Ankaragücü'nü çalıştırırken kırmızı kart gördüğü için Effa'yı dövdüğü hatırlatılan Vural, "Pişman mısınız?" sorusuna,"Hayır değilim. Bir futbolcu sorumsuzca davranıp takımını yalnız bırakıyorsa; o futbolcu çok mu insani? Pişman değilim. Bir futbolcunun tüm emeği boşa çıkarmaya hakkın var mı?

 

Bir futbolcunun her şeyin içine etme hakkı var mı? Oyunculara lig başlarken futbolcuların hepsine söylüyorum. Durup dururken kart gören adamın üstüne atlarım diye. Futbolcu bunu yapmayacak! Düşünün şampiyonluk maçı Dia kırmızı kart görüyor. Onu öyle bir döverim ki. Futbolcu akıllı olacak. Yapmayacak bunu" diye yanıt verdi.

 

"Futbolcuların memnuniyetsizlikleri teknik adamı görevden alır" diyen Yılmaz Vural, sözlerine

 

şöyle devam etti: "Birkaç futbolcu istemezse teknik direktör gider, 3-5 futbolcu istemezse

 

yönetim gider. Yönetimler, futbolcu mutsuz olursa teknik adamı yollarlar."

 

Yılmaz Vural, Eskişehirspor'da çaışırken takım kaptanı istemediği ve oyuncuları kendisine karşı

 

silah zoruyla örgütlediği için takımdan ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti.

 

Vural, "1995-1996 sezonunda takım kaptanlığı yapan futbolcu, benim takımdan ayrılmam için

 

silah zoruyla diğer futbolculara kağıt imzalattı. Ben de bunun üzerine ayrıldım. Kasımpaşa'da

 

çalışırken ağır idman yaptırıyorum diye futbolcular beni yönetime şikayet etti ve benim

 

Kasımpaşa'dan ayrılık sürecim başladı. Futbolcu para kazanmaya gelince en ön sırada gelir

 

çalışmaya gelince kaçarlar. Yaşlı oyuncular bu problemi çok fazla yaratıyorlar" dedi.

 

Trabzonspor'da her şey iyi giderken gönderildim diyen Vural, "Ben hala neden ayrıldığımı bilmiyorum. Trabzonspor'da param bile gelmedi. Şota'nın beni sevmemesi ayrılmamda etkili olmuş. Hala Trabzonspor'a kırgınım" diye konuştu.

 

Süper Lig'de çalışan çok sayıda teknik adamın o görevleri hak etmediğini ifade eden Vural, sözlerine şöyle devam etti: "Yönetimler her şeyi yaptıracakları teknik adamları seçiyorlar. Eskiden yönetimler, teknik adamların önünde ceket iliklerdi şimdiyse teknik adamlar, yönetimlerin karşısında ceket ilikliyor. Bugün Türkiye'de kötü futbol varsa sorumlusu hak etmediği halde süper ligde takım çalıştıran teknik adamlardır. Bugün iş bulmak için iyi teknik adam olman gerekmiyor. Biat edeceksin ya da arkan güçlü olacak. Bir cemiyete, siyasi görüşe yakın olacaksın.

 

Bugün Türkiye'de örnek alınacak yönetim Galatasaray Yönetimi, teknik adamı Fatih Terim'dir. Bugün mevcut bir bakanla çok iyi ilişkilerim olsa bir kulüpte çalışırdım. Güç dengeleri belirleyici oluyor. Taraf olmamız isteniyor.

 

Sayın Başbakan bile 'taraf olmayan bertaraf olur' dedi. Ben spor adamıyım nasıl taraf olayım? Çok iddialı hedefleregidemedim. Taraf olmadığım için bertaraf oldum."