Haber61/Haber Servisi - Trabzonspor’un eski yöneticisi Celil Hekimoğlu, bugün Karadeniz’de Son Nokta Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Hekimoğlu sorulara şu şekilde cevap verdi;

 

 

 

Herkes aslında söyleyeceğini söyledi. Hukukun katledildiği belirtildi. Ama asıl önemli olan Trabzonspor’da kötüye doğru bir gidişat var. Sanki Trabzonspor illegaliteye doğru gitmeye başladı. Üye yapısı değişiyor. Farklı insanları kongrelerde görmeye başladık. Korkarım bu sistem daha da büyüyecek. Düşünün ki 1-2 sene sonra Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun direkt yapmış olduğu 2 bin üyesi geliyor. Bu üye profilini bilmiyoruz ama benim endişem Trabzonspor’da üye profili değişiyor. Acaba bundan sonraki Trabzonspor kongreleri bu şekilde mi geçecek. Çok demokrat, çok daha seviyeli insanlar kaçacak mı. Artık kavga dövüşe mi dönecek bütün kongreler. Bence çok ciddi bir endişe var. Trabzonspor’un gelecekteki yönetim yapıları ve üye yapıları nereye doğru gidiyor. Bu kongre benim çok kafamı karıştırdı. Ben de Trabzonspor’la ilgili bir insanım. Orada birçok dostum bana dedi ki ‘Abi bu işleri bıraksak mı, bu iş nereye gidiyor.’ Biz de kongreye gittiğimiz, o salona çıktığımız zaman acaba konuşamayacak mıyız? Küfür mü yiyeceğiz. Trabzonspor farklı bir yere gidiyor. 

 

 

 

Genel Kurul sırasında Mustafa Erdem’e ve diğer arkadaşlara yapılanlar. Erdem’in oğlunun burnu kırıldı. Hiç hoş olmayan olaylar bunlar. Sahanın içinde badigartlar vardı. Dışarıdan doldurma getirilmiş insanlar vardı. Bundan sonra biz de kongrelere 15-20 badigartla mı gidebileceğiz. Trabzonspor’un kongresinin böyle olmaması gerekiyor. Maalesef bu artık teşvik edilmeye başlandı. Trabzonspor’un gidişatını hiç iyi görmüyorum. 

 

 

 

Çok doğru tespit. Gidişat bu aslında. Buraya insanlar çok fazla bulaşmasın. Biz Trabzonspor’u kendi çiftliğimize çevirelim gibi bir düşünce yapısı var. Durum çok iyi değil. Yani 7. Madde hiç önemli değil ve bence hiçbir sorun da yoktu. Hatta geçebilirdi. Ama yönetime güven olmadığı ve arkasından acaba başka ne gelebilir bilmedikleri için çok fazla konuşuldu.

 

 

Ahmet Metin Genç, bizim belediye başkanımız. Kongre öncesi bir açıklama yaptı ve ‘Hacıosmanoğlu’nu desteklemeliyiz’ dedi. Bu hiç doğru bir şey değil. Benim belediye başkanım herkese eşit olmak zorunda. Genç’in yaptığıyla, Hacıosmanoğlu’nun mitinge çıkması arasında hiçbir fark yok. O yüzden hiç doğru bulmadım. Ahmet Bey sevdiğimiz bir başkan, değer de veriyoruz fakat inşallah bu tavrını değiştirir. Trabzonspor hepimizin ortak sevdası. Başkan da hepimizin başkanıysa burada taraf olmaması gerekiyordu. Yanlış yaptı. Kongre sonunda acaba söylediklerinden pişman mıdır? Onu da merak ediyorum.

 

 

Bence sorun sadece 7. Madde sorunu değildi. Sorun bu yönetime güven olmamasıdır. Başkan’ın yaptığı bütün icraatları Trabzonspor’un bölünmesi, parçalanmasına, küçülmesine  yönelik  olmasıdır. Türkiye'de aklıselim herkes Trabzonspor'u kimler yönetiyor diye soruyor ve sorguluyor. Önüne gelen herkese saldıran bir başkan profili. Hep kulübün yanında olan Faruk Özak’a hakaret ediyorsun. ‘2010-2011 şampiyonu Trabzonspor'dur’ diyorsun ama o yılın şampiyon başkanı Şener'e saldırıyorsun, çamur atıyorsun. Trabzonspor’u yalnızlaştırıyorsun, bölüyorsun. Bu nasıl vicdan. 

 

 

 

Kendilerine güvenemediler. Geçmeyeceğini fark ettiler. Mağlup olmamak için böyle bir karar verdiler. Çünkü bir maddenin geçmemesi yönetime güvensizliktir. Onu yaşamamak için geri çektiler. Halbuki Divan Kurulu’nda yaşanan hukuksuzluktan sonra o da geçecekti. Divan Kurulu’nu o kadar hukuksuz oluşturdular ki ismini söylemek istemediğim bir yönetici resmen katliam yaptı. 

 

 

 

Evet. İsmini anmak istemiyorum. Telefon rehberimden kaydını sildim. Yüzünü görmek istemiyorum. Bütün Trabzon’un yüzüne baka baka yalan söyledi ve yanlış bir yönlendirme yaptı. Tüm bu tavırlarla 7. Madde’yi de geçirirlerdi aslında. Şimdi üzülüyorlardır niye geri çektik diye. Çünkü öyle bir insan 7’yi de geçirirdi. Hata yaptılar yani keşke çekmeseydiler. 

 

 

Kongrede diyor ki şike süreci bittikten sonra biz gerekirse 1 milyon kişi bile toplarız. O zaman niye topluyorsun, şimdi toplasana. Şimdi toplarsan netice alırsın. Şike süreci bittikten sonra hangi neticeyi alacaksın. Süreç bittikten sonra toplarım diyor. Bugün topla önce ben geleceğim. Niye bugün toplamıyorsun. İyi niyetli ve samimi değil. 

 

 

 

Asıl sıkıntı Sayın Hacıosmanoğlu ekonomik olarak hiç hazır değildi bu işe. Yönetim de ekonomik olarak çok zayıftı. Biz yönetimimizi yaparken sorunları aşacak bir liste yapmıştık. Bunlarsa seçimi kazanacak liste yaptılar. Kazandılar. Ödemeler var. Sporcular var, transferler var. Çıkamadılar işin altından ve iş bu noktalara geldi. Artık kıpırdama şansları yok. Her ekonomik sorunda desteğe ihtiyaçları var. Destek de siyasi destek.

 

 

 

Öyle söylemesinin nedeni çünkü Hacıosmanoğlu’nu onlar seçtiler. Bizim Karadeniz insanında bu yapı hep vardır. Her zaman ben oluyum başka kimse olmasın. Kimsenin para kazanmasını, çok büyümesini de istemeyiz. Trabzonspor’da da benden değilse olmasın mantığı var. Oradaki mantık da aslında şuydu. Muharrem Usta’dan kongreyi alamayız ama İbrahim’den kolay alırız dediler, tam tersi çıktı. Bugün Muharrem Bey ve ben olsaydım bu kavga ortamında bırakıp giderdik. Ama şimdi karşılarında kavgadan beslenen birisi var. Yanıldılar!..

 

Hacıosmanoğlu Ünal Aysal gibi iflas ettirecek!..

 

 

Sayın başkanın bir tane argümanı var. Takımı şampiyon yapacağım diyor. Şampiyonluk için her şeyi yapacağım diyor. Şu an son bir yılda Trabzonspor 100 milyon TL daha borçlandı ve bu tamamen banka borcu. Ekonomiyi biraz bilenler bunu iyi ayırt eder. Sadece faizli banka borcuyla 100 milyon lira borçlandık. Yeni yapılacak olan Akyazı Stadı’nın isim hakkı gelirleri ve loca satış gelirleri de bankaya temlik edildi şuan. Yani daha yapılmayan stadımız da temlik edildi. Bu şimdi illaki şampiyon olacağım baskısıyla yine ciddi transferler yapacak. Galatasaray eski başkanı Ünal Aysal gibi yapmaya çalışıyor. Şu anda Galatasaray, ismi açıklanmadan iflas etmiş durumda. Trabzonspor da çok ciddi bir mali iflasa doğru gidiyor. Tribünlerde seyirci yok. Camia kongrede kavga ediyor. Ekonomi iflas. Üçü bir araya geldiği zaman ne olur bilmiyorum. Allah bizi korusun. 

 

 

 

Artık beni ve Muharrem Usta’yı yan yana koymayın. Muharrem Bey bizim dostumuzdur, arkadaşızdır ama yönetimsel olarak aynı kafada değiliz. Bu nedenle birlikte hareket etmiyoruz. O süreçten sonra dostluğumuz baki, Trabzonspor boyutumuz ayrıldı. Değerli bir insandır ama yönetime bakış açılarımız farklı olduğu için beraber hareket etmiyoruz. 

 

 

 

Trabzonspor Başkanı olma hedefim var. Ama şu anda bir kongre süreci yok. Camianın mutlak bir bütünlüğe ihtiyacı var. Şunu herkes iyi bilsin. Trabzonspor için yapamayacağım hiç bir  fedakarlık yok.  Başarılı olması için ne gerekiyorsa yaparım. İdealim ve hedefim olan başkanlık için  hazırlıklara başladım. Zamanı gelince değerlendirmelerde bulunacağız. Trabzonspor'u kendi ellerine geçirdiklerini zannedenler bu camianın ortak aklını ele geçiremezler. Bunu iyi  bilsinler..

 

 

Şike sürecinde Fenerbahçe Kulübü’nün kenetlenmesine, bir de Trabzon’a bakınca.. 

 

Bizi bölen İbrahim Bey. Şu anda henüz daha söylemedi ama ben inanıyorum bekleyin yakında Trabzonspor’un şike yaptığını da söyleyebilir. Çünkü Sadri Bey’i mahkemeye vermesi bile bunun göstergesi. Kongrede bazı avukat arkadaşlar biz yönetimden izin alamadığımız için gerekli çalışmayı zamanında yapamadık dediler. Benim en büyük korkum bu işlerin sonunda Trabzonspor da  kendi başkanı tarafından şikeye bulaştırılacak. Gidişat oraya doğru gidiyor ama bakalım ne zaman yapacağız o işi.  Seni buraya başkan yapan şike süreci. Bu kulübü şampiyon yapan Sadri Şener. Sen onun şampiyon yaptığı takımın yenilen hakkı üzerine o kupayı alacağım diye geldin göreve ve ilk icraatın  Şener’e çamur atmak. 

 

 

 

Bunların hepsi taktik. Bir yere sataşarak saldırarak gündemi değiştirip kulübü istedikleri mecraya çekiyorlar. Şener’in Onur’a söylediğini iddia ettiği olayda tezat var. Önce dedi ki soyunma odasına indi Onur’u fırçaladı. Arkasından dedi ki televizyonda gördüm ellerini yana açtı. Maalesef Trabzonspor gibi bir kulübün başkanının söylemleri çok tutarsız. Kavga ortamı istiyor. İstediği ortamı da zaten kongrede yaşadık gördük. Üzülmemek mümkün değil..

 

 

Borç bu hızla arttıkça bu taraftar kimseyi orada oturtmaz çok fazla. Sadri Şener bu kulübü şampiyon yaptıktan bir yıl sonra Manisa’da taraftar tarafından gönderildi. Bu kulüp ekonomik açıdan çok borçlandığı zaman sen artık çok kımıldayamazsın. Futbolcunun parasını ödeyemezsen futbolcu oynamaz, transfer yapamazsın. UEFA’ya gidemezsin. Bunun gelecekteki boyutları çok kötü olur. Bugün okuyoruz Galatasaray futbolcuların parasını ödeyemiyor. Yarın Avrupa’ya gidemeyecek. Tüm bunların düşünülmesi gerekiyor.