Trabzon-Sivas maçı ve sonrasında yaşanan olaylar Türkiye'nin gündemine damga vurdu... Sedat Tunalı, olaylı maçın hakemi Demirlek'e şu soruları yöneltti:

Türkiye gündeminin ilk maddeleri arasına giren Trabzon - Sivas maçı ve sonrasında yaşanan rezillikleri hep birlikte izliyoruz.

Yaşananları her kişi ve kurum, kendi değerleri (Ya da değersizlikleri) öçüsünde yorumlayıp kendince hükümler verdi. Hükümlerin ezici bir çoğunluğu Trabzon'un sorgusuz sualsiz idamına dönük olsa da; Trabzonsporlu olmayan azımsanamayacak bir çoğunluğun da tamamen iyi niyetle Trabzon'un cezalandırılmasını istediğine inanıyorum. Bu cezalandırma isteğinin, tarihsel perspektiften bakıldığında her ne kadar "altı boş" olsa da, aslolanın samimiyet olduğuna inandığım için bu düşünce sahiplerine de kendi adıma saygı gösteriyorum. Biliriz ki, işin içinde samimiyet varsa mutlaka bir limanda kesişir yollar.

Benim gibi milyonlarca sporseverin bu nahoş olay sonrası kafasında pek çok soruya yanıt aradığını yaşayarak biliyoruz. "Hah fırsat bu fırsattır, komlekslerimizi kusalım, Trabzon'u mahkum edelim" leşkerliğiyle kin kusanları bu kategoriye almıyoruz elbette.
Devam edelim..

Benim kafama takılan şu sevgili okuyucu.

Bu " rezillikler" yaşandı ve orta hakem Bülent Demirlek soyunma odasında gitti. Ki, maçtaki en doğru hareketlerinden biriydi bu. Sonra bekleyiş başladı malum. Herkes gibi ben de gerekli önlemlerin alınmasının ardından hakemin kalan 30 saniyeyi bitirip bu kötü geceye nokta koymasını bekliyordum. Uzadıkça uzadı, malumunuz..

Bizler ekran başında, binler tribünlerde beklerken, beklemeyenler de vardı elbet. 4 koruması ile hakemin soyunma odasına giren Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz beklemeyenlerden biriydi mesela. Bu arada, şeref tribününden olayları çaresizlik içinde izleyen Trabzonspor Başkanı Nuri Albayrak'ın " çaresizliğin fotoğrafı" olan yüz ifadesini belleğime kazıdığımı dip not olarak belirtip devam edelim.

Buradan Bülent Demirlek'e tarihi bir çağrıda bulunmak istiyorum.

Sayın Demirlek; hakem atamalarının hangi koşullarda yapılageldiğini iyi bilen bir spor gazetecisi olarak size karşı en küçük bir antipatim yok, buna inanın. Hakemlik geleceğinizin çok üst düzeye ulaşacağına pek inanmasam da, içinizdeki şeytana teslim olmayacak kadar "insan kalabileceğinize, kaldığınıza" inanıyorum.

Merak ettiğim şudur;
Sivasspor Başkanı ve korumaları sizin odanıza girdiğinde (yerel medya bunu belgeledi, malum) size neler söyledi hocam. Sizi maça "çıkmamanız" yönünde motive edici cümleler kullandı mı? Ya da, ortamı sakinleştirici ve size sportif anlamda destek olacak cümleler mi kurdu mesela?

Sayın Demirlek; kamuoyuna yansıyan açılamalarınızda, "eğer sahaya çıksaydım Sivaslı 6 oyuncuyu oyundan ihraç etmem gerekti, olaylar çıkar diye bunu yapamadım" dediğiniz iddia edildi. Bir ayrıntıyı ıskaladınız sanırım, oyundan atacağınız oyuncular Sivaslı oyunculardı madem, olayları kim çıkaracaktı hocam??

O soyunma odasında konuşulanlar gün ışığna çıkmadan, bu tartışma bitmeyecektir hocam.

Önünüzde iki seçenek var;
Ya o konuşmaları açıklayıp tartışmaları bitirin
Ya da açıklamayıp, hakemlik kariyenizi ve muhtemelen daha fazlasını, bitirin..
Hasılı, top sizde sayın Demirlek. Ya çözümün parçası olacaksınız ya da çözüleceksiniz..