Trabzon’da CHP rüzgarı
CHP Trabzon İl Örgütü, anayasa değişikliği konusunda bölgede çalışma yapan, Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı bir toplantı düzenledi.
Yayınlanma:
CHP Trabzon İl Örgütü, anayasa değişikliği konusunda bölgede çalışma yapan, Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı bir toplantı düzenledi.
CHP Trabzon İl Örgütü, anayasa değişikliği konusunda bölgede çalışma yapan, Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı bir toplantı düzenledi.
Toplantıda basın mensuplarının yanısıra Trabzon STÖ temsilcileri ve partililer yeraldı.
İlk olarak konuşma yapan CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör, seçim propagandalarının adil bir şekilde yapılmasına izin verilmediğini ve "HAYIR" afişleri nedeniyle gözaltına alınan gençlik kolları mensuplarının olduğunu ifade ederek, İl Valisi Yücel Yavuz ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya seslendi. Güngör, "Eşit şartlarda çalışmalarımızı yürütmek istiyoruz. Bu bizim hakkımız, yoksa söke söke alırız" dedi.
Güngör açıklamalarını şöyle sürdürdü;
"Referandum çalışmalarını yaparken ülkemizde olduğu gibi ilimizde de çok büyük sıkıntı içindeyiz. Büyük bir baskı ile karşılaşıyoruz. Evet kampanyalarını sürdürenler şehrin her tarafını pankartlarla doldurdular. Kamu kaynakları kullanarak bunları yapıyorlar. Bizlerde gönüllü olarak süreci bir şekilde şekillendirmek istiyoruz. 17 Mart'a kadar yasal olarak pankart asmak yasaktı. Biz gereğini yaptık ama şehirde yine evet pankartları asılıyordu. Biz bu konuyu savcılığa yazıyla başvurarak ifade ettik. Ancak hiç bir gayret içinde olmadılar. Yasal süreç içinde biz bu işi yaptığımızda evet kampanyasını sürdürenlerin yanlarına hayır pankartlarına asmaya çalıştığımızda gençlik kolları üyelerimiz taksim karakoluna götürülmüşlerdir. Taksim karakoluna giderek bu yapılanın yasal olmadığını söyledim. "Şikayet var" söylemleriyle bizi beklettiler ve tutanak tutularak 5 kardeşimizi aldık.
Biz bundan şikayetçiyiz. Vali ile bu konuyu konuşacağım.
Tüm örgütümüzü ne kadar evet varsa o kadar hayır asacak.
Meydanda stant kuruyoruz, buna engel oluyorlar, darp etmeye çalışıyorlar. Savaşa mı gidiyoruz, yoksa referandum çalışması mı yapıyoruz. Adalet ve hakkaniyet istiyoruz.
Hiç bir şey adil sürdürülmemektedir. Kamunun tüm yöneticileri, okullarda, camilerde faaliyetlerini sürdüyorlar. Bunlar kamu görevlileri. Buna rağmen hayır demek suç oldu ve daha da öte teröristle eşdeğer oldu. Bizler kimseyle kavga etmek istemiyoruz. Yasal ortamda çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz. Gittiğimiz hiç bir yerde kimseyi hedef almıyoruz.
Anayasa değişikliğinin ne olduğunu anlatıyoruyoruz. Tek adam sistemi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. İçişleri bakanının Trabzonlu olduğu bir kentte bu kadar baskı bu kadar zulüm olmasını anlamak çok zor. Lütfen burda hakkaniyet ölçüsünde herkesin eşit şartlarda çalışma yaptığı bir ortam istiyoruz. bizim hakkımızdır, söke söke zorla alırız" dedi.
BİRLİK VE BERABERLİK KAYBOLURSA ORTA DOĞU'DA BİRİLERİNİN OYUNCAĞI OLURUZ
Sorunun demokratikleşememe olduğunu söyleyen Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, "Toplumsal kalkınmanın temeli demokratikleşmeyi sağlamaktır. Sağlayamadığımız için bu tür olaylarla karşılaşıyoruz. Özgürce oy veremeyeceğimiz bir sürece gidiyoruz. Böyle bir yapılanma söz konusu olmadığında çıkar elde edenlerin amaçları yerine gelmiş oluyor. Bizim gerçekten birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Karadeniz insanının birliktelikteki rolü çok önemli. Karadeniz kadınının en önde tutulması gerektiğini söylüyorum. Bir anne için yuvası ve yavrusu çok önemlidir. O annenin yuvasının yarınını göremeyeceğini ısrarla anlatmak zorundayız. Birlik-beraberliğini kaybetmiş toplumun Orta Doğu'da kimlerin oyuncağı haline geldiğini görüyoruz. İki önemli söz söyleyeceğim;
"Deveyi çadıra alırsan, kendin dışarıda kalırsın.
Ayıyla dansa kalkarsan, oturmana ancak ayı izin verir."
Böyle olmak yerine birlikte hareket etmenin şartlarını oluşturmamız gerekiyor.
Barış ve huzur içinde yaşayacağımız çağrı özellikle kadınlarda karşılık bulacaktır.
Çok büyük iş düşüyor bizlere" şeklinde konuştu
BUNLAR TAM AZDILAR, HİÇ BİR ŞEYLE TATMİN OLMUYORLAR
Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, kendi bölgesinden "HAYIR" oyunun çıkacağından emin olduğunu ifade ederek sözlerine başladı ve "Bizim bölgemizde yüzde 80 hayır çıkacak. Ama kırsal kesimden tam olarak emin değiliz. Bunlar tam azdılar, hiç bir şeyle tatmin olmuyorlar. Özgürlük kelimelerinden gidiyorlardı. Şimdi sadece kendilerine özgürlük istiyorlar. 16 nisan'da sandıktan "HAYIR" çıkacak ve Türkiye başlangıç ilkelerine geri dönecek." dedi.
ATATÜRK'E DAHİ VEREMEYECEĞİMİZ YETKİLERİ KİMSEYE VERMEYİZ
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise yaptığı konuşmada, Trabzon insanına güvendiğini ve özgürlüklerini vermeyeceklerini söyledi.
"Özgür toplum ne yazık ki özgürlüğü kısıtlanan bir toplum haline getirilmekte. 2 referandumu milletin önüne sunmuşlardır. Ben de o zaman ilçe başkanıydım. 3 maddenin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmıştım. 3 madde ülkemizi kıskaç altına alabilir, yargıyı elegeçirebilirler dedik. Bir terör gücü şeklinde ülkemize müdahale etmeye çalışan bir güçle karşı karşıya kaldık. Sadece bir kişiden mütevellit olmadığını göreceğiz. Biz referandumda uyarmıştık. Şimdi de önümüze bir referandum kuruldu. biz de süreci çalıştığımız derslerimizle idrak ederek toplumla paylaşmayı vazife edindik. İnsanlara diyoruz ki 18 madde var. Tüm detaylarını konuşacak vaktimiz olmuyor. Net bir tarifim var; Trabzon halkına dönük; özgürlüğüne dönük bir millettir, bireysel özgüveni yüksektir, müstakil yaşamı sever ve kendi çemberine müdahale edilmesini asla istemez. Kendi alanına dokunulmasını istemez. Bu bir karakter yapısıdır. Bu yapımıza da uygundur. Köyde evler dağınıktır.
Dik oynamayı, dik durmayı sever, bükülmeyi sevmez. Bu dik duruşun, Türk milletinin de karakteri olduğuna inanıyorum. Maddelerin en önemli hususu dik duruşun eğilmeye yönelik stratejiye dönüştürülmeye çalışılmakta. Özgürlüğüne düşkün, ailesini seven benim buna tahammül etmem mümkün değil. Tüm yetkileri sadece bir kişiye vererek, böyle bir toplumun yaratılmasına karşı çıkıyorum. Bu referandumun milletimizin bu duruşuna aykırı olduğunu düşünüyorum. Partiler üstü bir ortam yaşadığımız hiç bir partiye oy istemediğimiz bir ortamda analiz edilmesini istiyoruz. Toplumun tek tek güçlü olduğu bir Türkiye hayal ettiğim. Kim olursa olsun, Atatürk'e dahi vermeyeceğimiz yetkileri hiç kimseye vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Bu referandumda önümüze konulan yanlış pakete hayırlı bir tepki vererek, reddedeceğimizi düşünüyorum.
Farklı düşüncedeki arkadaşlarıma sizi uyarma vazifemi kullanıyorum diyorum.
3 çocuğum için şuanda bu mücadeleyi veriyorum. Tüm engellemelere rağmen akıl tutulması yaşayan yetki sahiplerine rağmen mücadelemizi sürdürmek istiyorum"
CHP Trabzon İl Örgütü, anayasa değişikliği konusunda bölgede çalışma yapan, Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı bir toplantı düzenledi.
Toplantıda basın mensuplarının yanısıra Trabzon STÖ temsilcileri ve partililer yeraldı.
İlk olarak konuşma yapan CHP Trabzon İl Başkanı Turgay Güngör, seçim propagandalarının adil bir şekilde yapılmasına izin verilmediğini ve "HAYIR" afişleri nedeniyle gözaltına alınan gençlik kolları mensuplarının olduğunu ifade ederek, İl Valisi Yücel Yavuz ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya seslendi. Güngör, "Eşit şartlarda çalışmalarımızı yürütmek istiyoruz. Bu bizim hakkımız, yoksa söke söke alırız" dedi.
Güngör açıklamalarını şöyle sürdürdü;
"Referandum çalışmalarını yaparken ülkemizde olduğu gibi ilimizde de çok büyük sıkıntı içindeyiz. Büyük bir baskı ile karşılaşıyoruz. Evet kampanyalarını sürdürenler şehrin her tarafını pankartlarla doldurdular. Kamu kaynakları kullanarak bunları yapıyorlar. Bizlerde gönüllü olarak süreci bir şekilde şekillendirmek istiyoruz. 17 Mart'a kadar yasal olarak pankart asmak yasaktı. Biz gereğini yaptık ama şehirde yine evet pankartları asılıyordu. Biz bu konuyu savcılığa yazıyla başvurarak ifade ettik. Ancak hiç bir gayret içinde olmadılar. Yasal süreç içinde biz bu işi yaptığımızda evet kampanyasını sürdürenlerin yanlarına hayır pankartlarına asmaya çalıştığımızda gençlik kolları üyelerimiz taksim karakoluna götürülmüşlerdir. Taksim karakoluna giderek bu yapılanın yasal olmadığını söyledim. "Şikayet var" söylemleriyle bizi beklettiler ve tutanak tutularak 5 kardeşimizi aldık.
Biz bundan şikayetçiyiz. Vali ile bu konuyu konuşacağım.
Tüm örgütümüzü ne kadar evet varsa o kadar hayır asacak.
Meydanda stant kuruyoruz, buna engel oluyorlar, darp etmeye çalışıyorlar. Savaşa mı gidiyoruz, yoksa referandum çalışması mı yapıyoruz. Adalet ve hakkaniyet istiyoruz.
Hiç bir şey adil sürdürülmemektedir. Kamunun tüm yöneticileri, okullarda, camilerde faaliyetlerini sürdüyorlar. Bunlar kamu görevlileri. Buna rağmen hayır demek suç oldu ve daha da öte teröristle eşdeğer oldu. Bizler kimseyle kavga etmek istemiyoruz. Yasal ortamda çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz. Gittiğimiz hiç bir yerde kimseyi hedef almıyoruz.
Anayasa değişikliğinin ne olduğunu anlatıyoruyoruz. Tek adam sistemi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. İçişleri bakanının Trabzonlu olduğu bir kentte bu kadar baskı bu kadar zulüm olmasını anlamak çok zor. Lütfen burda hakkaniyet ölçüsünde herkesin eşit şartlarda çalışma yaptığı bir ortam istiyoruz. bizim hakkımızdır, söke söke zorla alırız" dedi.
BİRLİK VE BERABERLİK KAYBOLURSA ORTA DOĞU'DA BİRİLERİNİN OYUNCAĞI OLURUZ
Sorunun demokratikleşememe olduğunu söyleyen Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, "Toplumsal kalkınmanın temeli demokratikleşmeyi sağlamaktır. Sağlayamadığımız için bu tür olaylarla karşılaşıyoruz. Özgürce oy veremeyeceğimiz bir sürece gidiyoruz. Böyle bir yapılanma söz konusu olmadığında çıkar elde edenlerin amaçları yerine gelmiş oluyor. Bizim gerçekten birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Karadeniz insanının birliktelikteki rolü çok önemli. Karadeniz kadınının en önde tutulması gerektiğini söylüyorum. Bir anne için yuvası ve yavrusu çok önemlidir. O annenin yuvasının yarınını göremeyeceğini ısrarla anlatmak zorundayız. Birlik-beraberliğini kaybetmiş toplumun Orta Doğu'da kimlerin oyuncağı haline geldiğini görüyoruz. İki önemli söz söyleyeceğim;
"Deveyi çadıra alırsan, kendin dışarıda kalırsın.
Ayıyla dansa kalkarsan, oturmana ancak ayı izin verir."
Böyle olmak yerine birlikte hareket etmenin şartlarını oluşturmamız gerekiyor.
Barış ve huzur içinde yaşayacağımız çağrı özellikle kadınlarda karşılık bulacaktır.
Çok büyük iş düşüyor bizlere" şeklinde konuştu
BUNLAR TAM AZDILAR, HİÇ BİR ŞEYLE TATMİN OLMUYORLAR
Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu, kendi bölgesinden "HAYIR" oyunun çıkacağından emin olduğunu ifade ederek sözlerine başladı ve "Bizim bölgemizde yüzde 80 hayır çıkacak. Ama kırsal kesimden tam olarak emin değiliz. Bunlar tam azdılar, hiç bir şeyle tatmin olmuyorlar. Özgürlük kelimelerinden gidiyorlardı. Şimdi sadece kendilerine özgürlük istiyorlar. 16 nisan'da sandıktan "HAYIR" çıkacak ve Türkiye başlangıç ilkelerine geri dönecek." dedi.
ATATÜRK'E DAHİ VEREMEYECEĞİMİZ YETKİLERİ KİMSEYE VERMEYİZ
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise yaptığı konuşmada, Trabzon insanına güvendiğini ve özgürlüklerini vermeyeceklerini söyledi.
"Özgür toplum ne yazık ki özgürlüğü kısıtlanan bir toplum haline getirilmekte. 2 referandumu milletin önüne sunmuşlardır. Ben de o zaman ilçe başkanıydım. 3 maddenin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmıştım. 3 madde ülkemizi kıskaç altına alabilir, yargıyı elegeçirebilirler dedik. Bir terör gücü şeklinde ülkemize müdahale etmeye çalışan bir güçle karşı karşıya kaldık. Sadece bir kişiden mütevellit olmadığını göreceğiz. Biz referandumda uyarmıştık. Şimdi de önümüze bir referandum kuruldu. biz de süreci çalıştığımız derslerimizle idrak ederek toplumla paylaşmayı vazife edindik. İnsanlara diyoruz ki 18 madde var. Tüm detaylarını konuşacak vaktimiz olmuyor. Net bir tarifim var; Trabzon halkına dönük; özgürlüğüne dönük bir millettir, bireysel özgüveni yüksektir, müstakil yaşamı sever ve kendi çemberine müdahale edilmesini asla istemez. Kendi alanına dokunulmasını istemez. Bu bir karakter yapısıdır. Bu yapımıza da uygundur. Köyde evler dağınıktır.
Dik oynamayı, dik durmayı sever, bükülmeyi sevmez. Bu dik duruşun, Türk milletinin de karakteri olduğuna inanıyorum. Maddelerin en önemli hususu dik duruşun eğilmeye yönelik stratejiye dönüştürülmeye çalışılmakta. Özgürlüğüne düşkün, ailesini seven benim buna tahammül etmem mümkün değil. Tüm yetkileri sadece bir kişiye vererek, böyle bir toplumun yaratılmasına karşı çıkıyorum. Bu referandumun milletimizin bu duruşuna aykırı olduğunu düşünüyorum. Partiler üstü bir ortam yaşadığımız hiç bir partiye oy istemediğimiz bir ortamda analiz edilmesini istiyoruz. Toplumun tek tek güçlü olduğu bir Türkiye hayal ettiğim. Kim olursa olsun, Atatürk'e dahi vermeyeceğimiz yetkileri hiç kimseye vermeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Bu referandumda önümüze konulan yanlış pakete hayırlı bir tepki vererek, reddedeceğimizi düşünüyorum.
Farklı düşüncedeki arkadaşlarıma sizi uyarma vazifemi kullanıyorum diyorum.
3 çocuğum için şuanda bu mücadeleyi veriyorum. Tüm engellemelere rağmen akıl tutulması yaşayan yetki sahiplerine rağmen mücadelemizi sürdürmek istiyorum"
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.