Trabzonlu vekil özür bekliyor!
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi aşısının yapılmasına kendisinin karar vermediğini, 40 kişilik bilim kurulunun karar verdiğini belirtti. Bilim kurulunda, bir kişinin itiraz şerhi olmaksızın, bu aşıların alınması ve belirlenen risk gruplarına yapılma
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi aşısının yapılmasına kendisinin karar vermediğini, 40 kişilik bilim kurulunun karar verdiğini belirtti. Bilim kurulunda, bir kişinin itiraz şerhi olmaksızın, bu aşıların alınması ve belirlenen risk gruplarına yapılması kararı alındığını söyleyen Bakan Akdağ, Dünya Sağlık Örgütünün her yıl kışın sonuna doğru bir sonraki yılın virüslerini bilimsel olarak tahmin ederek, aşı üreten firmalara 3 virüs bildirdiğini ve firmaların da bu aşıyı ürettiğini kaydetti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, milletvekillerinin, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerindeki soru ve eleştirilerini yanıtladı. Bütçeden sağlığa ayrılan payın az olduğunu ve daha fazla verilmesi durumunda daha mutlu olacağını belirten Akdağ, Türkiye'yi OECD ülkeleri ile kıyaslamanın yanlış olacağını kaydetti.
Dünya ülkelerinin 5 grubu ayrıldığını ve Türkiye'nin yüksek orta gelir grubunda yer aldığını belirten Bakan Akdağ, hekim sayısının az olduğunu dile getirerek, YÖK'ün tıp kontenjanlarını artırmasıyla hekim sayısının artacağını söyledi.
Domuz gribi konusunda yaşanan gelişmeleri de değinen Bakan Akdağ, domuz gribi ile mücadele sürecini çok doğru bir şekilde başlattıklarını kaydetti. Dünya Sağlık Örgütünün her yıl kışın sonuna doğru bir sonraki yılın virüslerini bilimsel olarak tahmin ederek, aşı üreten firmalara 3 virüs bildirdiğini ve firmaların da bu aşıyı ürettiğini ifade eden Bakan Akdağ, bu aşıları üretebilen firmaların sayısının belli olduğuna söyledi.
Bakan Akdağ konuşmalarına şöyle devam etti:
"Yeni bir virüs ortaya çıkınca, bunu ABD'de de izole edebildiler. Virüsü aldı ve diğer aşının üretimini durdurarak, bu aşıyı üretmesini istedi. Bu tohum ekmeye benziyor. Biz o zamanlardan firmalarla görüşmeye başladık. Bir firma ile de görüşmedik ki aşı güvenliği sağlayabilelim, bu sigortayı Türkiye'ye getirebilelim istedik. Firmalar üzerinde itibarımızı kullandık. Şu anda 28 milyon kişiye yetebilecek aşıyı da henüz almış değiliz. Bu virüsün bir mutasyona uğrama ihtimali var. Daha şiddetli hastalık yapan
bir virüse dönme ihtimali bilimsel olarak var. Firmalarla şöyle anlaştık: Eğer yeni bir virüs, antijen ortaya çıkarsa, bu antijeni doz başına değiştirebileceğiz. Aşının bir dozunu ortalama 5,2 dolara mal ettik. Kamu İhale Kanununun öngördüğü şekilde firmalarla görüştük. Firmalara önemli bir kısmını Aralık ayı bitinceye kadar vereceksiniz dedik. Çünkü, asıl aşıyı o zaman yapmak lazım. Aşının yüzde 40'ına kadar olan bir kısmını, Aralık ayı bitmeden alma garantisi aldık.Bu aşıyı, Sağlık Bakanı mı Türk insanına yapma kararı aldı? Aşının yapılmasına 40 kişilik bilim kurulu karar verdi. Bunların içinde bakanlık personeli sadece 10 kişi, geri kalanların Türkiye'nin en seçkin üniversitelerin bilim adamları. Bir kişinin itiraz şerhi olmaksızın, bu aşıların alınması ve belirlenen risk gruplarına yapılması kararı çıktı."
Sağlık Bakanı, Dünya Sağlık Örgütünün bunu rant için yaptırdığının iddia edildiğini, kendisine yönelik suçlamalarda bulunulduğunu belirtti. ''Bunu söyleyenleri en hafifinden iftiracı ilan ediyorum'' diyen Bakan Akdağ, bunun adına kirli siyaset denildiğini söyledi.
Bakan Akdağ, "Bu sigortayı Türkiye'ye kazandırmakla iftihar ediyoruz. Bunu kimseyi bilmiyor, ABD, Kanada, Dünya Sağlık Örgütü bilmiyor, beyzadeler biliyorlar'' diye konuştu.
Bakan Akdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile arasında yaşandığı iddia edilen tartışma ile ilgili milletvekillerinin sorularını da yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın bir grup konuşmasında, "Bu aşının icbar edilmesini doğru bulmuyorum, bu konuda bakanımla aynı düşünmüyorum" dediğini belirten Bakan Akdağ, "Neden böyle söyledi? Çünkü, ben o sabah aşı oldum ve hiç söylemediğim halde devletin televizyonu alt yazı olarak 'Sağlık Bakanı böyle böyle dedi' diye geçti. Bunu Başbakana grup toplantısında söylüyorlar. O da 'Sağlık Bakanının ne hakkı var bana aşı yaptırmaya, istersem ben yaptırırım' dedi. Daha sonra biz Başbakanla konuştuk. Başbakan, ben risk grubunda değilim 'aşı olmam, kimseyi de mecbur edemeyiz' dedi. O yol kazası falan dediğiniz şey. Ben iletişim kazası lafını daha çok kullandım. Bu bir iletişim kazasıydı oldu ve geçti" dedi. Sağlık Bakanı Akdağ, yapılan açıklamalardan sonra milletin kafasının karıştığını söyledi. Kendisinin "5 bin kişi ölecek" demediğini dile getiren Bakan Akdağ, "Herhangi bir tedbir alınmazsa, bu konudaki epidemiyologlarımız 5 bine kadar insanın ölebileceğini söylüyorlar" dedi.
"Kim bu iletişimi siyaset adına bozuyorsa, çok büyük vebal altındadır" diyen Bakan Akdağ, üretilen aşıların ruhsatları olduğunu belirtti.
"Bu aşıyla vatandaş üzerinde faz 4 çalışması yapılmış oluyor" denildiğini bildiren Akdağ, faz 4 çalışmasının ne olduğunu anlattı. Bakan Akdağ, kullanılmasına karar verilen bir aşının piyasaya çıkarıldığını belirterek, ''O ilaç piyasaya çıktıktan sonra, yıllar boyunca izlenir. Bu, her ilaç ve aşı için böyledir. O izleme döneminin adı faz 4'tür" dedi.
Bakan Akdağ, katkı payı alınmasının sağlığı paralı hale getirmek anlamına gelmediğini de belirterek, katkı payının reçete alınması durumunda alındığını belirtti.
Görüşmeler sırasında AK Parti Edirne Milletvekili Necdet Budak ile CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi arasında, AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar konuşma yaparken gerginlik yaşandı. Budak, Hamzaçebi'nin kendisine hareket ettiğini öne sürerek, özür dilemesini istedi.