Digiturk satılıyor mu?
Sabah Gazetesi yazarı Meliha Okur'a göre, Ferit Şahenk ile Mehmet Emin Karamehmet, Digitürk için masaya oturdu. İşte o yazı: Birbirimizi yemekten, didişmekten bıkmadık!.. Bunun nedeni hiç şüphesiz arızalı demokrasi kültürümüz. Hepimiz, "Ne askeri, ne sivi
Yayınlanma:
Sabah Gazetesi yazarı Meliha Okur'a göre, Ferit Şahenk ile Mehmet Emin Karamehmet, Digitürk için masaya oturdu. İşte o yazı:
Birbirimizi yemekten, didişmekten bıkmadık!.. Bunun nedeni hiç şüphesiz arızalı demokrasi kültürümüz. Hepimiz, "Ne askeri, ne sivil vesayet!" diye bağırıyor, güya tam demokrasi için çıldırıyoruz. Komiktir, TV ekranları kavga meydanına dönüşmüş. Türkiye uzlaşma kültürünü unutmuş.
Hepimiz bir tarafız!..
Gücü ele geçirmek için diğer tarafı "bertaraf" etmeye uğraşıyoruz.
Her defasında sorunların kaynağını kendi içimizde arıyor, dış dünyaya kulaklarımızı tıkıyoruz.
Oysa Türkiye küresel dünyaya entegre olalı çok oldu. Kapalı bir ülke değiliz. O yüzden sorunların sadece içerideki kötü yönetişimden kaynaklandığını düşünmek doğrusunu isterseniz safdillik olur. Artık yeni bir dünya düzeni kuruluyor; yeni ittifaklar oluşuyor. Ekonomiyi temsil eden kurumlar yeniden yapılanıyor. Enerjide yeni paylaşım modelleri ortaya çıkıyor.
***
Durum böyleyken, kurumlar üzerinden acımasızca yürütülen kavga, küresel dünyanın dev aktörleri açısından "Türkiye büyüsü"nü bozuyor!..
Örnek verelim.
ABD'nin dev finans ve strateji kurumu GE, 4 yıl önce satın aldığı, yüzde 5'e yakın bölümünü 2007'de sattığı, yüzde 20 Garanti Bankası hissesini satma kararı aldı.
GE, yatırım yaptığı ülkelerde geleceği fiyatlayan bir grup. Bulunduğu ülkede geleceğe ilişkin istikrarsızlık sinyali alıyorsa hemen satışı tercih ediyor.
O yüzden GE'nin hisse satışı, Türkiye'ye yatırım yapmış diğer yabancılara vereceği mesaj açısından kritik. Türkiye'deki istikrar adına Doğuş Holding'in patronu ve aynı zamanda portföy yöneticisi olan Ferit Şahenk'in omzuna da ciddi bir yük yüklüyor.
Bu ciddi yük 2010'da Şahenk'i, "El çabukluğu maharet!" diyerek şapkadan tavşan çıkarmaya götürüyor. Çünkü milyar doları Türkiye'ye yatırmış olan yabancılar kurumlar üzerinden yürütülen kavgadan çok rahatsız. Diken üstündeler. Pozisyonlarını gözden geçiriyorlar...
***
GE'ye satılan yüzde 25 hisse Doğuş Holding'e aitti. İki banka satış esnasında opsiyon sözleşmesini de imzalamıştı. GE, "Aldığım hisseleri eğer satmaya karar verirsem teklifi önce büyük ortak olarak Doğuş Holding'e yapacağım" demişti. Şimdi bu sözleşme hayata geçecek. Doğuş, opsiyon sözleşmesine uygun olarak, ya Garanti Bankası'nda GE'ye ait yüzde 20 hisseyi satın alacak ya da bu hisseye talip olanları iyi takip edecek.
Bu yüzden Doğuş, gelecek yeni ortak yoluyla ciddi ölçüde Türkiye sınavını verecek.
Anladığım o ki, GE'nin hisse satış kararı Doğuş Holding için sürpriz oldu. İnşaatçı, bankacı, medyacı, ithalatçı Doğuş Holding'in hesabı çok farklıydı. Kulislerde, "Doğuş Digiturk'ün yüzde 50 hissesine talip. Çukurova Holding'in patronu Mehmet Emin Karamehmet'le görüşme masasına oturdu" diye konuşuluyordu. Acaba öngörülemeyen satış, Doğuş'un Digiturk ortaklığı hesabını altüst eder mi?
Birbirimizi yemekten, didişmekten bıkmadık!.. Bunun nedeni hiç şüphesiz arızalı demokrasi kültürümüz. Hepimiz, "Ne askeri, ne sivil vesayet!" diye bağırıyor, güya tam demokrasi için çıldırıyoruz. Komiktir, TV ekranları kavga meydanına dönüşmüş. Türkiye uzlaşma kültürünü unutmuş.
Hepimiz bir tarafız!..
Gücü ele geçirmek için diğer tarafı "bertaraf" etmeye uğraşıyoruz.
Her defasında sorunların kaynağını kendi içimizde arıyor, dış dünyaya kulaklarımızı tıkıyoruz.
Oysa Türkiye küresel dünyaya entegre olalı çok oldu. Kapalı bir ülke değiliz. O yüzden sorunların sadece içerideki kötü yönetişimden kaynaklandığını düşünmek doğrusunu isterseniz safdillik olur. Artık yeni bir dünya düzeni kuruluyor; yeni ittifaklar oluşuyor. Ekonomiyi temsil eden kurumlar yeniden yapılanıyor. Enerjide yeni paylaşım modelleri ortaya çıkıyor.
***
Durum böyleyken, kurumlar üzerinden acımasızca yürütülen kavga, küresel dünyanın dev aktörleri açısından "Türkiye büyüsü"nü bozuyor!..
Örnek verelim.
ABD'nin dev finans ve strateji kurumu GE, 4 yıl önce satın aldığı, yüzde 5'e yakın bölümünü 2007'de sattığı, yüzde 20 Garanti Bankası hissesini satma kararı aldı.
GE, yatırım yaptığı ülkelerde geleceği fiyatlayan bir grup. Bulunduğu ülkede geleceğe ilişkin istikrarsızlık sinyali alıyorsa hemen satışı tercih ediyor.
O yüzden GE'nin hisse satışı, Türkiye'ye yatırım yapmış diğer yabancılara vereceği mesaj açısından kritik. Türkiye'deki istikrar adına Doğuş Holding'in patronu ve aynı zamanda portföy yöneticisi olan Ferit Şahenk'in omzuna da ciddi bir yük yüklüyor.
Bu ciddi yük 2010'da Şahenk'i, "El çabukluğu maharet!" diyerek şapkadan tavşan çıkarmaya götürüyor. Çünkü milyar doları Türkiye'ye yatırmış olan yabancılar kurumlar üzerinden yürütülen kavgadan çok rahatsız. Diken üstündeler. Pozisyonlarını gözden geçiriyorlar...
***
GE'ye satılan yüzde 25 hisse Doğuş Holding'e aitti. İki banka satış esnasında opsiyon sözleşmesini de imzalamıştı. GE, "Aldığım hisseleri eğer satmaya karar verirsem teklifi önce büyük ortak olarak Doğuş Holding'e yapacağım" demişti. Şimdi bu sözleşme hayata geçecek. Doğuş, opsiyon sözleşmesine uygun olarak, ya Garanti Bankası'nda GE'ye ait yüzde 20 hisseyi satın alacak ya da bu hisseye talip olanları iyi takip edecek.
Bu yüzden Doğuş, gelecek yeni ortak yoluyla ciddi ölçüde Türkiye sınavını verecek.
Anladığım o ki, GE'nin hisse satış kararı Doğuş Holding için sürpriz oldu. İnşaatçı, bankacı, medyacı, ithalatçı Doğuş Holding'in hesabı çok farklıydı. Kulislerde, "Doğuş Digiturk'ün yüzde 50 hissesine talip. Çukurova Holding'in patronu Mehmet Emin Karamehmet'le görüşme masasına oturdu" diye konuşuluyordu. Acaba öngörülemeyen satış, Doğuş'un Digiturk ortaklığı hesabını altüst eder mi?
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.