Bursalı Serdar'a göre Trabzon...!

Türk futbolunun yükselen değerlerinden Bursaspor'un genç stoperi Serdar Aziz, Tam Saha Dergisi'ne konuştu.Serdar Aziz'e göre; Trabzonspor play off'a kalacak takımlar arasında.21 yaşında olmasına rağmen takımının kaptanlığını yapıyor. Gerçek bir Bursasporl

Bursalı Serdar'a göre Trabzon...!

Türk futbolunun yükselen değerlerinden Bursaspor'un genç stoperi Serdar Aziz, Tam Saha Dergisi'ne konuştu.

Serdar Aziz'e göre; Trabzonspor play off'a kalacak takımlar arasında.

21 yaşında olmasına rağmen takımının kaptanlığını yapıyor. Gerçek bir Bursasporlu ve Türkiye'de başka bir takımda oynamayı aklından bile geçirmiyor. 16 yaşında Süper Lig'deki ilk deneyimini Kadıköy'deki bir Fenerbahçe maçında yaşayan, daha sonra kiralık gönderilen, zaman zaman A2 takımında oynayan bir oyuncu olarak asla pes etmeyen bir karaktere sahip. İki ayağını da kullanabilmesi ve topla barışıklığı, onu ülkenin iyi stoperleri arasında öne çıkartıyor.

Geçtiğimiz sezonun bu döneminde Bursaspor'un A2 takımında oynayan Serdar Aziz'i şimdi banko forma giyen, üstelik takımın kaptanlığını yapan bir oyuncu olarak izliyoruz. Bu değişimden söz ederek başlayalım istersen.

Tabii ki ilk başta hocalarım ne derse ben onu uyguluyorum ve verdikleri kararlara da saygı duyuyorum. Benim eksiklerim olduğunu düşünmüş olacaklar ki A2 takımında oynamamı istediler. Ben de hiçbir tepki vermeden bütün maçlarda oynadım ve elimden geleni yaptım. Ertuğrul Hoca A2 takımını da dikkatle izleyen bir teknik adam. Bugün de A2 takımına gönderdiği oyuncuların hâl ve hareketlerini dikkatle izliyor. Ben de A2 takımına gittiğimde kendime yakışır şekilde istenilen her şeyi uygulamaya çalıştım. Açıkçası bunun bana faydası da oldu. Çünkü hiç oynamamaktansa A2 takımında da olsa maç yapmak bir oyuncu için önemli. Hocamız benim oradaki performansımı gördü. Aynı zamanda Ümit Millî Takım'da da başarıyla oynuyordum. İkisi birleşince hocam da beni yeniden A takıma aldı.

Burada önemli bir noktaya parmak bastığını düşünüyorum. Futbolcu kendisine verilen görevi ne olursa olsun yapmalı, küsmemeli değil mi? Sen daha önce de Merinosspor'a kiralık olarak verilmiştin. Ama sonuçta bugün geldiğin nokta ortada...

Ben A takıma 16 yaşında çıktım ve o yaşta Kadıköy'de Fenerbahçe'ye karşı oynadım. Bu belki de o yaşta bir oyuncu için ilkti. Bursaspor formasıyla beşinci sezonumu geçiriyorum. Bu arada A takımda pek çok maça da çıktım. Ama sonrasında hocamız kadroda bazı değişiklikler yaptı ve beni de A2 takımında değerlendirdi. O dönemde Ümit Millî Takım'dan arkadaşlarımın kulüplerinde A takımda oynadıklarını görüyor ve kendi adıma ister istemez üzülüyordum. "Benim ne eksiğim var?" diye düşünüyordum. Ama o noktada bu duyguları pozitife dönüştürmek, küsmemek, hırslanmak ve daha iyiye ulaşmak için çalışmak gerekiyor. Çalışmak yerine küsen oyuncuları anlayamıyorum. Çünkü bu sizin hayatınız ve küstüğünüz anda kaybeden siz oluyorsunuz.

Bursaspor elindeki genç oyuncularının neredeyse tamamını tasfiye etti. Volkan, Sercan, Eren, Muhammet artık yok. Sense tam tersine takım içindeki konumun açısından bir yükseliş içindesin. Diğer genç oyuncularla farklı istikametlerdeki bu yolculuğunu nasıl açıklıyorsun?

Benim babam fanatik bir Bursasporlu ve benim için de çok önemli bir faktör. Bana da Bursaspor sevgisini küçüklükten beri aşılayan insan babamdır. Öncelikle bunu söyleyebilirim, ben çok iyi bir Bursasporluyum. Dolayısıyla Bursaspor dışında başka bir düşüncem olmadı. Sözünü ettiğiniz arkadaşlarıma da elbette saygı duyuyorum.

Bursaspor'da dört stoper var ve ikisi oynuyor. Geçtiğimiz sezonun Şubat ayından beri senin yerin banko ama yanındaki oyuncular değişiyor. Oysa Ömer Erdoğan, Stepanov ve İbrahim Öztürk senden daha tecrübeli oyuncular. Onların arasında seni ön plana çıkartan özelliklerin neler?

Dediğiniz gibi Ömer Erdoğan A Millî Takım'da forma giymiş, Galatasaray'da oynamış, keza İbrahim Öztürk çok yüksek performans göstermiş, Stepanov Trabzonspor ve Porto'da oynamış oyuncular. Geçtiğimiz sezon bir de Zapotocny ve Tuna Üzümcü vardı kadroda ve işler daha da zordu. Ama ben işimi hiç aksatmadım, hep çalıştım, verilen görevleri yerine getirmek için uğraştım. Bir de her zaman doğru bir insan olmak için çabaladım. Sadece futbolculuğumla değil, karakterimle de ön plana gelmeye çalıştım. Çünkü futbolculuğunuz sizi bir yere getirdiğine inanıyorum ama karakterinizin daha da önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Bundan üç sezon önce Antalyaspor'a Süper Lig'deki ilk golümü atmıştım. O maçtan önceki 10 hafta kadroya girememiştim. Bir stoperimiz sakatlandığında hocamız bana görev verdi ve o maçta savunma anlamında elimden geleni yaptığım gibi bir de gol attım. Yani şartlar ne olursa olsun her zaman hazır olmanız gerekiyor. Geçtiğimiz sezon da İbrahim abi sakatlandığında hocam bir kez daha bana şans verdi ve o şansı da iyi değerlendirerek bugün sürekli oynayan bir oyuncu haline geldim.

Çok çalışmaya özellikle vurgu yapıyorsun. Bu konuyu açar mısın biraz? Özel antrenmanlarla mı kendini geliştiriyorsun?

Ertuğrul Hocanın dışında yardımcı antrenörlerimiz var. Bize eksiklerimizi söylüyorlar. Ben de bu eksiklerimi gidermek için özel çalışmalar yaptım. Bir stoper güçlü olmak zorunda. Ben de fitnesse girdim ve fiziksel açıdan güçlenmeye çalıştım.

Takımdaki diğer stoperlerle ilişkilerin nasıl? Onların tecrübelerinden yararlanıyor musun? Özellikle Ömer Erdoğan'ın çok iyi bir profesyonel olduğunu biliyoruz.

Ömer Erdoğan takım arkadaşlığından öte benim abim. Sadece benim değil bütün takımın abisi. Hepimizin örnek aldığı bir oyuncu. Hava toplarındaki hâkimiyetini de hepimiz biliyoruz. Antrenmanlardan sonra onunla sahada kalıyorum ve kafa toplarına çalışıyoruz. Ömer abi şu anda oynamasa da her an forma giyecekmiş gibi kendisini hazır tutuyor. Çok çalışkan bir isim. Sadece Bursaspor'daki değil, Türkiye'deki bütün genç oyuncuların örnek alması gereken birisi Ömer abi. Onunla tanıştığım ve bir şeyleri paylaştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Diğer stoperlerimiz İbrahim Öztürk de Stepanov da hem oyuncu hem de insan olarak çok kaliteli futbolcular.

İzlediğin, beğendiğin ve örnek aldığın stoperler var mı?

Sergio Ramos'u beğeniyorum. Oyun stili çok hoşuma gidiyor. Fırsat buldukça bütün Avrupa liglerini izliyorum. Kaliteli takımların hepsinde iyi stoperler oynuyor ve ben de onların neler yaptıklarını gözlemliyorum. Bu arada sadece yapılan doğrulardan değil, yanlışlardan da ders alınabileceğini düşünüyorum.

Enerjin ve gücünün yanı sıra giderek topu daha iyi kullanan bir stoper olarak çıktın karşımıza. Bunun için nasıl çalışmalar yapıyorsun?

Çalışma sahamızın içinde bir duvar var ve her antrenmandan sonra o duvarda pas çalışıyorum. Ya da bir arkadaşımla aynı çalışmayı yapıyorum. Ligimizdeki stoperler topları genellikle uzun kullanıyor. Bilmiyorum, belki de hocaları böyle yapmalarını istiyordur. Ama şu bir gerçek, ligimizde oyun kuran stoper sayısı sınırlı. Bu biraz da rakip forvetlerin çok fazla baskı yapmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle topu biraz iyi kullanan stoperler ön plana çıkıyor. Ben sağ ayağını kullanan bir oyuncuyum ama sol ayağımla uzun toplar kullanmaya çalışıyorum. Sol ayağımı geliştirmek için uğraşıyorum. Kalecimiz Carson takıma yeni geldiğinde yaptığımız antrenmanda sürekli sol ayağımla şut atıyordum ve bana "Sen solak mısın?" diye sormuştu. Bir stoperin iki ayağını kullanabilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Zaman zaman sol stoper oynamam gerekiyor ve ben iki ayağımı da kullanabilmenin avantajını yaşıyorum.

21 yaşındasın ve takımın en genç oyuncusu olmana rağmen kaptanlık pazubandı senin kolunda. İnsanın ağabeylerine kaptanlık yapması nasıl bir duygu?

Akıl yaşta değil baştadır, diye bir söz var. Hocalarım bana güvendi ve bu görevi verdi. Tabii karakter olarak bunu taşıyabilmek önemli. Zaten özellikle yabancı oyuncular benim 21 yaşında olduğuma inanmıyor. Çünkü sahanın içinde olgun bir tavırla oynuyorum. Sonuçta kaptan demek, sahanın içinde bağırıp çağıran adam anlamına da gelmiyor. Dolayısıyla ben de kimseye bir saygısızlık yapmıyorum. Onlar da bana yardımcı oluyor. 21 yaşındayım ama önemli olan o olgunluğu ve karakter gücünü gösterebilmek.

Peki neden bir başka oyuncuyu değil de seni kaptan yaptılar?

Bursalı olmamın bunda payı bulunduğunu düşünüyorum. Sonuçta ben doğduğumdan beri Bursasporluyum ve altyapıdan itibaren çok uzun yıllardır bu kulübün içindeyim. Yöneticilerle, kulüpte çalışan personelle çok seviyeli bir iletişimim var.

Takımdaki tek Bursalı oyuncu olmak senden beklentileri ve dolayısıyla da omzundaki sorumluluk yükünü artıyor mu?

Elbette... Taraftarın sizden beklentisi daha yüksek. Daha çok mücadele etmenizi istiyorlar. Takım arkadaşlarımda kendilerine göre bir olumsuzluk gördüklerinde, "Bunu sen düzelt" diyorlar. Çünkü beni kendilerine daha yakın görüyorlar. Sorumluluk gerçekten artıyor ama diğer yandan da müthiş bir destek var. Hata yaptığımda da benden desteklerini çekmiyorlar. Ben de bu motivasyonla sahaya çıkıyorum.

Mesela çok çarpıcı bir örnek olduğu için söylüyorum, Galatasaray taraftarı da takımda yeni oynamaya başlayan Semih Kaya'ya müthiş bir destek veriyor. Yaptığı en basit bir hareket bile tribünlerden gol atmış muamelesi görüyor.

Sadece genç oyuncular için değil, bütün oyuncular için özgüven çok önemli ve bu özgüvenin kazanılmasında sizin karakterinizin yanı sıra çevrenin verdiği desteğin de büyük payı var. Bizim stadımızda da ben olumlu bir hareket yaptığımda tribünde inanılmaz bir coşku yaşanıyor. Bunu gördüğüm zaman ben de olumlu etkileniyorum ve daha büyük bir güçle oynuyorum.

Genç Millî Takımların bütün kademelerinde oynadın ve şimdi de Ümit Millî Takım oyuncususun. Bu formayı giymek sana neler hissettiriyor, neler kazandırıyor?

Bir kere insanların sizinle ilgili değerlendirmeleri ister istemez olumlu oluyor. "Bu oyuncu Ümit Millî Takım'da oynuyorsa kaliteli oyuncudur" deniliyor. Bu da kariyeriniz açısından oldukça önemli. Millî Takımların her kategorisine ülkem için bir şeyler yapmak duygusuyla geliyorum ve bundan da büyük bir keyif alıyorum.

Bursaspor kadro anlamında büyük bir değişim geçirdi ve geçtiğimiz iki sezondaki başarılı noktanın biraz gerisinde kaldı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun? Yeni bir kadro olmanın getirdiği dezavantajlar neler?

30 yaş üzerindeki oyuncular kadrodan ayrıldı ve takımda bir gençleştirmeye gidildi. Evet, puan olarak istediğimiz yerde olmadığımız doğru ama ben kötü oynamadığımızı düşünüyorum. İyi futbol oynuyoruz. Son dakikalarda yediğimiz goller olmasaydı bugün çok daha iyi bir noktada bulunabilirdik.

Bu sezon şampiyonluk yarışının hangi takımlar arasında geçeceğini düşünüyorsun? Play-off için dört takım adayın hangileri?

Bence Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve Bursaspor play-off'a kalacak dört takım olur.

Gelecekle ilgili nasıl planlamalar yapıyorsun? Bursaspor'la sözleşmen olmasına rağmen transfer gündeminin önemli aktörlerinden birisin. Bu konuda ne düşünüyorsun?

Açıkçası Türkiye'den gelen teklifler beni cezbetmiyor. Türkiye'de başka bir takımda oynamayı düşünmüyorum. Bursaspor'daki yabancı oyuncular da bana "Eğer Türkiye'de bir takıma gidersen büyük futbolcu olmazsın. Büyük düşün ve Avrupa'ya git" tavsiyesinde bulunuyor. Mesela Porto'da oynayan Stepanov, "Türkiye'de futbola at gözlüğüyle bakılıyor. Burada sadece skor önemli. Avrupa'da ise oyunun geneline bakılıyor" diyor. Ben de onun bu sözlerine önem veriyorum. Zaten baştan beri İtalya Ligi'nde oynamak istiyorum. Sadece futbol açısından değil, İtalya'daki yaşantı da hoşuma gidiyor.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler