Aranan kan Halilhodzic mi?

Yazıları ve kendine has üslubuyla tarafsızlığını korumayı başarabilen ender yazarlardan Mehmet Demirkol Trabzonspor'u değerlendirdi. İşte Demirkol'un yazısı;Türkiye’nin büyük takımlarının büyük değil, büyümek isteyen teknik direktörlere ihtiyacı var. Bu n

Aranan kan Halilhodzic mi?

Yazıları ve kendine has üslubuyla tarafsızlığını korumayı başarabilen ender yazarlardan Mehmet Demirkol Trabzonspor'u değerlendirdi. 

İşte Demirkol'un yazısı;

Türkiye’nin büyük takımlarının büyük değil, büyümek isteyen teknik direktörlere ihtiyacı var. Bu neredeyse istisnasız olarak her yıl tekrarlanan bir gerçek. Teknik adamların hırsı, ihtirası, açlığı tribündeki adama kadar olmalı. Vahid Halilhodziç bu tanıma uyacak mı, uymayacak mı? İşte soru bu. Vahid Hoca, futbolculuğunda olduğu gibi teknik adamlığında da Fransa’da sivrilmiş başarılı olmuş bir futbol bilgesi. Özellikle Lille’de yaptıklarıyla efsane.

Peki ya sonrası? Hâlâ aynı ihtirası ve açlığı var mı?

2006’da Trabzon’da 6 ay kaldıktan sonra Al İttihad ve Dinamo Zagreb’de kulüp çalıştırdı Halilhodziç. Geri kalan tüm zamanı önce Fildişi sonra da Cezayir’le geçirdi. Bilirsiniz milli takım teknik direktörlüğü insanı paslandırır. Teknik adamlık form işidir. Öte yandan Vahid Hoca’nın Zagrep’le 2011’de rahat bir şampiyonluk kazandığını da pozitif haneye yazalım.

Hacıosmanoğlu ve profesyonel ekibinin Vahid Halilodziç’le bir gönül bağı var. Trabzon günlerinde ‘sen başkan olsan başka türlü olurduk’, ‘ben başkan olsam çok daha rahat çalışırdık’ güvenini birbirlerine veren bir ikili Halilhodziç-Hacıosmanoğlu.

Bu bir avantaj kuşkusuz. Başkan-hoca karşılıklı güveni...      

Sorun daha da büyük olabilir

Ancak bu güvenin, beklentileri fazla yükseltmemesi lazım. Örnekse, eğer başkan ‘biz gittik Malouda’yı aldık, ne Mustafa Hoca ne Hami Hoca ondan yararlanabildi, Vahid Hoca olsaydı uçururdu Florent’i’ diye düşünüyorsa bir daha düşünmeli. Vahid Hoca kolay bir adam değildir. O da büyük yıldızları bir kalemde silebilir istedikleri olmuyorsa. Ve Mustafa ya da Hami Hocalar durumu idare edebilir ama başkası etmez.

Afrika ve Balkan piyasası...

Buradaki en büyük avantaj Vahid Halilhodziç’in oyuncu keşif, değerlendirme ve onlardan yararlanma konusundaki engin tecrübe ve becerisi. Şu bir gerçek ki Halilhodziç Trabzonspor’u menacer kıskacından kurtarır. Balkan ve Afrika piyasasının ikisine birden ondan daha hakim insan var mıdır bilmiyorum. 

Henrique kalmalı
Ligin en özellikli santrforlarından biri ama orta sahadan gerekli desteği alamıyor. Eğer yanına iş bitirici bir ‘yılan’ bulursanız Henrique hem alan açar hem de kendisi boşa kaçar. Onun yerine adam bulmaya çalışmak gereksiz bir macera olur. Bourceanu’nun arkasındaki savunma göbeğinin standardı kesinlikle yükselmeli. Ligin en sakar savunma göbeklerinden biri Trabzonpor’da. Ligin en iyi kalecilerinden birine sahipseniz en çok kurtarışı o yapıyor ve yine de 41 gol yemişsiniz bu Vahid Hoca için kabul edilebilir bir şey değil. Savunma göbeği baştan aşağı değişirse şaşırmam.

Lokomotif oyuncu eksikliği
Geçen yıl Malouda ve Bosingwa transferleri Trabzonspor’un ihtiyaç duyduğu lokomotif oyuncu eksiğini karşılamadı. Salt isim ya da yıldız olmak değil burada oyuncudan beklenen, her bir unsurun performansını yukarı çekmesine yardımcı olmak. Trabzon’da lider kaleci olunca böyle bir performans artışı kolay olmuyor. Bu tip bir oyuncuyu dışarıdan bulmak da kolay olmayabilir. Ancak Vahid Halilhodziç bu tip en az iki oyuncu bulmak zorunda.

Yusuf patlama yapmalı

Trabzonspor kaleci hariç her mevkiye transfer yapabilir. Ancak işi bunlar değiştirmez. İşi değiştirecek olan eldeki oyuncuların performanslarının yükselmesi, hatta boyut değiştirmesi. Bu yıl Trabzonspor’da beklentimin en yüksek olduğu oyuncu Yusuf. Yetenekli, oyun görüşü yüksek, topla iyi ve süratli. Fakat bir eşiği geçmesi gerekiyor. Güven ve acelecilikten kurtulmalı. Bunu yaparsa sadece şehir için değil ülke için de fark yaratır. 22 yaşında artık gaza basmalı.

Olcan’ın yeri dolar
Olcan gitmek istiyor. Bunu saklamanın kimseye faydası yok. Yönetim gönderen, Olcan da kaçan olmak istemiyor. Bunu açık açık anlatmak lazım. Olcan ligin en iyilerindendi ama bu şartlarda kalırsa kimseye faydası olmaz. Peki yeri dolar mı? Şunu söyleyeyim bu şartlarda kalırsa kendisi bile o yeri dolduramaz. Deniz Yılmaz bu seviyeye çıkmak için çok bekledi. Bayern altyapılı ve geçen sene çok iyi bir sezon geçirdi. Henrique’yi tamamlayan hücumcu da olabilir ama Olcan’ın yerini de doldurabilir. Alt yaş gruplarında sağ açık oynuyordu ve son derece de başarılıydı. Serdar Gürler de sezonun flaş oyuncularından biri olabilir. Hızlı, topla çok iyi ve Vahid Hoca’nın sevdiği akın dizimine çok uygun. Bu iki transfer standardı kağıt üzerinde oldukça iyi. Şimdi yapmaları gereken Olcan kadar kendilerini adamaları.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler