Canalioğlu 2 vekille TV'leri konuştu
Trabzon Milletvekili M. Volkan CANALİOĞLU, TBMM' de CHP Samsun Milletvekili İhsan KALKAVAN ve CHP İzmir Milletvekili Erdal AKSÜNGER ile ortak bir basın toplantısı düzenlediler.TV programlarının kalitesizliğinden yakınan vekillerin, ülke Futbolunu derinden
Trabzon Milletvekili M. Volkan CANALİOĞLU, TBMM' de CHP Samsun Milletvekili İhsan KALKAVAN ve CHP İzmir Milletvekili Erdal AKSÜNGER ile ortak bir basın toplantısı düzenlediler.
TV programlarının kalitesizliğinden yakınan vekillerin, ülke Futbolunu derinden yaralayan Şike skandalına değinmemeleri ise ilginç bulundu. Özellikle Trabzonspor eski futbolcusu Trabzon eski Belediye başkanı , CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu'nun Trabzonspor'un kupasının çalındığı Şike ilgili sert açıklama yapmaması dikkat çekti
3 vekil düzenledikleri basın toplantısında özetli şunları söylediler '' RTÜK Toplumu ayrıştıran, kin ve nefret tohumları yayan, şiddeti teşvik eden, argo kullanan, çocuklara kötü örnek olan futbol programlarına müdahale etmesi gerekmektedir.'' dendi.
Futbol hakkındaki yapıtlarında antropolojik analizler yapan ünlü futbol yazarı Simon Kuper “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” demişti. Gerçekten de çağımızda futbol, toplumsal bir öğreti oluşturan, belirli bir topluluğu güdüleyen, davranışlarına yön veren, felsefi, moral, estetik düşünceler bütünüdür. Hatta geniş anlamda bir ideolojidir futbol… Sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik her kesiminden insan vardır bu ideolojinin içinde. Müslüman’la Gayrı-müslümü, Alevi ile Sünni inancını, Türk’le Kürt’ü, Sağcıyla solcuyu, asgari ücret alan işçiyle patronunu aynı ortamda buluşturan ve konuşturan enteresan bir aidiyettir bu…
Bu anlamıyla da futbol; ayrımcılığa karşı toplumda birliktelik anlayışının oluşmasını sağlayan ciddi bütünleşme aracıdır. Gençliğinde Cezayir üniversitesi futbol takımında da oynayan Fransız filozof Albert Camus “ Ahlak ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenebileceğim ne biliyorsam onu futbola borçluyum” demiştir.
Fakat spor gazetelerinde, gazetelerin spor sayfalarında ve televizyon kanallarındaki futbol programlarında kullanılan dil, özellikle çocuklar ve gençler için ciddi tehlikeler içermektedir. İçeriğinde kardeşlik, paylaşım ve dayanışma olması gerektiğini düşündüğümüz spor dili, reyting kaygısı ile hareket eden medyanın çatışmacı provakatif söylemi içinde, bizim takım - rakip takım algısı ile düşmanca bir söyleme dönüşmektedir.
Özellikle dört büyüklerin kendi aralarında yapacakları karşılaşmalardan günler öncesinde başlayan ve hiç bir sorumluluk hissedilmeden yapılan abartılı yorumlar ve konuşmalar, bir oyun, eğlence, gösteri sanatı sayılabilecek olan futbolu, çatışma ve savaş aracına dönüştürmektedir. Bu durum ise kitleleri fanatizmin o korkunç türbülansı içine sürüklemektedir.
AKP medyanın sadece siyaset ve ekonomi sayfalarına hükmetmiyor, spor sayfalarına da hükmederek iktidarını sürdürmeyi amaçlıyor. Bugün spor basınında AKP’nin spor politikası eleştirilememektedir. 100 yıllık Ankaragücü, AKP’li Melih Gökçek tarafından batırılırken bunu görmezden gelenler, iki hafta olmasına rağmen sayın Aykut Kocaman ve sayın Fatih Terim’in karşılıklı saygı içerisinde yaptıkları açıklamalardan bir bardak suda fırtına kopartarak derbide çatışma yaratmanın çabası içindeler.
AKP’nin kendi adamlarından bürokratlarından federasyonlar oluşturmasını görmeyenler, tenis severlerin, AKP’li bakanların tenis kortlarını miting alanına çevirmesine izin vermemelerini “teröristlik” olarak suçlamışlardır.
Özelde İstanbul Büyükşehir Belediyesi örneğinde olduğu gibi AKP’nin rant alanı halinde elinde olan belediye spor kulüplerinde olanları görmezden gelenler, Fenerbahçeliyi Trabzonsporluya, Bursasporluyu Diyarbakırlıya düşman etme gayreti içine girmediler mi?
Hatta yandaş medyada program yapan bazı yorumcular, argo dilleri, külhanbeyi tavırları ile çatışma ortamını daha da yayma çabası ile CHP’ye saldırarak hükümete yaranma çabasına bile giriştiler.
Bu konuda RTÜK’na önemli görevler düşmektedir. Kurgu ile gerçeği ayırmayan başbakanın, estetik ve ideolojik bakışına uymadığı için “Muhteşem Yüzyıl” dizisi ile ilgili harekete geçen ; ''The Simpsons'' adlı çizgi filmi “çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan program” kabul edip , CNBC kanalını 52 bin 951 lira idari para cezasına çarptıran; en ufak bir farklılıkta ceza yazan; TV kanallarına uyarı mektupları gönderen RTÜK; toplumu ayrıştıran, kin ve nefret tohumları yayan, şiddeti teşvik eden, argo kullanan, çocuklara kötü örnek olan futbol programlarına müdahale etmesi gerekmektedir.