Trabzonspor'un eski avukatı 3 Temmuz sürecinin en çok konuşulan ismi  Nusret Yılmaz'dan Trabzonspor Başkan ve yönetimine ağır sözler. 3 Temmuz sürecindse mahkemelerde Trabzonspor'u savunan ve Fener ile avukatları ters köşeye yatıran Yılmaz Trabzonspor'un kongresine damgayı vurdu. 

Avukat Nusret Yılmaz Trabzonspor'un 68. olağan genel kurulunda kürsüde yaptığı konuşmada Başkan'ı yerden yere vurdu. Genel kurulların hesaplaşma ve helalleşme yeri olduğunu belirten Trabzonspor'un eski avukatı Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

Başkan ve Yöneticilerimizin fotoğraf çekilmek yerine konuşmalarımızı dinlemelerini tercih ederdim. Genel Kurul barışma yeridir. Doğruların yanlışların söylendiği ve geleceğin planlandığı yerlerdi. Buralar hesaplaşma ve helalleşme yerleridir. Bir kere şunu net bir şekilde beyan edelim. Bir birey olarak ben hiç kimsenin adamı, yandaşı, tarafı, taraftarı değilim. Bizim tarafımız, yerimiz bellidir o da Trabzonspor'dur.
Trabzonspor'un hakkı ve menfaatinin olduğu her yerde olmayı ilke edindik. Genel Kurullarda geleceğe yönelik olarak yapılan doğruların konuşulması taraftarıyım. Şu an görevde bulunan yönetim kuruyla ilgili olarak teşekkürü borç bildiğim bazı hususları söylemeliyim.

Trabzonspor'un oynadığı oyunun kalitesi çok önemli değil. Futbol bir netice oyunudur ve Trabzonspor lider ve namağlup Avrupa'da ilerlemektedir. Bizlere bu gururu yaşatan teknik kadromuz ve futbolcularımıza teşekkürü borç bilirim. Mali tablolarla ilgili olarak kulübümüz yaklaşık olarak 3 milyon TL kadar bir borcu aşağıya çekmiştir. Teşekkür ederiz. Yapılan transferlerle ilgili olarak bir taraftar gözüyle, alttan gelen nesillere ve genç futbolcularımıza örnek teşkil edebileceğine inandığım Bosingwa gibi futbolcuları bünyemize katan herkese teşekkür ederim. TFF'de İbrahim Hacıosmanoğlu'nun yapmış olduğu ve camiamızın hislerine tercüman olan konuşmasına da teşekkür ederiz.
Bunları değerlendirdikten sonra yanlış gördüğümüz bazı hususları da değerlendirmekte fayda var.

Trabzonspor bir yol ayrımındadır. Trabzonspor'un bundan sonraki sürecini tayin edebilmesi açından önünde iki seçenek bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi ''Başarı için her yol mubahtır'' anlayışını benimseyerek kupamızın bize verilmesi için gayret göstermek 'kupa gelsin de nasıl gelirse gelsin' mantığı gütmektir.
Eğer ki Trabzonspor bunu kabul ederse, Fenerbahçe şike ve teşvikle suçlamasına maruz kalan Fenerbahçe Spor Kulübünü eleştiri hakkımız olmayacaktır. Bizi biz yapan, Trabzonspor'u Trabzonspor yapan değerleri koruyarak ve gözeterek özetle sembolik olarak genel olarak hak, adalet, şeffaflık mücadelesi vererek neticeye ulaşmaktır. Trabzonspor taraftarı bizi biz yapan değerlerler için mücadele edilmesini beklemektedir.

Başkan, pek çok konuşmasında 'emek hırsızı' olarak nitelendirmiş bunun dayanağı olarak da mahkeme kararını göstermiştir. Ama bunun söylenildiği yerde Trabzonspor Kulübü Başkanı'nın, Trabzonspor Başkanı sıfatıyla aynı mahkemenin 'şikeci' dediği bir başka zata kefil olma lüksü yoktur olamaz, olmamalıdır. Bireysel olarak başka bir şahısa Mecnun Otyakmaz'a kefil olabilir ama velakin kulüp başkanı olarak Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla tescil edildiği üzere şike yapan bir zata kefil olma lüksü yoktur.
Geçmiş dönemlerde yönetimlerin hataları olmuştur. Beşer olmanın bir vergisidir. Sadri Şener'in de hataları vardır. Bu hatalar konuşulmuştur. Ama onların hata yapması mevcut yönetime hata yapma ve bu hataları konuşmama hakkı vermez.
Fenerbahçe kendi yöneticilerine sahip çıkmıştır. 3 Temmuz sonrasında hemen soluğu Başkan ve yönetimlerinin yanında almışlardır. 3 Temmuz sonrasında 11 Temmuz'da sürece dahil oldum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün önünde Trabzonspor yöneticileri Trabzonspor Yöneticisi sıfatıyla şikeye teşvike teşebbüs suçlamasıyla ifade verdiğinde neredeydiniz? Çağlayan'da yoktunuz. Sayın Başkan ve yöneticileri orada göremedim. Ve maalesef Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda "Yedi sülalemi buraya toplar buradan çıkarım" diyen başkanı, Fenerbahçelilerin adliye koridorlarında yaptığı sözlü ve fiili tacizler esnasında da yanımızda görmedim!

Siz bu süreçte neredeydiniz? Ne yapıyordunuz?

Trabzonspor camiası bölük pörçük olsa da bundan sonra yapılacak olan samimiyetle kararlılıkla bu işin üzerine gidilmesidir. 7 Aylık süreçte Trabzonspor Kulübü'nü nereye götürdünüz? "UEFA ve FIFA ile görüşüyorum" diyorsunuz. Söz gider yazı kalır, Trabzonspor'u bu süreçte 1 tane müracaatı bir tane niyet mektubunu gösterin! Acilen bu hususta gerekli adımlar atılmalı, gerekli yazışmalar yerine getirilmelidir.
Fenerbahçe Spor Kulübü'yle ilgili şikeye karışan teşvik primlerine bulaşan şahıslarla ilgili 1 tek sözünüze rastlamadım. Sadece ve sadece hedefiniz Aziz Yıldırım mı, yoksa Fenerbahçe midir? Sizin için aslolan, geçerli olan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün puan silme cezasıyla cezalandırılması mıdır? Yoksa... Mert adam gibi çıkarak net bir şekilde ifade edin; Fenerbahçe'nin küme düşürülmesini de istemekte misiniz?
Trabzonspor Başkanımız seçim konuşmasında "Biz konuşmayacağız. Yönetim Kurulu'nda çok değerli arkadaşlarımız var. Onlar konuşacak, padişah gibi oturmayacağız" dediniz. Şimdi soruyorum: Başkan kanal kanal konuşup konuşuyor mu? Ya da hangi yöneticilerimiz konuşuyor?

Son olarak istifa mektubunu Genel Kurul'a gösteren Yılmaz, "Kulüp Başkanı'nın televizyon ekranlarına çıkarak istifa eden avukatıyla ilgili, 'Onu görevden aldık' yönündeki sözlerini kendi ahlakına bağlıyorum!" dedi.

GRUP ÜYEMİZ AV. NUSRET YILMAZ KONGREDE BOMBALADI Şike davasında

Trabzonspor'un Avukatlığını yapan Nusret Yılmaz'dan, Hacıosmanoğlu'na şok suçlamalar! Kulübümüzün avukatlığını yapan fakat bir süre önce istifa eden Avukat Nusret Yılmaz şöyle konuştu: Başkan ve Yöneticilerimizin fotoğraf çekilmek yerine konuşmalarımızı dinlemelerini tercih ederdim. Genel Kurul barışma yeridir. Doğruların yanlışların söylendiği ve geleceğin planlandığı yerlerdi. Buralar hesaplaşma ve helalleşme yerleridir. Bir kere şunu net bir şekilde beyan edelim. Bir birey olarak ben hiç kimsenin adamı, yandaşı, tarafı, taraftarı değilim. Bizim tarafımız, yerimiz bellidir o da Trabzonspor'dur. Trabzonspor'un hakkı ve menfaatinin olduğu her yerde olmayı ilke edindik. Genel Kurullarda geleceğe yönelik olarak yapılan doğruların konuşulması taraftarıyım. Şu an görevde bulunan yönetim kuruyla ilgili olarak teşekkürü borç bildiğim bazı hususları söylemeliyim. Trabzonspor'un oynadığı oyunun kalitesi çok önemli değil. Futbol bir netice oyunudur ve Trabzonspor lider ve namağlup Avrupa'da ilerlemektedir. Bizlere bu gururu yaşatan teknik kadromuz ve futbolcularımıza teşekkürü borç bilirim. Mali tablolarla ilgili olarak kulübümüz yaklaşık olarak 3 milyon TL kadar bir borcu aşağıya çekmiştir. Teşekkür ederiz. Yapılan transferlerle ilgili olarak bir taraftar gözüyle, alttan gelen nesillere ve genç futbolcularımıza örnek teşkil edebileceğine inandığım Bosingwa gibi futbolcuları bünyemize katan herkese teşekkür ederim. TFF'de İbrahim Hacıosmanoğlu'nun yapmış olduğu ve camiamızın hislerine tercüman olan konuşmasına da teşekkür ederiz. Bunları değerlendirdikten sonra yanlış gördüğümüz bazı hususları da değerlendirmekte fayda var. Trabzonspor bir yol ayrımındadır. Trabzonspor'un bundan sonraki sürecini tayin edebilmesi açından önünde iki seçenek bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi ''Başarı için her yol mubahtır'' anlayışını benimseyerek kupamızın bize verilmesi için gayret göstermek 'kupa gelsin de nasıl gelirse gelsin' mantığı gütmektir. Eğer ki Trabzonspor bunu kabul ederse, Fenerbahçe şike ve teşvikle suçlamasına maruz kalan Fenerbahçe Spor Kulübünü eleştiri hakkımız olmayacaktır. Bizi biz yapan, Trabzonspor'u Trabzonspor yapan değerleri koruyarak ve gözeterek özetle sembolik olarak genel olarak hak, adalet, şeffaflık mücadelesi vererek neticeye ulaşmaktır. Trabzonspor taraftarı bizi biz yapan değerlerler için mücadele edilmesini beklemektedir. Başkan, pek çok konuşmasında 'emek hırsızı' olarak nitelendirmiş bunun dayanağı olarak da mahkeme kararını göstermiştir. Ama bunun söylenildiği yerde Trabzonspor Kulübü Başkanı'nın, Trabzonspor Başkanı sıfatıyla aynı mahkemenin 'şikeci' dediği bir başka zata kefil olma lüksü yoktur olamaz, olmamalıdır. Bireysel olarak başka bir şahısa Mecnun Otyakmaz'a kefil olabilir ama velakin kulüp başkanı olarak Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla tescil edildiği üzere şike yapan bir zata kefil olma lüksü yoktur. Geçmiş dönemlerde yönetimlerin hataları olmuştur. Beşer olmanın bir vergisidir. Sadri Şener'in de hataları vardır. Bu hatalar konuşulmuştur. Ama onların hata yapması mevcut yönetime hata yapma ve bu hataları konuşmama hakkı vermez. Fenerbahçe kendi yöneticilerine sahip çıkmıştır. 3 Temmuz sonrasında hemen soluğu Başkan ve yönetimlerinin yanında almışlardır. 3 Temmuz sonrasında 11 Temmuz'da sürece dahil oldum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün önünde Trabzonspor yöneticileri Trabzonspor Yöneticisi sıfatıyla şikeye teşvike teşebbüs suçlamasıyla ifade verdiğinde neredeydiniz? Çağlayan'da yoktunuz. Sayın Başkan ve yöneticileri orada göremedim. Ve maalesef Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda "Yedi sülalemi buraya toplar buradan çıkarım" diyen başkanı, Fenerbahçelilerin adliye koridorlarında yaptığı sözlü ve fiili tacizler esnasında da yanımızda görmedim! Siz bu süreçte neredeydiniz? Ne yapıyordunuz? Trabzonspor camiası bölük pörçük olsa da bundan sonra yapılacak olan samimiyetle kararlılıkla bu işin üzerine gidilmesidir. 7 Aylık süreçte Trabzonspor Kulübü'nü nereye götürdünüz? "UEFA ve FIFA ile görüşüyorum" diyorsunuz. Söz gider yazı kalır, Trabzonspor'u bu süreçte 1 tane müracaatı bir tane niyet mektubunu gösterin! Acilen bu hususta gerekli adımlar atılmalı, gerekli yazışmalar yerine getirilmelidir. Fenerbahçe Spor Kulübü'yle ilgili şikeye karışan teşvik primlerine bulaşan şahıslarla ilgili 1 tek sözünüze rastlamadım. Sadece ve sadece hedefiniz Aziz Yıldırım mı, yoksa Fenerbahçe midir? Sizin için aslolan, geçerli olan Fenerbahçe Spor Kulübü'nün puan silme cezasıyla cezalandırılması mıdır? Yoksa... Mert adam gibi çıkarak net bir şekilde ifade edin; Fenerbahçe'nin küme düşürülmesini de istemekte misiniz? Trabzonspor Başkanımız seçim konuşmasında "Biz konuşmayacağız. Yönetim Kurulu'nda çok değerli arkadaşlarımız var. Onlar konuşacak, padişah gibi oturmayacağız" dediniz. Şimdi soruyorum: Başkan kanal kanal konuşup konuşuyor mu? Ya da hangi yöneticilerimiz konuşuyor? Son olarak istifa mektubunu Genel Kurul'a gösteren Yılmaz, "Kulüp Başkanı'nın televizyon ekranlarına çıkarak istifa eden avukatıyla ilgili, 'Onu görevden aldık' yönündeki sözlerini kendi ahlakına bağlıyorum!" dedi.