"En Kara Gün" de yaşananları anlattı
Tribün olayları nedeniyle 43 kişinin ölümüyle sonuçlanan 1967 yılındaki Kayserispor-Sivasspor maçında Kayseri ekibinin formasını giyen Şahin Kubilay, sporun dostluk, kardeşlik, centilmenlik olduğunu belirtti.
Türk spor tarihinin "en kara günü" olarak kayıtlara geçen, 17 Eylül 1967 yılında 2. Lig Beyaz Grup'ta Kayserispor ile Sivasspor arasında oynanan ve tribün olayları sonucunda 43 kişinin yaşamını yitirdiği maçta forma giyen futbolcular arasında yer alan 75 yaşındaki Şahin Kubilay, o gün yaşadıklarını anlattı.
Kubilay, 1966 yılında Kayserispor Kulübü kurulduğunda takıma transfer olduğunu, 6 yıl sarı-kırmızılı formayı giydiğini ifade etti.
Olaylı Sivasspor karşılaşmasında da sahada olduğunu dile getiren Kubilay, maç öncesi iki takım arasında kesinlikle bir gerginliğin olmadığını belirtti.
Maç günü yaşananları anlatan Kubilay, şöyle konuştu:
"Karşılaşma eski statta oynanıyordu. Kalabalık bir Sivasspor taraftarı da karşılaşmayı izlemeye gelmişti. Karşılaşma normal bir şekilde başladı. Her iki takımın taraftarı da takımlarını desteklemek için tezahürat yapıyordu. Devre arasına doğru olaylar başladı. Kapıların önünde büyük bir yığılma olmuş. Kapılar içeri doğru açıldığı için kapıyı açmaya çalışanlar kapının arkasında kalanları ezmişler. Ölenlerin çoğu sıkışmadan dolayı öldü. Sporcular arasında tartışma bile yaşanmadı."
"Benim de öldüğümü düşünmüşler"
Şahin Kubilay, olayların boyutunu soyunma odasındayken öğrendiklerini belirterek, "Hakem de maçı erteledi. Ölüleri kamyonlarla devlet hastanesine taşıdıklarını duyduk. Olaylar Kayseri'de duyulmaya başlayınca annemle babam benim de öldüğümü düşünmüşler. Akrabalar ve komşular bizim eve toplanmışlar. Akşam eve gidince beni gördüler ve çok şaşırdılar. Benim öldüğümü duyduklarını söylediler." ifadelerini kullandı.
Hadisenin etkisinin çok uzun sürdüğünü aktaran Kubilay, şunları kaydetti:
"Kayserispor'un sahası iki yıl kapatıldı. Sürekli başka yerlerde oynadık. Her gittiğimiz deplasmanda hakaretler işittik. Ordu deplasmanında ise tepki hat safhaya çıktı. Birçok arkadaşımız ağladı, kimisi isyan etti. Nereye gitsek 'katiller' diye tezahürat ediliyor, gittiğimiz şehirlerde sokağa çıkamıyorduk, yemek yiyemiyorduk. Bizi görenler hemen toplanıp 'katiller' diye bağırmaya başlıyordu. Çok kötü günler geçirdik. Neyse ki o günler geçti. Spor, centilmenlik, efendilik, birlik, beraberlik ve kardeşlik demektir. O günler artık geride kaldı. İnşallah bundan sonra böyle olayların yaşandığına şahit olmayız. Olan olmuş. Her şeyi unutalım. Biz hep birlikte kardeşiz. Bu ülkede dostça, kardeşçe yaşayalım. Bölüşemeyecek neyimiz var. Bazı ülkelerde seyirci rakip takımı alkışlıyor. Bizim de böyle olmamız lazım."