Başbakan Erdoğan, Meksika ziyareti öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Türkçe Olimpiyatları finalinde yaptığı 'dön' çağrısına Fethullah Gülen'in verdiği cevapla ilgili soruya Erdoğan, dön çağrısını ilk kez yapmadığını belirterek, farklı zamanlarda gerek kendisi gerekse ABD'ye giden ortak dostlarla bu çağrıyı yinelediğini ifade etti. Gülen ne zaman gelmek isterse kendilerinin üzerlerine düşeni yapacağını dile getiren Erdoğan, her türlü takdir ve kararın Fethullah Gülen'de olduğunu kaydetti. Türkçe Olimpiyatları finaline katılanların beklentilerini paylaşma açısından dön çağrısını tekrarladığını söyleyen Erdoğan, "Dışarıda fitne, fesat oluyor. Bunu da ortadan kaldırmak istedik. Yasal mani de zaten söz konusu değil. Biz vatandaşlığı elinden alınmış kişilere dahi kolaylık sağladık. Hocaefendi'nin böyle bir sıkıntısı da yok. Yaptıkları açıklamaya göre böyle bir şey düşünmüyorlar. Allah, sağlık, sıhhat, afiyet versin" dedi. 

Şanlıurfa'daki cezaevinde 13 mahkumun hayatını kaybetmesiyle ilgili soruya Erdoğan, istenmeyen bir olaydan sonra çıkan yangın olduğunu belirterek, sebebin yapılacak tetkikten sonra ortaya çıkacağını kaydetti. Kendilerine ulaşan ilk bilgilere göre iki grubun arasında çıkan kavgadan sonra koğuşun ateşe verildiğini ifade eden Erdoğan, olayla ilgili inceleme isteyeceğini aktardı. Erdoğan, olaylarda 13 kişinin hayatını kaybettiğini, 8 kişinin de yaralandığını belirterek, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dilediğini ifade etti. 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'a ev hapsi ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, bunun Bülent Arınç'ın şahsi kanaati olduğunu belirterek, aralarında böyle bir görüşme olmadığını dile getirdi. Leyla Zana'nın terör sorununu Başbakan Erdoğan'ın çözebileceği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, Leyla Zana'nın kendisi ile görüşme talebi olmadığını, ancak görüşmek isterse görüşmekten kaçınmayacağını bildirdi. Zana'nın açıklamalarını uzun yılların getirdiği bir muhasebenin sonucu olarak gördüğünü vurgulayan Erdoğan, BDP'nin ise bu konuda samimi olmadığını savundu. BDP'li milletvekillerinin kuliste başka, genel kurulda başka davrandıklarını belirten Erdoğan, asker ve polisin silah bırakması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını sözlerine ekledi.