Mahmut Aksu'dan bombalar!

Yönetime geldikleri ilk günden beri yaptıkları çalışmalar ve daha sonraki gelişmeler hakkında konuşan Aksu uzun zamandır yapmayı düşündüğü bu basın toplantısını takımız yaşadığı kötü gidişat neticesinde ertelediğini de vurguladı.Şike Süreci ile İlgili Açı

Mahmut Aksu'dan bombalar!

Yönetime geldikleri ilk günden beri yaptıkları çalışmalar ve daha sonraki gelişmeler hakkında konuşan Aksu uzun zamandır yapmayı düşündüğü bu basın toplantısını takımız yaşadığı kötü gidişat neticesinde ertelediğini de vurguladı.

Şike Süreci ile İlgili Açıklamalar:

Trabzonspor bir şike süreci yaşadı. Trabzonspor’un kaybettiği şampiyonluk da muhakkak şikenin büyük etkisi vardır. Özellikle Eskişehir maçını kimse izah edemez. Eskişehir’in Trabzonspor ve Fenerbehçe maçlarını yan yana koysak kimse Eskişehir'in iki takıma karşı da aynı dirençle oynadığını diyemez.. Rıdvan Dilmen dahil 5 tane Eski Fenerbahçeli futbolcuya Fener- Eskişehir - Eskişehir Trabzon maçlarını izlettirsek onlar bile Eskişehir iki takıma karşı eşit oynadı demez, diyemez.  Trabzonspor'un  hakkı olan şampiyonluk şike ile  çalınmıştır. İlginç olan 82 puan topladık ama Türkiye liginde iki kez şampiyon olamadık. Biri 1996- diğeri 2010-2011 sezonu. Yada bir golle averajla şampıyonluğu kaçırdık.Geçmiştede şike vardı hakemler Trabzon'un hakkının yedi. Acaba diyorum Trabzonspor ahmı aldı.Birinini hakkınımı yedik.

Acaba Trabzonspor ah mı aldı diye düşünüyorum.

Bakın biz göreve geldiğimiz dönemde Ersun hoca ile çalışıyorduk.Bugünde kendisi ile görüşmem.Hoca burdan ayrıldıktan sonra 2-3 ay telefonda görüştüm sonra hiç bir şekilde görüşmedik.Ersun Yanal benim amatör takımlardaki hocalarımdan daha iyi bir hoca değildir.  İsimler önemli değil. Ama geldiği günden beri Ersun hocayı göndermeye çalışırsan. Kendi adamımızı getirmeye çalışırsak, veya geçmişten itibaren Egemen’i, Selçuk’u, Burak’ı, Jaja’yı gönderirken suçu hep onlara atarsak ah almış olmaz mıyız. Hep mi bu çocuklar hatalı.Kendimizi kurtarmak veya iki gün daha rahat etmek için hep giden futbolcuiları hocaları suçlarsak, kötülersek ah almış olmazmıyız?. Allahta gelip bize bu işi bir golle sormaz mı ?

Gidenleri hep suçladık:

Hep başkaları kötü hep başkanlarımız hocalarımız yönetimlerimiz iyi. Ben işin vicdani boyutuna da bakıyorum. Hepmi bu çocuklar kötü. Gelmeleri için önüne halılar serdiğimiz Trabzon'u Paris olarak gösterdiğimiz,Özel okulların, villaların, avm lerin çok olduğunu anlatarak getirmeye çalıştığımız futbolcular giderken neden onları suçluyoruz. Biri de mi iyi değil bu çocukların. Bana göre burada ah alıyoruz. İlahi güç burda gelip bize hesabını soruyor. Arifeyi gösteriyor Bayram'ı göstermiyor.

Evet ben böyle düşünüyorum. O çocukların hataları yokmu  vardır tabi. Peki başkanın yönetimin hocanının bunda hiç hatası yokmu .Hataları var mı var benimde var mevcut yönetiminde hatası var. Elindeki oyuncuyu bırakıyorsan tutamıyorsan, onların suçu ne.Futbolcu 3 yıllık imza atmış parasını almış oynamış.

Alan memnun satan memnun ama bu çocuklar gidiyor. İmza attırıp sözleşme uzatamıyorsunuz,imza atıramıyorlar attıramıyoruz. Gidiyorlar Neden bu çocuklara küfrediyoruz neden buraya geldiklerinde onları yuhalıyoruz. Antalyaspor'da transfer etmek istediğimiz geçmiş yıyllarda Burhan diye bir futbolcu vardı.Bizi tercih etmedi Diyarbakırspor'a gitti. Kimsin senya . Kızıyoruz tabi.

Hamburgda Türk kökenli bir oyuncu milli bir oyuncu transfer için görüşüyoruz.. Ailisi iyi, Oyuncu Samsunlu.Oturduk konuştuk teklif yaptık,para konusu gündeme gelecek. Daha konuşmadan bana dediki " "Başkanım para önemli değil,Trabzon İran'a yakın mı "? Biz şehrimizle gurur duyuyoruz ama birde bu şehre dışarıdan bakalım. Biz gurbetci oyuncuya Trabzon'u anlatamazken yabancı oyuncuya nasıl anlatalım. Zor şartlarda bu adamları getiriyoruz,Ondan sonra gidenler hep kötü hep hakaret ediyoruz. Hep biz iyiyiz onlar kötü

Devamı diğer sayfada - SAYFA İÇİN TIKLAYIN - 

Sonuçta kaçan şampiyonlukların vicdani boyutuylada ilgili olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra giden oyunculara göndereceğimiz oyunculara eğer sözleşme uzatamazsak giderken kötüleyerek değil plaket vererek gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Futbol camiası küçük camia oyuncuya kötü davrandığınızda bu kez gidip bunu başka arkadaşlarına anlatıyor Trabzon diyor. Mesela bakın

Selçuk’a neden gitmek istiyorsun bu şehir futbol şehri dedik “ Dediki bize "Başkanım Trabzon’da sonuçlar hep iyi olmuyor kaybettiğimiz zaman dışarı çıkamıyoruz. Yaptığımız en iyi şey Gökhan’ın evinde okey oynuyoruz ikinci yaptığımız en iyi şeyde bizim evde Gökhanlarla okey oynamak.” dedi. Biz bu ortamları onlara hazırlamalıyız. Bakın gidenler yüzde yüz haklıda demem.Onlarında eksiklerini Trabzonspor'a karşı  yanışlaranı da biliyorum. Ersun hocaya kredi vermedik bir fırsatını kolladık yolladık.Genel anlamda Ersun hoca ile ilgili düşüncemiz iyi olmadı. Ha benim iyidir ötekinin kötüdür bir başkasınında farklıdır. Ama yapılan transferlerdeki isabet, ,transferlere kendisinin bizzat gitmesi  taktirimizi kazandı ama biz ona kredi vermedik yolladık.Sonuç itibariyle yanlış hoca tercihi,ardındanda Şenol hoca göreve geldi.Zaten Ersun hoca döneminde kurulan bir takım vardı.

Yönetim göreve geldiğinde aklımızda Şenol hocayı göreve getirme düşüncemiz yoktu. Ama ilerleyen süreçte yönetimden böyşle bir şey hissettim.Şenol hoca Trabzonspor'un gündeminde her zaman vardır.Bu ayrı bir şey. Bundan sonrada olabilir. Ama ilk dönem benim gibi genç yöneticilerin aklında böyle bir şey yoktu. Ancak ilerleyen süreçte hoca gündeme geldi. Göreve başladıktan sonra ilerleyen süreçte geldi.

Başkan ve Güneş görevden ayrılmamı istemedi:

Bu sezon kötü bir süreç yaşadık,Öncedende yaşadık.  Şike sürecinin üzerimizde yarattığı baskıyı atlatamadık.İki sezondur bu nedenle kötü sonuçlar alıyoruz.  Adım bazı yerlerde iyi yada kötü olarak geçti. Adımın bazı şeylerde geçmesinden rahnatsızlık duyuyorum. Neden geçiyor ? Kendi kendime düşündüm şöyle bir cevap buldum. Herhallde Sadri beye yakın olmam onu sevmeyenlere bir rahıtsızlık verdi

Ben yeni dönemde görev almayacağım kararını 6 ay önce verdim. Başkana ve yönetici arkadaşlarıma bu fikrimide söyledim. O dönemde Şenol hocamızla da sohbetim oldu. Ayrılmayı düşündüğümü onada söyledim Şenol hocada bana ‘Ayrılma bu işi tamamlayalım’ dedi.  O dönem Hayrettin beyde ayrılmıştı.Hocam onla iyi anlaşıyordu. Bana ayrılmma dedi ama bende ona. Hocam sağlık ve ailevi nedenler var ayrılacağım,Çocuklarım İstanbulda Üniversite okuyor bana ihtiyaçları var aynlarında olmalıyım dedim. dedim. O da bana hak verdi. Başkan Şener bu konu ile ilgili görüşmek üzere istanbul’a çağırdı  Bana dedi ki 9 puan öndeyiz,senin konumunda iyi, Herkes yönetici olmak isterken sen neden ayrılmak istiyorsun’ dedi. Bende ona  Şenol hocaya saydığım nedenleri ona da söyledim.  O zaman başkanı söylemediğim Faruk Özak faktörü vardı. Başkan Sn Sadri Şenerde bana "Her zaman senin yanında olurum dedi. Bende bu kez ona görevde olmasam bile her zaman ihtiyacın olduğunda yanındayım dedim. Bu kez oda bana Herkes böyle söyler ama çekip gider dedi. Bende ona başkanım ben diğerlerine benzemem.Ben Kenan Aksu'nun oğluyum . Dışardan sana hep destek olacağım dedim. Sözümü tuttum ve başkana her zaman destek verdim.

Başkan Şener İyi Günde Kimseye Bakmaz:

Başkan Sn Sadri Şener'i yakından tanıyonlar iyi bilir. Sn Şener  iyi günlerde kimseye bakmaz. Kendisi de bunu söyler " Benim takımım galip gelirse benim yürümem değişir "der. İyi sonuçlarda bir kez bile aramadım.Transferlerde de başkanın yanında hiç olmadım. Çünkü o zamanlar Sn başkana ulaşamazsınız. İyi günde tebrik etmek için arasanız başkanın telefona bakmız. Yada 3 kere ararsınız bir kere telefonunuza çıkar. Onun yapısı bu.Bakın başkan kötü bir insan değildir. Telefonuma çıkmadı diye küsmedim her kötü gününde de söz verdiğim gibi yanında oldum. Verdiğim sözü tuttum. Babamdan ailemden aldığım terbiye bunu gerektirir. 3-0 yenildiğimiz Eskişehir maçından sonrada Fenerbahçe maçlarından sonrada yanında oldum. Mahkeme de  başkanın yanında da benden başka Şükrü Kuleyn ve Serkan Yılmaz vardı.Bizim dışımızda da hiç bir yönetici yoktu.Ben başkanın kötü günde yanından hiç ayrılmadım. Benim dışında eşi vardı sadece yanında. Ama iyi günde de yanında yoktum. O zaman yanında başkaları vardı.Başkan yeniden aday olduğu gün benim ona verdiğim sözüm bitiyor.Ben sözü verdim bugüne kadar da hep yanında oldum.

Devamı diğer sayfada - SAYFA İÇİN TIKLAYIN - 

Yürütmenin Başındaki Nevzat Şakar Neden Konuşulmuyor:

Bakın bu günkü başarısızlığı sorumlusu Sn başkan Sadri Şener değildir desem kim inanır. Elbetteki bu kulübün başkanı sorumlunun başıdır.  Ama Sn eki bakan Faruk Özak'da Şenol hoca da  yürütmenin başı asbaşkan Nevzat Şakar'da sorumludur. Şimdi bakıyorum bazı arkadaşlar o sorumlu bu haksız diyor Sn asbaşkan Şakar'a değinmiyorlar. Herkes konuşuluyor. Ama yürütmenin başındaki kişi Nevzat Şakar konuşulmuyor.

Bakın benim görev yaptığım dönemde tüm nihai kararları asbaşkan Hayrettin Hacısalihoğlu verdi. Bakın oyuncu transferinde tespit yapılır ,görüşmeler yapılır paza pazarlığı yapılır son noktayı da Hayrettin bey koyar. Çünkü yürütmenin başı odur. Hayrettin bey onay vermeden yapılan tek transfer Jaja transferidir.  Onun dışında yapılan tüm transferler  Hayrettin beyin onayı ile olmuştur. Bakın bir örnek vereyim." Toni Silva ile Pariste görüşeceğim. Camianın önemli isimlerinden bir abimizden bir telefon geldi Bana dediki "Hayrola Paris'teymişssin ne oluyor? .Bende ona "Bana randevu alındı Toni Silva diye bir kaleci var onla görüşeceğim" dedim. O da bana "Sen bırak onu bizim kaleciye ihtiyacımız yok.Kaleci almayın Tolga ve Onur bize yeter "dedi.

Ardından hemen başkan Sadri Şener'den telefon geldi bana. Başkan bana şunu sordu."Seni arayan oldu mu" Bende "evet dedim. Başkan da bana "İstersen bırak kaleci işini Tolga ve Onrur var "dedi.

Bende "Tamam başkanım bana ne derseniz o olur bırakır dönerim"dedim Ama beni direk ilgilendiren kişi Hayrettin beydir. Programı yapan o beni  gönderen o.İşin başıda o.  Hemen Hayrettin beyi aradım. Ona bana gelen telefonları söyledim.  Oda bana şunu dedi."Sen onları bırak.Bu sezon bizim tecrübeli bir kaleciye ihtiyacımız var. Sen kaleciyle anlaş" dedi.

Bende kaleciyle görüştüm ve transferin az bir bölümünüde Trabzon'a bıraktık. Burda Trabzon'da  anlaştık

Yine başkan Sadri Şener.  Böyle bir yönetim tarzı var.Bir dönem sonra asbaşkan Nevzat Şakar" Hiç bir önemli konuda  insiyatif kullanmıyor. Yapılan yanlış transferlerden sorumlu olmuyor. Veya hayatı konuarın hiç birinde ortada yok.Ne yazık ki  bazı gazeteci arkadaşlar tarafından başarısızlıkta kendisine pay verilmiyor. Bazı gazeteciler Sn Özak'a başarısızlıkta pay vermiyor  Bazıları da mavi gözlerinden ötürü Sn Başkan Sadri Şener'e suç bulmuyor.

Acı olan da bazılarada oturduğu yerden " Benim Mahmut Aksu ile hesabım var. Geçmişte dediğimi yapmadı" diye beni eleştirmeyi  intikam almayı hedef yapmayı suçlamayı tercih ediyor.

Bizde üstü kapalı hiçbir transfer yok ama son zamanda yapılan transferlerin nasıl yapıldığı, kimin yaptığı belli değil. Bu transferleri kim yaptı.?  Haysiyeti, şerefi, onuru olan Trabzonspor'un son dönemde yaptığı yanlış transferleri yabancı transferleri açıklar.  Kim yaptı bu transferleri ? Ben o dönem Gazetelerden  TV lerden Sadri Bey'i izliyorum. Adrian geliyor Henrique geliyor o geliyor bu geliyor. Yöneticilerin hepsi resim çekilme yarışına giriyor. Takım elbiselerini giyip futbolcuları bekleyen yönetici sayısının haddi hesabı yok.Siyah gözlükleriyle havalanında futbolcuları beklerken poz verenlerin haddi hesabı yok.Yabancı dil bilenlerin haddi hesabı yok.  Ama bu transferler kötü çıkınca da bir kişi ortada yok.Bu transferlere sahip çıkan yok.

Ben bizim dönemimizde yaptığımız bütün transferlerden sorumluluk alırım. Tijukuzu da dahıl.Bizim dönemimizde alan belli, pazarlık yapan belli, yönlendiren bellidir. Bakın Giray'ı ben ve Nejmettin bey aldı, Selçuk'u  Manısa'dan bildiğim kadarıyla Hasan Yener  aldı. Songla ben, Colmanla, Ceyhunla ben. Üstü kapalı bir transfer yok. 

Sn Şakar döneminde ise yapılan transferleri ise kimin yaptığı belli değil. Böyle bir yönetim bu şekilde bir transfer olurmu?. 

Bakın Trabzon tarihinde Lange faciası yok daha büyüğü Zokora faciasıdır. Zokora futbolu bırakacak futbolun sonuna gelmiş 1 milyon euro menejerlik ücreti  5 milyon bonservis toplam maliyeti 30 trilyon a mal olmuş .Dünya starı diye getirildi, 2 ay sonra adama sahip çıkan yok.

Sonra art niyetli biri çıkıp diyorki "Eyy bu Mahmut Aksu başkana yakındır budur diyor.

Ben değilim. Ben  orda can siperana mücadele veriyorum. Ben görevimi yaptım ayrıldım. Bakın bir örnek vereyim.

Devamı diğer sayfada - SAYFA İÇİN TIKLAYIN - 

Şakar Zamanında Alınan Oyuncu sayısı 26:

1461takımı da dahil olmak üzere  bizim zamanımızda Trabzonspor'a 33 oyuncu transfer edildi. Başkan Sadri Şener Asbaşkan Hayrettin Hacısalihoğlu. Bizim görevde olduğumuz bu dönemde yapılan  transferlerden ötürü menejerlere verilen para 3 milyon 65 bin euro. Trabzonspor'un muhaebesi orda isteyen gider bakar.Bir kuruşta oynamaz.  Yine Başkan Sadri Şener bu kez Asbaşkan Nevzat Şakar . Bu dönem alınan oyuncu sayısı 25, Menejerlere verilen para ise 6 milyon 400 bin Euro. Ben şunu iddia ediyorum. Zokoranın menejerine 1 milyon euro menejerlik ücreti veren ve Janko'ya 750 bin euro veren bir yönetim, yönetici veya asbaşkan, her kim  bu transfere imza atıyorsa benim şahsi görüşüm Trabzonspor tüzüğünde idam varsa idam edilmeli. Bu kdar yanlış transfer varken söylenen hep aynı Trabzonspor'da para yeniyor, para çalınıyor. Şimdi Trabzonspor'da para çalınsa ne olur ? Borsaya açık bir şirkette 1 kuruşun bir yere gitme gibi bir şansı yok! Gitse bile 30 trilyon gidiyor zaten bir transfere. Bir tanesine 20 trilyon gidiyor. 200 Trilyon borç başka nasıl olacak. Ve buna ses çıkartan yok böyle bir şey olabilir mi? Onun suçudur , bunun suçudur diyerek geçilecek bir konu mu bu? Sen nasıl asbaşkansın 30 trilyonlu bir transfer yapılıyor 1 milyon euro menajere veriliyor. Veya kurtarıcı diye ne olduğu belli olmayan Janko alınıyor. Sen bunlara ses çıkartmıyorsun. Ben Nevzat bey hakkında ön yargılı olabilirim bu doğru da değildir kabul ediyorum.

 

Şenol Güneş görevden ayrılırken düzenlediği basın toplantısında ben dahil herkesi suçladı. Peki hocam bu transferler yapılırken neredeydiniz. Siz bu takımın hocası değilmiydiniz? Neden ses çıkarmadınız?.Yapılan transferlere onay vermeyecekseniz neden orada durdunuz? Trabzon doğumluysanız sokaktaki  vatandaşın kabul edemeyeceği bu yıkımda kulübün en yetkili 2. kişisiydiniz neden müdahale etmedin?

Size yine bir şey anlatacağım. Yine kötü bir gün; Şenol Hoca gitti geldi gitti geldi, başkanı arıyorum gidiyorum yanına bakıyorum Faruk bey ayrı arıyor, Sani bey ayrı arıyor konu ne Şenol Hoca'nın ayrılması. Ya başkanım neyapıyorsunuz? Ya başkanım hocanın ayrılma zamanı şimdi değilki. Ben olsam Şenol hocayı sezon başında bir ferman yayınlamıştı ya ondan sonra çalıştırmazdım. Şenol hoca sende yıpranma biz de yıpranmayalım. Şike sürecinde zaten hepimiz yıprandık, gel bu işi tatlı bir şekilde halledelim ama Şenol Hoca göreve başladı sezonu tamamlamak zorunda. Bizim yarın ne yapacağımızı bilmeden hareket ettiğimiz günler oldu Hugo Bross döneminde. Günlük karar aldığımız zaman oldu. Ve en çok yanlış yapılan dönemler o dönemlerdir.

Şenol Güneş'in gel gitleri olduğu dönem. Proplemler var. Ben başkana gittim. Dedim ki "Başkanım yanlış yapıyorsunuz Şenol Hocanın bu takımda kalması lazım". O da " Peki nasıl olacak  hiçkimse konuşmuyor herkes evinde yatıyor "dedi

Ben de o zaman başkana "Şenol hocayı siz  arayacaksınız" dedim.

Olurmu dedi.

"Sonuçta ben başkanım hoca ile  bir mesafe olsun aramda" dedi.

Bende ona başkanım Aziz Yıldırım ile Aykut ne ise sizinde o olmanız lazım. Sizin bu takımı toparlamanız için Şenol Hoca ile mutlaka bir araya gelmeniz lazım.

Başkanı ikna ettim ve o da  İki dakika sonra telefon açtı Şenol hocaya ve "Gel İstanbul'da görüşelim". dedi.

Hatırlarsınız Antalya'ya kampa gitmeden önce Şenol hocayı İstanbul'a çağırtan başkanı bu konuda ikna eden benim. Bunu Şenol Hocaya da söyledim ve o andan itibaren başkan Şenol hocayla sürekli görüştü. Ve birşeyler iyi gitmedi sonuçta takımda 24 puanda kaldı.

Bu kadar basit bir düşünce olur mu ben neler yapıyorum. Şunu diyebilir "Sana ne kardeşim ayrıldın gittin. Sana ne Trabzonspor'dan" bu tamam. Ancak bu kadar işin içine girmişken ben nasıl senin gitmene sebep olanlardan biri olabilirim. Hocanın basın toplantısında beni sert sözlerle eleştirdi. 

Toplantıdan sonra ben Şenol hocaya telefon da mesaj attım ve mesaj aynen şu şekilde idi" Hocam yanıldığınızı çok yakın zamanda göreceksiniz. Dediklerinizden pişmalık duyacaksınız. Sizi bu açıklamalardan dolayı kıracağım üzeceğim şimdiden özür dilerim."

Bunun üzerine kendisi bana döndü " Telefon aç görüşelim ben böyle düşünüyorum" dedi.

Bende ona Hocam" Hangi gazeteciye sizinle ilgili bir olumsuz açıklama yapmışsam kim söylüyorsa beni çağır beraber görüşelim, yüzleşelim. Sen tecrübelisin konuşmalardan anlarsın kimin yalan konuştuğunu. Ben senin için neler düşünürken sen bunları nasıl dersin? Kendisi de bunları karşılıklı görüşelim dedi ancak sonra görüşmedik. Ben eğer onu gönderebiliyorsam burada bir yanlış var. Ya ben çok güçlüyüm o zayıf ya da başka birşey var.

Takımın bu durumundan bütün yöneticiler suçludur. Kimse o suçsuz bu suçsuz diyemez. Kimse Sn eski bakan  Faruk Özak suçsuz kimse diyemez çünkü bu yönetim onun nezdinde kurulmuştur.

Ben Faruk beyin Sadri Şener ismine sıcak baktığına inanmıyorum ama Faruk beye rağmen Sadri beyin ismi çıktı ve kazandı. Oda buna sahip çıkmak zorunda kaldı. Şenol hoca oyuncular arasında fiyat dengesi olmadan şampiyon olamayız dedi ve bu çok doğru bir karardır. Bu durumu bozan ise Zokora’nın  1 milyon 750 bin Euroya alınmasına ses çıkarmayandır. Burak’ın gitmesi yönetimin yanlışıdır. Neden Colman, Alanzinho gidemedi. Bu yapılan sözleşmeler tarihin en iyi yapılan sözleşmeleridir. Çünkü bunları Türkiye’nin en profesyonel insanları yaptı. Ben karşıma çıkacak konuşacak adam bulamıyorum . çıksınlar her yerde her koşulda tartışırım. Tekrar iddia ediyorum tarihin en iyi oyuncu sözleşmeleri bizim zamanımızda yapılmıştır.

Teofilo 450  bin Euro 

Colman 550 bin Euro

Cale 500 bin Euro

Alanzinho, Gabriç 750  bin Euro

Selçuk 600

Hayretttin Hacısalihoğlu Mükemmel Asbaşkanlık yaptı:

Hayrettin abi mükemmel bir asbaşkanlık yapmıştır. kulübün her şeyinde haberi vardır. Şenol hoca geldikten sonra onunla birlikte yönetmek istedi Trabzonspor’u. Hayrettin abinin 2 yıldan sonra yaptığı yöneticilikten insani olarak rahatsız oldum ama şu anki yönetimle kıyaslamam.

Sadri bey çok kolay çalışılan bir başkandır. yönetim için çok iyi bir başkandır.

o takım için bu paralara bu takım kurulur mu dendi. o takım son haftaya kadar şampiyonluğu kovaladı, sonra takım dağılmaya başladı aynı insanlar bu takım dağıtılırmı diye konuşmaya başladı.

Jaja'nın Gidişi:

Jaja’nın gidişi satış pazarlama hatasıdır. Jaja gidişinden kar edilen tek oyuncudur. jaja için Şenol hoca ‘ben onunla konuştum. Hocam sahadan benden istediğini veriyorsam, herkes evine giderken bende arkadaşımın yanına gidebilirim dedi’  Bu konuda da haklıdır” dedi. Özetle jajanın gidişi satış ve pazarlama hatasıdır.

Nevzat abi yeteneği ölçüsünde yöneticilik yapmıştır çok acılar çekmiştir ama geliş süreci çok yanlıştır. Yönetimi eleştirdi. Ağır ifadeler kullandı sonra o yönetime girdi asbaşkan oldu.

Trabzonspor Acilen Tüzük Değişikliği Yapmalıdır:

Trabzonspor’un acilen tüzük değişikliğine ,ihtiyacı vardır. Başkan adaylarının belli bir süzgeçten geçmesi gerekir. Sandık çok tehlikelidir. Sandığa 2 kat giren 2 büklüm olur çıkar. Delege hiçbir zaman yanlış yapmadı. Bu seçimde de yanlış yapmayacak.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler