Mehmet Atalay bu defa direkt çaktı
Diyet borcu ödüyorsun!
Yayınlanma:
Mehmet Atalay Trabzon’da Okul Sporları müsabakalarının organizasyonun eksik hatalı yapıldığını şehrin buna dahil bile edilemediğini yazdıktan sonra Okul Sporları Federasyonu Başkanı Ömer Fatih Karakullukçu federasyondan yazılı açıklamayla buna cevap vermişti. Bu cevap sonrası Habertürk’teki köşesinde yeniden bir yazı kaleme alan Mehmet Atalay bu defa hem bakanı hemde federasyon başkanını ağır bir dille eleştirdi.
Atalay, Federasyon Başkanı Karakullukçu’ya, “ hiçbir geçmişi olmayan, torpille federasyon başkanı olan, müstemleke valisi gibi davranan, ilgisiz, bilgisiz, görgüsüz, dahası saygısız,,en önemlisi de liyakatsiz…” dedi.
İşte Atalay’ın o yazısı;
Engellilik ‘kafa’da olursa
Engellilik problem değil Türkiye için... Eğitirseniz ve imkân verirseniz, bir anda“engel tanımaz”a dönüşüyor ve ülkenize büyük katkı sağlıyor... Yük olmuyor, yük alıyor...
Siyasette başarıdan başarıya koşuyor, iş dünyasında kazandırıyor... Hele sporda gururunuz oluyor... Son Londra Olimpiyatları’nda engellilerin, engelsizlerden iki katı fazla madalya kazanması da bunun en büyük göstergesi...
Engellilik, bir hastalık değil, rehabilitasyonla en büyük kazanım haline geliyor....Ya engel kafadaysa... İşte ne yazık ki, onun tedavisi yok...
***
Geçtiğimiz pazartesi günkü yazımızda Trabzon’da yapılacak Okul Spor Oyunları’nın organizasyonunun “o”sundan bile kimsenin haberi olmadığını söylemiş, bakanlığı, gerekli önemi vermediği için eleştirmiştik...
10 yılda yaptığımız organizasyonların dünyadaki en başarılısı olduğunu, bu sayede tesisler kazandığımızı, ülkemizin tanıtımına katkı sağladığını, ekonomiyi canlandırdığını ifade ettik...
Bakan’ın organizasyonlarda Hazırlık Düzenleme Kurulu oluşturup başkanlık etmesi gerektiğini, bunu yapmayarak görevini ihmal ettiğini ve suç işlediğini söyledik...
Bunların hiçbirine cevap alamadık, doğrusu da beklemiyorduk... Bir de baktık ki, aşağılardan, aşağılık bir mektup geldi... Vatan kurtaran adam önce Cumhurbaşkanımız’ın itibarını(!) kurtardı, sonra da, efendilerinin yalakalığına soyundu...
***
Adamı boşuna o göreve getirmediler, meğerse genç yaşta her türlü hizmeti yapabilecek bir kabiliyet keşfettiler... Sorgusuz sualsiz itaat, öfke saçma, kin kusma becerisi...
Beylere ne lazım; işinin ehli, öğrencilere spor yaptıracak, büyük organizasyon aldıracak ve yapacak adam... Eleştirenlere, saldırsın yeter...
Üstat Necip Fazıl, kendisini seviyesiz ifadelerle eleştiren bir gazeteciye, “Lağıma düşen bir yüzüğü kurtarmak nasıl bir zaruretse, senin çirkef seviyene inmek de mukaddes bir vazife haline geldi”, demişti...
Sen ey, illegal yollardan makam bahşedenlere diyet borcu ödemek için yalakalığa soyunan yaratık, başkanla tetikçi arasında fark vardır... Ayhan Pala’nın belge dolu ders veren açıklamasıyla, senin hezeyanın arasındaki fark kadar...
İkisi de bizim 2002 sürecinden sonra en büyük proje olarak kurduğumuz ve 25 milyon öğrenciye sunduğumuz Okul Sporları Federasyonu başkanlığı yapmış veya yapan isimler...
Birisi işinin ehli, tuttuğunu koparan, inandığını yapan, devamlı uluslararası organizasyon alıp ülkesini ve Trabzon’u yücelten bir adam... Öbürü, hiçbir geçmişi olmayan, torpille federasyon başkanı olan, müstemleke valisi gibi davranan, ilgisiz, bilgisiz, görgüsüz, dahası saygısız,,en önemlisi de liyakatsiz...
İkisi arasındaki fark, aynı zamanda bizim yönetim anlayışımızla, bugünkü yönetim kavrayışı arasındaki fark...
***
Şike, şiddet, yolsuzluk enkazı altında inim inim inleyen efendilerini kurtarmak varken önceliği bize vermiş olması, doğrusu gözlerimizi yaşarttı... Eline verilmiş metinle, nasıl da hemen bir site inşa etti... “Kılıç”a kelle uzatacak kadar sadakat, nerede görülmüş... Belki alçakla yükseklik karıştığı için kendi adını da yazamamıştır...
***
Sporun fair-play’i, öğrenci ahlakının ortalaması gereken okul sporlarının başında, müstehcen neşriyat kabul edilip poşete, oradan da çöpe gidecek ifadeler, nasıl da okullarla aynı kefeye konuyor...
Böyle bir adamı, bırakın okul sporlarının başına koymayı, o okulları, yeniden anaokulundan başlayarak bitirtmek lazım ki “kafa”dan engellilikten kurtulsun...
Bizim en büyük enkazımız, bugün övünerek açılan modern tesisler... Türkiye’nin itibarına tavan yaptıran organizasyonlar ve sportif yapılanmalar... Bir de illegal olarak oturtulduğun ve bizim de kurmakla övündüğümüz federasyon... Ama korkarız ki sayenizde ve efendilerinizin devrinde Okul Sporları Federasyonu, enkaza dönüşecek... “Engel tanımaz”larla gurur duyuyoruz, “kafa”daki ve “kafa”dan engellilere ise acıyoruz...
Atalay, Federasyon Başkanı Karakullukçu’ya, “ hiçbir geçmişi olmayan, torpille federasyon başkanı olan, müstemleke valisi gibi davranan, ilgisiz, bilgisiz, görgüsüz, dahası saygısız,,en önemlisi de liyakatsiz…” dedi.
İşte Atalay’ın o yazısı;
Engellilik ‘kafa’da olursa
Engellilik problem değil Türkiye için... Eğitirseniz ve imkân verirseniz, bir anda“engel tanımaz”a dönüşüyor ve ülkenize büyük katkı sağlıyor... Yük olmuyor, yük alıyor...
Siyasette başarıdan başarıya koşuyor, iş dünyasında kazandırıyor... Hele sporda gururunuz oluyor... Son Londra Olimpiyatları’nda engellilerin, engelsizlerden iki katı fazla madalya kazanması da bunun en büyük göstergesi...
Engellilik, bir hastalık değil, rehabilitasyonla en büyük kazanım haline geliyor....Ya engel kafadaysa... İşte ne yazık ki, onun tedavisi yok...
***
Geçtiğimiz pazartesi günkü yazımızda Trabzon’da yapılacak Okul Spor Oyunları’nın organizasyonunun “o”sundan bile kimsenin haberi olmadığını söylemiş, bakanlığı, gerekli önemi vermediği için eleştirmiştik...
10 yılda yaptığımız organizasyonların dünyadaki en başarılısı olduğunu, bu sayede tesisler kazandığımızı, ülkemizin tanıtımına katkı sağladığını, ekonomiyi canlandırdığını ifade ettik...
Bakan’ın organizasyonlarda Hazırlık Düzenleme Kurulu oluşturup başkanlık etmesi gerektiğini, bunu yapmayarak görevini ihmal ettiğini ve suç işlediğini söyledik...
Bunların hiçbirine cevap alamadık, doğrusu da beklemiyorduk... Bir de baktık ki, aşağılardan, aşağılık bir mektup geldi... Vatan kurtaran adam önce Cumhurbaşkanımız’ın itibarını(!) kurtardı, sonra da, efendilerinin yalakalığına soyundu...
***
Adamı boşuna o göreve getirmediler, meğerse genç yaşta her türlü hizmeti yapabilecek bir kabiliyet keşfettiler... Sorgusuz sualsiz itaat, öfke saçma, kin kusma becerisi...
Beylere ne lazım; işinin ehli, öğrencilere spor yaptıracak, büyük organizasyon aldıracak ve yapacak adam... Eleştirenlere, saldırsın yeter...
Üstat Necip Fazıl, kendisini seviyesiz ifadelerle eleştiren bir gazeteciye, “Lağıma düşen bir yüzüğü kurtarmak nasıl bir zaruretse, senin çirkef seviyene inmek de mukaddes bir vazife haline geldi”, demişti...
Sen ey, illegal yollardan makam bahşedenlere diyet borcu ödemek için yalakalığa soyunan yaratık, başkanla tetikçi arasında fark vardır... Ayhan Pala’nın belge dolu ders veren açıklamasıyla, senin hezeyanın arasındaki fark kadar...
İkisi de bizim 2002 sürecinden sonra en büyük proje olarak kurduğumuz ve 25 milyon öğrenciye sunduğumuz Okul Sporları Federasyonu başkanlığı yapmış veya yapan isimler...
Birisi işinin ehli, tuttuğunu koparan, inandığını yapan, devamlı uluslararası organizasyon alıp ülkesini ve Trabzon’u yücelten bir adam... Öbürü, hiçbir geçmişi olmayan, torpille federasyon başkanı olan, müstemleke valisi gibi davranan, ilgisiz, bilgisiz, görgüsüz, dahası saygısız,,en önemlisi de liyakatsiz...
İkisi arasındaki fark, aynı zamanda bizim yönetim anlayışımızla, bugünkü yönetim kavrayışı arasındaki fark...
***
Şike, şiddet, yolsuzluk enkazı altında inim inim inleyen efendilerini kurtarmak varken önceliği bize vermiş olması, doğrusu gözlerimizi yaşarttı... Eline verilmiş metinle, nasıl da hemen bir site inşa etti... “Kılıç”a kelle uzatacak kadar sadakat, nerede görülmüş... Belki alçakla yükseklik karıştığı için kendi adını da yazamamıştır...
***
Sporun fair-play’i, öğrenci ahlakının ortalaması gereken okul sporlarının başında, müstehcen neşriyat kabul edilip poşete, oradan da çöpe gidecek ifadeler, nasıl da okullarla aynı kefeye konuyor...
Böyle bir adamı, bırakın okul sporlarının başına koymayı, o okulları, yeniden anaokulundan başlayarak bitirtmek lazım ki “kafa”dan engellilikten kurtulsun...
Bizim en büyük enkazımız, bugün övünerek açılan modern tesisler... Türkiye’nin itibarına tavan yaptıran organizasyonlar ve sportif yapılanmalar... Bir de illegal olarak oturtulduğun ve bizim de kurmakla övündüğümüz federasyon... Ama korkarız ki sayenizde ve efendilerinizin devrinde Okul Sporları Federasyonu, enkaza dönüşecek... “Engel tanımaz”larla gurur duyuyoruz, “kafa”daki ve “kafa”dan engellilere ise acıyoruz...
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.