Malouda gibi özel yetenekler için form geçici klas kalıcıdır. Eğer % 100 konsantrasyonla oynarsa Malouda’nın klası bizim ligin tozunu atmaya yeter...

GUYANA’NIN GURURU

Güney Amerika’da Hollanda’nın ünlü siyahi yıldızlarını yetiştirmekle ünlü olan Surinam ve Brezilya arasında bir ülke olan Fransa sömürgesi Guyana’da doğan Malouda, asla nereden geldiğini unutmamış güzel ruhlu bir adam.
Kariyerinin son 10 yılında 2 büyük ligde 5 şampiyonluğun yanı sıra Şampiyonlar Ligi kupasını da kazanan 33 yaşındaki Guyana asıllı Fransız futbol sanatçısı, saha içinde olduğu kadar saha dışında da hep ‘güzel’i temsil ediyor. Sömürgecilik yüzünden bir türlü belini doğrultamayan Guyana’yla bağlarını hiç koparmayan Malouda, Şampiyonlar Ligi kupasını kazanır kazanmaz soluğu ülkesinde almıştı. Guyana’da gençlerin gelişmesine engel olan her türlü altyapı eksikliğini gidermek için ‘One Love’ isimli organizasyona öncülük yapan oyuncu ülkesinde sadece futbol ve müzik değil her türlü gençleri geliştirecek kültürel faaliyeti ‘One Love’ bünyesinde destekliyor, finanse ediyor.

16 YAŞINDA FRANSA’DA

Komşusu Surinam’ın aksine futbolcu yetiştirmekte pek de ünlü olmayan Guyana’nın bizzat sokaklarında futbolu öğrenen Malouda, henüz 16’sında Fransa’da profesyonel futbol oynamaya başlamış bir isim. Bizzat futbolu sokakta öğrenmiş olmasının ona kattığı özel yeteneklerle henüz çok genç yaşta dikkat çeken oyuncu tam 80 kez Fransa Milli Takımı formasını giydi.
İlk olarak Fransa’nın mütevazı ekiplerinden Chateauroux’da profesyonel kariyerine başlayan Malouda, asıl çıkışını 20 yaşında transfer olduğu Guingamp takımında gerçekleştirmişti. İlk geldiğinde teknik direktörü Guy Lacombe tarafından sol bekte denenen ancak daha çok ofansif katkısıyla dikkat çeken Malouda önce Lacombe’un değişilmez sol açığı oldu, sonra da Didier Drogba’nın hücumdaki en önemli gol ortağı.

MALOUDA&DROGBA AŞ

Malouda ve Drogba’nın sürüklediği Guingamp, 2002-03 sezonunu Fransa Ligue 1 şampiyonu Lyon’un sadece 6 puan gerisinde tamamlayıp Şampiyonlar Ligi’ne katılmayı 3 puanla kaçırırken asıl sezon sonunda iki yıldızını elinden kaçıracaktı. Malouda ve Drogba’sız Guingamp bir dahaki sezon küme düşerken takımın iki siyah futbol incisi, kendilerine bambaşka bir kariyerin kapısını açtılar.

LYON’DA 4’TE 4 YAPTI!

Drogba, Marsilya aktarmalı olarak gittiği Chelsea’de Mourinho’nun gol makinesine dönüşürken, Malouda Lyon formasıyla üst üste 4 yıl Fransa Ligue 1 şampiyonluğu yaşadı. Bu şampiyonlukların sonuncusu olan 2006-07 sezonunda Malouda, ligde forma giyen futbolcuların oylarıyla Ligue 1’de Yılın En İyi Oyuncusu ödülüne layık görüldü. Geçen sezon İbrahimoviç’in aldığı bu ödülü kazanmasının yanı sıra Şampiyonlar Ligi’ndeki performansıyla da göz dolduran Malouda 2007 yazında Avrupa’daki transfer savaşlarının en önemli öznelerinden birisine dönüştü.

Devamı sayfa 2'de

SATILMASIN, BİZE LAZIM

Dönemin Liverpool teknik direktörü Rafa Benitez tam da ‘Avrupa’nın en iyi solaklarından birini Real Madrid’den önce davranıp aldık’ diye ellerini ovuştururken son anda Drogba’nın Mourinho’ya önerisi üzerine devreye giren Chelsea, Malouda’ya resmi imzayı attıran kulüp oldu.
Gerisini ise hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Son 4 sezonun 1’ini tamamen boş geçmesine rağmen Steven Gerrard gibi bir efsanenin o dönemde attığı kadar golü Premier Lig’de atmayı başaran Malouda, geçen sezon başında teknik direktör Di Matteo’nun “Satılmasın, bize lazım” raporuna rağmen yönetimle para konusunda tartışma yaşayınca Chelsea tarafından kızağa çekildi.

MALOUDA KLASI KALICI

Malouda’nınTürkiye’ye formunun zirvesindeyken gelmediği herkesin malumu. Ancak böyle farklı klasta bir oyuncunun adı süper olan ligimize gelmesinden sonra “Bitik hali geldi vs” demek de Malouda’nın özel yeteneklerine haksızlık yapmak olur. Geçen sezon Malouda’yla benzer yaştaki ve form grafiğindeki Lua Lua’nın ligde yarattığı farkı hesaba katarsak Lua Lua’dan bile daha klas özelliklere sahip olan Malouda için kriter bizim ligse o zaman “Form geçici, Malouda klası kalıcı hatta belki daha da ötesi...”

KAĞIT ÜSTÜNDE DOĞRU

Eğer Malouda iddia edildiği kadar ‘bitik’ olsaydı Premier Lig’in kurt teknik adamlarından Steve Clarke onu bu kadar çok West Bromwich’e istemezdi. Keza Olympiakos da Malouda’yı kadrosuna katmak için bayağı uğraştı. Ancak ligimizdeki vergi avantajını kullanıp en yüksek teklifi yapan Trabzonspor muradına erdi.
Trabzonspor, Malouda’ya çok mu fazla verdi peki? Trabzonspor açısından bakarsak göreceli olarak koca bir hayır! Ne de olsa Henrique’nin bonservisi ile beraber 2 yıllık maliyeti, Malouda’nın neredeyse toplam maliyetine eşit. En azından ara sıra saman alevi gibi parlayan Henrique bir yana, Trabzon’un son yıllarda verimsiz yabancı oyuncular için adeta savurduğu paraları hesaba katarsak, Malouda en azından kâğıt üstünde Trabzon’un en doğru yabancı transfer hamlesi.

10 NUMARA DA OYNAR

Kariyerinin büyük kısmında sol açık oynayan ve kanatlardaki performansıyla dünya yıldızlığına kadar yükselen Malouda, Trabzon’da santrfor arkası 10 numarada da Jaja etkisinde verimli kullanılabilecek bir oyuncu. Lyon’da 4 yıl üst üste şampiyonluk yaşayan Malouda, Lyon efsanesi Juninho’nun sakatlığında teknik adamların 10 numaradaki ilk alternatifi olan ve o mevkide de fazlasıyla iyi performans sergilemiş, teknik kapasitesiyle fark yaratan bir oyuncu. Tabii ki bu mevki konusundaki tercihi futbolu benden çok çok daha iyi bilen Trabzonspor teknik direktörü Mustafa Reşit Akçay hoca yapacaktır. Ancak eskisi kadar çok hızlı bir oyuncu olmasa da Malouda kilit pasları, duran toplardaki mahareti, asist-ortaları, kontrataklardaki bitirici driplingleri, baskı altında topu saklayabilme özellikleriyle de 10 numara için ligimiz ölçeğinde çok iyi bir alternatif arz ediyor. Her ne kadar sol açık olarak zihinlerde yer etse de Malouda’nın Chelsea kariyeri boyunca attığı 45 golün 29’unu sol ayağı, azımsanmayacak bir istatistik olarak da 13’ünü de sağ ayağıyla attığını unutmamak lazım!