Trabzonspor Dergisi’nin Mayıs 2012 sayısının kapak konusu Polonyalı futbolcu Adrian Mierjezewski oldu.

İşte Adrian’ın Trabzonspor Dergisi’ndeki röportajından satır başları...

Türkiye'ye gelmeden önce ne gibi beklentilerin vardı, ne kadarı karşılandı?

Türkiye’ye gelmeden önce Trabzonspor’un önemli başarılar elde etmiş bir kulüp olduğunu duymuştum. Gelirken de takımda uzun yıllar forma giyerek, önemli başarılar kazanmak istiyordum. Trabzonspor’a geldikten sonra kariyerimde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme fırsatı buldum. Takım solarak bu arenada elimizden geleni ortaya koymaya çalıştık. Bundan sonrasında ise kendimi geliştirerek takımımda sürekli forma giymek istiyorum.

Ne tarz oynamayı seviyorsun? Defansif mi ofansif mi?

Her oyuncu gol atmayı sever. Ben de dolayısıyla gol atmayı seviyorum ama buradaki tercih hocamıza bağlı. Hem defansif hem de ofansif oynayabilirim. İlla bir seçim yapmam gerekirse ofansif kısmı tercih ederim.

Sahip olduğun yetenekleri, becerileri geliştirmek için özel bir çalışma ve antrenman yapıyor musun?

Elbette yapıyorum. Antrenmanlarda ve antrenmanlardan sonra becerilerimi geliştirmek için ekstra çalışmalar yapıyorum. Örneğin fitnes salonunda, antrenmanlardan sonra da Piotr Brozek’le birlikte serbest vuruş çalışması yapıyoruz. Bana göre her oyuncunun kariyeri sonuna kadar öğreneceği çok şey vardır. Ben de kendimi geliştirmek için elimden geldiğince gayret ediyorum.

Kariyerin boyunca Polonya'daydın. Ve gerek iklimi gerek futboluyla bambaşka bir ülkeye geldin. Tüm bu farklılıklara rağmen buraya alışmış görünüyorsun. Adaptasyon sürecin nasıl oldu? Farklılıklara nasıl alıştın?

Kariyerim boyunca Polonya’da futbol oynadım. Sonra Trabzonspor’a transfer olunca başlangıç benim için zor oldu. Dil problemi vardı. Takım arkadaşlarım kendi aralarında Türkçe konuşuyorlardı ve ben onların neler konuştuklarını anlayamıyordum. Tabi ki farklı bir kültür ve farklı çalışma metotlarıyla karşı karşıya kaldım. Ama ben Trabzon şehrini ve taraftarları çok sevdim. Alışmak için de üstün çaba gösterdim. Yavaş yavaş dil öğrenmeye başladım. Ayrıca iklim Polonya’ya oranla daha sıcak ve nem oranı daha yüksek. Tüm bu zorlukları yavaş yavaş atlattığımı düşünüyorum.

Neler yapıyorsun burada?

Genelde antrenman ve maçlardan arda kalan zamanımın tümünü ailemle birlikte geçiriyorum. Yeni doğan kızımla oynuyorum. Bazen eşimle birlikte sahile inip yürüyüş yapıyoruz. Dışarıda yemek yiyoruz. Genelde Trabzon’da vaktim böyle geçiyor. Eşimle burada sakin ve huzurlu bir hayat sürmeye çalışıyoruz.

Sana göre Türkiye ligi üst düzey liglerin ne kadar uzağında? Süper Lig’i teknik, taktik, fiziki mücadele yönünden nasıl değerlendiriyorsun?

Spor Toto Süper Lig’in Avrupa’daki üst düzey liglerin fazla uzağında olduğunu düşünmüyorum. Bu duruma Şampiyonlar Ligi’nde oynadığımız maçlardan örnek verebilirim. Biz Inter’i İtalya’da yendik. Şampiyonlar Ligi’nde Trabzon’da oynadığımız hiçbir maçı kaybetmedik. Beni en çok üzen Hollanda’da oynadığımız PSV maçında aldığımız sonuçtu. Çünkü PSV’den daha büyük takımları yendik veya berabere kaldık. Şampiyonlar Ligi’nde iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. Ancak sonrasında PSV bizi eledi.  Konuya bu açıdan bakınca üzülmemek elde değil. Teknik ve taktik olarak Türkiye’de oynanan futbolu olumlu görüyorum. Polonya’dan daha üstün bir lig ve burada futbol oynamaya gelen yabancı oyuncuların kalitesi de oldukça yüksek.

Polonya Milli Takımı bu yıl Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak. Sana göre ülkenizin bu şampiyonadaki şansı nedir?

Bu yıl Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapacağız. Taraftarımızın önünde ter dökeceğiz. Onların bizden başarı beklediğini biliyoruz. Biz de başarılı olabilmek için elimizden geleni yapacağız. İlk hedefimiz de gruptan çıkmak olacak.

Trabzon’da da futbolla yatıp kalkan bir seyirci kitlesi var. Bu seni nasıl etkiliyor?

Trabzon’daki taraftarların kulüplerini ve oyuncuları bu kadar sevmeleri ve ilgi göstermeleri bana göre çok olumlu. Şehirdeki genç yaşlı herkes futbolla çok alakalı ve oyuncuları da çok iyi tanıyorlar. Bu durum oyuncular olarak bizleri olumlu bir şekilde etkiliyor. Keşke benzeri bir ilgi kendi ülkemde de olsa diyorum bazen kendi kendime.

Trabzonspor’la Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde mücadele ettin. Takımın bu önemli organizasyonlardaki performansını nasıl değerlendiriyorsun?

Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkma şansımız vardı. Çıkamadığımız için gerçekten bize yazık oldu. Son maçlarda biz Lille ile berabere kalırken, maalesef CSKA, Inter karşısında 88. dakikada bulduğu golle tur umutlarımızı yok etti. Tüm bunlara rağmen toplanan 7 puan ve kendi sahamızda hiç mağlubiyet almamamız bizim için mutluluk verici.

Şenol Hoca’yla diyalogun nasıl? Sence Şenol Hoca’nın saha içinde senden bekledikleri neler?

Şenol hocayla diyaloğum olumlu. Sürekli bize yakın davranıyor. Yaptığımız görüşmelerde ailemi, bir sorunum olup olmadığını soruyor. İlgisi ve diyaloğu çok iyi. Sahadaki beklentilerine gelirsek; benden daha iyi olmamı ve daha önemlisi daha iyisini yapacağımı biliyor. Bende öyle düşünüyorum. Daha iyi olmak zorundayım.

Trabzonspor’da gerçek Adrian’ın yüzde kaçıyla mücadele ediyorsun? Tam olarak ne zaman hazır olursun?

Trabzonspor’da olmam gerekenden daha aşağıda bir performans sergilediğim kesin. Dönem dönem iyi maçlar çıkardım ama bu maçların sayısı az. İyi maçlarıma örnek olarak Manisaspor ve Beşiktaş maçlarını gösterebilirim. Bu dalgalanmaların neden olduğunu ben de bilmiyorum. Her maçta iyi bir performans sergilemek istiyorum, daha iyisini verebileceğimi biliyorum. Temennim gelecek sezon daha iyi bir verim vermek. Her oyuncunun ilk sezonları zor olur. Özellikle de ilk kez takım ve ülke değiştirenler için böyle. Gelecek sezon daha faydalı olacağımın sözünü verebilirim.

Türkiye deneyimi sana neler kattı?

Spor Toto Süper Ligi’nde oynayarak çok şey öğrendim. Ayrıca Şampiyonlar Ligi deneyimi bana çok şey kattı.

Gelecekteki hedeflerin neler?

İlk olarak ülkemizde düzenlenecek Avrupa Şampiyonası’nda düzenli olarak forma giymek istiyorum. Sonrasında ise önümüzdeki sezon Trabzonspor’daki durumumu düzeltip ligde ve Avrupa’da oynayacağımız maçlarda faydalı olmak en büyük temennim.