Şampiyonluk için fedakarlık şart
Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Başer, 'Bir başkan gelsin, cebinden para versin ve takım şampiyon olsun' devrinin artık kapandığını belirterek, Bordo-mavili kulübün kendi gelirleriyle ayakta durması gerektiğini, bunun için de Başkan Nuri Albayra
Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Başer, 'Bir başkan gelsin, cebinden para versin ve takım şampiyon olsun' devrinin artık kapandığını belirterek, Bordo-mavili kulübün kendi gelirleriyle ayakta durması gerektiğini, bunun için de Başkan Nuri Albayrak'a ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Trabzonspor Dergisi'nin Ekim sayısına konuk olan yönetim kurulu üyesi Abdullah Başer, önemli açıklamalarda bulundu. Trabzonspor'a duyulan aşırı sevginin kulübe zarar verdiğini kaydeden Başer, kendilerinin sorumluluk makamında bulunan kişiler olarak imkan ve zamanları en rantabl şekilde kullanmaları gerektiğini belirtti. Trabzonspor'da, 'paralı bir başkan gelsin, cebinden para versin ve takımı şampiyon yapsın' anlayışının artık geride kaldığını savunan Başer, "Trabzonspor artık kendi gelirleriyle ayakta
kalabilmeli. Elimizde benzin istasyonu ve stat projesi var. Bunlar Trabzon'un kurtuluşu olan projeler. Bu projelerin gerçekleşmesi için de Başkanımız Nuri Albayrak'a ihtiyacımız var. Herkes biliyor, Türkiye'de bazı projelerin yapılması için belli güçlerin olması gerekir. Bizim en büyük gücümüz de Nuri Albayrak. Önümüzdeki dönem bu projeleri gerçekleştirmesi için başkanımıza büyük bir görev düşüyor. En iyi şekilde yapacağına olan inancımız sonsuz. Bu projeler hayata geçerse rakip kulüplerle ekonomik bazda
yarışma şansını yakalarız" dedi.
Trabzonspor'u geçmişte basamak olarak kullanan yöneticiler yüzünden 25 yıldır şampiyonluğun gelmediğini ileri süren Başer, "Trabzon'da herkes Trabzonspor'a odaklanmış durumda. Bu yoğunluk sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. Daha önce yöneticilik yaparken Trabzonspor'da görev almak çok büyük bir hedefti. 2005 yılında göreve geldiğimizde içimde bir ürperti, bir korku vardı. Çünkü Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinde yöneticilik yapacaktık. Bunun hakkını verebilecek miyiz endişe duyuyordum. Ancak
geldikten gördük ki, geçmişte Trabzonspor büyüklüğü kadar iyi yönetilmemiş. Kendi bünyesinden çıkardığı yöneticiler ise Türkiye'de önemli yerlere gelmiş. Bu kulübü yönetenlerin ideali Trabzonspor olmalı. Yöneticiler kulübü ikinci plana iterse sıkıntı doğar. Yöneticilik yapan insanlar Trabzonspor'u basamak olarak kullanırsa şampiyonluk da böyle 25 sene gelmez. Başarı için yöneticilerin kulübü basamak kullanmak yerine sırtına alması gerekir" ifadelerini kullandı.
"BAŞARILI OLUP OLMADIĞIMIZ ARALIK AYINDAKİ KONGREDE BELLİ OLACAK"
Aralık ayında yapılacak kongrede, yönetimin başarılı olup olmadığına delegenin karar vereceğini vurgulayan Başer, "Göreve geldiğimizde takım 11. sırada bulunuyordu. Gerçekten kulüp kötü bir süreçten geçiyordu. O şartlarda UEFA Kupası'na katılma başarısı gösterdik. O dönem için bu başarıydı. Ancak beklenen başarı değildi. Kentte beklenen şampiyonluktu. Ama 11. sıradan takımı alıp yukarılara taşımak da önemliydi. Bir sonraki sezon 4. haftada teknik adam değiştirmek ise talihsizlikti. Toplumun beklentisi şampiyonluktu. Onu yerine getiremedik. İnşallah bunu bu yıl gerçekleştireceğiz. Çok başarılı değiliz. Ama başarısız olduğumuza da inanmıyorum. Önümüzdeki Aralık ayında buna delegeler karar verecek" diye konuştu. Trabzonspor'un başarılı olabilmesi için kentteki herkesin ve her kesimin ortak bir paydada buluşmasının şart olduğunun altını çizen Başer, bu ortak noktanın Trabzonspor'un şampiyonluğu olduğunu söyledi. Şampiyonluk için sadece yönetimin yapacağı çalışmaların yetmeyeceğini belirten Başer, herkesin birlik olması gerektiğini, bu noktada taraftara da büyük görevler düştüğünü ifade etti.
Trabzonspor'a duyulan aşırı sevginin takıma zarar verdiğini savunan Başer, "Sivasspor maçında yaşanan olaylar, timsahın yavrusunu yiyerek sonra da gözyaşı dökmesine benziyor. Takımımız 1-0 galip. Ona olan aşkınızdan dolayı sahaya atlıyorsunuz. Zarar verip ondan sonra da gözyaşı döküyorsunuz. İşte Trabzonspor'u bu kadar sevmeyeceksiniz. Aşırı sevip ona zarar vermeyeceksiniz. Sevginin dengeli olması gerekir. Taraftara düşen görev bu. Sayısız başarıya imza atmış bir kulübün taraftarının aldığı kombine
bilete bakın, bir de geçen sene lige çıkmış Bursaspor'un sattığı kombinelere bakın. Eğer şampiyon olacaksak, sadece bu görev yönetimin değil. Hep beraber mücadele etmemiz gerekir" dedi. Sorumluluk makamında bulunan kişiler olarak mevcut imkanları ve zamanı en iyi şekilde kullanmaları gerektiğini ve bunu yaparken de önemli olanın hedefe varmak olduğunu dile getiren Başer, şöyle konuştu:
"Aralık ayına kadar ligde ilk ikinin içinde yer almayı planlıyoruz. Eğer hesaplarımız tutarsa sezon sonu itibariyle şampiyonluğun en büyük adayı olacağız. Bu yolda avantaj ve dezavantajlarımız var. Dezavantajları ortadan kaldırarak avantajları en iyi şekilde kullanmak yönetimin işi. Bunu yaparken bazı insanlar bizi eleştiriyor. Eleştirilerin yapıcılarına önem veririz. Kasıtlı olanları dikkate almayız. Düğünde mermi atanla, poligonla mermi atan arasında fark vardır. İki atıştan da ses çıkar. Düğünde
mermiyi insanlar sesinden dolayı atar. Tabancası ne kadar ses çıkarıyorsa hedefine o kadar yaklaşmıştır. Poligondaki ise sesinden dolayı değil hedefini vurmak için atar. Biz sorumluluk makamında olan insanlar olarak poligonda mermi atıyoruz. Mermimiz ve zamanımız kısıtlı. Onları en iyi ve rantabl şekilde kullanmamız gerekir. Dolayısıyla attığımız merminin sesi bizi ilgilendirmiyor. Önemli olan vurduğumuz hedeftir. Ama dışarıda bu işi çok iyi yapacağını söyleyen insanlar da düğünde mermi atıyor. Attıkları
mermi havaya gidiyor. Sadece ses çıkarıyorlar. İşte arasmak yerine sırtına almasımızdaki fark bu. Beklentimiz poligonda atış yaparken elimize vurulmaması. Trabzonspor için mücadele ediyoruz"
"TRABZONSPOR'UN ŞAMPİYONLUĞU İÇİN FEDAKARLIK YAPILMALI"
Trabzonspor'un başarısı ve şampiyonluğu için taraftara ve basına büyük görevler düştüğünü vurgulayan Başer, "Taraftar stada gelip takımını desteklemeli, ama hiçbir zaman verdiği 10 YTL bilet parası karşılığında 3 tane koltuğu söküp sahaya atma hakkını kendinde görmemeli. Bunun takımına destek değil, köstek olduğunu bilmeli. Takımını galip geldiği gün değil, mağlup olduğunda da desteklemeli. 3 hafta galip gelip bir hafta yenildiği zaman otobüsü taşlamamalı. Burada bir iki maç dışında destekleme şekli
düzensiz. Stadın her bölümünden farklı bir ses çıkıyor. Basına gelince Trabzon'da her 6 ayda bir kulübü kongreye zorlamamalı, iki maç kötü gitti mi teknik heyet ve yönetimi istifaya davet etmemeli. Yanlışları ortaya koyarak yol göstermelidirler. Sivil toplum kuruluşlarının ise bir araya gelmesi gerekir. Eski yöneticiler ve yönetici olmak isteyenler mevcut yönetimin ayağını kaydırmak için çeşitli entrikalar içine girmemeli. Sivasspor maçında çıkan olaylar üzerinde bir sürü yorumlar yapılıyor. Eğer bu olaylar 2-3 defa daha tekrarlanırsa kulübün şampiyonluğunu beklemek hayal olur. Trabzonspor, Sivasspor maçında çıkan olaylardan ötürü ceza almıştır. Bunun sorumlusu kimdir? Ceza için mücadelemizi veriyoruz. Hatta fazla verdiğimiz için eleştiriliyoruz da. Ama federasyon durup dururken bu cezayı bize vermedi. Pişmiş aşa su kattığımız için verdi. Yani bitmiş bir müsabakada yaptıklarımızdan dolayı. Herkes Trabzonspor'un başarısı için ne yapabilirim diye düşünmeli" ifadelerini kullandı.