Türkiye’nin ’Esed pozisyonu’ değişti mi ?
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriye kriziyle ilgili, "Esed'in geleceğiyle ilgili görüş ayrılıkları devam ediyor. Bu konuda bizim pozisyonumuz, Suudi Arabistan'ın pozisyonu, diğer pek çok bölge ülkesinin pozisyonu açık ve net" dedi.Cumhurbaşkanl
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriye kriziyle ilgili, "Esed'in geleceğiyle ilgili görüş ayrılıkları devam ediyor. Bu konuda bizim pozisyonumuz, Suudi Arabistan'ın pozisyonu, diğer pek çok bölge ülkesinin pozisyonu açık ve net" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Terörle mücadele konusunun 7 Haziran seçimlerinden sonra da 1 Kasım seçimlerinden sonra da devletin öncelikli konusu olarak gündemlerinde olmaya devam edeceğini belirten Kalın, "Terörle mücadelenin kararlılıkla devam edecektir. Bu konuda Silahlı Kuvvetlerimiz gerekli tedbirleri aldı, gerekli operasyonları yapıyor" dedi.
Bugüne kadar terör örgütü DAİŞ'le ilişkisi olduğundan şüphelenilen 20 binden fazla kişiye Türkiye'ye giriş yasağı konduğunu bildiren Kalın, bu kapsamda 2 binin üzerinde kişinin sınır dışı edildiğini açıkladı. Kalın, yurt içinde yapılan operasyonlarda binin üzerinde kişinin tutuklandığını ve hukuki süreçlerin devam ettiğini belirtti.
Terörün her türüne karşı ister PKK, ister DAİŞ terörü olsun ya da IŞİD terörü bunlara karşı kararlılıkla mücadeleye devam edileceğini belirten Kalın, sınır ötesi yapılan operasyonlarla Türkiye'nin uluslararası hukuktan aldığı hak ve imkanlarla bu operasyonları gerçekleştirdiğini vurguladı.
Türkiye'nin aynı zamanda "DAİŞ'le Mücadele Uluslararası Koalisyonu"nun bir üyesi olduğunu vurgulayan Kalın, "Bildiğiniz gibi hava sahamızı uluslararası müttefiklerimizle beraber kullanıyoruz, kullandırıyoruz. Bu mücadele elbette kararlı bir şekilde devam edecektir" dedi.
MÜLTECİ KRİZİ
Suriyeli mülteci krizinin Türkiye'nin gündeminde önemli bir yer işgal etmeye devam ettiğini dile getiren Kalın, "Özellikle Aylan Kürdi yavrumuzun ölü bedeninin sahile vurmasından sonra Avrupa'da meydana gelen infial tekrar Avrupa kamuoyunun mülteci krizi ve Suriye meselesine dikkatlerini çevirmişti. Fakat maalesef Aylan Kürdiler ölmeye devam ediyor ve mülteci krizine çözüm noktasında henüz uluslararası toplum kararlı, kapsamlı, sonuç alıcı bir eylem planı ortaya koyabilmiş değil. Biz üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye devam ediyoruz. 2.2 milyon civarında Suriyeli mülteciyi ülkemizde ağırlıyoruz, ağırlamaya da devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlık yaptığı dönemlerde ifade ettiği gibi mülteciler konusunda "açık kapı politikası"nın sürdürüleceğini vurgulayan Kalın, şunları söyledi:
"Çünkü bu bir insani görevdir, vicdani görevdir, uluslararası hukuktan kaynaklanan bir görevdir. Çünkü insanları bile bile savaşın ortasında bırakamazsınız, ölüme terk edemezsiniz. Başka ülkeler böyle davranabilir ama Türkiye sorumluluk sahibi bir devlet olarak bölgedeki insanlarla milletlerle çok yakın tarihi, akrabalık bağları olan bir millet olarak da böyle bir şeye tabii ki asla izin vermez. Dolayısıyla Avrupa'dan veya başka yerlerden ne tür yardımlar gelirse gelsin veya gelmesin, biz Suriye mültecilerine yönelik insani vazifelerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz."
"MÜLTECİ KRİZİYLE İLİŞKİLİ TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE YAŞANAN İVME UMUT VERİCİ"
Kalın, Suriye mülteci kriziyle ilişkili olarak Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan ivmenin umut verici olduğunu vurguladı. Bu ivmeyi hızlandırmanın Türkiye-AB ilişkilerinde belki yeni bir sayfa açacağını, yeni bir dinamizm getirmesini de arzu ettiğini belirten Kalın, "Bu çerçevede Ekim ayı başında Sayın Cumhurbaşkanımızın bir Brüksel ziyareti oldu. Orada AB Başkanıyla, komisyon başkanlarıyla, parlamento başkanıyla bir görüşmeleri oldu ardından Sayın Merkel Türkiye'yi ziyaret etti. İstanbul'da yaptığımız görüşmede mülteci meselesinin değişik yönleri ele alındı. Özellikle mültecilere yönelik bir acil eylem planının hayata geçirilmesi, Türkiye'nin önünde bulunan yeni fasılların açılması ki biz en az 6 ya da 7 faslın hemen açılabileceğini çeşitli vesilelerle ifade ettik. Burada külfet paylaşımı noktasında da bir ortak anlayışa varılmasını bir tabii ki temenni ediyoruz. Yaptığımız görüşmelerde de bu konuları gündeme getirdik, bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"MÜLTECİ KRİZİ BİR SONUÇ"
"Mülteci krizi bir sonuçtur. Bunun kökenine inmeden, sorunun asıl membağına gitmeden mülteci krizini çözmek elbette mümkün değil" diyen Kalın, mülteci krizinin kökeninde de Suriye'de devam eden savaşın yattığını söyledi.
"Bu savaşın sorumlusu olarak 370 bin insanın ölümünden sorumlu olan Beşar Esad rejimidir" diyen Kalın, şunları kaydetti:
"Bunu dünyanın önde gelen bütün ülkeleri de ifade etmektedir. Bu çerçevede özellikle son iki haftada Viyana'da yapılan iki Suriye toplantısına da dikkat çekmek isterim. Dışişleri Bakanımız Sayın Feridun Sinirlioğlu'nun da katıldığı bu toplantılarda Türkiye, ABD, Rusya ve Suudi Arabistan'ın öncülüğünde yeni bir süreç başlatıldı. İki toplantıdan çıkan netice, öncelikle Suriye'de bir siyasi geçiş sürecinin sağlanması için şartların oluşturulması, olgunlaştırılması bu arada tabii ki mültecilere insani yardımların ulaştırılması. Bu konuda mutabakata varılmış olmakla birlikte Esed'in geleceğiyle ilgili görüş ayrılıkları devam etmektedir. Bu konuda bizim pozisyonumuz, Suudi Arabistan'ın pozisyonu, diğer pek çok bölge ülkesinin pozisyonu açık ve nettir. Aynı şekilde Fransız, Amerikan, İngiliz birçok yetkili de Suriye'nin geleceğinde artık Esed'in bir yerinin olamayacağını ifade etmektedirler. Beşar Esad Suriye'yi birleştiren, Suriye'yi tekrar geleceğe taşıyabilecek bir lider olma özelliğini çoktan kaybetmiştir. Bu görüş ayrılıklarına rağmen biz Türkiye olarak ilgili bütün tarafların Suriye meselesinde masanın etrafında bulunmasını önemsiyoruz. Bu çerçevede de İkinci Viyana Toplantısı'nda İran dışında diğer ülkelerin de bu toplantıda yer almasını olumlu karşıladık. Önümüzdeki haftalar içerisinde Viyana Toplantıları devam edecek. Suriye ilgili bu çalışmayı yakından izlemeye devam edeceğiz."
ANTALYA'DA YAPILACAK G-20 ZİRVESİ
15-16 Kasım tarihleri arasında Antalya'da yapılacak olan G-20 Zirvesi'ne ilişkin açıklama yapan Kalın, "Kritik bir dönemde bölgesel ve küresel sınamaların kapımıza dayandığı bir zaman diliminde dünyanın en gelişmiş ekonomileri, güçlü ülkeleri Antalya'da bir araya gelecekler ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında dünyanın önde gelen acil, ekonomik, siyasi konularını ele alacaklar. Bununla ilgili hazırlıklarımız kapsamlı bir şekilde devam ediyor. Şu anda güvenlikten lojistiğe kadar bütün ilgili birimlerimiz zaten Antalya'da, bölgeler, çalışmalarını yürütüyorlar" dedi.
Kalın, G-20 Zirvesi'ne ilişkin önümüzdeki hafta daha düzenleyeceği basın toplantısında detaylı bilgiler vereceğini belirterek, "Özellikle ekonomik konular, istihdam, kapsayıcılık, uygulama başlıkları altında küresel ekonomik konuları etraflı bir şekilde ele alacağız. Ama bunun yanında G-20 aynı zamanda dünyanın önde gelen ülkelerini ve liderlerini de bir araya getirdiği için gündemimizdeki önemli siyasi konuları, bunlar arasında da terörle mücadele ve mülteci krizini zirvede ele almayı planlıyoruz. Aynı şekilde burada Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahibi olması hasebiyle birçok ülke lideriyle ikili görüşmeleri, toplantıları olacak" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ "MİLLETİN EVİ" OLARAK FAALİYET GÖSTERMEYE DEVAM EDECEK"
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne ilişkin bir konuyu paylaşan Kalın, "Milletin evi" olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi pek çok vesilelerle bugüne kadar vatandaşlarımıza açıldı ve burası "milletin evi" olarak faaliyet göstermeye devam edecek. Bu yıl 29 Ekim kutlamaları çerçevesinde birçok ilke hamd olsun imza atma imkanımız oldu. Gerek Atatürk Kültür Merkezi'ndeki resmi geçit gerekse Külliye'de yaptığımız resepsiyonlarda bütün vatandaşlarımızla kucaklaşma imkanımız oldu. 29 Ekim'den bir gün önce de 28 Ekim'de vatandaşlarımızı 81 ilden davet etmek suretiyle burada çok güzel bir kaynaşma yaşandı. Bu tür davetler, kabuller bundan sonra da devam edecek. Yine bu çerçevede de Külliye'yi vatandaşlarımızın ziyaretine açmak için gerekli çalışmaları büyük oranda tamamladık. Önümüzdeki günlerde, haftanın belli günlerinde belli bir başvuru ve kabul sistemi içerisinde vatandaşlarımızın Külliye'yi ziyaret etmesi mümkün olacaktır. Bununla ilgili duyuruları ilgili birimimiz vakti geldiğinde yapacak" dedi.
MEHMET ŞEVKET EYGİ'DEN CUMHURBAŞKANLIĞI KÜTÜPHANESİ'NE DEV HİBE
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde yapımı devam eden Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne yönelik açıklama yapan Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımızın başlangıç olarak 5 milyon kitap hedefiyle ortaya koyduğu Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'yle ilgili çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Bina projesi büyük ölçüde tamamlandı. Gene bu Külliye'nin içinde olacak ama hemen yan tarafta, caminin alt tarafına yapılacak kongre merkezinden çok amaçlı salonlardan sonra Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi de çalışmalarına başlayacak. Bu çerçevede bu hedefe ulaşmak için kitap alımları, tasnifler, koleksiyonlar alınmaya devam ediyor. Bu çerçevede bir güzel haberi paylaşmak isterim: Değerli yazar, düşünür, yayıncı Mehmet Şevket Eygi, kütüphanesini -bilenler bilir çok kıymetli bir koleksiyondur o- Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'ne hibe etmeyi kabul ettiler. Bu koleksiyon, Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi ve bundan sonra nesiller boyunca bu kütüphanede istifade edecek araştırmacılar, okuyucular için çok büyük bir hizmettir. Kendilerine teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLLERİ
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nin geçen hafta açıklandığını hatırlatan Kalın, bu kapsamda ödül alanlara ödüllerinin G-20 Zirvesi'nden sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenecek ödül töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın takdim edileceğini bildirdi.