Hakem antrenmanında devrim
Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğretim üyesi Ali Kızılet yönetiminde, her hakeme uygulanan testler sonucu özel antrenman programları hazırlanıyor. Uygulamanın sonuçlarını değerlendirmek amacıyla Temmuz ayının sonunda 593 hakem fiziksel testlere alındı. 5 ay gibi kısa sürede bile uygulamanın son derece olumlu sonuçlar verdiği gözlendi. Özellikle dayanıklılık konusunda uluslararası değerlere yaklaştı. Yapılan testlerde, Üst Klasman Hakemlerinin 2008 yazında ortalama 1249 metre olan koş
Hakemlerinin futbol oyununun hayati elementi olduğu göz önünde tutulduğunda, onların da antrenmanlarını spor bilimleri verileri ışığında sürdürülmeleri bir zorunluluk haline geliyor. Mümkün olan en iyi pozisyonda en uygun kararı alabilmek ve bunu sürdürebilmek için yüksek şiddette aerobik uyaranlar içeren antrenmanları yapmaları gerekiyor. İşte bu noktada Türk hakemleri için devrim niteliğinde bir gelişme sağlandı ve tüm klasman hakemlerini kapsayan, bilimsel antrenman teknikleri hayata geçirildi. Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğretim üyelerinden antrenman bilimcisi Ali Kızılet'in hazırladığı programlar, yine onun nezaretinde hakemler üzerinde uygulanmaya başlandı. Bu uygulamaların şimdiden nasıl sonuçlar verdiği, hakemlerin başlangıçtan bugüne nereden nereye geldiği bu yazının konusu. Ama önce bu işin başındaki adamdan, yani Ali Kızılet'ten söz etmemiz gerekiyor.
Bir antrenman bilimi uzmanı
Ali Hoca, 1975 yılında girdiği, bilinen adıyla Anadoluhisarı Spor Akademisi'nden, yani bugünün Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'ndan 1979'da mezun olmuş. 34 yıldır büyük bir istikrarla aynı okulda görev yapıyor. Akademiyi bitirdikten sonra, sporculuğunun da getirdiği etkiyle antrenman bilimine odaklanmış. Futbolculuğu döneminde yaptırılan antrenmanların yanlışlığını okulda öğrendiği bilgilerle fark edince kendisini antrenman bilimine adamış. İyi bir antrenman bilimcisi olabilmek için çok iyi fizyoloji bilmek gerektiği düşüncesiyle 1.5 yıl Tıp Fakültesi'ndeki hocaları ziyaret ederek kendisini bu alanda geliştirmiş. 1985'te yüksek lisansını bitirmiş, 1989'da doktorasını vermiş. Halen Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda Müdür Yardımcısı ve öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Daha önce de Merkez Hakem Kurulu ile ortak çalışmalar yaparak hakemlere antrenman programları hazırlayan Ali Kızılet, bu kez çok farklı bir yol izlemiş ve ortaya "hakeme özel antrenman" yöntemi çıkmış.
Hakem en az futbolcu kadar koşuyor
Hakemin saha içinde futbolcudan daha dezavantajlı bir konumda olduğunu söyleyen Ali Kızılet, "Hakemler oyun boyunc 9-11.5km. arasında mesafe kat ediyor yani en az futbolcu kadar koşuyor ve oyunun içinde aktif ya da pasif dinlenme şansı yok. Hakem hep oyunun içinde olmak ve üstelik pozisyona yakın olmak zorunda. Aksi halde görme netliği azalır. Yorgunluk arttıkça görme derinliği düşer ve görme açısı daralır. Hakem bütün bunlarla baş etmek zorunda" diyor ve bu gerçekten hareketle, hem hakeme özel hem de her hakem için bireysel antrenman programları hazırlama zorunluluğuna dikkat çekiyor.
Hakem antrenmanlarının düzenlenmesi ve yeni bir yapıya kavuşturulması gerektiği gerçeğiyle TFF Genel Sekreteri Ahmet Güvener'in FGM Elit Hakem ve Oyuncu Takip Ünitesi'nin kurulmasına karar verdiğini belirten Kızılet, "Amacımız, hakemlerimizin antrenmanlarını bilimsel veriler ışığında, ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlemek ve gelişmelerini takip etmekti. Temel hedefimiz, hakemlerimize uygulanan test verileri çerçevesinde hakemlere özgü bireysel antrenman uygulamalarıyla fiziksel gelişimlerini üst düzeye yükseltmekti" diyor.
Çalışmaları sırasında kendisine büyük destek veren TFF Yönetimine, Genel Sekreter Ahmet Güvener'e ve MHK Başkanı Oğuz Sarvan ile çalışma arkadaşlarına da özel olarak teşekkür ediyor.
Hakeme özgü antrenman
Ali Hoca, bugünkü sisteme bakarak bazılarının, "Hakemler geçmişte antrenman yapmıyor muydu?" diye düşünebileceğini hatırlatıyor ve bu sorunun cevabını yine kendisi veriyor: "Elbette antrenman yaptırılıyordu. Ama benim açımdan doğru olmayan antrenman, antrenman değildir. Yaptığım fiziksel aktivite benim ihtiyacımı karşılamıyorsa, benim için antrenman değildir. Antrenman, belirli bir amaç doğrultusunda, branşın fiziksel ve teknik özelliklerini içerir. Benim branşım ne; hakemlik. Ben hakem olarak ne yapıyorum, koşuyorum, duruyorum, geri geri gidiyorum, yan yan gidiyorum, arada bir sprint atıyorum, yavaşlıyorum. O zaman benim antrenmanım da böyle olmalı. Yoksa ben hiç durmadan 1.5 saat canım çıkana kadar koşmuşum. Böyle bir antrenman modeli yok. Bir birey, antrenmanın sonunda bitkinse, yapılan o antrenman yanlıştır. Yorgunsa problem yok ama bitkinse yanlıştır. Çünkü o zaman o bireyin dozajı aşılmıştır."
İşte bu noktadan hareket eden Ali Hoca, hakemlerin saha içindeki davranışlarına göre özel bir antrenman programını hayata geçiriyor ve bu konuda şu bilgileri veriyor:
"Hakem sahada ne yapıyorsa, antrenmanda da onu yaptırıyoruz. Maçları seyrederken hakemin neler yaptığına bakıyorum. Nerede geri geri, nerede yan yan koşuyor, nerede sprint yapıyor, bunları antrenman bilimi prensipleri içinde antrenman tekniği haline getiriyorum. Buradan buraya yan yan koşacaksın, burada dönüp sprint atacaksın, buradan jogla gideceksin, sonra dönüp geri geri gideceksin, sonra yürüyeceksin, sonra artan hızla 30-40 metre koşacaksın ve turunu tamamlayacaksın. Bunu 5 tur yapacaksın. Bu bir set olacak ve iki sette antrenman bitecek. Yani antrenman biçimini ben tamamen hakemlerin hareketlerinden esinleniyorum."
Her hakeme bireysel antrenman
Yeni modelin birinci ayağı "hakeme özgü antrenman"sa, ikinci ayağı da "her hakem için bireysel antrenman."
Ali Kızılet, antrenman programlarını hazırlarken her hakemin yaşına ve fiziksel özelliklerine dikkat etmek gerektiğinin altını çiziyor ve "Futbol takımı içinde yaş farkı çok önemli değildir. Bir oyuncu 20, diğeri 30 yaşında olabilir ama bu aralıktaki sporcular arasında fiziksel açıdan çok büyük farklılıklar çıkmaz. Ancak 30 yaşında da hakemimiz var, 42 yaşında da. Dolayısıyla öyle antrenmanlar planlamalıyız ki, kendilerine özgü ve en üst düzeyde verim alacakları boyutta olmalı.
Bu yaptığımız iş, bilim ve sporun bir araya geldiği çok güzel bir örnek" diyor.
Tek tek program gönderiliyor
Gelelim işin uygulama yönüne. Üst düzey hakemlerle yardımcı hakemlerin performans ölçümleri 2008 yazında İstanbul Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı ve Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu uzmanları tarafından gerçekleştiriliyor. Bu ölçümler ışığında Üst Klasman Hakemlerin özel antrenmanları Şubat 2009 tarihinden itibaren başlatılıyor. Hakemlerin antrenmanlarını yaparken kalp atımlarını kayıt edecekleri kalp atım cihazı kullanmaları zorunlu kılınıyor. Ali Hocanın her hafta başında hazırlayıp gönderdiği antrenman programını uygulayan hakemler, kalp atım cihazı kayıt sonuçlarını da geri gönderiyor. Böylece hakemlerin fiziksel durumunu ve ihtiyaçlarını karşılayacak bireye özgü gelişimleri sağlanıyor. Aynı zamanda hakemler tarafından gönderilen bilgiler düzenlenerek her hakem için veri bankası oluşturuluyor.
Bu arada Ali Hoca kendi tabiriyle "rahat durmuyor" ve klasman hakemlerini de programa katmak istiyor. Bu fikri TFF Genel Sekreteri Ahmet Güvener ve MHK Başkanı Oğuz Sarvan tarafından olumlu karşılanıyor. Ali Kızılet, klasman hakemlerini de programa katma gerekçesini şu sözlerle açıklıyor:
"Belirli bir dönem sonra klasman hakemleri bu ülkenin üst klasmanları olacak. Ben işimi yaparken günümü gün edeyim diye düşünmüyorum ki. Ülkeme faydalı olmak istiyorum. Klasmanları da katınca, 36 ilde antrenörler belirledik. 36 ile her hafta sonu klasman hakemleri için antrenman programı gönderiyorum. 35 üst klasman hakemimize ise ayrıca bireysel antrenman programı yolluyorum. İş yoluna girdi, güzel gidiyor, ardından üst klasman yardımcılara da başladık. Onlara şimdilik sadece Çarşamba günleri özel antrenman gönderiyoruz ama çok kısa bir sürede onlara da bireysel antrenman programı yollayacağım."
Sonuçlar göz kamaştırıcı
Tüm bu yoğun çalışmaların sonucunu görmek ve değerlendirmek, 2009-2010 sezonunun antrenmanlarını planlamak amacıyla, 12-21 Temmuz 2009 tarihleri arasında 480 klasman hakemi, 21-23 Temmuz 2009 tarihleri arasında da 113 Üst Klasman Hakem ve Yardımcı Hakem fiziksel testlere alınıyor. Bu değerlendirme sırasında, dayanıklılık ölçümlerinde uygulanan uluslararası Yo Yo Testi kullanılıyor. Hakemlere ayrıca "Anaerobik dayanıklılık ve yorgunluk indeksi", "Sürat ve hızlanma", "Koordinasyon ve çabukluk", "Kuvvet", "Karar verme yeteneği" testleri uygulanıyor, "Vücut kompozisyonu ölçümleri" yapılıyor.
Ortaya çıkan sonuç gerçekten de çarpıcı. 5 ay gibi fiziksel antrenman açısından uzun sayılmayacak bir sürede önemli gelişmeler kaydediliyor. Özellikle hakemlerin dayanıklılık özellikleri, uluslararası değerlere yaklaşıyor. 2008 yılı yazında ortalama Üst Klasman Hakemlerimizin 1249 metre olan koşu mesafesi 1460 metreye, Üst Klasman Yardımcı Hakemlerimizin 1199 metre olan koşu mesafesi de 1337 metreye ulaşıyor. Ali Hoca, bu sistem devam ettiği müddetçe, bugün 27-28 yaşındaki klasman hakemlerinin yarın 30-35 yaşına geldiklerinde 2300, 2400 metre koşacak düzeye gelebileceğini ve bunun da en üst limit olduğunu söylüyor.