Geçen hafta Diyarbakır'da oynanan Diyarbakırspor-Bursaspor maçının 17. dakikasında çıkan olaylar, ardından dün İstanbul'da oynanan İstanbul Büyükşehir Belediye maçının 87. dakikada Tum'un attığı golden sonra çıkan olaylar nedeniyle tatil edilmesi Diyarbakır'da şaşkınlığa yol açtı. Diyarbakırlılar olayların takımın ligden düşmesi için provokasyon olduğunu düşünürken, olaylara ortam sağladığı düşüncesiyle Futbol Federasyonu'nu sorumlu tutuyor.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Galip Ensarioğlu Diyarbakırspor'un Bursaspor ile Bursa'da oynadığı ilk maçta çıkan olayların ardından, federasyonun Bursaspor'a hak ettiği cezayı vermediğini, bunun taraftarın kendini mağdur hissetmesine yol açtığını ifade ederek, '' Federasyon gerekli tavrı göstermeyince seyirci verilmeyen cezayı kendi eliyle vermeye kalkıştı. Bu kesinlikle yanlıştır. Bursa'da, Diyarbakır'da ve İstanbul'da yaşanan olaylar doğru değildir. Seyircinin görevi olay çıkarmak ve sahaya inmek değildir. Dünkü maçta ertelenecek bir durum yoktur. Toplam 2 bin seyirci var. İstanbul Valisinin açıklamaları önemlidir. Bursaspor'a ceza verilseydi bunlar yaşanmazdı'' dedi.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili ve DİSKİSpor Kulübü Başkanı Metin Kılavuz, sporun, dili, dini ve kültürü farklı toplumları bir araya getiren, evrensel barışa hizmet sunan etkinlikler olduğunu söyledi.

Diyarbakırspor'un Diyarbakır'da, ardından İstanbul'da oynadığı maçlarında olay yaşanmasının büyük üzüntü verdiğini vurgulayan Kılavuz, şöyle konuştu: ''Diyarbakırspor'u tek taraflı suçlu olarak lanse etmek doğru değildir. Sporda şiddet ve ayrımcılığa yer yoktur. Diyarbakır'da ve İstanbul'da yaşananlar bir sonuçtur. Bu olayları çıkaranlar kadar bu olayların ateşleme fitilini yakan Bursaspor-Diyarbakırspor maçında yaşananlara ceza vermeyenlerin de sorumluluğu çok büyüktür. Olayların savunulacak yanı yok. Ancak, Bursaspor'a ceza vermeyenler bu olayların azmettiricisidir. Diyarbakırspor Türkiye'de barış ve kardeşleşmenin takımıdır. Diyarbakırspor aslında fair play takımıdır. Bunun en güzel örneği Denizlispor maçıdır. Kendi sahasında rakibi Denizlispor'a yenilmesine rağmen taraftar Denizlisporlu oyuncuları alkışladı. Bu nedenle federasyonun alacağı karar klasik anlamda cezalandırma olmamalıdır. Verilecek ceza, kendini haksızlığa uğratılmış gören kitlelerin bundan sonraki davranış biçimlerini de etkileyecektir. Bunun gözetilmesi gerekiyor.''

Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV) Başkanı Erhan Akalın, maçlarda yaşanan spor dışı olayların tüm kente mal edilmemesi gerektiğini belirterek, ''Çok büyük üzüntü duyuyoruz. Bunu tasvip etmiyoruz. Herkes provokasyon olduğunu düşünüyor. Fenerbahçe maçında öndeydik, olay çıktı.

Bursaspor maçı başında olay çıktı. Bunu maç sonucuyla izah edemeyiz. Federasyon olaylara gerekli tedbiri almadı. Olaylar açık bir provokasyondur, ancak federasyonun da büyük yanlışı vardır'' dedi.

''MAÇA OLAY ÇIKARMAK İÇİN GELMİŞLERDİ''

Diyarbakırspor Dernekler Birliği Başkanı Ramazan Tugay, yaşanan olayların provokasyon olduğunu ve kesinlikle tasvip etmediklerini söyledi. Dünkü maçta sahaya inen kişilerin maça olay çıkarmak için geldiğini bildiren Tugay, şunları söyledi:

''Bende maçtaydım. Sahaya inen bazı kişiler maçın ikinci yarısında seyirciyi tahrik edici şeyler söylemeye başladı. Onları engellemeye çalıştık. Ancak golden sonra sahaya girmelerine engel olamadık. Maça olay çıkarmak için gelmişlerdi. Maç öncesi İBB takımını çağırıp alkışladık. Olay için hiçbir neden yoktu. Bunun provokasyon olduğuna inanıyoruz. Bunu İstanbul valimiz de söyledi. 1-0 yenilgiyi bahane edip olay çıkardılar. Yıllardır hiçbir maçı kaçırmıyorum. Sahaya inenleri ilk kez gördüm. Bize göre hükümetin açılımına karşı çıkanların yaptığı provokasyondur. Ancak bu işi organize edenler amaçlarına ulaştılar. Takımın ligden düşmesini istiyorlar.

Ligin ilk yarısında Bursa'da oynanan maçta yaşananların ardından, federasyon Bursaspor'a gerekli cezayı vermedi. Oysa şiddete uğrayıp, çirkin sözlerle rencide edilmiştik. Federasyonun adil olmadığını düşünüyoruz. Olaylarda federasyonun sorumluluğu vardır.''

Yatırımcı Koordinasyonu Geliştirme ve Destekleme Derneği (YAKODER) Başkanı Mürsel Tuncay, maçlarda yaşanan olayların Diyarbakır'a ve Diyarbakırlılara büyük zarar verdiğini belirterek, şunları söyledi:

''Yaşananların provokasyon olduğu net şekilde görülüyor. Ancak siyasiler başta olmak üzere yöneticilerin gerekli tedbiri almaması üzüntü vericidir. Birilerinin bunları engellemesi lazım. Bursa'da oynanan maçın ardından federasyon başta olmak üzere spor camiası gerekli önlemi almadı. Yaşananlardan büyük üzüntü duyuyoruz. Olaylar Diyarbakır ve Diyarbakırlı imajına büyük zarar veriyor. Birilerinin bunları engellemesi lazım. Tüm kesimler bir araya gelerek, sorunu çözüme kavuşturmalıdır. Spordan Sorumlu Devlet Bakanımızın bu soruna el atmasını istiyoruz.''

''MAĞDURİYET OLAYLARA YOL AÇTI''

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Faruk Balıkçı, yaşananların Diyarbakır adına üzüntü verici olduğunu ve doğru bir tavır olmadığını söyledi. Olayların bir başlangıcı olduğunu bildiren Balıkçı, ''Diyarbakırspor'a ligin başından bu yana yapılan haksız uygulamalar var. Eşitlik ve adalet duygusu olumsuz etkilendi. Bu birikim, hakemlerin yanlış kararına tepki veriliyor. Sonuç bu olmamaydı, yaşananlar üzücüdür. Küçük bir grubun yaptığı olaylardır. Diyarbakırspor taraftarı haksız uyulamaya inanıyor. Yaşanan mağduriyet olaylara yol açtı. Federasyon önlemini almalıydı. Takımın ligden düşmesi bölgede futbola büyük zarar verir'' şeklinde konuştu.

Söz Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ömer Büyüktimur son maçlarda Diyarbakır ve halkına yakışmayan görüntülere tanık olduklarını belirterek, olayların provokasyon olduğuna inandığını söyledi.

Bu provokasyona federasyon, Diyarbakırspor yönetimi, hakemler, taraftar hatta siyasi partilerin bilerek veya bilmeyerek dahil olduğunu bildiren Büyüktimur, şöyle devam etti:

''Siyaset üzerinden yapılamayan ötekileştirme spor üzerinden yapılmaya çalışılıyor. Bu provokasyon son derece önemlidir. On binleri peşinden koşturan futbol ötekileştirmeyi götürebilir. Bu nedenle çok dikkatli olunmalı ve duyarlı olunmalıdır. Yaşananlardan Diyarbakırlı olarak büyük üzüntü duyuyoruz. Sorunun çözümü için ortak karar alınmalı ve çıkmazdan çıkarılmalıdır. Aksi takdirde çok daha büyük sorunlar yaşanabilir. Bundan sonraki maçlarda da olaylar yaşanabilir. Yaşananlar iyi okunmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.''

Olay Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Naci Sapan, Diyarbakırspor'un ligden düşmesi için bazı kesimlerin maçları provoke ettiğini savunarak, ''Ancak bu provokasyonun adresini henüz bilmiyoruz. Birileri bu işe çelme takıyor. Yaşananlar Diyarbakırspor'dan çok Diyarbakırlının adına leke getiriyor. Bu bir krizdir. Kenti yönetenlerin bu krizi iyi yönetmesi ve çözmesi gerekiyor'' dedi.

Öz Diyarbakır Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Çiçekçi, bazı kesimlerin Diyarbakırspor üzerinde kirli oyun oynadığını dile getirerek, şunları söyledi:

''Diyarbakırspor'u küme düşürmek için bir çaba var ortada. Bu çabayı gösterenlerin kim olduğunu bilmiyoruz. İstanbul Valisi Muammer Güler'in açıklamasında maç sırasında en ufak bir güvenlik sorununun yaşanmadığını, hakem Hüseyin Göçek'i güvenlik gerekçesiyle maçı tatil etmede aceleci davranmakla suçlaması da düşündürücüdür. Bana göre bölgenin süper ligdeki tek temsilcisi olan Diyarbakırspor üzerinde oynanan kirli oyuna bazı taraftarlar alet ediliyor. Federasyon gerekli tedbiri almadı. Hep birlikte Diyarbakırspor üzerinde oynanan bu kirli oyunu bozmalıyız. Hepimizin sağduyulu davranması lazım.''