Güneş'ten çok çarpıcı açıklama

A Milli Takımlar eski sorumlusu ve iki yıldır da Güney Kore'nin Seul takımı teknik direktörlüğü görevini yürüten Şenol Güneş, kendi döneminde yaşanan maaş tartışmaları, Dünya Kupası öncesi Hakan Şükür'ün başını çektiği ileri sürülen cuma namazı krizini, h

Güneş'ten çok çarpıcı açıklama

A Milli Takımlar eski sorumlusu ve iki yıldır da Güney Kore'nin Seul takımı teknik direktörlüğü görevini yürüten Şenol Güneş, kendi döneminde yaşanan maaş tartışmaları, Dünya Kupası öncesi Hakan Şükür'ün başını çektiği ileri sürülen cuma namazı krizini, hakkında ağır yazı yazan Emin Çölaşan ile Türk futbol medyası hakkında önemli açıklamalar yaptı.

Güneş, Güney Kore'de kendisini ziyaret eden Türk basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda, Avrupa Şampiyonası'na katılacak milli takım hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'den neden ayrıldığını ilk defa açıkladı. Futbol Federasyonu tarafından görevine son verildikten sonra, maaşı hakkında yapılan tartışmalara açıklık getirdi. Aldığı maaşın tartışma konusu edilmesinin ardından görevine son verilmesinin gururunu kırdığını; ancak cesaretini yok etmediğini vurgulayan Güneş, maaşı konusundaki tartışmaların net bir biçimde ortaya çıkması için mücadeleden vaz geçmeyeceğini açıkladı.

Aldığı maaş konusunda Futbol Federasyonu ile mahkemelik olduklarını hatırlatan Şenol Güneş, "İç hukuk yolları tükenir ve karar aleyhime çıkarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğim. Hakkım olandan daha fazla bir para aldığım yönünde hava estiriyorlar. Bunu kabullenemem." dedi.

- MAAŞI BEN ALMADIĞIMA GÖRE, BİRİ YEDİ BU PARAYI -

Güneş maaşı ile ilgili yapılan yorumlar hakkında şunları söyledi; "Sanki biz havadan bir şeyler istiyoruz. Ben diyorum ki, milli takımda çalıştım ne aldım ne almadım, açıklasınlar. Ben maaşımın hepsini almadığımı söylüyorum. Açıklasınlar, ne almışsam onu yazsınlar. Tazminatım var mıydı yok muydu ? onu yazsınlar. Federasyon yöneticilerinden bir tanesi dedi ki 'milletin parasını kimseye yedirmeyiz' Onlar kimin parasını yiyorlar görelim bakalım. Ben yemişsem tüm servetimi vereceğim. Maaşımın yarısı ödenmedi. Bana ödenmesi gereken parayı, almadığım halde adam diyor ki; çok para aldın milletin parasını kimseye yedirmeyiz diyorlar. Bu çok ağır bir ifadedir. O zaman biri yedi bu parayı. Ben mukaveleye imza attığımda maddelerine bakmadım bile. Mahkemelik olunca baktım. Maddelerin bir çoğunu yerine getirmemişler."

Bu sezon oynanan Galatasaray - Fenerbahçe maçı öncesinde yaptığı 'Kutlu Doğum Haftası'na yakışır bir derbi olsun' açıklamasından önce 2002 Dünya Kupası'nda da cuma namazı ile gündeme gelen Hakan Şükür'e de sahip çıkan Güne, ''Namaz kılan Hakan Şükür kötü bir şey yapmadı ki, kendisine yapma diyeyim.'' dedi.

2002 Dünya Kupası sırasında Hakan Şükür ve bazı futbolcuların Cuma namazına gitmek istemesi Türk basınında kriz olarak kaleme alınmıştı. Krizin sorumlusu olarak da Hakan Şükür gösterilmişti. Güneş, Hakan Şükür'ün namaz kılmasına karşı çıkılmasına anlam veremiyor ve "Hakan kötü bir şey yapmıyor ki, ben ona karşı çıkayım. Alkolik mi de içme diyeyim. Benim futbolcularım arasında (FC Kore Futbol takımı için) Hıristiyan da var, Budist'te var. İnançlarını da yerine getiriyorlar. Büyücüye giden futbolcular var Kore'de. Benim Takımım mum tarikatının takımı. Burada kimse bunlarla uğraşmıyor. Ben, Hakan Şükür'ün kötü hiçbir olayına tanıklık etmedim. Benim dönemimde, hiçbir futbolcuya namaz konusunda baskı yaptığına da şahit olmadım. Şikayet almadım. Öyle bir durum olsaydı, müsaade etmezdim. Kılan kılar kılmayan kılmaz. Bizde namaz kılanda vardı, rap müziği dinleyen de. Hakan Şükür'le Ümit Davala'nın yaşantısı bir birine tamamen zıttır." ifadelerine yer veriyor.

Güneş, bazı yazarların, seyreden olayları değil, kafasının arkasındaki düşünceleri yazıya döktükleri için bu tür hadiselerin ortaya çıktığını belirtiyor.

- ŞÜKÜR'ÜN TÜRK FUTBOLUNA KAZANDIRDIKLARI KONUŞULMALI -

Güneş, Hakan Şükür'ün Türk futboluna kazandırdıkları ile değil de bu yönüyle eleştiri almasını doğru bulmuyor. "Hakan dünya çapında kendini kanıtlamış bir oyuncu" diyen Güneş, "Tabi ki, bunları tek başına yapmadı. Arkadaşları ve teknik heyetle birlikte yaptı. Ancak, kendi çabasını kimse inkar edemez." dedi.

Hakan Şükür'ün büyük bir futbolcu olduğunun altını çizen Şenol Güneş, "Hakan'ı takıma aldığımda eleştirildim. Eğer niyetin bozuksa konuşuyorsun. Fikrini söyle git. Ben aldığım her oyuncu doğrudur demiyorum, o da eleştirilecektir. Ben doğrumu yapıyorum. Şimdi Fatih hoca doğrusunu yapıyor, o da eleştirilecek. Normaldir. Eleştiri değil de hakaret ettiğiniz zaman olmaz. Bana da sen bu işten anlamazsın diyorsun. O zaman niye konuşuyoruz ki." dedi.

- TÜRK MİLLİ TAKIMININ AVRUPA ŞAMPİYONU ALMASI SÜRPRİZ OLMAZ -

Şenol Güneş, Avrupa Şampiyonası'na katılan milli takımın şampiyon olmasının sürpriz olmayacağını savunuyor. Şampiyona da, Arda ve Sabri gibi oyuncuların öne çıkacağı görüşünü dile getiren Güneş, Türkiye'nin gruptan çıkıp şampiyon alabileceği gibi, çıkamayabileceğini de belirterek, katılması bile büyük başarı olduğunu kaydediyor.

Güneş, Türkiye'nin şampiyonadaki ilk rakibi Portekiz'i yenebilecek güçte olduğunu belirterek, yenilmesi halinde de dünyanın sonu olmayacağını söyledi. Güneş şunları söyledi;
''Portekiz isim olarak çok iyi. Şampiyonlar Ligine katılan oyuncuları var. Geç dönen oyuncular lig yorgunluğu içerisinde gelip kötü de oynayabilirler. Bu avantajı iyi kullanırsak, yendik diyelim Portekiz'i, birden ibre lehine dönecek. Yenildin diye dünyanın sonu olmayacak. 2 maçın daha var. Ortada 6 puan daha var. İş bitmeyecek.''

Milli takımın gruptan çıkması halinde işlerin daha kolay olacağını savunan Şenol Güneş, "'Güzel futbolla, güzel sonuçlar almak istiyoruz. Onu da bekliyoruz. Takımda genç ve yetenekli yıldız oyuncular var. Hoca, kendi taktik anlayışında bir kadro oluşturdu. Saygı duyarım. Kimi alırsa alsın, hepsi yetenekli oyuncular. Alınmayanlar üzerinden yorum yapmayı doğru bulmuyorum.'' diye konuştu.

Şenol Güneş'in milli takım üzerine yaptığı değerlendirme de, kaleci Rüştü ve Volkan'ın iyi bir tercih olduğunu belirtti. Güneş, Rüştü'nün zaten kalecilik vasıflarını konuşmaya bile gerek olmadığını ifade etti. Rüştü'nün en iyi maçlarına da Trabzonspor'a karşı oynadığını dile getirdi.

Avrupa Kupasının doğası gereği, yıldız oyuncu çıkaracağını dile getiren Güneş, ''Zaten bu şampiyonaların özelliklerinden bir tanesi odur. Onun için, Türkiye'deki genç oyuncular için çok güzel bir şans. Zaten takımda genç oyuncular var. Arda'nın patlama yapması lazım. Yapamıyorsa sıkıntı yaşar. 2002 Dünya Kupasında Emre bana göre çok iyiydi; ama İlhan ön plana çıktı.
Tercihleri bilmiyorum ama oynaması muhtemel oyuncular var, oynaması muhtemel olmayan oyuncular var. Nihat ispanya'da iyi oynuyor. Nihat en iyi dönemini yaşıyor. Arda, bana göre en iyi dönemi. Emre bir tecrübedir. Sabri de büyük çıkış yapabilir.

Defansta kimi oynatacak bilmiyorum. Orada direk oyuncular kim ise onlardan bir iki tanesi parlayabilir. Onlar parlarsa takım da parlar zaten.''

- EMİN ÇÖLAŞAN'A KIRGINIM AMA DURUMUNA DA ÜZÜLDÜM -

Hürriyet gazetesinden kovulan yazar Emin Çölaşan'a kırgın olduğunu; ama düştüğü duruma üzüldüğünü belirten Güneş, "Benim için ağır bir yazı kaleme almıştı. Kendinin de görevine son verildi. Kendisi için de aynı şeyler gündeme geldi. Etme bulma dünyası. Ne oldu şimdi." dedi.

Güneş, Fatih Terim'in maaşı hakkında yapılan tartışmaları da doğru bulmadığını kaydediyor. "Tigana, Del Bosque, Arthur Zico ne aldı diye soruluyor mu?" diyen Güneş, doğru olanın sorulmaması yönünde olduğunu kaydediyor. Güneş, milli takımlar sorumlusu Fatih Terim'e sahip çıkılması gerektiğini belirtiyor. Terim'in açıkladığı kadroyu da yerinde buluyor. Milli takıma alınmayan futbolcuların kötü futbolcu olmadığını, başka bir zaman da onlara görev verilebileceğini kaydediyor.

Güneş açıklanan kadro hakkında ise şunları söyledi; ''Kadroya bir şey diyemem, saygı duymak lazım. Çünkü bu hep eleştirilecek. Eleştiriliyormuş da... Neye göre eleştiriliyor. Milli takım antrenörü bellidir. Türkiye ona görev verdi. O da seçici hakkını kullanıyor. Ne diyebilirsin. Hangi oyuncuyla çalışacağına o karar verecek. Alınmayan oyuncular kötü oyuncular diyemem onlar da iyi oyunculardır. Bir başka zaman da onlara görev verirler. Ben, dünya kupasında sakat olan Ümit'i kadroya aldım. Çünkü Ümit'e güveniyordum."

Şenol Güneş, 1996 yılında Fenerbahçe'ye kaybederek şampiyonluktan oldukları maçta oynanan oyunu savundu. Fenerbahçe'den örnek veren Güneş, "Fenerbahçe bu sezon son ana kadar başarılıydı da son maçları kazanamadı diye mi başarısız. Bütünü ele alırsak bana göre başarılı. 1996 yılında şampiyonluğun kaderini belirleyen maçta Trabzonspor çok iyi bir futbol ortaya koydu. Eleştirenler maçı bir kez daha izlesin. Savunma nasıl yapılır, hücum nasıl yapılır görsünler. Bir de takımı benim oraya nasıl taşıdığımı bilmedikleri için buraya kadar geldi kaçmaması lazım diyor; ama ne yapalım kaçtı." diye konuştu.

Şenol Güneş, 1-0 öndeki Trabzonspor'a şampiyonluk için beraberlik bile yetiyordu eleştirilerine de cevap verdi. Güneş, "Kendi kafalarında ki düşüncelerini bizim üzerimizde görmek isteyenlerin düşünceleridir bunlar. Hücum mu? Defans mı? ben ne yaptığımı biliyorum orda. Onu söyleyenler maçın son dakikası dahil baksınlar, hücum nasıl olur, defans nasıl olur. Kafalarında kurduklarına göre çok hücum ettik geriye gitmedik demek istiyorlar. Geride boşluk bıraktık demek istiyorlar. Bakalım yediğimiz gollerde öyle pozisyon var mı? Birisinde 2, ikincisinde 4 oyuncu var. Orta atılıyor 4 kişi ıskalıyor Aykut vuruyor gol oluyor. Her birinin önünden geçiyor gol oluyor. 18'e yığılsaydık aynı şeyi söyleyeceklerdi. Kafasında ki senaryoya göre yazıyorlar maça bakarak yazmıyorlar ki, ben onlara niye cevap vereyim."

- KORE'DE SÖYLEDİĞİN YAZILIYOR, TÜRK MEDYASI KAFASINDAKİ SENARYOYA GÖRE YAZIYOR -

Şenol Güneş, Kore medyası ile Türk medyası arasında büyük fark olduğunu da kaydetti. Güneş, Türk medyasının (hepsini kast etmiyorum) Kendi kafasındaki düşünceyi kendi üzerinde yorumladıklarını, kendi kafasındaki senaryoyu yazdığını söylüyor. Hatta, 'senin kafanın arkasında aslında şunlar var' diye yazı yazdığını belirtti.

Türkiye'de bir basın mensubuna randevu vermezsen kinle baktığını belirten Güneş, Kore medyasının ise, ne söylersen onu yazdığına dikkat çekiyor. Güneş, bu durumun iki ülke toplumunun genel yapısından kaynaklandığını düşüncesi taşıdığını belirterek, şöyle devam ediyor:
"Burada ilişkiler daha farklı. Ekonomik, idari, sosyal ve ticari hayata bakarak, oradan alıntı yaparsak onun bir yansıması olarak göreceksiniz. Buradakilerin sıkıntıları bizimkiler gibi değil. Buradaki medya randevu alır gelir görüşür gider. Bizde öyle bir görüşme talebi olduğunda görüşmediğin zaman, kinle bakabiliyor veya adamcılık çok ön plana çıkıyor. Buradakiler senin mesajını yazıyor başka şey yazmıyor. Yani işin içerisine müdahil olmuyor."

Türkiye'de sistemin sürekli bozulduğunu da belirten Güneş, Kore'de insanların sistemi bozmadığını, Türkiye'de ise sistemin sürekli bozulduğunu ileri sürerek, "Devletten, yargıdan, siyasetçiden, aileden hep şikayetçiyiz. Böyle olunca sağlıklı ortam olmayınca tartışmada olmaz. Çünkü konuşmalara bakın hep birileri diğerlerini kötüleme üzerine kurulmuştur. Sabahları kadın programları var. Bir şeyleri doğru yapabilmek için tartışma ortamını göremezsiniz. Böyle olunca neyi tartışacaksın. Türkiye'de adama diyorsun ki kafanda ki düşünceyi değil de arkandaki düşünceyi söyle. O zaman üretkenlik olmaz tüm bunlara rağmen Türkiye çok büyük bir değişim yaşıyor. Bunlar zamanla oturacak."

- FENERBAHÇE BAŞARILI -
Şenol Güneş, Fenerbahçe'nin ligde aldığı sonucu başarı olarak niteledi. Futbolun tek doğrusu olmadığını bazen, her şeyi doğru yapmanıza karşın, iyi sonuç alınamadığına değindi. Tecrübeli teknik adam, "Turkcell Süper Lig'e bakarsak, Fenerbahçe iyi yarıştı, Şampiyonlar Ligi ile Türkiye Ligi'ni yürütürken sıkıntı çekti. Genel olarak Fenerbahçe'yi başarılı buluyorum." diye konuştu.

Yöneticilere de tepki gösteren Güneş, ''Kadroya müdahale ediyorsan, hocaya ne gerek var'' diyerek, Galatasaray'ın Teknik Direktörü Karl Heinz Feldkamp'ın yaptığı kadroya yönetim tarafından müdahale edildiği için görevi bıraktığı, bu gibi müdahalelerin kendi döneminde olup olmadığının sorulması üzerine, "Benim, dönemimde hiç böyle bir şey olmadı. Antrenöre müdahale yanlıştır. Yönetim teknik heyete, teknik heyet oyuncuya görev verir. Hoca kadrosunu yapar. Ona o yetkiyi verdikten sonra o oyuncuyu al bu oyuncuyu alma dersen o zaman hocaya gerek yok ki kendin yap." diye cevap verdi.

Şenol Güneş, Türkiye'yi çok yakından takip etmediğini belirterek, Kore'ye Türkiye'den de futbolcu getirmeyi düşünmediğini vurguladı. Kore'de sevildiğinin altını çizen Şenol Güneş, burada Türkiye'de olduğu gibi fanatizmin bulunmadığını da ifade etti. Yenilince, sporseverlerin de üzüldüğünü; ancak takımlarına sahip çıktıklarını belirten Güneş, "Burada iyi şeyler yapıyoruz. Sonuçlara rağmen seviyorlar. Sonuçlara rağmen diyorum geldiğimden beri destekliyorlar seviyorlar. Kaybedince ben de üzülüyorum onlarda üzülüyorlar. Burada taraftar genelde yenilince antrenörünü sahipleniyor. Maçlara geliyorlar destek oluyorlar. Bizde ki gibi bir fanatizim yok. Yolda gördüklerinde sevgi gösterisinde bulunuyor."

- TRABZONSPOR'DAN AYRILMASAYDIM, HEMŞERİLERİMLE KÖTÜ OLACAKTIM -

Şenol Güneş, görüşme de, ikinci defa başına geçtiği Trabzonspor'dan ayrılmasını ise şöyle özetledi: "Özellikle basında aleyhimde çok ağır eleştiriler yapıldı. Eğer Trabzonspor'da kalmaya devam etseydim, hemşerilerimle aram açılacaktı. Onun için Kore'ye geldim. Bura da mutluyum." dedi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler