Galasaray-Trabzonspor maçını köşe yazarları nasıl değerlendirdi, işte Ergun Ata, İskender Günen, Necmi Perekli ve Rıdvan Dilmen'in değerlendirmesi....

ERGUN ATA: Eller, eller eller! (FANATİK)
Tolga, son iki maçta yediği 4 golle sinyali vermişti aslında. Yanal kamuoyu baskısına direnip bu maça Sylva ile çıkabilirdi. Bakın ne olurdu: Tolga cılız bir ortadan gol yemez, Servet, kural gereği kullanması yasak olan eliyle topu filelere gönderirken, aynı Tolga, kullanması serbest iki eliyle çizgide çakılı beklemez, bu kadar da yıpranmazdı. Hepsini geçtik, auta çıkan topu içeri çekip teslim ettiği rakibini düşürmesinin affı yoktu. Yardımcı hakem pozisyonu kaçırsa penaltı ve kırmızı kartı gerektirecek bu hareketi yapan Tolga'nın formsuzluğunun ve özgüvenini yitirdiğinin en açık kanıtı da bu oldu. Geçelim.
Basın tribünündeki televizyona yayıncı kuruluşun kameralarından yansıyan görüntülerde izlediğimiz kadarıyla attığı gol sonrası, elini gösteren Servet'in Arda ile diyalogunu, Bünyamin Gezer'in kariyeriyle dalga geçmek olarak algıladık. Üzülerek belirtmek isteriz ki Gezer, Isaac'ın kendi kontrol ettiği topun eline çarpmasına gösterdiği “hassasiyet” ve Lincoln'ün attığı gol sonrası bayrak direğini eline alıp sallamasını hadi görmedi diyelim, kulaklıklardan uyarılara karşın bile es geçmesiyle bu “dalgayı” maalesef hak etti. Ya santradan sonra eliyle topa dokunduğu için Lincoln'e gösterdiği kart? “Eller, eller eller” dedirtti. Sonra da tıpkı 3. golü yedikten sonraki Trabzonspor gibi kontrolünü kaybetti. Ne yaptığını bilmez, standardı olmayan kart ve kararlar falan.
Serkan'ı bu maçta da asist kralı yapacak 3 pozisyonu Umut ve Gökhan'la kaçırdıktan sonra, cılız bir “ortadan” ve ardından “elden” gol yiyerek iyi başladığı maçta oyundan düşen ve bariz “kaleci farkıyla oluşan” farka boyun eğen Trabzonspor için bu maç, derslerle dolu. En önemlisi de “Kazanan takım değiştirilebilirmiş” demek ki.

NECMİ PEREKLİ: NEYSENİZ, OSUNUZ (FOTOMAÇ)
Trabzonspor, İstanbul'a lider olarak gelmişti. Üstelik bir de ligin namağlup iki takımından birisiydi. Galatasaray'a göre Trabzonspor daha moralliydi. Alacak aldığı puan veya puanlarla önemli bir deplasmanı geride bırakmış olacaktı.

Tayfun'la sağ kenarda başlanılması çok büyük bir hataydı. Zira orta sahada oyun kuramıyorsan, pozisyon üretemiyorsan o zaman top yapan ve son iki maçta formunu üst seviyeyle yükselten Colman'ın kenarda bekletilmesinin alemi neydi? Trabzonspor önceki maçlarda çok iyi oynamıyordu ama en azından sahada mücadele edip son dakikaya kadar golü kovalıyordu. Biz bu maçta bunların hiçbirini sahada göremedik. Elbette mağlup olmak farklı yenilmek, namağlup ünvanını kaybetmek kötü ve acı... Ama henüz ligin başı. Bu köprünün altından daha çok sular akar. Kimse hakemlere bahane bulmasın.

RIDVAN DİLMEN: SKİBBE'NİN MÜTHİŞ 11'İ (MİLLİYET)
Skibbe müthiş bir 11 çıkardı. Trabzonspor'u çok ciddiye aldığını, rakibe saygı duyduğunu gösterdi. Ve sonuçta Galatasaray hak ettiği bir galibiyet elde etti. Gerçekten çok iyi top oynadılar. Maç boyunca hep dikkatliydiler. Top rakipteyken de, kendilerindeyken de sürekli yardımlaşma içindeydiler.
Savunmada iki bek sürekli oyuna çıktı. Meira, Servet ile Emre'nin önünde emniyet sübabı olarak durdu. Meira'nın yanında Ayhan, onların önünde çok yetenekli Arda, Kewell ve Lincoln. En uçta Milan Baros. Bir gün önce Chelsea'yi izledim, beş gol attılar. Aynı sistemle. En uçta oynayan Anelka'nın golü yoktu, arkasındakiler attı. Dün de Baros atamadı, arkadakiler attı. Aslında oyuncuların yeteneklerine baktığımızda sistem için 4-2-4 diyebiliriz. Skibbe, Baros, Kewell, Arda ve Lincoln'ün formda olmalarından dolayı ofansif yönlerini kullanmak istedi. Meira ve Ayhan ile de orta sahayı tuttu.
Trabzon'a ihtar
Trabzonspor kazanmaya gelmişti. Maç 0-0 giderken kazanacak pozisyonları da buldular ama oyunun devamı hatta Yattara'nın girişi lehlerine değil, aleyhlerine oldu. Arda'nın attığı gol orta idi. Ama Arda iyi oyunuyla bu golü hak etmişti. İkinci gol duran top ve karambolden geldi. Ama üçüncü gol hazırlanışı ve Lincoln'ün bitirici vuruşu ile mükemmeldi.
Trabzonspor'un golü yedikten sonra oyun disiplininden kopması düşündürücü. Galatasaraylı oyuncuların ve Skibbe'nin ciddiyeti ise gelecek için ümitlendirici bir tabloydu.
Bünyemin Gezer, Lincoln'ü bayrağı eline aldığı zaman atmalıydı. Hata yaptı.