya koyacaktır. Türkiye de yedi yıldan beri AKP ve CHP'nin getirdiği 2'li bir sistem var.  Bu sistem Türkiye'de değişim ve yenileşmeyi sağlamadı. Türkiye de sistemin aksaklıklarını bertaraf etmedi. Türkiye de sistemi, Dünya ile rekabetleştirecek boyuta getiremedi. Ekonomik sistemde, mali sistemde hukuk sisteminde, vergi sisteminde, adalet sisteminde Türkiye istenilen noktada değil. Türkiye kendi kabuğunu yırtabilecek; o kendini 21.yüzyılda giden ülkeler gibi olma anlayışını geliştiremedi.  7 yıllık bir süreç, aslında Türkiye açısından çok önemli bir süreçtir. Yani tek başına iktidar olmak, çok iyi kullanılabilecek fırsatlardan bir tanesiydi.

 

-AKP tek başına iktidar sürecini iyi değerlendiremedi mi?  diyorsunuz...

 

-Bakın bugün görüyoruz ki ne özgürlükler açısından ne de ekonomi açısından Türkiye maalesef rutin gidişinin dışında arpa boyu yol alamamıştır. Bu Türkiye açısından, milletimiz tarafından  sağ duyuyla önemsenecek ve bu seçimlerde değerlendirilecektir. 29 Mart seçimlerinde Türkiye ya değişime evet diyecektir ya da Türkiye mevcut bu halinin devamına kavga siyasetine, kirlilik siyasetinin içinde kalmaya razı olacaktır.  Aylardan beri yollardayım. Özellikle son 17-18 gündür ciddi bir şekilde Anadolu'yu geziyorum ve bu gezmemiz çerçevesinde çok ciddi bir milletten halkımızdan teveccüh görüyoruz. Bizim stratejimiz daha çok belde ağırlıklı yani insanların ayağına giden bir anlayış...

 

-Sayın Soylu, Siz Trabzonlusunuz, Başbakanında Trabzon'a karşı özel bir ilgisi olduğunu biliyoruz... Trabzon seçimleri sizin Trabzonlu olmanız açısından, DP için ne anlam ifade ediyor?

 

-Özellikle Trabzon seçimlerinde adayımız Süleyman Aydoğdu Yerel yönetimler konusunda deneyimli Trabzon'un sevdiği adaylarından bir tanesi. Bu açıdan Trabzon konusun da bizim ortaya koyduğumuz çok ciddi bir çalışma söz konusu. Trabzon bizim memleketimiz. Trabzon bizim özellikle hem yakınlıklarımızın olduğu hem kendi baba ocağımız. Adayımız Trabzon'un çok sevdiği bir insan. Sn. Aydoğdu hem sempatikliğiyle, hem saygınlığıyla, hem ilgisiyle ciddi bir insan. Trabzon insani Aydoğdu'yu benimsemiş... Ona “Bizim Süleyman” demiş… Bu anlayış içerisinde Trabzon'da teşkilatımız da çok iyi çalışıyor. Gerek meclis üyelerimiz olsun gerek; il genel meclis üyelerimiz olsun çok ciddi bir çaba içerisindeler...

Ben Trabzon'un ilgisini sürekli üzerinde gördüğüm Süleyman Aydoğdu'nun bu işi başarıyla yapacağına inanıyorum. Yıllardan beri hem çizgisini değiştirmeyen hem Trabzon'un meselelerini bilen, vizyonu olan, ufku olan ve çağdaş bir siyaset anlayışına sahip değerli arkadaşım... Süleyman Aydoğdu'nun başarılı olacağına inanıyorum.

 

-Trabzon'da DP İl Binasının açılışını yaptınız...  26 Mart'ta Of'ta bir miting programınız var sanırım. Kaç ili ziyaret edeceksiniz, bu kampanya döneminde?

 

-Evet.  26 Mart tarihinde Of ilçemizde bir miting yapacağız. Aslında 26 Mart'da hem Gümüşhane'de hem Bayburt'ta mitingimiz var. Oradan da Of'a geleceğiz. Gümüşhane ve Bayburt'ta olma dilimimizin bir kısmını da Of'ta geçireceğiz. Yani malum 50 vilayete gidiyoruz. Giderken de bir takım zaman sıkışıklıklar oluyor. Onun bir bölümünü de 26'sında telafi edeceğimize inanıyorum.

 

-DP Türkiye'de kaç ilde belediye başkanlığını alabilir? Trabzon ve ilçelerinde beklentiniz nedir?

 

-Çok ciddi bir şekilde arkadaşlarımızın çalıştıklarını görüyorum. Herkesin beklediğinden fazla Belediyeyi alacağız. Bu konuda benim yaptığım gözlemlerde, yani sahada gördüklerimde, bu bilgilerimi doğrular niteliktedir. İnanıyorum ki çok önemli bir şekilde Trabzon'da hem ilçelerde, hem beldelerde herkesin beklediğinden çok daha fazla Belediye başkanlığını alacağız. Özellikle bazı belediyelerimiz var ki onları %75 ile alacağız. Bunu herkes biliyor.  29 Mart akşamı Trabzon'da en çok belediye alan partilerden birisi olarak Trabzon'un gönlünde yer edeceğimize inanıyorum. İsim söylemeye gerek yok... Kafa kafaya gittiğimiz ilçeler var, çok önde olduğumuz ilçelerde var. Trabzon'da girdiğimiz tüm yerlerde iddialı olduğumuzu söyleyebiliriz. Türkiye'de Yalova'nın, Bursa'nın ve Isparta'nın içinde bulunduğu 8-9 vilayeti alacağız.  Geçen seçimlerde aldığımız ilçelerden daha fazla ilçe alırız. 2007 aldığımız oyun da 2 katını alırız.

 

-Seçmen kütükleri ile ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılıyor, yardımlar dağıtılıyor... Seçimin adil olacağına inanıyor musunuz?

 

-Milletin üzerinde yapılan baskıların Millet nazarında de çok iyi karşılanacağını sanmıyorum.  Siyasi açıdan doğru değil yapılanlar. Ancak bu seçimde halk sağduyuluysa doğru kararı verecektir. Daha önce söylenenlere ben pek katılmıyorum. Gerek seçmenler üzerinde bir takım oynamalarda, diğer bir takım oynamalarda... Neticede 70 milyon oy kullanacak. O'nu öyle algılamak, böyle değerlendirmek lazım.

 

-Demokrat Parti o eski gücünü ne zaman bulabilir?

 

-Biz 13-14 aydır aslında ciddi bir politika ortaya koyuyoruz. Bu sürede ortaya koyduğumuz ciddi politikayı da ısrarlı bir şekilde sürdürüyoruz. Demokratik, şeffaf, katılımcı ve Türkiye'yi değişime taşıyan, bir takım değerleriyle, milletin değerleriyle siyaset yapmayan, onları var olarak kabul eden, bir anlayış içinde çalışıyoruz. Bu konuda DP ciddi bir çalışma ahengini 14 aydır tutturdu. Millete doğru mesajlar veriyor. Doğru siyaset yapıyor. Bütün bu anlayışla birlikte DP'nin geri dönüşlerinden bir tanesi aslında zeminin sağlamlaşması. Ben bu açıdan çok mutluyum, çok inanıyorum... Başı kapalı da açık ta yani memleketimizin, milletimizin her rengini içerisine alan, bir Gökkuşağı atmosferi yaratacaktır partimiz...

 

 

-Sizin genç olmanızın size avantajı mı var dezavantajı mı var? Avrupa'da liderler partilerinin başında çok kalmıyorlar.  Bizde ise tam tersi oluyor.  Bu konuda düşünceleriniz neler?

 

-Böyle siyaset yapmak bir çağdaşlaşma eksikliğidir. Yani illaki siyaset arenasında çok uzun süre duracaksınız diye bir şey yok. İnsanın siyasette en üst konumda bile en fazla 2-3 dönem kalmalıdır. Bunun fazla olmasının bir anlamı ve katkısı yoktur. Genç olmamızın elbette ki artısı var. 14 aydır görüyorsunuz. Beşikdüzü'nde de, Arsin'de de partimizin her yerde teşkilatı ayakta ve canlı. Hepsine de bir şekilde sahip çıkıyoruz. Mücadele ediyoruz. Belediye alacağımız yerler var, İl genel meclisi üyesi alacağımız yerler var. 14 aydır bu değişimi ortaya koymamış olsaydık, bu ilgiyi yakalama şansına sahip olmazdık. Gençliğin bize olan büyük bir ilgisini gördük. Yeni insanların partimize ilgisinin sebebini bu olarak görüyorum.

 

-Avrupa'da liderler iktidar olsa bile bir önceki seçimde aldıkları puan düştüğünde görevde kalmıyorlar bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

-Türkiye rutin yaşam tarzına, daha doğrusu yapanın yanına kar kalmadığı, kabahatini üstlenmediği ve başkasını suçladığı için sorumluluğuyla birlikte sorumluluk üstlenmediği bu yaşam tarzına, elbette ki bir şekilde son verecektir. Bunun yolu da siyasettir. Bir şekilde siyasetteki kişiler doğru, düzgün bir anlayış ortaya koyarlar ise inanıyorum ki, bu konu Türkiye açısında da önemli bir sonuca ulaşacaktır. Önümüzde yerel seçimler var. Her siyaset lideri 1 puan 2 puan düşük alırsa durumunu gözden geçirmeli. Bu iktidar başarısız ise ki; başarısız olduğuna iddia edenlerdeniz, onun için yollardayız... Bırakın yerel seçimi, iktidarın önemli bir ölçüde yıpranmış olduğunu, başarısız olduğunu insanların isteklerini karşılayamaz olduğunu, görüyoruz. Bu konuda muhalefet parti ve iktidar partisi itibar kaybı ile karşı karşıya kalıyorlar ise bunu bir şekilde gereğini yerine getiren bir davranışla bütünleştirmelidirler. Ben 5.4 un altında oy alırsam 5.4 benim oyum değildir. Ben partiyi hangi oyla, hangi bazda aldığımı da biliyorum. Fakat bu işin sonunda 5.4 altında bir oy alınırsa herkes gereğini yapmalıdır. Baykal da aldığı oyun altında oy alırsa, Bahçeli'de aldığı oyun altın da oy alırsa, Sayın Erdoğan da aldığı oyun altında oy alırsa elbette ki Sayın Erdoğan asla görevi  bırakmaz ama Türkiye'yi bu yola yani istifa etme gibi örnek olarak  başka bir noktaya taşımalıdır. Tekrar bu durumu değerlendirmelidir.

 

-Genel itibarıyla Türkiye'nin gidişatını nasıl görüyorsunuz? Sistem bu şekilde devam mı edecek?

 

-Şu an esas itibariyle AKP bu bozuk sistemin uyumlu bir parçası haline gelmiştir. Bu sistem Türkiye'de adaleti getiremez. O bozuk sistem Türkiye'de eğitimi, vergiyi, kamu reformunu sağlayabilecek yapıya ulaşamaz. AKP'nin yaptığı bu bozuk sistemden nemalanmaktır. Nemalandığınız zaman bir gün gelir yakalanırsınız. AKP de yakalanmıştır. AKP nin yakalandığını hepimiz, belediye başkanları, meclis üyeleri görüyoruz. Bana birisi Trabzon AKP den bir şey gördü desin? Kalkınma gördü, iş gördü desin. Ne gördü? Trabzon bunu ortaya koysun, ona göre devam etsin. Kavga gördü, vizyon tükenmesi gördü, kaos gördü. Bu yüzden burada bir sürü yolsuzluk gördü. Kendi hakkının başkasına aktarıldığını gördü. Türkiye'nin ciddi bir değişime ihtiyacı var. Siyasal sisteminin düzelmesine ihtiyacı var. Demokrasi sadeleştirmeye ve müzakereci bir demokrasiye ihtiyacı var. Türkiye böyle bir ülke olmalı. Eğer bunları yaparsak, Türkiye bölgesinin lideri olur. Türkiye Orta Doğu, Orta Asya ile birlikte ciddi bir ülke haline gelebilir. Bunları yapar ise Türkiye kendini geliştirme şansına sahip olabilir. Bunları yaparsa Türkiye'nin geleceğini garanti altına alma şansı olabilir. Bütün bunları gerçekleştirme halini ortaya koyabilecek yegane parti Demokrat Parti'dir..

 

-Sayın Genel Başkan, Trabzon'da olup da spor konuşmadan gitmek olmaz... Trabzonspor'u bu sezon nasıl buluyorsunuz?

 

-Trabzonspor sezona iyi başladı. Ondan önceki sene hayal kırıklığına uğradı. Bu sene yaşamayacakmış gibi görünüyor. Dönem dönem sürpriz puanlar kaybediyor. Onlarda uyarıcı oluyorlar... Ben bu sene Trabzonspor'un ipi göğüsleyeceğine inanıyorum. Yani bir kere rakiplerinin de dezavantajları var. Özellikle hoca değiştiren takımlar var, motive edilemeyen takımlar var. Trabzonspor'un bu sezon çok başarılı olacağına inanıyorum. Benim gönlümde şampiyonluk yatıyor. Uzun zamandan beri Trabzonspor'un şampiyon olamadığını gören nesiller umarım Trabzonspor'un şampiyonluğuyla hem kenti, hem kentin dışında yaşayan Trabzonluların, hem Trabzonlu olmayıp Trabzonspor'u tutan vatandaşların bir çok insanların tamamına ve Anadolu'nun son yıllarda ortaya koyduğu yükselmeyle doğru cevabı Trabzon yine kendisi verecektir. Özellikle futbolun siyasetle çok işi olmaması siyasete mal edilmemesi, futbol üzerinden siyasetin tamamlanmaması gerekir. Siyaset spora yardımcı olmalıdır sonuna kadar... En önemli görevlerinden bir tanesi kamu olayıdır. Kamu olayına yardımcı olmanın dışında yapacak bir şeyi yoktur ama bu konuda siyasilerde çok dikkat etmelidirler. Trabzonspor'un başarısı hepimizin başarısıdır. Ben bu sezon sonu Trabzonspor'un şampiyon olacağına inanıyoruz"

 

Röportaj: Orhan Çavuşoğlu

 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler