Güneş'ten Ulusoy'a Gönderme

Türkiye'ye 2002 yılında dünya üçüncülüğü yaşatan takımın teknik direktörü olan Şenol Güneş, şimdilerde Güney Kore'de Seul takımının başında yeni başarıların peşinde koşuyor. Yeni Aktüel Dergisi de tecrübeli teknik adamla, baştan kurduğu yeni dünyasında ço

Güneş'ten Ulusoy'a Gönderme


Türkiye'ye 2002 yılında dünya üçüncülüğü yaşatan takımın teknik direktörü olan Şenol Güneş, şimdilerde Güney Kore'de Seul takımının başında yeni başarıların peşinde koşuyor. Yeni Aktüel Dergisi de tecrübeli teknik adamla, baştan kurduğu yeni dünyasında çok özel bir röportaj yaptı.

Güneş, Aslı Ortakmaç'ın sorularını yanıtlarken, Türk futbol kamuoyunu karıştıracak açıklamalar yaptı. Neden Türkiye'de çalışmak yerine G.Kore'yi tercih ettiği ile ilgili bir soruya tecrübeli hocanın yanıtı şöyle oldu: "Ülkeye verebileceğim fazla bir şey olduğunu düşünmüyordum. Orada hep aynı kısır döngü içinde kalmamak için ayrıldım."

YANLIŞLAR DÜZELTİLMELİ

Haksızlığın, kendisine değil Milli Takım Teknik Direktörü'ne yapıldığını ifade eden Güneş, "İsim önemli değil. Ülkeyi temsil eden birine saygısızlık yapıyorsunuz. Bana değil kendinize haksızlık ediyorsunuz. Benim kimseye kırgınlığım yok. Tarihte ülkeyi yöneten insanlara bile haksızlık edilmiştir. Asıl kayıp ise ülkenin olmuştur. Şahıslar gelip gider ama o şahıslara yapılan yanlışlar tekrar edilmemeli. Del Bosque olayı buna en güzel örnek. Ona da aynı şey yapılıyor. Herkes tepki veriyor ama kimse Federasyon'a bakmıyor. Ya Beşiktaş, Federasyon'un yanlışlarından ders çıkaramadı ya da Federasyon akıl verdi 'Böyle yaparsanız bir şey olmaz' diye... Sonuçta olay, ülke aleyhine sonuçlandı. Ülkenin alacağı sonuçlardan çok itibarı önemlidir. İtibarımıza yazık oldu" yorumunu yaptı.

YABANCILIK ÇEKMİYORUM

Türkiye'de daha iyi para kazanabileceğini söyleyen Güneş, "Ama burada başka bir hedefim var. Genç bir takımım var. Hazır oyuncu da bulabilirim ama ben gençlerle başarı yakalamak istiyorum. Geldiğimden beri ülkemden uzak durmaya çalışıyorum. Arada internetten bakıyorum ve canım sıkılıyor. Çünkü hep aynı şeyler. Bunları aşacak bir anlayış getirmek lazım. Bence ülkenin en büyük sorunu adalettir" diye konuştu. Milli Takım'la büyük başarı yaşadığı Güney Kore'de yabancılık çekmediğini söyleyen Güneş, "Yaşam ve yemek kültürleri bize çok benziyor. Bizim gibi aceleciler. Geleneklerine bağlı bir toplum. Türkler'e karşı da çok sıcak ve samimiler. Kısacası burada kendimi yabancı hissetmiyorum" dedi.

O KADAR AYNI DEĞİLLERMİŞ!

Başlarda bol sarımsak tüketimi ve 'kimche' denilen turşu yüzünden bütün ülkeye yayılan kokuyu yadırgadığını ifade eden Güneş, ayrıca takımındaki futbolcularını karıştırmaktan korkmuş: "Yüzleri de isimleri de birbirine çok benziyordu. San- Yon, Çon-Yon, Lee- Yon ve sadece bir harfi değişik pek çok isim. Hem tanı hem çalıştır." Bu konuda daha önceki hocalar, futbolcularına uzun süre numaralarıyla seslenmeyi tercih ederken, tercümanı Sinan Ersoy, Şenol Hoca'nın bu sorunun üstesinden iki günde geldiğini söyledi. Bunun açıklamasını ise yine Güneş yaptı: "Çünkü isimler önemlidir. Dikkatimi buna verdim. Bu benim için şarttı. Aralarında yaşadığınız zaman aslında o kadar da benzer olmadıklarını fark ediyorsunuz." Güneş'in bir türlü alışamadığı şey ise aile hasreti. Büyük kızının geçen ay evlendiğini, küçük kızının okuduğunu, eşinin ise onun yanında kaldığını belirten tecrübeli hoca, "Bunlar nedeniyle sadece haziranda bir hafta yanıma gelebildiler. Ama ben tek başıma ev düzenine alışamadım. Bu nedenle çoğu zaman otelde kalıyorum" ifadesini kullandı.

Olayın nedeni kongre mi?

Şenol Güneş, Trabzon-Sivas maçında çıkan olaylara çok farklı bir yorum getirdi: "Son yıllarda beni iki şey rahatsız ediyor. İslam'ın terörle, Trabzon'un şiddetle anılması. Son maçta seyircilerin sahaya inip futbolcu dövdüğünü duydum. Orada başka bir şey var. Takımı 1-0 galipken sahaya taraftar niye atlar? Niye o saati, o anı bekledi. 'Şimdi kongreler var. Bu olay yönetimin aleyhine olur' diye mi düşündü? Ya da adam tam bir deli. Ama deli de olsa şehrin bunu engellemesi lazım. Bir deli Trabzon'u mahvetti; bütün herkes de seyretti. Siz etrafınızda olan bir şeye izin veriyorsanız, o şey daha sonra sizi yiyecektir. Etrafınızda bir iki kişi küfür ettiğinde engel olmazsanız, bu sayı hızla artar. Sonuçta da size orayı terketmek ya da kalıp küfür veya dayak yemek kalır."

Trabzon kentini sahipsiz bıraktık

Güneş, Trabzon'la ilgili olarak "Bizim zamanımızda Trabzon, diğer kentlerle kıyaslanamayacak kadar kaliteliydi. Okumuş insan oranı yüksek, kaliteli bir kentken bu hale gelmişse yanlışlara izin verildiği için olmuştur. Şehri sahipsiz bıraktık. Biz de dışarı çıktık, başkaları da... Yetişen insanlar çıktıkça, şehrin hakimi yeni gelenler oldu. Ekonomik gücü olan bazıları da itibarları için spor kulüplerini kullandı. Tüm yanlışlıklar bir araya gelince de Trabzon bugünkü haline geldi" yorumunda bulundu.

Ulusoy'un da hesabını gördüler

Tecrübeli hocadan trajik bir anı: "Dünya Kupası sırasında gergin bir ortam vardı. Yönetimde bazı arkadaşlar başkana karşıydı. Benim gitmemi isteyenler vardı. İkinci maçımızı bizim şimdiki stadımızda yaptık. Çin karşısında 3-0 galip gelip gruptan çıktık. Haluk Ulusoy, o dönemde 'Bizi bir Kore'ye getir, onların hesabını göreceğim' demişti. Ama sonra benim hesabımı gördü. Daha sonra da diğerleri Haluk Ulusoy'un hesabını gördüler. Bu yüzden geçmişte ne söylediğiniz çok önemli."


Kaynak : Sabah

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler