Ali Savaş Açıklama yaptı
Trabzonlu Gazeteci Ali Savaş 1 Haziran 2012 İstanbul'da Şike Davasının duruşma arasında yaşanan olaylara ilişkin yanlış kanaatleri engellemeye yönelik açıklama yaptı. İşte Ali Savaş'ın Açıklaması: 31 Mayıs – 1 Haziran 2012 tarihleri arasında İstanbul 16.
Trabzonlu Gazeteci Ali Savaş 1 Haziran 2012 İstanbul'da Şike Davasının duruşma arasında yaşanan olaylara ilişkin yanlış kanaatleri engellemeye yönelik açıklama yaptı.
İşte Ali Savaş'ın Açıklaması:
31 Mayıs – 1 Haziran 2012 tarihleri arasında İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan Şike Davasını, bizzat mahkeme salonunda izlemek istedim.
Güvenlik kapılarından geçtim. Bana sen kimsin dendiğinde, şike davasını merak eden bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım dedim. Gazeteci olduğumu söylemedim. 31 Mayıs’taki duruşmayı böyle takip ettim.
Ancak, 1 Haziran’daki duruşmada savcı mütalaasını okuyacağından güvenlik önlemleri arttırılmıştı. Güvenlik görevlileri insanları içeri almamak için özel bir gayret gösteriyordu. O sırada birisi ben Fenerbahçe yöneticisiyim diyerek içeri girdi. Güvenlik görevlilerine nasıl içeri aldıklarını sorduğumda, onlar o Fenerbahçe yöneticisi dediler. Ben de bunun üzerine “o zaman ben Trabzonspor yöneticisiyim beni de içeri alın.” dedim. Bunu Twitter hesabımdan paylaştım. Fakat güvenlik görevlisi beni Trabzonspor yöneticisi olduğuma inandığı için değil, kendi başında dert yaratmamak için içeri aldı.
Duruşma salonundan 31 Mayıs-1 Haziran’daki bütün gelişmeleri anında Twitter’dan takipçilerime yansıttım. Fenerbahçeli sanıkların çapraz sorguda nasıl terlediklerini, Trabzonsporlu avukatların Fenerli sanıklara nasıl cevap vermekte zorlandıkları sorular sorduklarını aktardım.
2 gün boyunca bu yaptıklarım kanaatime göre, mahkeme içinden dışarıya tek yanlı bilgiler akmasını isteyen Fenerbahçeliler tarafından makbul karşılanmadı. Ali Koç’un, duruşma aralarında mahkemeyi gazete merkezlerine zabit katibi gibi aktaran gazetecilerle çok samimi diyaloglarını kanaatimce talimat alıyorlar diye yorumlayarak mesajlar attım. Hatta, Trabzonspor As Başkanı Nevzat Şakar’ın bu arada Hikmet Karaman ile transfer görüşmesi bile yaptığını yazdım. Fenerli sanıkların aileleriyle hasret gidermesinin duygusal anlarını aktararak, insani açıdan nasıl duygulandığımız da yazdım. Attığım twitlerden rahatsızlıklarını başta Sayın Ali Koç olmak üzere diğer yöneticiler fair play kurallarını zorlayan bir üslupla şahsıma yönelik tehdit vari dile getirdiler. Meslektaşım ünvanı taşıyan Fenerbahçeli gazeteciler, mahkeme salonunda güvenliği sağlayan polis memurlarına beni işaret ederek twit atmamı engellemeye, tablet bilgisayarımı kapatmaya zorladılar. Tüm bunlara karşı yasal direncimi ortaya koydum. Mesaj yazmaya devam ettim.
Trabzonsporlu avukatların Fenerli sanık ve tanıkları zorlayan sorularına dinleyici sıralarından homurdanarak seslerini yükselterek Trabzonspor avukatlarına manevi psikolojik baskı yapan Fenerli yöneticilerin ruh hallerini yüz mimiklerini de Twitter’dan takipçilerime duyurdum. Bu da dinleyici sıralarındaki Fenerli yöneticiler ile mahkeme salonundan doğru yansız ve objektif haber veremeyen gazetecileri de rahatsız etti. Zira onların atladıkları takip edemedikleri ya da bilerek bilmeyerek görmemezlikten geldikleri Trabzonspor lehine olan gelişmeleri haber merkezlerine aktarmadıklarını ortaya çıkarmış olmam mesleki yeterliliklerini(!) kamuoyunda tartışma konusu yapmış olmalı ki salonda olduğu halde, koridordaki tartışmada NTV muhabiri “Ben burada bile değilim” diyecek kadar şaşkına dönerek üzerime saydırdı. Mahkeme tutanaklarına Fenerbahçeli olduğunun kayıta geçmesini isteyen Luber Ayar adlı gazetecinin; Mahkeme Başkanı tarafından sorgulanırken nasıl terlediğine, nasıl gevelediğine, nasıl zorlandığına ilişkin kanaatlerimi paylaştığım twitlerin üzerinde oluşturduğu rahatsızlığı fütursuzca şiddet üslubu ile hareket edercesine şahsıma koyduğu bütün tepkileri aynı yöntem ve kararlılıkla mahkeme koridorunda geri teptirdim.
Tüm bu gelişmeler, “İstanbul Yerel” medyasında objektiflikten uzak bir şekilde yansıtılmış, tek taraflı haberler yapılarak şahsım suçlu gibi gösterilmiştir.
Elbette, duruşma salonuna önce tabanvay, sonra halk otobüsü, ardından tramvay sonra da metrobüsle gelen Ali Savaş ile Ali Koç arasındaki bir tartışmanın “İstanbul Yerel” medyası tarafından çok objektif kriterlerle yansıtılmayacağı, haksızın haklı, haklının haksız bir konuma sokulacağını büyük ve yüce Trabzonspor taraftarları ile Türk futbolunun gerçek temsilcileri çok iyi bileceklerdir.
Fenerbahçelilerin daha ilk kez Trabzonsporlularla karşılaşmalarının üzerlerinde yarattığı baskı ile bu ülkenin tek sahibi olmadıklarını görmeleri elbette kendilerini şoke etmiştir. Fakat unuttukları asıl şey bize o duruşma salonu da TRABZON!
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 02.06.2012
ALİ SAVAŞ - Trabzon