Yeni bir Haçlı ittifakıyla karşı karşıyayız

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim de Filistin için, Gazze için sesimizi yükseltiyor olmamızdan birileri ciddi manada rahatsız oluyor. İstiyorlar ki biz de susalım, istiyorlar ki biz de sesimizi çıkarmayalım. Ama biz Türkiye Cumh

Yeni bir Haçlı ittifakıyla karşı karşıyayız
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim de Filistin için, Gazze için sesimizi yükseltiyor olmamızdan birileri ciddi manada rahatsız oluyor. İstiyorlar ki biz de susalım, istiyorlar ki biz de sesimizi çıkarmayalım. Ama biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz" dedi.
 
Bursa'daki Gökdere Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap eden Erdoğan, karşısında iki adayın bulunduğunu anımsatarak, "Bunların bu ülkede esamesi ne? Ne yapmışlar? Ne emekleri var? Yok" ifadesini kullandı.
 
Milli geliri 230 milyar dolardan aldıklarını, şu anda 820 milyar dolara çıkardıklarını belirten Erdoğan, "Şu anda CHP, CHP'nin yavrusu DSP, MHP, ANAP, IMF'ye borçlandılar. 23,5 milyar dolar, biz geldik, geçen yıl 14 Mayıs'ta bu borcu sıfırladık. Artık borcumuz yok. Şimdi IMF bizden borç istiyor. Biz de '5 milyar dolar borç verebiliriz' dedik. 23,5 milyar doları ödedik, şimdi de 5 milyar dolar onlara borç vereceğiz" diye konuştu.
 
Aynı şekilde Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyon dolar olduğunu hatırlatan Erdoğan, şimdi bunun 135 milyar dolara çıktığını söyledi.
 
Erdoğan "Hani bu MHP milliyetçiydi? Bunlar kafatası milliyetçisi, kafatası. Ey benim MHP'ye gönül veren kardeşlerim, eğer millilik arıyorsan işte bu bizde. Merkez Bankamız bak nereye geldi. IMF'ye borç bitti, sıfırlandı. Artık ayakları üzerinde duran bir Türkiye var" değerlendirmesinde bulundu.
 
Göreve geldiklerinde, Türkiye tarafından dünyadaki fakir ülkelere dağıtılan yardım miktarının 45 milyon dolar olduğunu anımsatan Erdoğan, şimdi bu rakamın, neredeyse bire dokuz oranında artarak 3,5 milyar dolara ulaştığını söyledi.
 
"Bu millet sıradan bir millet değil ama bunlar bizi ezdirdiler. Bizim ecdadımız, buradan Açe'ye, Hint Yarımadası'na, 'orada zulüm var' diye donanma gönderen bir Osmanlı. Biz, onun torunlarıyız. İşte siz şimdi bu topraklarda yaşıyorsunuz. Çok önemli bu, sıradan bir olay değil. Bunu çok önemsememiz lazım. Onun için şu toprakların kıymetini bilmemiz lazım" ifadesini kullanan Erdoğan, yola çıkarken "tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet" dediklerini belirtti.
 
Erdoğan, 79 senede 6 bin 100 kilometre duble yol yapıldığını, kendilerinin ise 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını ifade ederek, "Farkımız bu. Şimdi farklı hizmetlerle Bursa, Türkiye farklı bir yere doğru gidiyor" dedi.
 
-"Ölenler sadece Filistinli"
 
Bu ramazan ayının maalesef Filistin'den acı haberlerin alındığı bir ramazan olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Terör devleti İsrail, günlerdir Gazze'yi bombalıyordu. Şimdi kara harekatına başladı. Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 240'tan fazla masum son hafta içinde şehit edildi. 2 binden fazla masum da yaralandı. İsrail, okulları, hastaneleri, camileri acımasızca, insafsızca vurmaya devam ediyor. Ortadoğu'daki insanlık dışı saldırı devam ederken, ne yazık ki dünya susuyor, İslam ülkeleri susuyor. Bizim de Filistin için, Gazze için sesimizi yükseltiyor olmamızdan birileri ciddi manada rahatsız oluyor. İstiyorlar ki biz de susalım, istiyorlar ki biz de sesimizi çıkarmayalım. Ama biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Biz şurada yanı başımızda meftun, Osman Gazilerin, Orhan Gazilerin, Yıldırım Beyazıtların torunlarıyız. Herkes susar biz susmayız."
 
Dünyada bazı liderlerin şu anda acayip ve garip açıklamalar yaptıklarına değinen Erdoğan, bunlardan bazılarının "İsrail'in savunma hakkını kullandığını" beyan ettiklerini anımsatarak, "Allah aşkına nasıl bir savunma hattı ki bu bunlardan kimse ölmüyor. Ölenler sadece Filistinli. Şu anda 240'ı aşkın ölü var. Çocuklar var, kadınlar var, yaşlılar var. Nasıl olur da bunu böyle söylersin?" diye konuştu.
 
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Efendim, Filistin'den roketler atılıyormuş. Bu roketler atılıyor da ne oluyor? Havada vuruyorlarmış roketleri, bir kişi ölmüyor. Nasıl oluyormuş bu iş? Hepsi oyun, hepsi numara. Bunlar samimi değil, bunlar dürüst değil. Yeni bir haçlı ittifakı ile karşı karşıyayız. Bu, çok yanlış bir gidiş. Ben Batı'ya sesleniyorum. Bu, dürüst bir yaklaşım değil. Bu yaklaşım yarın inanıyorum ki sizleri de boğacaktır."
 
-"Bunlar İsrail destekli bir hareket olarak gidiyorlar"
 
Malezya Havayollarına ait uçağın Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Ne vardı bu uçakta? Çok enteresan. Uçaktaki yolcuların yaklaşık 160 tanesi Hollandalı. Bakınız, Hollanda'dan Malezya'ya gidecek ve uçak Ukrayna sahasında vuruluyor. Bu, nasıl bir yaklaşımdır, bu, nasıl bir anlayıştır. Hani dünya barışı için konuşacaktık. Hani dünya barışına çalışacaktık. Bunlar 'ben güçlüyüm, istediğim gibi vururum, istediğim gibi indiririm' diyenlerden. Biz de diyoruz ki 'Siz bu gücünüzü bir yere kadar kullanacaksınız'. Ama unutmayın, bütün tuzakların üzerinde çok daha büyük bir tuzak var. O tuzak da bir gün sizi vuracak."
 
Erdoğan, "Bizim Filistin'in Gazze'nin hakkını savunuyor olmamızdan sadece dışarıdakiler değil, içerideki bazıları da rahatsız. Pensilvanya'nın içerideki uşakları, bizim İsrail'e hakkı söylüyor olmamızdan rahatsızlar. Pensilvanya'nın yayın organlarında İsrail'in aleyhinde bir haber görüyor musunuz? Bunlar Mavi Marmara olayında da aynı şeyi yaptılar. Şimdi de aynı şeyi yapıyorlar. Çünkü bunlar İsrail destekli bir hareket olarak gidiyorlar" dedi.
 
-"Bize susmak yakışmaz"
 
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"CHP Genel Müdürü, şu ana kadar çıkıp İsrail'e tek söz söyleyebildi mi? Buna cesareti yok, buna kudreti yok, buna icazeti yok. MHP Genel Başkanı, aynı şekilde Filistin için tek bir cesur cümle kurabildi mi? Cumhurbaşkanı adaylarına bakın Allah aşkına, sadece orta sahada top çeviriyor. Milletin değil, başka çevrelerin adayı olursanız, işte böyle zelil olursunuz. Biz, bu adayı İslam İşbirliği Teşkilatı'ndaki icraatlarında gördük ve yanıldık. Geçen gün Dışişleri Bakanım anlattı, bu konuda neler olduğunu çok iyi biliriz. Şimdi bir de yalanlar konuşuyor. Bir defa haddini bil, dürüst ol. Şimdi bayram sonrası sesini yükseltecekmiş. Sesini yükselttiği zaman, gerekli cevabı arkadaşlarım zaten kendisine verirler."
 
"Artvin Hopa'da, Filistin'e büyük yardımlar yapmış, Mavi Marmara yardım gemisini oraya götürmüş İnsani Yardım Vakfı'na alçaklar saldırı düzenlediler" ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu CHP, bu MHP, onların monşer adayı ağızlarını bile açmadılar. Hatta bazı CHP'li milletvekilleri çıktı, bu alçakca saldırıyı övdüler. Penslivanya medyası bu alçakca saldırıyı övdü. Bunlar nasipsiz, bunlar tarihimizden, ecdadımızdan, medeniyetimizden nasiplerini almamışlar" diye konuştu.
 
Erdoğan, "Bize susmak yakışmaz. Şurada Osman Gazi, Sögüt'te bir devlet kurdu, o devlet gitti Filistin'de adaleti sağladı, tüm Ortadoğu'da, Kuzey Afrika'da, Balkanlar'da asırlarca adaleti tesis ettiler. Çanakkale'de, Plevne'de, Irak'ta Osmanlı topraklarını savunmak için bizim Filistinli, Kudüslü, Gazzeli, Nabluslu kardeşlerimiz savaştılar ve bizim dedelerimizle birlikte şehit oldular" dedi.
 
Erdoğan, "10 Kasım 1938'de Gazi Mustafa Kemal hayata gözlerini yumdu. Hemen ertesi gün 11 Kasım'da askerler Meclis'i kuşattı. Zorla İsmet İnönü'yü cumhurbaşkanı seçtirdiler. 1950 yılına kadar 12 yıl boyunca İsmet İnönü 'milli şef' sıfatı ile cumhurbaşkanlığı yaptı. CHP, budur işte" dedi.
 
"Osman Gazi'nin şehri, Orhan Gazi'nin, Murat Hüdavendigar'ın, Yıldırım Beyazıt'ın şehri Bursa" diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, Bursa'nın aynı zamanda şairlerin, alimlerin, yeşilin, şifanın, dostluğun, kardeşliğin ve çalışkanlığın kenti olduğunu söyledi.
 
Erdoğan, Bursalılara ahde vefaları, harekete ve davaya sahip çıktıkları için teşekkür ederek, 20 Mart'ta yine aynı meydanda tarihi nitelikte bir miting gerçekleştirdiklerini anımsattı. Bursa'nın 30 Mart'ta sandığa giderek kendisine yakışanı yaptığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Bursa, bir kez daha yüzde 50 oy oranı ile AK Parti'nin adaylarını büyükşehirde, ilçelerde göreve getirdi. Bu muhteşem sonuçtan dolayı da sizleri ayrıca kutluyorum. Rabbim kardeşliğimizi, muhabbetimizi muhafaza eylesin. Rabbim Bursa'yı ve Türkiye'yi bütün kötülüklerden muhafaza eylesin. Rabbim bu mübarek ramazan gününde inşallah dualarımızı kabul eylesin.
 
12 yıl Türkiye'ye Başbakan olarak hizmet etme şerefine nail oldum. 4,5 yıl İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olarak hizmet etme şerefine nail oldum. Allah'a hamdolsun, milletimin yüklediği emaneti gururla şerefle büyük bir hassasiyetle taşıdım. 81 vilayete, 77 milyon kardeşimize ulaşmanın, onların elini tutmanın mücadelesini verdim. Türkiye'yi büyütmenin, yüceltmenin, Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk bayrağının itibarını artırmanın gayreti içinde olduk. Şimdi daha yeni bir makamda, daha üst bir makamda ülkeme, milletime, bayrağıma hizmet vermek için kutlu bir yola çıktık. 10 Ağustos'ta sizler takdir ederseniz, sizler yetki verirseniz, Türkiye Cumhuriyetinin halk oyları ile seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olacak, o makamda Türkiye'ye, vatanıma, bayrağıma, milletime hizmetkar olacağım."
 
-"Cumhurbaşkanlığı seçimleri her zaman kriz oldu"
 
Erdoğan, Türkiye'de Gazi Mustafa Kemal'in ardından yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinde her zaman çok büyük sıkıntı ve kriz olduğunun altını çizerek, "10 Kasım 1938'de Gazi Mustafa Kemal hayata gözlerini yumdu. Hemen ertesi gün 11 Kasım'da askerler Meclis'i kuşattı. Zorla İsmet İnönü'yü cumhurbaşkanı seçtirdiler. 1950 yılına kadar 12 yıl boyunca İsmet İnönü 'milli şef' sıfatı ile cumhurbaşkanlığı yaptı. CHP budur işte" ifadesini kullandı.
 
Ardından Türkiye'nin demokrasiye geçtiğini ve Celal Bayar'ın cumhurbaşkanı olduğunu anımsatan Erdoğan, 1960'ta Menderes hükümeti ile koltuğundan indirilen Celal Bayar'ın da idamla yargılandığını ve yaşlı olduğu için asılmadığını belirtti. Darbecilerin 1961'de Cemal Gürsel'i, 1966'da da zorla ve zorbalıkla Cevdet Sunay'ı cumhurbaşkanı seçtirdiklerini dile getiren Erdoğan, "1970'lerde askerlerde yine istedikleri cumhurbaşkanını seçtirebilmek için Meclis'i kuşattılar. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Fahri Korutürük, 1973'te cumhurbaşkanı seçildi, 1980'de aylar boyunca Meclis cumhurbaşkanı seçemedi. 12 Eylül darbesi oldu. Ardından Kenan Evren, cumhurbaşkanı seçildi" değerlendirmesinde bulundu.
 
CHP'nin ağır saldırılarına rağmen Turgut Özal'ın ilk sivil cumhurbaşkanı seçildiğine işaret eden Erdoğan, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığında 28 Şubat'ta, Ahmet Necdet Sezer'in ise seçildikten sonra kendilerinden beklenen vazifeyi ifa ettiklerine dikkati çekti.
 
Meclis'in 2007 yılında cumhurbaşkanı seçmeye hazırlanırken CHP'nin yine kriz çıkarttığına değinen Erdoğan, "Çünkü AK Parti'nin cumhurbaşkanı seçmesini istemediler. Cumhurbaşkanı seçilemesin, Türkiye'de kriz çıksın diye ellerinden geleni yaptılar. 367 diye bir kural uydurup hukuku çiğnediler. Dönemin cumhurbaşkanını, Anayasa Mahkemesini ve bazı hukukçuları yanlarına aldılar. Meclis'in ve milletin iradesine karşı adeta savaş açtılar. Ne yaptık? Millete gittik. Önce 22 Temmuz seçimleri ile size geldik. Ardından anayasa ve halk oylaması ile size geldik. Genel seçimlerde hatırlayın. Siz yüzde 47 ile 'AK Parti' dediniz. Halk oylamasında yüzde 69 ile 'evet' dediniz" diye konuştu.
 
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki krizleri halkın tarihe havale ettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
 
"(Cumhurbaşkanını biz seçeceğiz) dediniz. Değerli kardeşlerim. Alalh'ın izni ile 10 Ağustos'ta kararı siz veriyorsunuz. Son sözü siz söylüyorsunuz. 2007'de bu CHP Meclis'te cumhurbaşkanı seçilmesine karşı çıktı. Aynı şekilde halkın cumhurbaşkanı seçmesine de karşı çıktı. 'Halk cumhurbaşkanı seçemez, halk anlamaz' dediler. 'Halkın aklı bu işe yetmez' dediler. Ama biz ne dedik? 'Halk her şeyin en iyisini bilir. Halk basiret sahibi, feraset sahibidir. Bal gibi gibi de cumhurbaşkanını da kendisi seçer' dedik. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkan CHP şu anda cumhurbaşkanı adayı için halktan oy istiyor. Şimdi ben merak ediyorum. 'Dün halk bu işten anlamaz' diyen CHP hangi yüzle halkın karşısına geleceksin? Öyle mi? Hangi yüzle? Kardeşlerim, bunlar da yüz yok ki."
 
CHP'ye, MHP'ye, HDP'ye gönül verenlere seslenen Erdoğan, meydandakilere kendilerine bu denli saygısız davrananlara 10 Ağustos'ta cevap vermeye hazır olup olmadıklarını sordu. Erdoğan, "Hazır mıyız? Bu iş bitmiştir. Bunlar sabah başka, akşam başkadır. Hiçbir zaman dürüst olmadılar. Hiçbir zaman ilkeli siyaset yapmadılar. Hiçbir zaman milletin ülkenin hakkın ve hayrın yanında olmadılar" dedi.
 
Erdoğan, "Günlerce hesap yaptılar, şekiller çizdiler, üçgenler, çatılar çizdiler, ortaya çıka çıka paralel bir aday çıktı. Sabah akşam Pensilvanya'ya, Pensilvanya'daki ihanet şebekesine selam çakıyor. Millete değil, Pensilvanya'ya yaranmaya çalışıyor" dedi.
 
Erdoğan, muhalefetin eski Türkiye'nin karanlığından beslendiğini, yeni Türkiye'den her zaman korktuğunu ifade etti. Erdoğan, "Günlerce hesap yaptılar, şekiller çizdiler, üçgenler, çatılar çizdiler, ortaya çıka çıka paralel bir aday çıktı. Sabah akşam Pensilvanya'ya, Pensilvanya'daki ihanet şebekesine selam çakıyor. Millete değil, Pensilvanya'ya yaranmaya çalışıyor" diye konuştu.
 
Bursa'daki CHP ve MHP'lilerin Ekmeleddin İhsanoğlu'nu hazmedemediğine ve hazmedemeyeceğine inandığını bildiren Erdoğan, "Bu aday CHP'ye gönül veren kardeşlerime de MHP'ye gönül veren kardeşlerime de dayatıldı. Dışarıdan birileri bu adayı bu iki partiye zorla dayattılar. Parti yönetimlerine dayattılar ama parti tabanlarına dayatamazlar" ifadelerini kullandı.
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 1992-1998 arasında SSK Genel Müdürlüğü yaptığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Geçenlerde, sahurda bir televizyon kanalında Savaş Ay'ın onunla yaptığı röportajı izlediniz mi? Merhum Ahmet Kaya'nın da olduğu program... İstanbul'da, Okmeydanı SSK Hastanesinin o halini gördünüz, değil mi? Samatya SSK Hastanesinin halini gördünüz, değil mi? O serum şişeleri, o paslı serumların takıldığı, o kancaların halini gördünüz, değil mi? O, üç yaşındaki yavrunun yanlış serum takılması sebebiyle nasıl kolunun kesildiğini gördünüz değil mi? Ya adama soruyor Savaş Ay, adam sırıtıyor ya. Üzülmesi gereken yerde sırıtıyor ya. Adam dertli değil, adamın ızdırabı yok. Üç yaşında yavru, kolu kesiliyor, adam dertli değil. Utanmadan diyor ki, '10 yıl önce daha iyiydi' diyor. 6 yıldır buradasın, ne iş yaptın ya? Üç koyun teslim edin inanın, kaybeder. Bunlara güven olmaz. Bunlarda hiçbir hizmet yok. Şimdi çıkmış ne diyor, 'Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, bu adaya oy vereceksiniz' diyor. Kendi seçmenini adeta koyun yerine koyuyor. İnanıyorum ki CHP, MHP, diğer partilerin seçmenleri koyun olmadıklarını 10 Ağustos'ta gösterecekler."
 
-"Cumhurbaşkanı olacağımızı kabul etti"
 
Erdoğan, CHP ve MHP'nin yönetimlerinin çok zor durumda olduklarını belirterek, "Eğer 10 Ağustos'ta bir kez daha kaybederlerse, o koltuklarda oturamayacaklar. Ben buna inanıyorum. 30 Mart'ta kaybettiler, yüzsüzlük yaptılar, o koltuklarında oturmaya devam ettiler. Ama 10 Ağustos'tan sonra artık bunu sürdüremeyecekler" dedi.
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin aylardır kendisine yönelik, "Sen Çankaya'ya çıkamazsın. Seni oraya çıkartmayız" dediğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Herhalde şimdi oraya çıktığımızı anladı, fakat çark etti. Ne diyor? Şimdi diyor ki, 'Velev ki Erdoğan cumhurbaşkanı oldu, onunla özel görüşme yapmayız' diyor. Yani, cumhurbaşkanı olacağımızı kabul etti. Cumhurbaşkanlığı sonrası için şimdiden planlar yapıyor. Sayın Bahçeli, biz sizden bu tür sözleri çok duyduk, çok. CHP ne diyordu? 'Eşi başörtülü bir cumhurbaşkanının resepsiyonuna gitmeyiz' diyordu. Öyle mi? Sayın Gül cumhurbaşkanı oldu, ne yaptılar, tıpış tıpış gittiler. Aynı masada gelip oturdular. Bunlarda ufuk yok, bunlarda dürüstlük yok, bunlarda yalan çok. 12 Haziran seçimlerinin ardından 'Meclis'e gelmeyeceğiz' dediler, hatırlayın. Ne oldu? Tıpış tıpış geldiler. Ben ne dedim? 'Gelecekler. Göreceksiniz' dedim. 'Yemin etmeyeceğiz' dediler, tıpış tıpış yeminlerini de ettiler. Bunlarda dürüstlük yok, bunlarda yalan çok. MHP Genel Başkanı da eğer halen o koltukta oturuyor olursa, hiç merak etmeyin, sözünü yutacak, tıpış tıpış gelecek.
 
Çünkü MHP'nin bu yönetimi kendi iradesiyle, kendi aldığı kararlarla yürümüyor, verilen talimatlarla yürüyor. MHP'ye anında talimat geliyor, o da anında yerine getiriyor. İradelerini CHP'ye kiraya verdiler, iradelerini Pensilvanya'ya kiraya verdiler. İradelerine ipotek koyduranlara, milletim de sandıkta ipotek koyacaktır. Kendi iradesiyle hareket etmeyen bu CHP'ye, bu MHP'ye, irili ufaklı partilere milletim 10 Ağustos'ta bir kez daha ders verecektir."
 
-"Bursa'da bu iş tamam"
 
Bursa'nın, 2007'deki halk oylamasında kendilerine yüzde 67, 2010'dakinde Bursa'nın yüzde 56 oranında destek verdiğine dikkati çeken Erdoğan, 10 Ağustos'ta sadece AK Partililerden değil, Bursa'daki tüm siyasi kesimlerden, yeni Türkiye için destek beklediklerini belirtti.
 
Erdoğan, "Bursa'nın sandıkları patlatmasını, sandıklardan en yüksek şekilde milletin adayına oy çıkmasını bekliyoruz. Bursa, yeni Türkiye demeye hazır mıyız? Milli irade demeye hazır mıyız? Daha güçlü bir Türkiye demeye hazır mıyız? Daha aydınlık bir Türkiye demeye hazır mıyız? 10 Ağustos'ta sandıkları patlatıyor muyuz, Bursa? 10 Ağustos'ta yeni Türkiye'yi inşa ediyor muyuz, Bursa? Büyük Türkiye'ye evet mi? Güçlü Türkiye'ye evet mi? Öncü Türkiye'ye evet mi?" ifadelerini kullandı.
 
Miting meydanındakilere "Milletin adayına evet mi? Kim o aday?" diye soran Erdoğan, meydandakilerin kendi ismini söylemesinin ardından, "Bursa'da bu iş tamam. Osmanlı'nın payitahtı Bursa kararını vermiş. Cihan imparatorluğunun başkenti Bursa bu işi bitirmiş. Allah hayırlı etsin. Rabbim hepinizden razı olsun" dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler