İşte Colman'ın hayat hikayesi

“Türkiye'de Belçika'ya oranla daha hızlı, daha baskılı, daha ritimli ve güce dayalı bir futbol oynanıyor. İki lig arasında çok büyük fark var” “İnsanların beni havaalanında karşılaşmaları çok güzeldi. Böyle bir manzara karşısında şaşırdım. Özellikle başka

İşte Colman'ın hayat hikayesi

“Türkiye'de Belçika'ya oranla daha hızlı, daha baskılı, daha ritimli ve güce dayalı bir futbol oynanıyor. İki lig arasında çok büyük fark var”

 

“İnsanların beni havaalanında karşılaşmaları çok güzeldi. Böyle bir manzara karşısında şaşırdım. Özellikle başkanın bana yönelik tutumu da mutluluk vericiydi. Arjantin'de başkan size bir defa merhaba der sonra yüzünü bile göremezsiniz”

 

“Bana göre futbolun dili tektir. Hiçbir sorun yaşamam. Zaten tercümanımdan Türkçe dersler almaya başladım”

 

“Her oyuncu bir yerden başka bir yere giderken geride iyi izler bırakmak ister. Ben burada bir başarı elde edip ayrıldıktan yıllar sonra insanların Colman'ın da içinde bulunduğu kadro şu işi başardı demesini çok istiyorum”

 

 

Trabzonspor'un yeni transferi Gustavo Colman İspanyolca dışında farklı bir dil bilmemesinin önemli olmadığını belirterek saha içinde futbolun dilinin tek olduğunu vurguladı. Colman Trabzonspor'un ilk Arjantinli oyuncusu olarak önemli işler başarıp yıllar sonra bile hatırlanmak istediğini söyledi. Trabzonspor Dergisi'nde Nuri Bekar'a ilginç yaşam öyküsünü de anlatan Colman'dan çok çarpıcı açıklamalar…

 

Bize biraz kendin hakkında bilgi verir misin?

 

1985 yılında Pilar'da doğdum. Futbola mahalle aralarında maç yaparak başladım. 13 yaşımdayken mahallenin büyüklerinden biri beni beğenerek birinci ligde mücadele eden Platense Kulübü'ne götürdü. Bu kulübün altyapısında 3 yıl forma giydikten sonra Chacarita Juniors takımına transfer oldum. Bu kulüp benim transfer olduğum yıl ikinci ligden birinci lige yükseldi. Burada 4 yıl kaldım. Birinci ligde toplam 16 maç oynadım. Takımın ikinci lige düşmesinden sonra Belçika'ya transfer oldum.

 

13 yaşında futbola başladığını söyledin. Bu yaş futbola başlamak için geç değil mi?

 

Arjantin koşullarına göre iyi bir yaşta futbola başladım. Eskiden ülkede oyuncular 21 yaşlarında futbola başlıyorlardı. Şimdi ise bu rakam 17 -18'e düştü.

 

Avrupa'da da futbol oynamış bir futbolcu olarak altyapı eksikliğini hissediyormusun? Ayrıca altyapı eksikliğine rağmen Arjantin'den bu kadar yetenekli oyuncuların çıkmasını neye bağlıyorsun?

 

Chacarita Juniors'da oynadığım dönemde hem çok deneyimli hem de önemli oyuncularla birlikte forma giydim. Onların bana öğrettikleri sayesinde temel futbol eğitimimi aldım. Bir dönem Boca Juniors'ta forma giyen Navaro Montoşa ve Beşiktaşlı Matias Delgado'nun bana büyük katkıları oldu. İkinci soruya gelirsek Arjantin'den çok yetenekli oyuncular çıkıyor. Ayrıca futbolcular ya takım arkadaşlarından ya da takip yeteneği sayesinde kendilerini gösteriyorlar. Ama günümüzde artık altyapıya daha çok önem verilmeye başlandı.

 

Belçika'nın Germinal Beerschot takımına transfer olarak ilk Avrupa deneyimini elde ettin? Bu dönemde ne tür zorluklar yaşadın?

 

Pek sorunum yoktu. En büyük problemi dil konusunda yaşadım. Ama oradaki en büyük avantajım benimle birlikte ülkemden 4 oyuncunun daha transfer edilmesiydi. Onun haricinde Kolombiyalı Cruz da bizimle birlikteydi. Kendisi 3 dil biliyordu ve bize çok yardımı oldu. Hatta bu oyuncunun da Trabzonspor'a transferi gündeme geldi ama olmadı. Belçika'da geçirdiğim 2 seneye bakarsak her şey güzeldi diyebilirim. Halimden memnundum. Zaten oradaki performansım iyi olmasa burada olmazdım.  

 

Trabzonspor'a transferin nasıl gerçekleşti?

 

Belçika Kupası'nda Anderlecht'e karşı bir maç oynadık. 1-1 biten karşılaşmada takımımım golünü ben attım. Çok da iyi oynadığımı düşünüyorum. Bu müsabakayı Trabzonsporlu yöneticiler de izlemiş. Sonradan öğrendiğim bu yöneticilerin tribünde olmasının sebebi takım arkadaşım Cruz'muş. O maç sonrası ikimizi birlikte transfer etmek istediler. Cruz'un transferi gerçekleşmedi. Aslına bakarsanız ben de önce eşim nedeniyle teklife olumsuz cevap verdim. Ama kendisini ikna etmeyi başardım. Arjantin'de bir laf vardır “üçüncüde ikna edersin” diye. Şimdi buradayım.

 

Buraya gelmeden önce Trabzon ve Türk futbolu hakkında bilgin varmıydı?

 

Türkiye Ligi'ni televizyondan takip ediyordum. Zaten daha önceki dönemlerde Belçika'da Galatasaray'a karşı bir hazırlık maçında forma giymiştim. 1-0 kazanmıştık. Song o dönem Galatasaray'daydı. Türkiye'de Belçika'ya oranla daha hızlı, daha baskılı, daha ritimli ve güce dayalı bir futbol oynanıyor. İki lig arasında çok büyük fark var.

 

Bu kadar farklılığın olduğu lige kolayca adapte olabileceğini düşünüyormusun?

 

Sonuçta Trabzonspor'a transfer oldum. Adapte olmaya mecburum. Gelmeden önce düşündüm, süper lige kendimi adapte ettim.   

 

Trabzon'la ilgili ilk izlenimlerin nasıl?

 

Benim için inanılmazdı. İnsanların beni havaalanında karşılaşması çok güzeldi. Böyle bir manzara karşısında şaşırdım. Özellikle başkanın bana yönelik tutumu mutluluk vericiydi. Arjantin'de başkan size bir defa merhaba der sonra yüzünü bile göremezsiniz. Başkanımız Sadri Şener Türkiye'ye geldikten sonra benimle 4 gün geçirdi. Beraber gezdik, yemek yedik, teknesiyle birlikte boğazda turladık. Arjantin'de asla böyle bir olay yaşanmaz.

 

Belçika'da nasıldı?

 

Aslında orayı anlatmasam en iyisi. Her ikisinin de burayla uzaktan yakından ilgisi yok. İki ülkede de ilgisizlik had safhada. Şimdi benim yapıma uygun bir yere geldim. Mutluyum.

 

Transferi öncesi birilerinden Trabzonspor hakkında bilgi aldın mı? En azından eski takım arkadaşın Delgado ile görüştün mü?

 

Kimseyle konuşmadım. Ama bildiğim Trabzonspor'un ülkenin dört büyük takımından biri olduğu ve UEFA Kupası'nda oynadığıydı. Ancak şehir hakkında bir bilgim yoktu. Türkiye'ye geldikten sonra hem İstanbul'u hem de Trabzon'u çok sevdim.

 

Bu durum senin için bir risk miydi?

 

Hayır değildi. Ben Belçika'ya da transfer olmadan önce hiçbir araştırma yapmadım. Bana göre bazı başarıları elde etmek için bazı riskleri göze almak gerekir.

 

İmza töreni sonrası kulübün müzesini gezerken neler hissettin?

 

Her taraf kupa doluydu. Çok heyecanlandım.  O müzeye birkaç kupa kazandırmayı çok isterim. Aksi taktirde (gülüyor) bana da Arjantin yolu gözükür.

 

Senin açından şu ana kadarki süreç nasıl işledi?

 

Bu soruya Belçika'yla karşılaştırma yaparak cevap vermek istiyorum. Oraya ilk gittiğimde kendi vatandaşlarım haricinde kimse benim yanıma gelmiyordu. Burada bütün oyuncular ve çalışanlar ilk günden itibaren benimle dil sorunu nedeniyle sağlıklı bir iletişim kuramasalar da yanıma gelip yardımcı olmaya çalıyor. Bu nedenle buradan çok memnunum.  Çalışma konusuna gelince antrenmanların benim için ağır geçtiğini söyleyebilirim. Çünkü lig bittikten sonra 2 ay hiç antrenman yapamadım. Bu nedenle bir takım eksiklilikler hissediyorum. Ancak oyun sistemi Belçika'dakinin hemen hemen aynısı. Bu sistemi seviyorum. Ayrıca benim için de çok uygun. Tüm bunların yanında kaptan Hüseyin, Song, Serkan ve Yattara gibi deneyimli ve kaliteli oyuncular bu sistemin içine dahil olunca her şey daha güzel oluyor. Özellikle Yattara'yı çok beğeniyorum.

 

Trabzonspor forması altındaki hedeflerin neler?

 

Takımımla birlikte şampiyonluk yaşamak. En kötü ihtimalle Şampiyonlar Ligi veya UEFA Kupası'na katılmak.

 

Teknik Direktör Ersun Yanal konusundaki izlenimlerin neler?

 

Kendisi karakter olarak çok iyi. Kazanmayı çok istediğinin farkındayım. Oyuncular nasıl istiyorsa o da öyle istiyor. Duyguları had safhada.

 

Saha dışında tercüman aracılığıyla dil problemini ortadan kaldırıyorsun ancak saha içinde bu konu senin için sorun olabilir mi?

 

Öyle bir sorun asla yaşamam. Belçika'da da aynı durumdaydım. Bana göre futbolun dili tektir. Hiçbir sorun yaşamam. Zaten tercümanımdan Türkçe dersler almaya başladım. Ona söylüyorum (gülüyor) bana bu Türkçe'yi iyi öğret yoksa önce seni sonra da beni kovarlar. Tercümanım iyi, kelimeleri öğrenmeye başladım. Etrafımdaki insanları takip ediyorum. Kısa zamanda kendimi ifade edecek duruma geleceğim.

 

Gelecekle ilgili hedeflerin neler?

 

Her oyuncu bir yerden başka bir yere giderken geride iyi izler bırakmak ister. Ben burada bir başarı elde edip ayrıldıktan yıllar sonra insanların Colman'ın da içinde bulunduğu kadro şu işi başardı demesini çok istiyorum. Hedefim her zaman daha üst seviyeye yükselmek. Hedeflerimin en başında da Arjantin Milli Takımı'nda oynamak geliyor. Şu ana kadar milli takımın hiçbir kategorisinde forma giyemedim. Bunun nedeni de oyuncuların Boca Juniors ve River Plate gibi birinci sınıf takımlardan seçiliyor olması. Ama ben Trabzonspor'da başarılı olursam milli takım yetkililerinin de dikkatini çekebilirim. Çünkü burayı takip ettiklerini biliyorum.

 

Türkiye'yi de içine katarak, futbol oynadığın ülkelerdeki kültür anlayışlarının bir tahlilini yapabilir misin?

 

Belçika'ya gittiğimde ailemle birlikte yeni yaşam tarzına alışmakta zorluk çektik. Çünkü Arjantin'de mahalleden çıkıp öyle bir yere gidip hemen uyum sağlamak kolay değil. Zamanla bu sorunu aştık. Şimdi buraya alışmaya çalışıyorum. Oğlum ve eşim yanımda olacağı için her şey çok güzel olacak. Oğlumu çok özlüyorum. Fotoğrafı yatağımın başucunda duruyor.

 

Ailede senin dışında futbolcu varmı?

 

Benim 2 erkek 3 kız kardeşim var. 14 yaşında olan erkek kardeşim Chacarita'da futbola başlayacak. Ağabeyim ise futbola çok düşkün olmasına karşın çalışmayı tercih etti.

 

Futbolun dışında neler yapmaktan hoşlanırsın?

 

Müzik dinlemeyi, yemek yemeyi çok seviyorum. Arjantin'de en çok yaptığım şey yemek yemektir. Belçika'da bu konuda çok sorun yaşadım. Etler çok kötüydü. Arjantin'e her gidişimde et yiyordum. Türkiye'de yemekler çok güzel. Trabzon'da Akçaabat köftesi yedim. Çok hoşuma gitti. Aynı benim ülkemdeki gibi. Bunun dışında zamanımın büyük bölümünü ailemle geçiririm. Trabzon gördüğüm kadarıyla sade bir şehir. Benim için gayet uygun bir ortam.

 

Vücudunun çeşitli bölgelerinde dövmeler var. Bu dövmelerin herhangi bir anlamı var mı?

 

Sağ bacağımda Hz. İsa'nın resmi var. Altında ismimim baş harfleri bulunuyor. Bunu şans getirsin diye yaptırdım. El bileklerimde anne ve babamın isimleri var. Elimdeki akrebin ise herhangi bir anlamı yok. Omuzlarımdaki ise mitolojik kahramanların yüzleri. Onların beni özellikle nazardan koruyacağına inanıyorum.

 

Trabzonspor'un ilk Arjantinli futbolcusu olma özelliğini taşıyorsun. Bu konuda neler söylersin?

 

İlk olmak güzel. Umarım ilk Arjantinli futbolcu olarak takımıma katkıda bulunurum. Ama benim burada ilk olmamdansa bir şeyler verip iz bırakmak daha önemli.

 

Attığın goller sonrası özel bir sevinç yaşıyormusun?

 

Gol attığım zaman hiçbir şey düşünemiyorum. Sadece golü bağırarak kutluyorum. Trabzonspor'da bu sevinci fazlasıyla yaşamak istiyorum.

 

Tam olarak hangi mevkide oynuyorsun?

 

Orta sahanın göbeğindeki iki oyuncunun önünde veya arkasında görev alabiliyorum. Örnek vermek gerekirse Deco gibi oynuyorum. Gol atmayı çok seviyorum ama asıl işim attırmak. Eski takımımda orta olarak kullanılan serbest vuruşların hemen hemen hepsini ben kullanıyordum.

 

Kaynak: Trabzonspor Dergisi / Nuri BEKAR

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler